Pazar Mart 2, 2025

Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ürünü: Kaypakkaya

Bir kırması ve yoldaşları ile Kaypakkaya, 46 yıl evvel faşist TC devleti tarafından pusuya düşürülerek, günlerce işkence edilerek katledildiğinde bizlere gözbebeğimiz gibi sakınmamız gereken çok değerli “silahlar” bırakmıştı. Bu “silahlar”, bu ülkede devrimi nasıl ve ne ile gerçekleştirileceğimizi açıkça önümüze koyuyordu. Aradan geçen 46 yıl boyunca onun bizlere devrettiği bu mirası, yüzlerce yoldaşımızı ölümsüzlüğe uğurlamak zorunda kalsak da asla terk etmedik.

Ama şu da bir gerçek ki, Kaypakkaya’nın bıraktığı mirasa hakkınca sahip çıkamadık. Bunun nedenlerinden biri, bugün 70. yılına erişen Çin Büyük Proleter Kültür Devrimi’ni kavrayamamak, dolayısıyla Kaypakkaya’nın, “hareketimiz Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ürünüdür” dediği mirası bu kapsamda okuyamamaktır.

Tarihin üç büyük devrimi olan Sovyet Devrimi, Çin Devrimi ve Çin Büyük Proleter Kültür Devrimi, sadece eski düzeni yıkmakla kalmayıp, aynı zamanda Marksizm’in o güne kadarki paradigmalarını da yıkarak, ondan kopuşarak gerçekleşmiştir. Kautsky ile temsil edilen İkinci Enternasyonal, tarih biliminin “şaşmaz doğruları”ndan hareketle, sosyalist devrimin ancak kapitalizmin en çok geliştiği ülkelerde gerçekleşebileceği sonucuna varmıştı. Böylelikle bir anlamda Batı Avrupa dışındaki ülkelerde olabilecek devrimler peşinen reddediliyordu ve bu tehlikeli yaklaşım, kapitalizmin zorunlu olarak sosyalizme evrileceği tezinden hareketle, kapitalizmin fiilen desteklenmesine kadar ilerliyordu.

Lenin önderliğindeki Sovyet devrimi, bu tehlikeli yaklaşımın Marksist maskeli savunucularının utanç verici olan bu döneminin sonunu getirdi. Devrimler çağı sürüyor, Sovyet Devrimi ezberleri altüst ediyor ancak devrimlerin yeni aşamaları yeni çelişkileri doğuruyordu.

Tam bu sırada yoldaş Mao Zedung önderliğinde Çinli komünistler Şangay ayaklanmasında ağır bir yenilgi almışlardı ve bu yenilgi, devrimler çağında yeni bir dönemin fitilini ateşleyecek bir sürece evrilecekti. Mao Zedung, Şangay ayaklanmasının yenilgisinden çıkardığı dersler ışığında “Çin’de olacaksa bir köylü devrimi olacak ya da hiç olmayacaktır” sonucuna vararak uzun süreli halk savaşı stratejisini geliştirdi, Uzun Yürüyüş’le başlayıp, Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilanına kadar giden muzaffer Çin devriminin mimarı oldu. Ancak bu da yeterli değildi ve dünya devrimcileri açısından yeni ve büyük bir muharebe başlıyordu. Bu muharebenin adı “Büyük Proleter Kültür Devrimi” idi!

10 seneyi kapsayan bu süreç, sosyalist toplum biçimi bakımından altyapı-üstyapı, üretici güçlerin gelişmesi, emek üretkenliğinin artırılması gibi ilerlemeci “Marksizm”in dayanak olarak kullandığı bazı kavramları sorguladığı için, Aydınlanmacı ana akım tarafından peşinen Marksizm-dışı ilan edildi. Onlar açısından sosyalizm için tek gerçek tehdit, dışarıdaki kapitalist dünyadan gelmekteydi. Bu nedenle merkezi devlet aygıtı güçlendirilmeli, “dışarıdan” gelen kapitalist tehdide karşı güçlü parti-devlet-ordu ile caydırıcı olunmalıydı. Kitleler adına her şeye parti ve devletin karar verdiği bu sosyalizm modelinde, doğal olarak kitlelere düşen rol de daha çok çalışmak ve daha çok üretmek ve yönetim işini yöneticilere bırakmak olmalıydı. İşte böyle bir dönemde kendini ortaya koyan BPKD, sosyalizmin bir “devrimci geçiş dönemi” olduğu tezine vurgu yapıyor, kaybedilmekte olan iktidarın kitlelerin yaratıcı gücü ile yeniden ele geçirilmesini amaçlıyordu. Amaçlanan, bu kez kitlelerin gerçekten iktidar olmasıydı.

Sorguladığı ve sosyalizmin gerçekleri ışığında yerli yerine oturttuğu bu mücadele nedeniyle, BPKD, sürekli bir karalama ve dezenformasyon ile devrimci kitlelerden gizlenmeye çalışılmış, bugün de devam eden sonu gelmez saldırıların hedefi olmuştur. BPKD’nin dünya ölçeğinde etkileri oldukça görkemliydi. Avrupa’nın emperyalist ülkelerinin, “Avrupa komünizmi”ne doğru evrilmekte olan reformist ve eski komünist partileri, SSCB’deki devlet kapitalizmini sosyalizm olarak savunmaya devam ederken başta Asya olmak üzere bütün dünyadaki devrimci kitle hareketleri BPKD’nin dönüştürücü etkisiyle tüm dünyayı saran yeni bir yangını ateşledi. Bu ateş 68 devrimci gençlik hareketinin de fitilini yaktı!

“Hareketimiz BPKD’nin ürünüdür!”

Bu yangın dünyanın her yanında büyürken kıvılcımların ülkemize ulaşması kaçınılmazdı kuşkusuz. Keza 68 devrimci gençlik hareketi ve ardından 71 silahlı devrimci çıkışının politik iklimi bu ateşin etrafında şekillendi. Ancak bunu bir kalıba döken ise komünist önder Kaypakkaya oldu! Ülkemiz devrimci hareketi açısından ciddi bir kopuşu temsil eden 71 silahlı devrimci çıkışı sırasında reformizmden kopuşun yanı sıra resmi ideolojiden, resmi tarihten ve burjuva-feodal devletin bütün kurumlarından tam ve geri dönüşümsüz bir kopuş sağlayan Kaypakkaya’nın bu kopuşundaki derinlik ve kapsam, kaynağını tam olarak buradan alıyordu! Ülke devriminin temel meseleleri ile ilgili değerlendirmeleri ve bunlardan çıkardığı politik sonuçların önemi kadar bu sonuçlara ulaşırken seçtiği yol, tuttuğu tarafın açıktan görülmesi ve anlaşılması şarttır. O da Kaypakkaya’da apaçık yer almaktadır. O, “Hareketimiz BPKD’nin ürünüdür” diyerek, izlediği yolu tartışmasız bir şekilde ve büyük bir özbilinçle ilan etmiştir.

Kaypakkaya buzu kırmış ve yolu açmıştır. Onu hakkıyla sahiplenmek, onun devamcısı olduğu iddiasıyla devrimi gerçekleştirme cüretini kuşanan bizlere aittir. Açıktır ki, onu savunmanın en tek yolu, açtığı yoldan ileriye yürümektir. Bu yolda mesafe kat etmenin ön ve tek koşulu da, emperyalist-kapitalist düzen sahiplerinin dünyasına ait her şeyi elinin tersiyle iterek ezilenlerden yana taraf olmak adına hiçbir mazerete sığınmamaktır. Kitlelerden öğrenmekten asla ve asla vazgeçmemek, MLM bilimini kuşanmış Kaypakkaya’nın mirasını ilkeli bir şekilde ayakları üzerinde dimdik sahiplenecek kadar sağlam, ezberlerden kopuş sağlayabilmeyi becerebilecek denli esnek olmakla mümkündür.

Meral Yakarlardan Aliboğazı’nda On İkilere… Nubar ve Lorenzo yoldaşlardan Serdar ve Güzel yoldaşlara… 47 yılın ardından Kaypakkaya’nın mirasını ayakları üzerine dikme iddiasıyla Proletarya Partisi’nin büyük atılımından kadın özgürlük mücadelesinde vücut bulan komünist kadın örgütüne…

Çünkü örnek alacağımız, sağlamlığımızı ve esnekliğimizi test edeceğimiz, umudu göreceğimiz yer burasıdır!

15507

Örgütlenme Üzerine :Taner özcan

Siyasi örgütler ya da devrim perspektifiyle yola çıkan tüm hareketler şu ve ya bu düzeyde örgütlenme, güncel görevler, sınıfların savaşımı sonucu açığa çıkmış kendiliğinden doğan hareketlerin sonucunda coşkuya kapılmakta acil görevler ve sorumluluklar ithaf etmektedirler kendilerine. Bu bir gazetenin yada bir organın somutunda sonuçlanmakta ve nihayetinde çelişki geriye düştüğünde organın yada gazetenin özeleştirisi yapılıp geri yada ileri yanları ile ilgili tahliller yapılıp kısa dönemsel sonuçlar üzerinden kesin sonuçlar elde edilmektedir.

Osmanlı rus savaşlarinda çerkez ve kafkas halklara yönelik sürgün katliamlar (2)

 

Üçyüz yıla yakın süren  savaşlar büyük ama o kadar kırım ve katliamları  mazlum Kafkas halklarına  reva görmüştür.  Savaşların galipleri her zaman  egemen sınıflar olmuş ,mazlum yoksul halklar eğemenlerin yenilgisine veya galibiyetine  kurban edilmiş , soykırım katliamları halklara yaşatılmıştır. Bunun en büyük örneği  iki milyona yakın , belkide daha  fazla  başta Çerkesler olmak üzere Kafkas halkı  soy kırıma  ve sürgüne  uğratılmıştır.

Türkiye'nin Well Strit Şehrini İşgal Et‏‏ / Ergün Aslan

Bir devrimciyi diğer görüşlerdeki insanlardan daha  insancıl kılan istisnalar kaydeyi bozmaz demesi değildir.

İstisnalar için gerekirse kendi kurduğunu da yıkıp yeniden yapmasıdır.

Bir rüyaydı bitti.

Türkiye'nin Well Strit Şehrindeki ABD halkı için Well Strit Şehrini işgal ruhunun yarattığı fakiriyle, zenginiyle... yan yana yürüyebileceğinin gerçekliği.

Bir rüyaydı bitti. 

Taşlarda yeniden yerine oturmaya başladı.

 

Düzen partilerine “TEK BİR OY BİLE YOK!”

Yerel seçim süreci, egemenlerin politik temsilcileri olan partilerin gerçekliğini anlama-kavrama açısından emekçilere önemli olanaklar sunmaktadır. Burjuva düzen partilerinde aday belirleme süreciyle birlikte yaşanan utanç verici gelişmeler bir kez daha göstermektedir ki onların halka değil kendilerine hizmet gibi dertleri vardır. Bunun için birbirleriyle dalaşıp, kapışıyorlar, kavga edip küsüyorlar.  Aradıkları, düşündükleri tek şey, kendi sınıf çıkarları; dert ettikleri ise daha fazla olanak elde ederek, zenginliklerini büyütmektir.

Akima Kapilma, Yel Degirmenleriyle Savasa Katil; Atomu Parcalayacagiz-3

Akima Kapilma, Yel Degirmeleriyle Savasa Katil; Atomu Parcalayacagiz-3



Hani essekle semeri karistirma durumu vardir ya, kirk yillik marksist hareketin icinde olup da, daha Marksizmin abc'si olan konularda bu kadar ileri bir cehalet icinde olan arkadaslarimizi gorunce aklima o geliyor; hakkaten bu arkadaslar essekle semeri ayirt edemiyorlar...!

Dersimde Yerel Seçim Sürecine Dair Kısa Bir Değini!

17 Aralık yolsuzluk operasyonunun yarattığı sistem cephesindeki dalgalanmayla seçim sürecine girildi. Halkın açığa çıkan bu duruma yönelik tepkileri dinmemişken yeni yasakları kapsayan yasa tasarıları da gündeme geldi. “Demokrasi paketleri” Taksim’de plastik mermi ve gazlarla saldırının yapıldığı sıralarda mecliste oylamaya açıldı. AKP iktidarının ezilen halk kitlelerini hizaya getirme planlarının başında yinebaskı ve şiddet birinci sırada. Bu durumun önümüzdeki dönem yine bu yöntemlerle iktidarını korumaya çalışacağı ise bir gerçektir.

100’E 1 Kala Ermeni gerçeginin topografyasi:SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

2015 EŞİĞİNDE,RESMÎ DURUŞ,DEVLETİN İNKÂR VE İMHACI TUTUMU,“ERMENİ AÇILIMI” DENEN ŞEY!,ERMENİLER HÂLİ YA DA DİYORLAR Kİ,24 NİSAN 1915,ERMENİ SOYKIRIMI,MALTA BELGELERİ’NİN ANLATTIĞI,TARİHİN RESMÎ OKUMALARI,SOYKIRIMDA KÜRT FAKTÖRÜ/ VEYA ROLÜ,“EMVÂL-İ METRÛKE”: GASPEDİLEN ERMENİ ZENGİNLİĞİ,MÜSLÜMANLAŞTIRILAN -GİZLİ- ERMENİLER,ABD PATENTLİ İLLÜZYON(LAR),PARLAMENTO KARARLARI İLE “SOYKIRIMI TANI(T)MA”!

VE BUGÜN…AHBARİK HRANT İÇİN HATIRLATMA,HİÇBİRİMİZ MASUM DEĞİLKEN KEFARET (TAZMİNAT) MESELESİ,LİBERALLERİN İŞLEVİ HAKKINDA BİR PARANTEZ

Adıyaman'dan Paris'e ,Bir Özgürlük Savaşçısı,Misak Manuşyan

1 Eylül 1906'da Adıyaman'da yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Paralel Değil, Yolsuzluklar Yumağı‏;Erdal Yıldırım

17 Aralık tarihinde başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” örneğine uygun olarak Başbakan RTE ve AKP sözcüleri, yöneticileri operasyonu yıllardır kader birliği ettikleri, aynı kaptan yemek yedikleri, onlarca yıldır dava arkadaşlığı yaptıkları hizmet cemaati ve mensuplarını devlet içinde devlet, ya da güncel ifadeyle “paralel devlet”, “vatan haini”, “ajan”, “casus”, “dış mihraklar” olarak suçlamaya başladı..

19.ve 20.Yüzyılda tehçir ve soykırımlar üzerine;Hasan Aksu

İnsanın varlığından günümüze egemenlik savaşları hep var olmuştur.İrili ufaklı yürütülen savaşlarda  yüzlece ,binlerce  yizbinlerce ve milyonlarca insan katledilmiştir . Her savaş sonuçta yıkım ,felaket ,yoksulluk sürgün ,soy kırımı ve de katliamları beraberinde getirerek  kanlı yüzünü tarihimize açımasızça yazdırmıştır.İnsanlık geliştikçe  ,bilgi ve bilim dağarcığı  arttıkca  sanırızki savaşlar azalır,katliamlar artık olmaz, tehçir ve soy kırımları  bir daha  yaşanmaz,sonlanır.

Ankara Kapanından kurtulmak‏/Mahmut Alınak

Ey Kürtler, Aleviler, Araplar, Çerkesler, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler ve ulusal hakları ellerinden alınan diğer halklar…

            Ey ezilen Türk halkı,

            Yoksullar, işsizler, emekçiler,

            Kadınlar, gençler

            Ve zindanlarda çürütülen mahpuslar,

Sayfalar