Cumartesi Mayıs 4, 2024

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-2



Yel Degirmenlerine Karsi Savasa Katil; Akima kapilma:Atomu Parcalayacagiz-2

DHF Cevresindeki arkadaslarin 'Cok Partili Sosyalizm' tartismalarina bir katki olarak yayinladigimiz makaleminizin ikinci kismini yayinliyoruz 


''Bu sentezin bağlantılı bir parçası olarak Bob Avakian, komünist hareket içerisindeki entelektüellere yönelik var olan – onları sadece bir problem olarak gören ve entelektüellerin bu zengin sürece katkıda bulunabilmelerinin yollarını (ki bu yolla bir bütün toplumdaki insanlar gerçeği daha derin olarak anlamaya ve komünizm güzergahında gerçeği dönüştürmek noktasındaki giderek bilinçli bir mücadeleyi sürdürme yeteneğini elde etmeye başlayacaklar) tam anlamıyla tanımayı başaramayan – tek yanlı anlayışı eleştirdi.''

Bob Avaikan, Yeni Sentez


Avaikan -ki kendisi de bir aydindir- Sosyalizmde bireyin-aydinlarin Sosyalizmin ideolojik ufkunda genislemeye yol acacagini, ona ozel bir yer ve onem verilmesini savunuyor....

Bu gorus Sosyalizmin liberalize edilmesinin onun acan tehlikeli bir gorustur...

Evet,onderimiz Marks ve Engelsde bir aydindi...Marksizm o beyinlerden cikti...Bu dogaldir da felsefe ilkonce egitimli beyinlerin sorunudur; en azindan bilimsel felsefe soz konusu ise...

Ama Avikanin gormedigi ve Maoda yanlis kavradigi ve aslinda Maoda olana karsi ciktigi nokta; aydin beyninin iki siinifin etkisi altinda oldugu ve marks ozgulunde proleterya ureten beyinden, daha cok olarak; sinifli toplumun bir gercegi olarak, aydin beyni daha yaygin olarak burjuvazi de uretmektedir....

Bu bir paradokstur...Hem aydinlara ihtiyac duyma, hem de aydinlardan cekinme celiskisidir bu...

Meseleye genel bir aydin kavrami ile bakmak sorunludur. Aydin kavrami sorunlu bir kavramdir. Neye gore aydin, kime gore aydin sorulariyla birlikte bakmayip, soyut bir aydin tanimi ile bu meseleye yaklasmak, cizgimize  her turlu oportunizmin sizmasi tehlikesine yol acacaktir.

Bir aydin Komunizmin Programini benimsemisse, Proleteryanin saflarindaysa, artik zaten o bir aydin degil, bir komunisttir. Komunist Hareket, uyelerinin isci ya da aydin kokenli olmasina bakarak bir tanimlama getirmez. Ideolojik ve politik olarak sinif mucadelesi icinde durdugu yer ile ele alinir bireyler. Ornegin Marks, Engels aydin kokenli olmalarina ragmen bir Komunist, ve hatta Komunist ideolojinin ogretmenleri, yaraticilaridir.

O halde aydin tanimi ve birey sorunu, tam da Proleter ideolojinin disinda duran, sinif mucadelesinde Proleteryanin saflarinda degil, burjuvazinin saflarinda duran, aydin beyninin burjuvaziden etkilenmis durumlari icin dusunulen ve ele alinmasi gereken bir kavramdir.

Aydin tanimina bu sinifsal pencereden bakilmazsa, aydin olmaya sinif mucadelesinin her stratejik asamasinda, Devrimin her temel donemecinde aldigi somut rol, canli hayat icindeki konumu ile birlikte dusunulmezse, bir donem icin aydin olanin, devrimin bir sonraki donemi icin neden gerici, hatta gericiligin cisimlestigi en berrak rol oldugu konusu anlasilmaz.

Ornegin Rus Demokratik Devriminde , ozu bir Aydin Sosyalizmi olan Mensevizm;  Burjuva Demokrat, Burjuva Reformist cizgisiyle sinirli da olsa bir aydin tavrinin cisimlesmis bicimidir. Mensevikler Teorik Sosyalizmin, ama Pratik Karsi-Devrimin, Sosyalizme sinirli burjuva aydin ufku ile yaklasimin berrak bir ifadesidir...Demokratik Devrimde sinirli da olsa-Yeni Tipteki Proleter Devrimin bu ilk asamasinda- oynadigi ilerici rol ile burjuva aydinlanmaci Sosyalizm kafasi; ama cok zaman gecmeden bu kez Ekim Devrimi ve Isci Iktidarina karsi, elde silah Carin Beyaz Muhafizlarina katilmaktan da geri durmadilar.

Demek ki bir donemi icin, Cara-Monarsiye karsi sinirli da olsa, goreli ilerici bir rol oynayan Aydin Sosyalizmi, cok gecmeden, bir sonraki donem icin-Isci Iktidarina karsi tam ve acik tarzda Karsi-Devrimci bir rol oynayabilmektedir.

O halde aydin kavramina sinifsal icerigi ve her donem aldigi rol ile somut pratigi icinde yaklasmaz da, genel ve soyut bir aydin kavrami ile yaklastigimizda, Komunizm Programinin uygulanmasinda, ozellikle Sosyalist Insaa sonrasi surecte sekillenen Yeni Burjuvazinin nerde ve ne sekilde cisimlestigi konusunda hem bir fikrimiz olmaz, hem de ona karsi mucadele bilincimizde eksilme olur.

Dikkat edin!...Stalin sonrasi Kruscev-Brejnev Modern Revizyonizm surecinde, Parti ve Devlet Burokrasisi ile catisir gozuken aydin ideolojisi, aslinda Burokrat Burjuvazi ile Liberal birey burjuvazisi arasindaki celiskidir...Bunlarin sinifsal ozu ayni olmasina ragmen-Burjuvazi-aralarindaki mesele; Burjuva cizginin daha Liberalize edilmesi ya da daha kati devletci tarzda uygulanmasi celiskisiydi...Ama oz olarak her iki burjuva cizgide Sosyalizmin tasfiyesi uzerine oturmustu...Yani Sosyal-Fasizme karsi, Liberalizasyon; Burokrat Burjuvazi ile Liberal Burjuvazi arasindaki celiskidir ortada olan...Burda Burokrat Burjuvaziyi gormek, ama Liberal Burjuvaziyi gormemek; Sosyal-Fasizmi gormek, ama acik Liberal Kapitalist cizgiyi gormemek; ya da sinifsal konumlanisimizi bu her iki gericilikten birinin yani olarak tanimlamak Komunizm Programindan ve Proleterya siyasetinden tam bir kopustur...Cunku ortada olan kavga tamda devlet ve parti iktidarini ele gecirmis Burokrat-aydin cizgi ile, Liberal-birey aydin arasindaki bir liberalizasyon kavgasidir...Mensevizmdir ortada kavga eden; Mensevizmin resmi ve svil gucleri arasindaki bir kavgadir; Proleterya ile Revizyonizm arasindaki kavga degil.


Bu acidan aydin dedigimizde, tamda beyinde burjuva cizginin hakim oldugu bir entellektuelizmi tarif ettigimizi unutur ve Sosyalizmde burjuva-aydina yer acmak kavramini, bu sinifsal temeli disinda dusunursek, yapacagimiz sey ,aslinda Mensevizme, Mensevik bireye yer acmak olacaktir.

Oysa Maoizm bunun tam tersine dayanmaktir.


Mao da ornegin meshur ''yuz cicek acsin yuz fikir akimi yarissin' felsefesi, avikanin savundugu temelde degil; ama tersine; 'yuz cicek acsin ki halk zehirli otlarin ayrimina varsin' temelinde dogmus bir felsefedir..

Yani aydinlara yer acma, onlari one cikarma, ve onlara dayanmak degil; tersine kitlelere dayanma, iscilere dayanma, ve kucuk burjuva aydinlarla acik bir hesaplasma ve mucadele cagrisidir yuz cicek acsin felsefesi....

Cunku sosyalist insaadan sonra aslinda esas savas, zihindeki burjuvazi ile, aydin zihni ile,kucuk uretimin yarattigi kucuk uretim zihniyle mucadeleye dayanmaktadir..

Avaikan aydinda ileri olani goruyor,ama onda gerici olani gormuyor...sinifa-kitlelere dayanmayi degil; aydinlara dayanmayi esas aliyor..bu ise marksizmden bir kopus noktasidir avikan icin...

Elbette bu sapma, kendini gelistirdiginde sosyalist ufkun gelismesi adina; aydinlara ozel bir statu ve hatta cok partili sosyalizm gibi mensevik felsefenin gelismesine yol acacaktir..

Her ne kadar avikan bugun cok siddetli temelde cok partili sosyalizm anlayislarinin revizyonizm oldugunu savunsa da; kendi su andaki sapmasinin, gelismis halinin cok partili sosyalizmin felsefi temeli oldugunu goremiyor,ya da goruyor,ama bugun geri cekilerek,cok partili sosyalizme giden yolun felsefi temelini MLM cizgide acmaya calisiyor...

Avaikan'in Sosyalist insaa sureci ile, Sosyalizmin ust asamasi surecini birbirine karistiriyor.

Ozellik Sosyalist Ekonominin canlanmasi surecinde, Kapitalizme zorunlu-taktik-sinirli geri donme politikasi olarak NEP sureci, tam da Avaikan'in aydin-bireye, onun entellektuel bilincine Sosyalizmde yer acmanin somut bir donemidir. Lenin onderliginde baslatilan bu cok sinirli-taktik Kapitalizme yer acmak politikasi, tam da Avaikan'in Sosyalist ufkun, somut olarak Sosyalist Ekonominin gelisip guclenmesinde aydinlara, entellektuellere, teknik uzmanliga dayanmak surecidir...Ama bunu SOSYALIST INSAA surecinin, taktik, cok sinirli bir donem icin siyaseti olarak ele almak yerine.....Genellestirmek, bir starteji haline getirmek...ve de...SOSYALIST INSAANIN TAMAMLANDIGI, SOSYALIZMIN UST ASAMASININ Politikasi haline getirirsek; o zaman bu Komunizm Programinin tum sureclerini ve onun tum politikalarini birbirine karistirmak; yeni bir Revizyonizmi MLM cizgiye sokmak olur.

Cunku zaten bizzatihi Sosyalizm doneminin basat politikas;i Parti, Devlet ve halk icinde gizlenmis Liberal birey-aydin ve burokrat yeni burjuvaziye karsi bir zihin, bir kultur, bir yeni sinif devriminin ana akim oldugu bir donemdir.

Aydinlarin teknik zekalari, entellektuel zekalarindan Komunizm Programinin uygulanmasi icin yararlanmak ile; Sosyalizmin kurdu birey-aydin Liberalizmine parti ve sinif icinde yer acmak, ona statu kazandirmak arasinda devasa bir fark vardir...Burda tartisilan aydin zaten Komunizm Programinin uygulanmasina teknik, entellektuel zekasiyla katkida bulunan, ufkumuzu gelistiren aydinsa; dedigimiz gibi, o zaten bir aydin degil, Komunizmin bir savascisidir...Ama burjuva-aydin olarak, aydin kavramini ele almaz ve bireyin rolune bu temelde yaklasmazsak, o zaman ne 'Yuz cicek politikasi'ndan, ne de Kultur Devrimlerinden birsey anlamamis oluruz....Cunku Kultur Devrimi hem burokrat yeni Parti ve Devlet Burjuvazisine, hem de Halk icinde gizlenen Liberal birey-aydin ideolojisne karsi Proleter Devrimler zincirinin ilk adimidir...Bunu gormemek, sadece Burokrat Burjuvaziyi gormek, Kultur Devrimlerinden birsey anlamamaktir....Unutmayin "Yuz cicek acsin ki Halk zehirli otlarin farkina varsin'' Politikasidir Maoizmde olan; Yuz cicek acsin gul gibi gecinsinler degil!!!....Var olan bir sinif savasidir; sinif uzlasmasi degil!

Aydin kokenli bir felsefeci, komunist bir yoldasin sozlerini ekleyerek bitirelim;...''Avakian'ın yeni diye ortaya koyduğu herşey 60'ların Fransız sol felsefe modalarından, özellikle de Althusser'den alıntı gibi görünüyor. Althussercilikle paralel görüşleri izleyerek proletaryanın öncülüğünü de çaktırmadan buharlaştırıyor''...

 

Devam edecek bu yazi dizisi.

 

http://dino-ibrahim.blogspot.nl/

96843

İbrahim Dinç

Site yazarlarımızdan olup teorik ve politik yazılar yazmaktadır.

İbrahim Dinç

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Sayfalar