Pazartesi Nisan 29, 2024

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Dünyamız emperyalist devletlerin egemenliği altında yeniden düzenlenmek istenmektedir., Emperyalist kriz  ekonomide dibe vurdu. Ekonomik kriz büyük tekellerin kardan zarar etmelerine yol açtı. Kardan zarar eden egemenler siyasal iktidarlarının da böyle devam etmesi halinde ciddi problemlere girdiğini gördü. Emperyalist devletlerin kendi iç çelişkileri kendilerine bağımlı olan işbirlikçi devletlerde daha belirgin ortaya çıktı. Klasik manada devam ettirilen işbirlikçi kompradorların ağaların, kapitalist işbirlikçilerin iktidarlarını kökten sarstı. Emperyalist efendiler yaşanan bu dünya krizinde oldukça şanslıydılar. Sebebine gelince; karşılarında enternasyonalist proletaryanın örgütlü kurmayı yoktu. Veya çok cılız olup güne müdahale edebilecek örgütlülükten yoksun bulunmaktadır. 

      Ortadoğu ve bölgemiz içinde hemen hemen ayni şeyi söyleyebiliriz. Bölgemizde Maoist komünist örgütlenmeler olmasına karşın, oldukça zayıf, üretken ve de yaratıcılıktan yoksun atıl durumdalar. Bölgede Maoist çizgiyi yürüten veya o iddiada olan en güçlü örgütlenme Türkiye ve Kürdistan’dadır. Açık söylemek gerekirse; Ülkemizde de Maoistlerin durumu pek parlak değil. Diğer ülkelerle kıyaslama yaptığımızda bir adim ileride olabilir ama gerçek anlamda politik, siyasal gündeme müdahale etme, belirleme yetisi yoktur. Bunu söylerken inkâr ve de küçümseme gibi bir art niyet taşımıyorum. Gerçeği olduğu gibi ifade etmek istiyorum. Kanımca yanlış bir tahlilde yapmıyorum. Yapılan her yanlış tahlil, belirleme kitleleri, hedefe varmada sapkınlık gösterir.

    Yapılacak her doğru belirleme devrimin gücünü, düşmanın gücünü (ekonomik, siyasi, askeri )iyi bilmemizi gerektirir. Maoistlerde ona uygun stratejik, taktik belirlemeler yaparak güçleri oranında değil, güçlerini on misline, yüz misline çıkararak surece müdahale etme, alternatif halk iktidarı, halk demokrasisi plan ve projelerini sunmalıdır. Ne kadar güçsüz olunursa olunsun önümüze devrim hedefini, alternatifini koymalıyız. Hedefi ve amacı olmayanlar komünist olmayı bırakalım, ciddiye dahi alınmazlar. Sınıf savaşında proletaryayı temsil etme bir yana, burjuvazinin, sosyal ekonomistlerin kuyruğuna takılarak kendiliğindenci hareket haline dönüşürler. Kendi varlığını başkalarına göre belirler ona uygun hareket ederler. Komünist enternasyonalde, yakın geçmişimizde bu tür sözde KP`lere çokça rastlandı, halen de rastlanıyor. Komünist partilerinde de sınıfların ideolojik temsilcileri mutlak var, varlıklarını da sınıflar var oldukça göstermeye devam edecektir. Her şeyden önce bu gerçeklik kavranmalı. Komünist partisi sürekli kendini yenilemeli, geliştirmeli, ayrık otlarını temizlemeli, örgütlenmeli, yeniden örgütlenmelidir.

      Tam da bu gerçekliğimizi göz ardı etmeden, öz gücümüze güvenerek, siyasal –politikalar belirleyerek azami ve asgari programa hizmet edecek taktikler belirlemeli, stratejik örgütlenmelere gidilmelidir. Bölgemiz gelecek yakın dönemde ve yıllarda daha da karmaşık çıkar savaşlarının içerisinde olacaktır. Bu görmek veya bilmek için kâhin olmaya gerek de yoktur. Ancak bu gerçeğimizi görüp kısa çıkar ilişkileri yerine, demokratik halk devrimine, sosyalizme halk demokrasisine, sosyalist demokrasiye uygun yeniden yapılanmalı görevlerini ona göre belirlemelidir.

      Bugünkü konjuktör sunu bize gösteriyor; PKK ve onun siyasal kanatları uluslararası emperyalist plan ve projenin içine çekilmek isteniyor. Bunda önemli yol aldıkları da söylenebilinir. Güçler dengesi, çıkar ilişkileri emperyalist devletlerin ve işbirlikçi komprador yönetimlerin geleceğini yeniden düzenlemektedir. Bölgemizin ve Ortadoğu’nun haritasını kendi çıkarları doğrultusunda belirliyor. Bölgemiz halklarını kirim ve zulümden geçirmektedir. Sözüm ona yapılan bunca kirim, katliam ve zulümde “demokrasi” adına

Yapıyor. Kendi taşeron kanlı terör örgütlerini yaratarak böl parçala yönet sanatını çok iyi uyguluyor. Çıkarları olduğu sürece El Kaide vb. ajan örgütlerin katliamı karşısında ölü sessizliğine bürünerek, katliamlar karşısında bıyık altı gülerek gelecek kari hesaplıyorlar. PKK`de oynanan oyunda santrac taşlarından biri durumunda. Kimin kimi niçin kullandığı, hangi sınıfın çıkarlarına hizmet ettiğini doğru belirlersek kendi bağımsız politikamızı daha net belirler, özne olmaya alternatif olabiliriz.

    PKK bölgedeki güçler dengesine göre çıkarlarını düşünerek hareket etmektedir. O sebeple İmralı çok yönlü görüşmelerle yalnızca MİT’le değil kanımca Amerika’ya bağlı güçlerle de Kürdistan’ın geleceği hakkında belirlemeler yapmakta, PKK’nin ulusal muhteva taşıyan bağımsızlıkçı çizgisini tasfiyeyi esas almaktadır. Bu gerçeği açıkça görmeli gidişattın yanlışlığı belirlenmeli, Maoistler ideolojik taviz göstermeden, güç olayını belirleyici görmeden eleştirilerini yapmalı kazanıcı olmalıdır. Ancak kazanma adına da gidilen yanlış yola tavır almamazlık etmemelidir.

     Her zaman devrimin müttefiklerini ciddiye almalı, emperyalizme, faşizme karşı halk cephesi çalışması yapmalıyız. Ona uygun örgütlenmeler yaratılmalıdır. Halk içindeki çelişkiler doğru kavranmalı, ona uygun antiemperyalist, antifaşist örgütlenmeler yaratılmalı geleceğe hazırlıklı olmalıyız. Mesele geleceği görmek değil, Mesele geleceğe müdahale etme şartlarını yaratacak örgütlülüğü yaratmanın pratik adımını atmaktadır.

         23-10 2013 HASAN AKSU

103839

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar