Pazartesi Mayıs 20, 2024

Uluslararası İşçi Sınıfı İçin Büyük Bir Kayıp! Jose Maria Sison'u Sonsuzluğa Uğurladık

Filipin Komünist Partisi'nin (FKP)  kurucu önderi, Yeni Halk Ordusu (YHO) ve Filipin Ulusal Demokratik Cephe'nin (FUDC) danışmanı ve  Uluslararsı Halkların Mücadele Birliği'nin (ILPS) kurucularından ve başkanı, Filipin proletaryasının ölümsüz militanı Jose Maria Sison'u (yoldaşlarının Joma'sı) 16 Aralık 2022 tarihinde kaybettik.

1939 doğumlu Yoldaş Sison, 1961 yılından beri aktif mücadele içindeydi. 1968 yılında FKP'nin kuruluşuna teorik ve pratik önderlik etti. Kuruşçev revizyonizmi ve anti-ML düşüncelere karşı kararlı bir mücadele yürüttü ve Marksizm-Leninizm-Maoizmin yolundan asla sapmadı.

FKP, kurulduğu günden itibaren silahlı mücadele veriyor. Kısa sürede Parti, işçi sınıfı ve köylüler arasında büyük bir sempati topluyor ve kitleselleşiyor. Kırsal alanda gerilla savaşına köylüler katılıyor ve geniş bir alana yayılıyor. İlk başlarda Sison gerilla birlikleri içinde yer alıyor ve gerilla savaşına önderlik ediyor.

Filipin burjuvazisinin ve emperyalistlerin bir numaralı düşmanları arasında yer alan Sison, buna karşın, Uluslar arası proletarya ve ezilen halkların ve ezilen ulusların dostu, Uluslararası Komünist Hareket (UKH) içinde en etkin ve sevilen bir simaydı. Yaşamı boyunca UKH'in birliği için mücadele etmiştir.

ABD emperyalist devleti, onu 2002 yılında “uluslararası aranan terörist”lerden biri “ilan” etti. Bu nedenle de Hollanda dışına çıkamıyodu. Filipin burjuvazisi için o en tehlikeli  “düşmandı”. 7 yılı aşkın bir süre cezaevinde esir kaldı. İki yılı aşkın bir süre tek hücreli ve ranzaya bağlı olarak tutuldu. Ama o pes etmedi ve çıktığında aynı şekilde yoluna devam etti ve burjuvazi, FKP ile “ateşkes” anlaşmalarında, FKP adına onu muhattap almak zorunda kaldı.

60 yılı aşkın aktif mücadele veren Sison, Filipin işçi sınıfı ve emekçiler için çok önemli bir komünist kişilikti. Bu nedenle de, FKP her zaman güçlü bir kitle partisi olarak mücadelesinin sürdürdü. FKP, kendi bağımsız adaylarla parlamenter seçimlere katıldı ve seçildi. Büyük şehirlerde güçlü kitle örgütleri var. Aynı zamanda en güçlü kadın örgütlenmesine sahiptir.

FKP bir taraftan gerilla mücadelesine devam ederken, bir yandan da gelişen işçi sınıfı içinde ve şehirlerde ciddi örgütlenmelere sahip bir partidir. Hiçbir mücadele biçimini reddetmeyen FKP, burjuvazi karşısında sosyalist alternatifin temsilcisi olarak mücadelesinin sürdürüyor. Filipin burjuvazisinin tüm saldırılarına karşı, o doğru taktiksel mücadeleler ile bu saldırıları boşa çıkarmasını bildiği gibi, burjuvazi her fırsatta “FKP'ye “ateş kes” çağrıları yapmıştır. Ancak, “ateşkes” anlaşmalarını ilk bozan yine Filipin devleti olmuştur.

Yoldaş Sison ile ilk tanışmam Hollanda'da 1997 yılında ILPS'in kuruluş çalışmaları içinde olmuştur. Oldukça mütevazi bir yoldaştı. Ancak, ILPS'in kuruluş sıralarında tartışmalarımız da oldu. Ama o hep güler yüzlü bir insandı ve FKP, uluslararası gücünü ve prestijini diğer örgütlere karşı kullanmazdı.

O'nun 60. yaş gününü, Utrechte'ki FUDC'nin bürosunda, bir çok uluslarası örgütlerden yoldaşların katılımıyla birlikte kutladık. Daha sonra da bir çok uluslararası toplantılarda birlikte yer aldık. O, benim gözümde, Asyalı komünistlerin güler yüzlü mütevaziliğin ve proleter militanlığın örnek bir temsilcisiydi.

Yoldaş Jose Maria Sison; UKH ve Uluslar arası proletaryanın unutulmaz komünistleri arasında yerini hep koruyacaktır.  Filipin proletaryası ise onun yolundan giderek sosyalizmin bayrağını Filipinlere dikecektir. 18.12.2022

2286

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Yusuf Köse

Kürt krallığı için mi Halepçelerde öldüler ?

 

            Gazeteler geçenlerde Mesut Barzani ile Celal Talabani'nin İstanbul'daki mülklerini sıralayınca, Halepçe'de soykırıma uğratılan Kürtler geldi gözümün önüne.

Devrim Bir Maceradır

Devrim bir maceradır. Kayıtsız kuyutsuz, şartsız koşulsuz, sorgusuz sualsiz devrim denen bir deryanın içine atmaktır kendini devrimcilik. Geriye bakmadan, arkada kalanları kara kara düşünmeden, hep ileriye yönelmektir devrimcilik.

Geceyi gündüze, yeri geldiğinde gündüzü geceye çevirmektir, yarınların getireceği yakıcılığı düşünerek, devrim denen maceranın içine hesapsızca atılmaktır devrimcilik.

Kürt siyasetinin kurtlarla bitmeyen dansi

Bir halk için tarih tekerrür ediyorsa, bu o halkın tarihten ders çıkarmadığını gösterir ki, vay o halkın haline. Burada kastedilen elbette halkın kendisi değil önderleridir. Kürtler de, önderleri tarihten pek ders çıkarmayan talihsiz bir halktır. Kürt önderleri yüz yıldan beri Türk devlet yöneticileriyle diyalog kurmaya çalışmış ama hep hüsrana uğramışlardır. Hatırlanacağı gibi daha birkaç ay önce devletle müzakere havası esiyordu Newroz' un barış güvercinleri uçurulan Kürt semalarında. Şimdi ise bir ümitsizlik rüzgârı esmekte halaylar çekilen o meydanlarda.

On’ların Öğrettiği

birer birer, biner biner ölürüz

yana yana, döne döne geliriz

biz dostu da düşmanı da biliriz

vurulup düşenler darda kalmasın…//

çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı

çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum…

sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata…”[1

 

Yukarıdaki dizeler Orhan Kotan’ın, Diyarbakır Zindanı’nda kaleme aldığı “Gururla Bakıyorum Dünyaya”sındandır; yazmaya gayret edeceklerimin özetidir sanki…

Aysel Tuğluk ve ekrad-i bi idrak

Fazla söze gerek yok.2007’de Kemalist bürokrasinin yaklaşan tasfiyesini öngöremeyip “Kurtarıcı motif, tarihsel imge Mustafa Kemal ve onun tarihsel eylemselliğinin büyüklüğü kendisini gösterdi ve gösterecek. O bir mucizedir, ölümsüzdür. Uluslaşmada temel direktir.

BAŞKALDIRININ -ÖN- DEĞERLENDİRİLMESİ[*]

“Ve bizim bir haziranımız

Bir yıl kadar yetecektir dünyaya

Çünkü yoğun ve ateşle yaşanmış

Çünkü ellerimiz, başımız ve kanımız

Hayasız pençelerini kokuyla gizleyen

Bir olgu olmayacaktır sana

Ölülerimiz toplanacaktır

Doldurulan bir kıyı gibi.”[1]

 

Erdem Aksakal’ın, “2011 yapımı ‘Ya Sonra’ filmine, Özcan Deniz aşkını şu sözlerle anlatarak başlar. ‘Masallar neden en güzel yerinde biterler? Sonra ne olur bilinmez. Biz de masallara göre sona geldik. Peki ya sonra?’

KENTİ (YOKSULLARINDAN) “TEMİZLEMEK”…[1]

“Ahlâk ve para aynı çuvala girmez.”[2]

Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım, bugün İstanbul’un en “in” mekânlarından sayılan Erenköy-Göztepe arasında geçti. O yıllarda İstanbul’un tartışmasız bir numarası Teşvikiye- Nişantaşı-Osmanbey karşısında biraz “ikinci sınıf” sayılan, ancak “sayfiye” olarak muteber, bizim gibi yaz-kış kalanların hafiften “taşralı” muamelesi gördüğü, ama geceleri Bağdat caddesinde “anahtar teslim”ine yarıştırılan lüks, spor arabalara bakıldığında, geleceğinin “parlak” olduğunu sezdiren, üç katlı apartmanlar diyarı…

KÜRDİSTAN ULUSAL KONGRESİ VE BDP’NİN TÜRKİYELİLEŞME SİYASETİ

Herşeyin içinin boşaltılarak hızla tüketildiği bir çağda yaşıyoruz. Post-modern bir cehalet her yanımızda. Düşüncelerimizin, yaşamlarımızın, ilişkilerimizin, eğitimlerimizin hatta gıdalarımızın içi boşaltılmış ve global ekonomik sistemin ihtiyacına göre yeniden düzenlenmiş durumda. Wachowski Kardeşlerin unutulmaz filmi Matrix’te anlatılan insanı metalaştıran sanal düzenin bir benzeri hepimize dayatılmış.

ANNEME İnci Taneme

“Bu akşam, annem kamerada seninle konuşmak istiyor” diye mesaj geldi erkek kardeşim Nuri’den. Bir arkadaşa misafirliğe gidecektik. Erteledik. Bilgisayarın başındaki yerimizi aldık.  Ben, Nuran ve Ezgi… Ekranın gerisinde annem ve kardeşlerim… Selamlaşıyoruz. Annemin gözlerindeki mutluluk tarif edilir gibi değil. Yüzünde bir çocuk sevinci.  

“Nasılsın anne, nasılsın babaanne?”

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!! Hasan Aksu

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!!

OLASI BİR YAĞMA SAVAŞI ve “ÜÇ VAKTE KADAR”

 

Sayfalar