Düğüne gider gibi idam sehpalarını kucaklayan 20 devrimci

“Siz, sadece bizim vücudumuzu yok edebilirsiniz, fakat inandığımız fikirlerimizi asla ! Yarın o, Doğu’nun horizonunda belirecektir ve Ermenilik, özgür, sosyalist Ermenistan’ı selamlayacaktır !”
Madteos Sarkisyan (Paramaz)
Tarih 15 Haziran 1915…
Yer: İstanbul Beyazıt Meydanı
Önce PARAMAZ’ı sehpaya çıkarırlar, hemen ardından sırayla diğer 19 devrimciyi… Sonra, üzerinde ölüm kararı yazılı yaftalar boyunlarından asılır, daha sonra fotoğrafçıyı çağırıp, bolca fotoğraf çektirirler. Ardından davet edilen doktora teker teker 20 cenazenin kontrolünü yaptırıp, onların ölmüş olduklarının tasdik raporunu edinirler. Daha sonra idam sehpalarından indirilen cansız insan vücutlarını atlı yük arabalarına üst üste atıp-fırlatıp-yığarak, şişli Ermeni mezarlığına doğru yola çıkarlar.
14 Temmuz 1914’te Marksist Ermeni Partisi Hınçak’ın 20 yönetici kadrosu, Dahiliye Nazırı Talat Paşa’yı öldürmeyi planladıkları gerekçesiyle tutuklanıp, ihanetle yargılandı ve haklarında idam kararı verildi. Hınçak Partisi, Jöntürklerle ortak çalışmayı reddeden tek Ermeni partisiydi. 1908 sonrası silahlı mücadeleyi terketmiş olsalar da Jöntürklerin kendisi için tehlike olarak gördüğü bir siyasi yapılanmaydı.
“Siz ülkemizi bundan altı yüz yıl önce bizden koparmaya çalışıp, işgal ettiniz. Halkımızı sürekli olarak katliamlar yoluyla imha etmeye çalıştınız ve şimdi de tüm Osmanlı vatanını bir Türkiye`ye dönüştürme çabası içerisindesiniz. Ancak siz bunu yaparken suçlu görülmüyorsunuz da, aynı şeyi yapmaya kalkışıp, tarihsel hakkımızı yeniden elde etme amacı için çabaladığımız için biz mi suç işlemiş sayılıyoruz yani!
Hınçak Partisi merkez komitesi üyesi Paramaz (Madteos Sarkisyan)
Türkiye’de az bilinen, gizli kalan, anlatılmayan hikayelerden biridir 20’lerin öyküsü.
Kadir Akın “Ermeni Devrimci Paramaz” adlı kitabında Ermeni Soykırımı’nı hazırlayan tarihi koşulları, siyasi ortamı, o günlerden kalan anılar, belgeler, çalışmalar ile ve Paramaz ve arkadaşlarının ekseninde anlatmış. Haluk Kalafat bianet.com’da yayınlanan değerdirmesinde şu ifadelere yer veriyor:
“Kadir Akın kitabında Paramaz’ın tutuklanmasını şöyle anlatıyor: “Paramaz İstanbul’a doğru yola çıkarken, başına geleceklerden elbette habersizdir. İstanbul onun için 1908 yılında ilan edilen Meşrutiyet sonrası vaktinin büyük bölümünü geçirdiği yerlerin başında geliyordu. 1910 yılında İstanbul’da yayımlanan Arevelk gazetesinin başyazarı olarak çalışmış ve Hayr (baba) Siva adıyla yazdığı mizah makaleleri severek okunmuştu.
“İşte şimdi çok sevdiği ve gazetecilik yaptığı İstanbul’a doğru yoldaydı. Paramaz’ın kendisi ve Mısır’daki görüşmeleri de, İstanbul’daki Hınçak parti üyeleri de, aslında sıkı bir denetim altındaydılar. Paramaz Osmanlı Emniyeti için, Van’daki tutukluluğu ve mahkemedeki tutumu nedeniyle bilenen bir isimdi. Daha İstanbul’a ayak bastığı andan itibaren takibe alındı.”
Takip edilen Paramaz ve arkadaşlarına dönük operasyon 1914 yılının 16 Temmuz’unda İstanbul’da başlar, Ağustos ayının sonuna kadar devam eder. Tutuklananların sayısı kısa sürede 120 kişiye ulaşır.
Paramaz’ın ilk sorgusu Ağustos başlarında yapılır. Tutuklananların neredeyse yarısından fazlası serbest kalır.
Akın “ortada Talat Paşa’ya dönük somut bir suikast girişiminin bulunmayışı, tutuklananlardan az sayıda kişinin hapis cezalarına çarptırılacağı, büyük bölümünün de serbest bırakılacağına ilişkin bir kanaatin doğmasına neden olur” diye yorumluyor bunu.
Akın’a göre bunun bir nedeni, Ermeni reformunun yakın zamanda yeniden gündeme gelmiş ve aktüalite kazanmış olması olabilir. Akın bir neden daha olabileceğini söylüyor:
“Ama diğer yandan İttihat ve Terakki önderliğinin bu operasyonu abartarak Avrupa basınına servis etmesi ise, savaş esnasında ‘Ermenilerin arkadan vurmasının’ bir örneği olarak İttihatçılar tarafından kullanılmasına işaret etmektedir.”
Ancak sonuçta Paramaz ve arkadaşları 15 Haziran 1915 sabahına doğru saat 03.30’da Beyazıt Meydanı’nda asılacaktır. Kadir Akın’ın deyimiyle onların asılması 1915’te yaşanan felaketin işaret fişeği olacaktır. Akın Ermeni Soykırımı’nı hazırlayan tarihi koşulları, siyasi ortamı, o günlerden kalan anılar, belgeler, çalışmalar ile Paramaz ve arkadaşlarının ekseninde anlatmış. 318 sayfalık kitabın “Ermeni Devrimce Paramaz” başlıklı kitabın altbaşlığı “Abdülhamid’den İttihat Terakki’ye Ermeni Sosyalistleri ve Soykırım”. Kitapta 20’lerin kim olduğuna dair bir de kapsamlı bir çalışma var.”
İTTİHAT VE TERAKKİ YÖNETİCİLERİNE SUİKAST KARARI
Devrimci 20 Ermeni gencinin öldürülmesine neden olacak süreç, Sosyalist Hınçak Partisi’nin 120 üyesinin 17 Eylül 1913’de Romanya’nın Köstence şehrinde yapılan 7. kongresinde, İttihat ve Terakki yöneticilerine suikast düzenlenmesi kararı ile başladı.
1914 Haziran’ında parti içinden alınan bir ihbar ile apar topar tutuklanan sanıkların büyük bölümü salıverildiler. 49’u hariç…
Uzun zaman beklediler yargılanmayı. Ama olmadı. Henüz mahkemeleri başlamadan ortaya çıkan Van İsyanı ve sonrasında fitili ateşlenen 24 Nisan 1915’teki Ermeni aydın ve toplum önderlerinin sürgünü ardından sıra onlara geldi. Hınçak Partisi merkez komitesi üyesi Paramaz (Madteos Sarkisyan) ve “yoldaş”larının mahkemesi Divan-ı Harp’te görüldü.
Paramaz ve diğer 19 Hınçak Partisi üyesi “Özgür ve bağımsız bir Ermenistan kurma amacıyla silahlı eylemlerde bulunmak, yabancı devletleri Osmanlı`ya karşı kışkırtarak, devletin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehlikeli planlar yapıp, Osmanlı halklarından bir kısmının Osmanlı hâkimiyetinden ayrılıp kendi başına devletler yaratma amaçlı değişik yerlerde alenen ve gizli toplantılar gerçekleştirmek, basın-yayın yoluyla bu amaçların propagandasını yapmak ve kışkırtıcı çalışmalar örgütlemekle” suçlanıyordu.
Mahkeme başkanının “Ülkeyi parçalayıp, yok etmek niyetiyle bağımsız bir Ermenistan kurma amacına hizmet ettiğiniz doğru mudur?” sorusuna Paramaz şöyle yanıt veriyordu: “Siz ülkemizi bundan altı yüz yıl önce bizden koparmaya çalışıp, işgal ettiniz. Halkımızı sürekli olarak katliamlar yoluyla imha etmeye çalıştınız ve şimdi de tüm Osmanlı vatanını bir Türkiye`ye dönüştürme çabası içerisindesiniz. Ancak siz bunu yaparken suçlu görülmüyorsunuz da, aynı şeyi yapmaya kalkışıp, tarihsel hakkımızı yeniden elde etme amacı için çabaladığımız için biz mi suç işlemiş sayılıyoruz yani!” ”Uzun süren tutukluluk 17 günlük mahkeme ile son bulmuştu. Hukuk kararını hızlıca vermişti bile.
TEHCİR KANUNU GÜNÜNDE KALEMLERİ KIRILDI
27 Mayıs’ta yani Osmanlı Ermeni toplumu için alınan “Tehcir Kanunu” gününde devrimciler için de kalem kırılıyordu. İnfazsa 15 Haziran’da gerçekleştirilecekti.
Darağacına çıkartılan Paramaz, “Siz, sadece bizim vücudumuzu yok edebilirsiniz, fakat inandığımız fikirleri asla… Yarın Ermenilik, ülkenin Doğu`sunda özgür ve sosyalist Ermenistan`ı selamlayacaktır!” diye bağırıyordu.
İnfaz edilenler arasında bulunan işçi Yervant ise “Ölüm her yerde aynıdır ama ne mutlu halkının kurtuluşu için şehit düşene” şarkısı ile hayata veda ediyordu. Toplu infaz, yetkililerin talimatıyla fotoğraflandı…
İdam sehpalarından indirilen 20’ler atlı yük arabasına üst üste yüklenerek mezarlığa gönderildi…
Onların yürüttükleri mücadele, ödedikleri bedel 100 yıllık bu acının unutulmamasında en önemli etkendir. Bu yanıyla Ermeni ulusunun bu yiğit devrimcilerini bir kez daha selamlıyoruz.
Madteos SARKİSYAN, Bedros TOROSYAN, Abraham MURADYAN, Aram AÇIKBAŞYAN, Armenak HAMPARTSUMYAN, Boğos BOĞOSYAN, Hagop BASMACIYAN, Hovhannes DER-ĞAZARYAN, Hrant YEGAVYAN, Karekin BOĞOSYAN, Karnig BOYACIYAN, Keğam VANİKYAN, Mıgırdiç YERETSYAN,Minas KEŞİŞYAN, Murad ZAKARYAN, Sımbat KILIÇYAN, Tovmas TOVMASYAN, Vahan BOYACIYAN, Yeremya MANANDYAN‘a…
İşte idam edilen 20’ler.
Vahan BOYACIYAN (Minas oğlu Ruhen Garabetyan)
Büyük Hayk’ın Dzopk Vilayetinin Dzopk-Şahunyants bölgesinin Çemişgezek-Kale şehrinde doğdu.20. yüzyıl başında Çemişgezek, çevresindeki 30 Ermeni köyüyle aynı adı taşıyan bölgenin merkeziydi. Şehre kendi adını veren Ermeni asıllı Bizans İmparatoru Hovhannes Çımışgik, Çemişgezek’te doğmuştur.Partinin önemli isimlerinden biri olan Ruben Khanazadyan’la birlikte, SDHP’nin Amerika’daki şubelerini kurma ve güçlendirme çalışmalarına katıldı ve uzun yıllar Bulgaristan, Rusya ve Mısır’da SDHP temsilciliğinde bulundu.İdam edildiğinde 41 yaşında idi.
________________________________________
Aram AÇIKBAŞYAN (Krikor Garabetyan)
Asıl adı Krikor Garabetyan olan Aram Açıkbaşyan, 1869 yılında Arapgir’de doğdu.
İstanbul’a giderek Osmanlı İmparatorluğu’nun değişik yerlerinden okuyup, eğitim almak amacıyla gelen Ermeni gençleriyle birlikte İstanbul’da Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu.
SDHP’ye girmeden önce, 1890 Kumkapı mitinginin örgütleyicilerinden Hampartzum Boyacıyan ile birlikte hareket etti. SDHP Merkez Komitesi’nin kararıyla, 1892 yılında Mısır’a giden Garabetyan, Hınçak Partisi’nin çalışmalarına aktif bir şekilde katılarak, Mısır’da yeni şubeler kurulması için çalışmalar yaptı.
Garebetyan’ın asıl görevi ise o dönemde, Atina’da bulunan partinin merkeziyle
Batı Ermenistan ve Kilikya’daki Ermeni yerleşim bölgeleriyle, Ermenilerin nüfus yoğunluğu olan (Mısır, Filistin, vs. gibi) diğer şehirlerdeki Hınçak Partisi şubeleri arasında bağları koordine edip, güçlendirmeye çalışmaktı.
Garabetyan’ın çabaları sonucu parti merkeziyle Agın (Eğin), Arapkir, Divriği, Kemah ve Armıdan’daki Hınçak şubeleri arasında bağlar güçlendirildi. Garebetyan darağacına çıktığında son isteği, “tüm yoldaşlarıyla birlikte aynı yerde gömülmeleri” olmuştur.
İdam edildiğinde 46 yaşındaydı.
________________________________________
Bedros TOROSYAN (Doktor Benne)
Doktor Benne, idam sehpalarının önüne geldiğinde “biz, 20’leri asıyorsunuz arkamızdan yirmi binler gelecek!” diye haykırdı. Hınçak Partisi’nin önemli simalarından Benne oğlu Bedros Torosyan (Doktor Benne) Kharberd’de doğdu.
Kharberd (Türkçe Harput, Rumca Kharbode, Asurice Kordberd) Batı Ermenistan’ın aynı adı taşıyan ovasında, Aradzani’nin (Murat Su) sol tarafında bulunmaktadır.
Bedros Torosyan, Hınçak Partisi’nin önemli bazı simalanyla tanıştıktan sonra Hınçak Partisi’ne katıldı.
________________________________________
Armenak HAMPARTSUMYAN
1880’de Denizli’de doğdu. Erken yaşlarında Ermenilerin uğradığı aynmcılık, baskı ve zulme şahit olarak genç yaşta politik mücadeleye katılarak Sosyal Demokrat Hınçak Partisi’nin İskenderiye şubesine üye oldu.
Armenak’ın, SDHP’nin VII. Kongresi’nde Jön Türklerin sorumlu üç liderine suikast düzenlenmesi karara bağlanınca, Paramaz’ın başkanlığındaki örgütlenmeye katıldığı bilinmektedir. İdam edildiğinde 35 yaşındaydı.
________________________________________
Sımbat KILIÇYAN (Angudi-Parasız Bedros)
İdam edildiğinde 30 yaşındaydı.
Vartan oğlu Sımbat Kılıçyan, 1885’te Amerikalı Ermeni yazar William Saroyan’ın da memleketi olan Bağeş’te (Bitlis) doğdu.
Ailesine yardımcı olabilmek için genç yaşta terziliği öğrendi. Daha sonra İstanbul’a yerleşti ve SDHP ile ilişki kurdu.
________________________________________
Hagop BASMACIYAN
Gazar oğlu Hagop Basmacıyan, 1888’de Kilikya’nın köylerinden Kilis’te doğdu. Kilis, önemli sayıda Ermeni fedaileriyle politik simalarının devrimci harekete ilk katıldıklan Hınçak Parti’sinin güçlü olduğu bir yer alarak anılmaktadır.Hınçak Partisi’ne erken yaşlarda üye olan Hagop Basmacıyan’a, genç yaşına rağmen partinin şube sorumluluğu görevi verilir.Hınçak Partisi’nin gizli hücrelerinin çalışmalarını örgütleyen isimler arasında idi.1914 yılı Temmuz ayında tutuklanan Hagop Basmacıyan idam edildiğinde henüz 27 yaşında idi.
________________________________________
Minas KEŞİŞYAN (Kapriel Keşişyan veya Samsunlu Sarı Khaçik)
SDHP’nin üyelerinden (Kapriel Keşişyan veya Samsunlu Sarı Khaçik ya da bir başka adıyla Emekçi Minas) olarak da bilinen Minas KEŞİŞYAN, 1879’da Giresun’da doğdu.Genç yaşlarda Hınçak Partisi’ne katılan Minas Keşişyan, Çarlığın kışkırtması sonucu Ermeni ve Azeriler arasında başlayan çatışmalar nedeniyle partinin verdiği görevi yerine getirmek amacıyla Kafkasya’ya gitti.Yeni Anayasa’nın kabulünden sonra başka Hınçak üyeleri ile birlikte İstanbul’a yerleşti.İdam edildiğinde 36 yaşındaydı.
________________________________________
Mıgırdiç YERETSYAN
Hovhannes oğlu Mıgırdiç Yeretsyan, 1873’te Abuçekhts köyünde doğdu. Bu köy, Küçük Hayk’ın Agın (Eğin) şehrinin güney-doğusunda bulunuyordu.Mıgırdiç Yeretsyan, Sosyal Demokrat Hınçak Partisi’ne katılarak onun aktif kadrolarından biri haline geldi.İdam edildiğinde 42 yaşındaydı.
________________________________________
Hrant YEGEVHAN
Hrant Yegavyan, zengin bir ailenin evladı olarak Arapkir’de doğdu.
1908’de İstanbul Ermeni Getronagan Lisesi’ne kaydolan Hrant, daha sonra eğitimini başkentteki üniversitenin tıp bölümünde sürdürdü.
Öğrencilik yıllarında Hınçak Partisi’nin Gençlik Kolu’nun yayınladığı “Kıvılcım” gazetesi çalışanlarıyla tanışan Hrant, az zaman sonra onlara katılarak, en aktif çalışmalarda bulunan gençlerden birisi olur.
1914’te ihbarcı Arşavir Sahakyan’a karşı suikast düzenleme suçuyla tutuklandı. Ağır işkencelere uğradıktan sonra, 15 Haziran 1915 sabahı Beyazıt meydanında idam edilenler arasında bulunan en genç devrimcilerden biri idi.
________________________________________
Yeremya MANANDYAN (Yeremia Matosyan, Yerem-ya Manukyan)
Kipranos oğlu Yeremya MANANDYAN, İstanbul’da doğdu.
Yeremya, Paramaz’ın grubu içinde yer alıyordu.
________________________________________
Karekin BOĞOSYAN
Arakel oğlu Karekin BOĞOSYAN, 1885’te Şebinkarahisar’ da doğdu.
Asıl adı Ermenice Sevaberd olan Şebinkarahisar kale şehri, tanınmış Ermeni Fedaisi Antranik’in de memleketidir.
Hınçak Partisi üyesi olan Boğosyan, Sultan II. Abdülhamid rejimi sırasında mahpusluktan kurtularak, Hınçak Partisi’nin kendisine verdiği görevi yerine getirmek amacıyla Kafkasya’ya gitti ve orada yerel örgütlenmelerin güçlenmesi için yapılan çalışmalara katıldı.
Meşrutiyetin ilanından sonra, birçokları gibi İstanbul’a dönen Karekin de, askeri çalışmalarda tecrübeli olduğundan Paramaz’ın grubuna dahil edildi.
İdam edildiğinde 30 yaşındaydı.
________________________________________
Keğam VANİKYAN (Vanik, Küçük Van anlamına gelir.)
Hınçak Partisi’nin bilinen kadrolarından Garabet oğlu Keğam Vanikyan (partideki adı Vanik) 1884’te Van’da doğdu.
Küçük yaşta babasını yitiren Vanikyan annesi ve ninesi tarafından büyütüldü. İlköğrenimini Van’ın en büyük mahallesi Aykestan’da tamamlayan Vanikyan, ortaokulu Yeramyan Lisesi’nde devam etti.
Hınçak kaynakları Vanikyan’ın, zamanın en tanınan Ermeni fedai başlarından olan KERİ adıyla bilinen (kod adı Ardzruni) Hagop Avedisyan’a karşı özel bir saygı duyduğunu ve daha genç yaşlarda fedailere katılmak istediğini yazmaktadır. Vanikyan 1907 yılında Van Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul’a gelerek, Eczacılık Fakültesi’ne kaydoldu. Bir yıl sonra ise kaydını Hukuk Fakültesi’ne aldırdı.
Vanikyan çevresindeki ilerici ve devrimci gençlerin ortak çabalanyla İstanbul’da SDHP’nin Öğrenci Gençlik Örgütü’nü kurdu. Kısa bir süre içinde, sadece üniversitede değil İstanbul’un değişik enstitü ve yüksekokullarında öğretim gören Ermeni gençlerinden yüzlercesi Hınçak Öğrenci Gençlik Demeği’ne katıldılar. Bu gelişmeyi takiben Vanikyan’ın çabalan sonucu liseli öğrencilerin kendi gençlik örgütleri de kuruldu.
SDHP’nin inandığı ve savunduğu fikirlerin yaygınlaştırılması ve yığınlara ulaştırılması, gençliğinin çalışmalarının koordine edilmesi için bir yayın organı çıkarılması kararı alınmasının ardından, işçi ve emekçilerin bayramı olan 1 Mayıs 1911’de İstanbul SDHP Öğrenci Gençlik Örgütü’nün aylık dergisi “Gaydz” (Kıvılcım)’ın ilk sayısı yayımlandı. Kıvılcım dergisinin yaratılmasında büyük emeği geçen Vanikyan, “Vanik” rumuzuyla sürekli olarak yazılar yazdı.
İdam edildiğinde 31 yaşındaydı.
________________________________________
Kamig BOYACIYAN
Krikor (JIu Kamig Boyacıyan, 1888’de İstanbul’da doğdu.
Kamig Boyacıyan’da İstanbul SDHP şubesi çatısı altında siyasi çalışmalara katıldı.
Hınçak kaynaklarına göre SDHP içinde aktif olarak çalışan Karning Boyacıyan Paramaz’ın grubuna dâhil edilmişti.
İdam edildiğinde 27 yaşındaydı.
________________________________________
Hovhannes DER-ĞAZARYAN (Hovhannes Yeğiazaryan)
Stepan oğlu Hovhannes Der-Ğazaryan (Hovhannes Yeğiazaryan veya Gıdik Çello) 1878’de Kapadokya’nın Gesaria (Kayseri) şehrinde doğdu.
Hovhannes Surp Garabet Manastırı’nda eğitimini bitirdikten sonra öğretmenlik yapmaya başladı.
SDHP’ye üye olan Hovhannes aktif bir şekilde faaliyet göstererek örgütlenme çalışmalarına katıldı.
Hovhannes Der-Ğazaryan, Gesaria (Kayseri)’de Hınçak Partisi’nin öncü kadrolarından biri olup, propaganda çalışmalarından sorumlu idi.
İdam edildiğinde 37 yaşındaydı.
________________________________________
Boğos BOĞOSYAN
Mikael oğlu Boğos Boğosyan, 1862 yılında tarihsel Agın (Eğin) şehrinde doğdu.19. yüzyıl sonunda, Agın’da 5.500’u Ermeni olmak üzere 10.000 insan yaşıyordu.Doğum yeri olan Agın’dan Samsun Bafra’ya taşınan Boğos Boğosyan Bafra’da SDHP’ye katılarak politik faaliyetlere başladı.Köstence’de yapılan VII. Parti Kongresinde Karadeniz delegesi idi. Boğos Boğosyan, kongrede yaptığı bir konuşmada mevcut duruma tahammül edemeyeceklerini belirterek yaşamanın koşullarının ortadan kalktığını belirterek “yenemeyecek durumda olsalar bile isyan bayrağını açma” çağrısı yaptı.
Arkadaşlarından yaşça büyük olmasına rağmen zor tutukluluk koşullarına dayanan Boğos Boğosyan’ın gerek tutukluluğu, gerekse idamı sırasında devrimci tavrından taviz vermediği söylenir. İdam edildiğinde 53 yaşındaydı.
________________________________________
Murad ZAKARYAN (Hagop Ğazaryan)
Murad Zakaryan (Hagop Ğazaryan veya Kazazyan) Büyük Hayk’ın Duruperan vilayetinin Tsrönk köyünde doğdu. Köyü Muş’tan sadece 15 km. uzaktaydı.
SDHP’nin önemli fedailerinden birisiydi.
Murad Zakaryan’ın idam edilmeden önce,
“Ölürüm tabii, ancak bu düşünce uğruna ölürüm” dediği söylenir.
________________________________________
Tovmas TOVMASYAN
Vahan oğlu Tovmas Tovmasyan, 1888 yılında Kilis’te doğdu.
Tovmas Tovmasyan eğitimini tamamladıktan sonra pedagoji ile ilgilendi ve Kilis’teki Ermeni Okulu’nun müdürlüğüne getirildi.
Hınçak Parti’sinin Kilis’te aktif faaliyet yürüten isimlerinden biri olarak öne çıktı.
Tovmas Tovmasyan VII. Hınçak Kongresinde alınan kararlar sonrası kurulan Paramaz önderliğindeki gruba dahil edildi.
Yoğun işkenceler görmesine rağmen herhangi bir itirafta bulunmadığı bilinen Tovmas Tovmasyan, 19 yoldaşıyla birlikte Beyazıt meydanında idam edildiğinde 27 yaşındaydı.
________________________________________
Abraham MURADYAN
Stepan oğlu Abraham Muradyan (veya Manukyan) 1889’da Kilikya’da doğdu.
SDHP’nin İskenderiye şubesi bünyesinde yürütülen çalışmalara aktif olarak katıldı.
26 yaşında idam edilen Muradyan’ın, İskenderiye’de bulunduğu sırada Ermeni cemaatinin korunması, güçlenmesi ve SDHP’nin örgütlenme çalışmalarında önemli bir rol oynadığı söylenir.
________________________________________
Yervant TOPUZYAN (Panvor)
Yervant Topuzyan, Adapazarı’nın ilçelerinden biri olan Bardizak’ta 1895’te doğdu.
Çok sayıda gazete ve derginin yayımlandığı, meşhur Bardizak Tiyatrosu’nda ünlü Ermeni sanatçılarından birçoğunun sahneye çıktığı bu yerde, 1. Dünya Savaşı öncesinde 16 bin Ermeni yaşıyordu.Yervant Topuzyan Bardizak SDHP Şubesi tarafından yayımlanan “Bay-kar” (Mücadele) adlı dergide makaleler yazdığı için aynı zamanda bir gazeteci olarak da tanınıyordu.Yazın adı olarak “Panvor” (işçi) mahlasını seçmişti. Son nefesini vermeden önce, “Ölüm her yerde aynıdır ama ne mutlu halkının kurtuluşu için şehit düşene!” dedi.Papaz Kalust Boğosyan, dinsel günah çıkartma görevini yerine getirmek için Yervant Topuzyan’a yanaştığında, cebinden çıkardığı mendilini uzatarak, “Aziz Peder, bu kuru mendilimi anama ver ve evladının onu tek defalığına bile olsa gözyaşlanyla ıslatmamış olduğunu bilmesini istediğimi söyle lütfen…” dediğini aktarır. İdam edildiğinde 20 yaşındaydı.
Son Haberler
Sayfalar

T.“C”NİN HÜLASASI: “HAYATA DÖNÜŞ” HAREKÂTI’NDAN ROBOSKÎ’YE![1]
“Acı veriyorsa geçmiş;
geçmemiş demektir.”[2]
“Geçmiş” diye sunulan ama bugünden, yani T.“C” hülasasına denk düşen “Hayata Dönüş” harekâtı’ndan Roboskî’ye uzanan vahşetten söz etmek; egemen hukuk(suzluk), zorbalık, şiddet tarihinin sayfalarında gezinmektir.
Kolay mı?

BE ZİMAN JÎYAN NA BE![1]
“Yaradılış gözyaşı vermiş bize,
acıma çılgınlığı vermiş,
İnsan artık dayanamaz gibiyse,
üstelik
Ezgiler, sözler bağışlamış bana, yaramı
Bütün derinliğiyle dile getireyim diye;
Ve acıdan dili tutulunca insanın,
bir Tanrı
Çektiğimi anlatayım diye
bana dil vermiş.”[2]

KÜRT MESELESİNDE EVRİM Mİ KANSIZ DEVRİM Mİ?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayret verici çalımının gölgesinde süren Devlet-Öcalan görüşmesi -bana ümit vermese de- tereddütsüzce desteklenmelidir. Desteklenmelidir, çünkü anlaşma sağlanırsa hiç değilse savaş duracak ve artık gençler ölmeyecek. Bir de cezaevlerindeki binlerce insan dışarı çıkacak. Sadece bu iki nedenle de olsa görüşmelerin mutabakatla sonuçlanması için taraflar adım atmaya teşvik edilmelidir.

KÜÇÜK BURJUVAZİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ARADIĞI YER
Küçük burjuva aydınları sosyalizmi sevmezler. Gerçekte, onların sevdiği düzen, kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin kendilerine dokunmamasını isterler. Onların tek istekleri; “özgürce yazmak”, “özgürce sanatlarını gerçekleştirmek”... Ancak, bu kutsal “özgürlüğün” içinde, kapitalist sistem tarafından ezilen işçi ve emekçilerin özgürlüğü yoktur. Onlara göre, işçi ve emekçilerin görevi; kapitalist iş bölümü gereği sermaye sahibine artı-değer üretmek...

İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK)”?[*]
“Biri kurbağa öper,
biri yüzyıllarca uyur,
biri 7 cüceyle yaşar,
biri kuleye kapatılır.
Bir masal prensesi olsan bile
kadınlık zor.”[1]
1. Arap-İslâm İmgeleminde Kadın: Arzu ve Tehlike

ZİNDANLARDAKİ ÇIĞLIK, BÜYÜK ÇIĞI OLUŞTURACAK…[1]
“Tarih, gelecek için
kavga verip, yitirmiş bile olsa,
insanlık için vuruşanları
hiç unutmaz.”[2]
Şu an elim tuttuğum 29 Ekim 2012 tarihli mektup Erzurum H-Tipi Kapalı Cezaevi’nin B-Blok’undaki 4. Odadaki Muzaffer Yılmaz’dan geldi…

Büyük kalıcı tarihsel projeleri birlikte inşa edelim...
12 Mart,12 Eylül ve daha sonraki süreçlerden günümüze dek Türk Devletinin zulmüne maruz kalmış, ülkesini, terk etmek zorunda bırakılmış, Ailesinden, eşinden, dostundan, kardeşinden, yoldaşından ve uğruna mücadele yürüttüğü halkından nedeni ne olursa olsun kopmak zorunda kalmış; kimileri işkence görmüş, kimileri uzun yıllar zindanlarda kalmış 120 civarındaki Sürgün 15 Aralık 2012 tarihinde Köln’de bir araya gelerek Avrupa’da Sürgünde yasayan İnsanların sorunlarına sahip çıkmak, bulundukları ülkelerden imkanları ve olanakları ölçüsünde Sürgünlüğe yol açan Türk Devletinin bugünde devam eden ba

Kaypakkaya Partizan ve Yol Ayrımları
Bir görüşü savunmanın en mutlu yanı o görüşün çoğalması ve kitleselleşmesidir. Eğer yaptığınız iş buna hizmet ediyorsa, adımlarınız hep ileriye dönükse anlam kazanacaktır, tatmin edici olacaktır. Yaptığımız işlerin özeleştirisini yaptığımız kadar eleştrilerini de yapmalı ve gerekirse çıkmaza girildiğinde dönüp kendimize bakıp ne yapıyorum denilmelidir. Gittiğimiz yol 1 adım ileri 2 adım geri gidiyorsa burda durup düşünmek ve ortaya çeşitli tespitler koymamız gerekmektedir.

BARIŞ GÜVERCİNLERİNE KURŞUN SIKILMAZ
Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) Leyla Şaylemez
Her biri birbirinden değerli onurlu üç Kürt siyasetçisi ,Farklı dönemlerde KUH katılmış adeta nesilden nesile devam eden kurtuluş hareketinin bayraklaşan isimleri,
PKK nin kurucu kadrolarından olan, mücadelenin bütün aşamalarında alnının akıyla çıkan, düşmanın dahi saygı duyduğu devrimci bir kadındır Sakine Cansız,
Cezaevi resimlerine bakıldığında zayıf, çelimsiz, üflesen düşecek gibi görünmektedir.

“Yarı-Feodal” Brezilya...?
11.01.2013 tarihinde Özgür Gelecek gazetesinin internet portalında; “Süreç devrimcilerin lehine dönecektir!” adlı bir yazı okudum. Sanırım Brezilya Komünist Partisi (Maoist)’e ait. Yazının altında böyle bir imza yoktu. İsim konusunda yanılmış olabilirim. Burası çok önemli değil. Benim açımdan önemli olan, yazının Brezilya ile ilgili değerlendirmesiydi. Esas olarak da, böyle bir değerlendirme yazısının kendine “Maoist” diyen bir örgüt tarafından yapılmasıdır. Eğer, kendisini “Maoist” olarak adlandırmasaydı, böyle bir yazı yazma ihtiyacı da duymazdım.