Cumartesi Mart 1, 2025

Diyarbakır da HDP il binası kuşatma altında...Dursun Ali Küçük

Türk kirli savaşına ve algı operasyonuna kurban edilen analar üzerinde yapılan duygu sömürüsü..
Diyarbakır da HDP il binası kuşatma altında...
Cumartesi anaları olunca hep joplanır, oysa bunlar on yıllardır kayıp çocuklarını arıyor..
Polisi her zaman bu annelere saldırıyor..
Türk medyası Diyarbakır HDP il binası önünde polis eşliğinde toplanan bazı aileleri ise hep gündem yapıyor..
Bu gündeme Kürtlerden eşlik eden ve Türk algı operasyonuna katılan tipler var..
Bu analar kullanılıyor.. Bu çok açıktır. çeşitli şaibeler var, sanırım kanıtlanır..
Evet, ben gerillayım...
Gerilla olmayı savunacağım...
Türk işgaline karşıyım..

HDP hiç kimseyi dağa çıkarmıyor ve çıkarmaz.
Konuyu TC ve bazi çevreler bilinçli saptırıyor.
kaldı ki HPG ye katılmaya giden gençler gönüllü ve kendi isteğiyle gidiyor..
O bazı aileler ilk çağrıyı oğul ve kızlarına yapsın..
Bu ailelerde biliryorlar ki çocukları gönüllü gitmiş..
PKK ve HPG kimseyi zorlan dağa kaldırmıyor..
1986 ve 1990 aralarında PKK zorunlu askerlik uygulamasına gitti ve sonra bunun yanlış olduğunu görüp vazgeçti..

Türk medyasının başlıklarını aşağıda vereceğim.
Kürt katili ve Rojava Kürdistanı yok etmek isteyen, Efrin i işgal eden, Rojava ya 1 milyon arap yerleştirmek isteyen ve Kürtlere soykırım dayatmak isteyen TC askerliğine gidenlere sözünüz yok mu?
Şu bazı tip Kürtlere bir sözüm olacak..
Siz türk askerliğine zorla götürülen ve Kürtlere karşı kullanılan Kürt ve türk annelerinin duygularını bilir misiniz?
Bunu neden seslendirmiyorsunuz?
Türk psikolojik savaş ve duygu sömürüsü algısına hemen balıklama atlıyorsunuz..
hendek savaşının stratejik ve taktik olarak yanlış olduğunu yazmıştım. Ama öte yandan TC nin Kürtler uyguladığı soykırımın ve 13 şehrimiz yerle bir edilmesinin karşısında durdum.
Şimdi İkdidar ve tC nin HDP yi kapattırma uyguılaması ve Diyarbakır da işlevsiz hale getirme çalışmalaırna destek veren Kürt Türk algı operasyonunun kurbanıdır.
Öyle bazılarınız çok akıllı ve savaş karşıtı geçinmesin.
Savaş karşıtı olanları anlarım.
Savaşın bitmesini isterler..
HPG ye gerilla olarak gidenler için HDP nin vurulması ve gözden düşürülmesi çabalarını alkışlamak doğru değildir.
oraya polis destekli giden bazı ailelerin HDP lileri aşağılamasını doğru görmüyorum.
HDP kimseyi dağa göndermez.
PKK işleyişinden bunu biliyorum.
Legal alan savaşçı çıkarmaya ve göndermeye karışamaz.
O halde en başta HDP nin hedef alınması yanlıştır..
HDP nin hedeflenmesine çanak tutanların algı operasyonları ile aklı tutulmuştur...
Kendimize gelelim...
KCK çözüme hazırdı. Hatta silahlı mücadeleyi bırakma noktasına geldi.
Ama TC çözüm için hiç bir adım atmadı, af çıkarmadı, barış ortamı oluşturmadı, Kürtçeye serbestliği bile kabul etmedi..
Hiç bir adım atılmadan nasıl çözüm ve barış olur?
Soykırımcı, talancı ve her parçada Kürde düşman olan bu devletin yakasına yapışınız..
bu konuda Eleştiri felan ne HDP nede PKK ye yapacağım..
Diyarbakırda ki olay bir kışkırtmadır.
Kışkırtmayı onaylamak kabul edilemez.
Cumartesi annelerine saldıran polis HDP binası önüne oturan aileleri koruyor ve nöbet tutuyor..
Türk polsinin bu duyarlılığı insanın gözünü yaşartıyor..
TC yi anlıyorum, o düşmandır.Kürtleri ve öteki halkları yok ermeye çalışıyor..
Kürtlerin bazıları insanlarımızın duyguları ile alay etmeyiniz...
Türk medyasında fotolar..
Olta atıyorlar..
Takılanlar varsa vezgeçmeniz hayırlı olur.. 

4979

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Misafir yazarlar

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

TC’nin Kuruluş İdeolojisi Kemalist Faşizm ve Günümüzdeki Varyantı

Ülkemizde sorun ve çelişkiler çözülmediği gibi mevcut durum giderek daha çetrefilli bir döneme girmiş durumdadır. Bunun sonucu işçi sınıfı ve emekçi yığınların sömürüsü had safhaya varmıştır. Yoksullaşma en üst düzeye çıkmıştır. Ülkenin girdiği sarmal durumun bedeli tamamen emekçi sınıflara yüklenmiştir. Elbette ki yoksulluk ve işsizlik her zaman var olmuştur. Sınıf çelişkileri, sömürü, baskı ve diktatörlük dönemleri her zaman yaşanmıştır. Bundan sonra da sınıf çelişkileri var olduğu müddetçe baskı mekanizması varlığını devam ettirecektir. Lakin günümüzdeki mertebeye çıkmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda İzmir İktisat Kongresi, ya da Emperyalizme Bağımlılığın Belgesi

Osmanlı iktisat tarihinde önemli bir yer tutan kapitülasyonlar ilk olarak 1352 yılında Cenevizlilerle olan ticareti artırmak maksadı ile verilmiştir. İlerleyen yıllarda ise ticaret yollarında yaşanan değişiklikler ve dünya ticaretinin yeni rotalar edinmesi sonucunda başka bazı ülkeler de kapitülasyonlar yani ticaret yaparken kimi ayrıcalıklar edinme hakkı elde etmişlerdir.

Yüzyıldır Tarihin Dışında Bir Rejim: TC!

 

Türk devletinin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türk devletinin kuruluşu ve adına “Milli Mücadele” ya da “Kurtuluş Savaşı” denilen süreci ve bu sürece önderlik eden sınıfları kısaca ifade etmek, Türk devletinin hangi temeller üzerinden yükseldiğini ve sınıfsal niteliğini tanımlamak açısından önemlidir.

TC'nin Yüzyıllık Tarihinde İşçi Sınıfı ve Mücadelesi

Giriş:

İşçi sınıfının tarihi kapitalist sistemin gelişmesinden ve burjuvaziden ayrı ele alınamaz. Burjuvazinin ortaya çıktığı yerde işçi sınıfı da vardır. Ve bir çelişmenin iki yanı olan işçi sınıfı ve burjuvazi, birlikte var olurlar. Bu iki zıt kutup hem birbiriyle mücadele ederler ve hem de biri olmadan diğeri olmaz. Bu iki toplumsal sınıfı yaratan kapitalist sistem olmuştur.

 

Sayfalar