Pazar Mayıs 5, 2024

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-2



Yel Degirmenlerine Karsi Savasa Katil; Akima kapilma:Atomu Parcalayacagiz-2

DHF Cevresindeki arkadaslarin 'Cok Partili Sosyalizm' tartismalarina bir katki olarak yayinladigimiz makaleminizin ikinci kismini yayinliyoruz 


''Bu sentezin bağlantılı bir parçası olarak Bob Avakian, komünist hareket içerisindeki entelektüellere yönelik var olan – onları sadece bir problem olarak gören ve entelektüellerin bu zengin sürece katkıda bulunabilmelerinin yollarını (ki bu yolla bir bütün toplumdaki insanlar gerçeği daha derin olarak anlamaya ve komünizm güzergahında gerçeği dönüştürmek noktasındaki giderek bilinçli bir mücadeleyi sürdürme yeteneğini elde etmeye başlayacaklar) tam anlamıyla tanımayı başaramayan – tek yanlı anlayışı eleştirdi.''

Bob Avaikan, Yeni Sentez


Avaikan -ki kendisi de bir aydindir- Sosyalizmde bireyin-aydinlarin Sosyalizmin ideolojik ufkunda genislemeye yol acacagini, ona ozel bir yer ve onem verilmesini savunuyor....

Bu gorus Sosyalizmin liberalize edilmesinin onun acan tehlikeli bir gorustur...

Evet,onderimiz Marks ve Engelsde bir aydindi...Marksizm o beyinlerden cikti...Bu dogaldir da felsefe ilkonce egitimli beyinlerin sorunudur; en azindan bilimsel felsefe soz konusu ise...

Ama Avikanin gormedigi ve Maoda yanlis kavradigi ve aslinda Maoda olana karsi ciktigi nokta; aydin beyninin iki siinifin etkisi altinda oldugu ve marks ozgulunde proleterya ureten beyinden, daha cok olarak; sinifli toplumun bir gercegi olarak, aydin beyni daha yaygin olarak burjuvazi de uretmektedir....

Bu bir paradokstur...Hem aydinlara ihtiyac duyma, hem de aydinlardan cekinme celiskisidir bu...

Meseleye genel bir aydin kavrami ile bakmak sorunludur. Aydin kavrami sorunlu bir kavramdir. Neye gore aydin, kime gore aydin sorulariyla birlikte bakmayip, soyut bir aydin tanimi ile bu meseleye yaklasmak, cizgimize  her turlu oportunizmin sizmasi tehlikesine yol acacaktir.

Bir aydin Komunizmin Programini benimsemisse, Proleteryanin saflarindaysa, artik zaten o bir aydin degil, bir komunisttir. Komunist Hareket, uyelerinin isci ya da aydin kokenli olmasina bakarak bir tanimlama getirmez. Ideolojik ve politik olarak sinif mucadelesi icinde durdugu yer ile ele alinir bireyler. Ornegin Marks, Engels aydin kokenli olmalarina ragmen bir Komunist, ve hatta Komunist ideolojinin ogretmenleri, yaraticilaridir.

O halde aydin tanimi ve birey sorunu, tam da Proleter ideolojinin disinda duran, sinif mucadelesinde Proleteryanin saflarinda degil, burjuvazinin saflarinda duran, aydin beyninin burjuvaziden etkilenmis durumlari icin dusunulen ve ele alinmasi gereken bir kavramdir.

Aydin tanimina bu sinifsal pencereden bakilmazsa, aydin olmaya sinif mucadelesinin her stratejik asamasinda, Devrimin her temel donemecinde aldigi somut rol, canli hayat icindeki konumu ile birlikte dusunulmezse, bir donem icin aydin olanin, devrimin bir sonraki donemi icin neden gerici, hatta gericiligin cisimlestigi en berrak rol oldugu konusu anlasilmaz.

Ornegin Rus Demokratik Devriminde , ozu bir Aydin Sosyalizmi olan Mensevizm;  Burjuva Demokrat, Burjuva Reformist cizgisiyle sinirli da olsa bir aydin tavrinin cisimlesmis bicimidir. Mensevikler Teorik Sosyalizmin, ama Pratik Karsi-Devrimin, Sosyalizme sinirli burjuva aydin ufku ile yaklasimin berrak bir ifadesidir...Demokratik Devrimde sinirli da olsa-Yeni Tipteki Proleter Devrimin bu ilk asamasinda- oynadigi ilerici rol ile burjuva aydinlanmaci Sosyalizm kafasi; ama cok zaman gecmeden bu kez Ekim Devrimi ve Isci Iktidarina karsi, elde silah Carin Beyaz Muhafizlarina katilmaktan da geri durmadilar.

Demek ki bir donemi icin, Cara-Monarsiye karsi sinirli da olsa, goreli ilerici bir rol oynayan Aydin Sosyalizmi, cok gecmeden, bir sonraki donem icin-Isci Iktidarina karsi tam ve acik tarzda Karsi-Devrimci bir rol oynayabilmektedir.

O halde aydin kavramina sinifsal icerigi ve her donem aldigi rol ile somut pratigi icinde yaklasmaz da, genel ve soyut bir aydin kavrami ile yaklastigimizda, Komunizm Programinin uygulanmasinda, ozellikle Sosyalist Insaa sonrasi surecte sekillenen Yeni Burjuvazinin nerde ve ne sekilde cisimlestigi konusunda hem bir fikrimiz olmaz, hem de ona karsi mucadele bilincimizde eksilme olur.

Dikkat edin!...Stalin sonrasi Kruscev-Brejnev Modern Revizyonizm surecinde, Parti ve Devlet Burokrasisi ile catisir gozuken aydin ideolojisi, aslinda Burokrat Burjuvazi ile Liberal birey burjuvazisi arasindaki celiskidir...Bunlarin sinifsal ozu ayni olmasina ragmen-Burjuvazi-aralarindaki mesele; Burjuva cizginin daha Liberalize edilmesi ya da daha kati devletci tarzda uygulanmasi celiskisiydi...Ama oz olarak her iki burjuva cizgide Sosyalizmin tasfiyesi uzerine oturmustu...Yani Sosyal-Fasizme karsi, Liberalizasyon; Burokrat Burjuvazi ile Liberal Burjuvazi arasindaki celiskidir ortada olan...Burda Burokrat Burjuvaziyi gormek, ama Liberal Burjuvaziyi gormemek; Sosyal-Fasizmi gormek, ama acik Liberal Kapitalist cizgiyi gormemek; ya da sinifsal konumlanisimizi bu her iki gericilikten birinin yani olarak tanimlamak Komunizm Programindan ve Proleterya siyasetinden tam bir kopustur...Cunku ortada olan kavga tamda devlet ve parti iktidarini ele gecirmis Burokrat-aydin cizgi ile, Liberal-birey aydin arasindaki bir liberalizasyon kavgasidir...Mensevizmdir ortada kavga eden; Mensevizmin resmi ve svil gucleri arasindaki bir kavgadir; Proleterya ile Revizyonizm arasindaki kavga degil.


Bu acidan aydin dedigimizde, tamda beyinde burjuva cizginin hakim oldugu bir entellektuelizmi tarif ettigimizi unutur ve Sosyalizmde burjuva-aydina yer acmak kavramini, bu sinifsal temeli disinda dusunursek, yapacagimiz sey ,aslinda Mensevizme, Mensevik bireye yer acmak olacaktir.

Oysa Maoizm bunun tam tersine dayanmaktir.


Mao da ornegin meshur ''yuz cicek acsin yuz fikir akimi yarissin' felsefesi, avikanin savundugu temelde degil; ama tersine; 'yuz cicek acsin ki halk zehirli otlarin ayrimina varsin' temelinde dogmus bir felsefedir..

Yani aydinlara yer acma, onlari one cikarma, ve onlara dayanmak degil; tersine kitlelere dayanma, iscilere dayanma, ve kucuk burjuva aydinlarla acik bir hesaplasma ve mucadele cagrisidir yuz cicek acsin felsefesi....

Cunku sosyalist insaadan sonra aslinda esas savas, zihindeki burjuvazi ile, aydin zihni ile,kucuk uretimin yarattigi kucuk uretim zihniyle mucadeleye dayanmaktadir..

Avaikan aydinda ileri olani goruyor,ama onda gerici olani gormuyor...sinifa-kitlelere dayanmayi degil; aydinlara dayanmayi esas aliyor..bu ise marksizmden bir kopus noktasidir avikan icin...

Elbette bu sapma, kendini gelistirdiginde sosyalist ufkun gelismesi adina; aydinlara ozel bir statu ve hatta cok partili sosyalizm gibi mensevik felsefenin gelismesine yol acacaktir..

Her ne kadar avikan bugun cok siddetli temelde cok partili sosyalizm anlayislarinin revizyonizm oldugunu savunsa da; kendi su andaki sapmasinin, gelismis halinin cok partili sosyalizmin felsefi temeli oldugunu goremiyor,ya da goruyor,ama bugun geri cekilerek,cok partili sosyalizme giden yolun felsefi temelini MLM cizgide acmaya calisiyor...

Avaikan'in Sosyalist insaa sureci ile, Sosyalizmin ust asamasi surecini birbirine karistiriyor.

Ozellik Sosyalist Ekonominin canlanmasi surecinde, Kapitalizme zorunlu-taktik-sinirli geri donme politikasi olarak NEP sureci, tam da Avaikan'in aydin-bireye, onun entellektuel bilincine Sosyalizmde yer acmanin somut bir donemidir. Lenin onderliginde baslatilan bu cok sinirli-taktik Kapitalizme yer acmak politikasi, tam da Avaikan'in Sosyalist ufkun, somut olarak Sosyalist Ekonominin gelisip guclenmesinde aydinlara, entellektuellere, teknik uzmanliga dayanmak surecidir...Ama bunu SOSYALIST INSAA surecinin, taktik, cok sinirli bir donem icin siyaseti olarak ele almak yerine.....Genellestirmek, bir starteji haline getirmek...ve de...SOSYALIST INSAANIN TAMAMLANDIGI, SOSYALIZMIN UST ASAMASININ Politikasi haline getirirsek; o zaman bu Komunizm Programinin tum sureclerini ve onun tum politikalarini birbirine karistirmak; yeni bir Revizyonizmi MLM cizgiye sokmak olur.

Cunku zaten bizzatihi Sosyalizm doneminin basat politikas;i Parti, Devlet ve halk icinde gizlenmis Liberal birey-aydin ve burokrat yeni burjuvaziye karsi bir zihin, bir kultur, bir yeni sinif devriminin ana akim oldugu bir donemdir.

Aydinlarin teknik zekalari, entellektuel zekalarindan Komunizm Programinin uygulanmasi icin yararlanmak ile; Sosyalizmin kurdu birey-aydin Liberalizmine parti ve sinif icinde yer acmak, ona statu kazandirmak arasinda devasa bir fark vardir...Burda tartisilan aydin zaten Komunizm Programinin uygulanmasina teknik, entellektuel zekasiyla katkida bulunan, ufkumuzu gelistiren aydinsa; dedigimiz gibi, o zaten bir aydin degil, Komunizmin bir savascisidir...Ama burjuva-aydin olarak, aydin kavramini ele almaz ve bireyin rolune bu temelde yaklasmazsak, o zaman ne 'Yuz cicek politikasi'ndan, ne de Kultur Devrimlerinden birsey anlamamis oluruz....Cunku Kultur Devrimi hem burokrat yeni Parti ve Devlet Burjuvazisine, hem de Halk icinde gizlenen Liberal birey-aydin ideolojisne karsi Proleter Devrimler zincirinin ilk adimidir...Bunu gormemek, sadece Burokrat Burjuvaziyi gormek, Kultur Devrimlerinden birsey anlamamaktir....Unutmayin "Yuz cicek acsin ki Halk zehirli otlarin farkina varsin'' Politikasidir Maoizmde olan; Yuz cicek acsin gul gibi gecinsinler degil!!!....Var olan bir sinif savasidir; sinif uzlasmasi degil!

Aydin kokenli bir felsefeci, komunist bir yoldasin sozlerini ekleyerek bitirelim;...''Avakian'ın yeni diye ortaya koyduğu herşey 60'ların Fransız sol felsefe modalarından, özellikle de Althusser'den alıntı gibi görünüyor. Althussercilikle paralel görüşleri izleyerek proletaryanın öncülüğünü de çaktırmadan buharlaştırıyor''...

 

Devam edecek bu yazi dizisi.

 

http://dino-ibrahim.blogspot.nl/

96847

İbrahim Dinç

Site yazarlarımızdan olup teorik ve politik yazılar yazmaktadır.

İbrahim Dinç

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Sayfalar