Perşembe Mayıs 9, 2024

Türkiye'nin Well Strit Şehrini İşgal Et‏‏ / Ergün Aslan

Bir devrimciyi diğer görüşlerdeki insanlardan daha  insancıl kılan istisnalar kaydeyi bozmaz demesi değildir.

İstisnalar için gerekirse kendi kurduğunu da yıkıp yeniden yapmasıdır.

Bir rüyaydı bitti.

Türkiye'nin Well Strit Şehrindeki ABD halkı için Well Strit Şehrini işgal ruhunun yarattığı fakiriyle, zenginiyle... yan yana yürüyebileceğinin gerçekliği.

Bir rüyaydı bitti. 

Taşlarda yeniden yerine oturmaya başladı.

 

Yeniden Türkiye' nin Well Strit halkı patronlara, zenginlere...,  politik karar almayı ( ..... )  mecliste üstlere havele eden ( lere ) dayatmalara..., memleket için yerinde yönetimler ( ve yahutta  esas  köylü olması ) önemlidir  derken  parti içi yerel yönetimleri (ve yahutta  esası  )  hiçe sayan davranışlara  karşı ( ........ ) homurdanmaya  başladı. 

Yinede; 

 

Biz a politik proletarya köylüler en iyi teorinin  gıptayla bakılan, sürekli de alışkanlık haline getirdiğimiz  mücadelemiz ( -i ortaya çıkaran yaşantımızın ) içerisindeki  insanlarda çıkacağına inanmamıza rağmen  rüzgarımızın   nostaljisine kapılanlardan olmayarak o dönemi ve devrimci talillerini tartışmamız gerekirse ... 

Hani hatırlarsınız şu Türkiye'nin Well Strit'in şehrinde İşçi sınıfının Well Strit şehrini işgal et olayları yaşanmıştı.

Bu olaylardan sonra gördük ki öğretlemişler gibi tüm ABD' li devrimciler ABD' de artık her şey eskisi gibi olmayacak, a politik ABD halkı artık zulüm edenlere karşı susmayacak söylemlerine bürünmüş.

 

Peki gerçekten ABD' li devrimci yoldaşların yaptığı bu taliller doğru mu ?

Gelin bunun doğruluğunu derin teorik tartışmalara girmeye gerek görmeden dünya proletarya köylüsünün yaşadıkları tecrübeler içerisinde arayalım.

Ve bunu yaparken de çok uzağa gitmeye gerek görmeden şu ABD' nin İstanbul eyaletindeki Taksim Gezi Parkı olaylarına bakalım. Ardında da  Türkiye'nin ABD' li devrimcileri  (bu iş  türk işi, çin işi dercesine yaşarken bir tek savaş ilan etmediklerine  öldükten sonra kıymete bindirmeleri  gibi )  yayınlarında görmedikleri tamı tamına 90, evet yanlış duymadınız tamı tamına 90' nı, geçmiş tüm ülkelerde aynı dakikalarda bir ağızda bağırmış dünya proletarya köylüsünün demokratik istemli çığlığına bakalım. 

 

Ve ardında da bakalım ABD' deki devrimcilerde olduğu gibi oralardaki devrimcilerde taa..sınırları  aşan bu başkaldırışlar karşısında artık tüm dünya proletarya köylüsü içinde her şey eskisi gibi olmayacak diyerek uğrunda paneller, söyleşiler.... düzenlemişler mi?

Bakıyorum..Bakıyorum... ( http://burcaktv.blogspot.com.tr/p/link.html )

Yok. 

 

Sadece ABD' nin İstanbul eyaletine değil proletarya köylünün eylem otaya koyduğu 90 ülkeninde Troçkistlerine, Envercilerine, Maoistlerine, Anarşistlerine, lenistlerine......  bir  de  Sovyet tarzı sosyalizme inanmış Demokratik Halk Devrimi' ne inan insanlara bakmak istiyorum,  bakıyorum 

Yok.

 

ABD' deki gibi onlarda böyle şeyler yok.

Ne uğrunda paneller, söyleşiler...  düzenliyorlar ne de artık eskisi gibide her şey olmayacak söylemindeler. 

Eee.. öyleyse ne oldu da bu koca dünyada sadece Türkiye' de İşçi sınıfının  Well Strit Şehrini işgal olayları ardında ABD' li devrimciler böyle düşünüyorlar.

Elbetteki bunun tek bir cevabı var.

 

Ve bu cevapta ne :  17 - 18 yüzyılda başlayıp günümüze kadar süren  ( mülkiyetçi ) sosyo ekonomik yapının  Osmanlı ( mülkiyetsiz; sahip olunanın öldükten sonra devlete kaldığı ) sosyo - ekonomik yapısını bertaraf eden Avrupa sömürgeciliğinin sonucu olduğunu ne de Sömürgeciliğin sosyo – ekonomik yapısında doğan  sınıflarında  değişen üretim ilişklerine uygun olarakta artık yaşamın her alanı  (kolektifleri, siyaseti, talilleri, devrimin özelliğini.... )  kendi sınıflarının niteliğine uygun şekilde düzenleme mücadelesi verdiklerini  görmelerinden değildir.

 

Tam  tersine 

İbrahim Kaypakkaya nın  kapitalizmle bağı en az olan sınıf esastır talilini ister Mahirciler, ister Denizciler..., istersede İbrahim Kaypakkayacılar.... içselleştirememiş olmalarının  ortaya çıkardığı sorunları ( nı )  aşma çabalarına İşçi sınıfının Well Strit Şehri eylemleri  eşsiz bir fırsat verdiğinde  ABD' li devrimciler  Türkiye' nin Well Strit Şehrini işgal olaylarına daha sıkı sarıldılar.

 

 Türkiye' nin Well Strit Şehrini işgal olayları İşçi sınıfının eylemi olarak  orta çıkmasaydı.

  1. Türkiye' nin  ABD li devrimcileri toplumsal siyaestte belirgin olarak ortaya çıkan  sınıfların,azınlıkların... ( sömürgeciliğin etkisiyle ) yaşanılan sosyo -ekonomik yapının  ön plana çıkardığı davranışlar olduğu sonucuna ulaşmaları kaçınılmaz olarak karşılarına çıkacaktı.

 

  1. Uzun yılardır da ihtiyaç duydukları pozitif kadro ihtiyaçlarını da bu sosyo ekonomik yapının ön plana çıkardığı kesimlerde karşıladıklarını fark edeceklerdi.

 

3)Bu   kadrolarında  kozmopolitik yapısı göçmen işçilerle değişmemiş şehirlerde esas olması gereken yerel ( ücretli -ücretsiz ) köylülerle - yerel işçilerle  karşılaşınca da esas olabilmeyi fakir olmanın yeterli ve asli  kriterleri olması gerektiğini içeren yazılara, talillere girişmeyeceklerdi.

 

4) Giriştikleri  yazılarının, talillerinin doğruluğunu ispatlanmak uğruna da kapitalist üretim ilişkisi içerisindeki   yerel işçilerin , yerel ücretli köylülerin  miktarını işçi sınıfını artırma uğruna kullanmayacaklardı. 

5) Kullanmayla da  çeşitliği artan işçinin yürek sızlatan hallerini yanlışlıklarını inkar etme uğruna heba etmeyeceklerdi..

 

6) Asıl ve asıl gerçekte  Türkiye' nin Well Strit Şehrini işgal olayları İşçilerin eylemi olarak  orta çıkmasaydı ABD' li devrimciler aslında dillerine doladıkları ( sözlük anlamıyla  doğru olsa da lakin ki halkın algısında Bolşevik partiliği ifade eden ) ayaklanmacı,  ihtilalci  ifadelerin terk ettikleri  feodal toplumun örgütsüz baş kaldıramayacağını ispatlayan  Şehbetrettin, Köroğlu, Dadaloğlu....  destanlarının yerini aldıklarını  göreceklerdi. 

 

Bunları göremediklerinden   ( belkide gördüklerinden)  gördüklerine karşı  miktarınıda artırdıkları işçi sınıfının söylemlerine bürünerek şehirlerden köylere yakılacak ateşin  içsel, dışsal sorunları da  aştırabileceğini zannetmiş olmalılarki Türkiye'nin ABD li devrimcileri dünyanın hiç bir yerinde olmadığı kadar işçi sınıfının Well Strit Şehrini işgal et eylemine sarıldılar.

 

Lakinki devrimi birincil hale getirmiş hiç bir toplumda esas siyasi iktidar (lar) ı ele geçirmeden de durmaz. 

Durmayacakta.

Yerel kolektiflerde tüm iktidar kırlara. 

89538

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

Sayfalar