Pazar Mart 2, 2025

Evli kal, Evli değilmişcesine yaşa ( Satirik )

Maoizmin, Leninizmin, Checiliğin... Türkiye' deki temsilcileri Deniz' in, Mahir' in, İbrahim Kaypakkaya' nında süre gelenleri  sosyalist proletarya köylülerle sohbet.

Herkesin dört büyük takımlı, dört büyük partili... doğduğu bu memlekette nasıl örgütleneceğine,  örgütlü yaşanılacağına.... dahil tereciye tere satacak halim yok .

Yaşamak bir sanattır.

Helede ki Stalin' in resmini taşırken sizi alkışlayan, Stalin' nin ( yeni  - eski ) demokratik halk devrimlerine  yönelik eleştirilerinin doğruluğuna inanıyorum deyince de....... 

Suratı asılan, askeri ücretli  ( HDP -HDK ' lı Altan Tan' ın tabiriyle de marjinal, tabansız...) proletarya köylü  örgütlenmelerine sahipseniz.

Ne denize gidebiliyorsunuz ne de yerelleri kırtasiyeciliğe döndüren ufacık halkaların belirledikleri daha büyük halkaların içinde hiçleşiyor diyenlere  karşı durabiliyorsunuz.

Her şeyden vaz geçiyorsunuz. 

Demokratik Halk Devrimlerine inananlar kadar Lenistlerde komünizmdeki üretimin örgütlenmesinin merkezi halinin tespitini  yapamadıklarından komünizmi getireceği söylenen sosyalizme karşı yabancılaşma sorununuzu aşabilmek için Lenistlerin yanına dahil  gidemiyorsunuz.

Her şey üstünüze üstünüze geliyor.

Hatta okul harçlığını veremediğiniz çocuklarınız dahil hayattaki tek zevkiniz olan falın neyse çıksın halin diyerek  burjuva çelişkilerinden, krizlerinden ... çıkacak kendiliğindenciliğin yaratacağı  örgütlenebilme kısmetlerinizde haber veren dergilere, gazetelere... harcadığınız paralara göz dikiyorlar.

Bu da yetmezmiş gibi Türkiye Sol Tarihi' de nasıl kitleselleşiriz sorumuza:

Kitleselleşebilmek için  gitmediğimiz sokak, köy....., çıkarmadığımız yayın...., iştirak etmediğimiz grev... kaldı mı ki, diyerek bizi mars ederken bir sağına bir soluna....... oturduğu tavlasının zarını  atan, pullarına da  yön veren sömürgeciliğin uygulamalarıyla doğmuş: Kapitalizmin evrelerinin ortaya çıkardığı her toplumsal davranışlar da devrimci mütavaya dönüştürülebileceğine dahil tanrıyla anlaşmanız mı vardır, diyerek de sıkıştığında kimliğini açığa veren işçi : Akıllı bir insanı akılsız bir insanda ayıran, akıllı bir insan yaşanılan sosyo - ekonomik yapının ön plana çıkardığı sıyrılıp gelen toplumsal yapı (-lar ) içerisinde kadrolaşmayı, işbirliği..  yapmayı bilendir diyerek yanımda oturan köylüyle benim  koltuğumun altına tavlayı sıkıştırı veriyor.

Hadi gelinde böyle hallerde içmeyin değil mi?

İçiyorsunuz.

Sadece toplumu gerenin, kutuplaştıranın, öküz öldü ortaklık bozuldu diyerekte yaşanmış tüm olumsuzlukları muhalefete geçenlere, kopanlara ve yahut da  atanlara  yükleyenin sadece AKP 'liler mi olup  olmadığını düşünmeden.

Eve  varınca da alkollü olduğunu  gören, sigara ve içki içme kültürünü ortaya çıkaranın sigara ve içki satanlara karşı mücadeleyle değil sevmedikleri toplumlara, siyasi görüşlere...  karşı her türlü kötü alışkanlıkları mubah gören sisteme karşı mücadeleyle kazanıldığını söyleyen  insanların hayallerini de yanınıza alarak içmenize anlayış göstermeyen hanımınız da başlıyor çeneye:

El aya sen tersine..

Daha ne istiyorsun, kuraklıklardan, kıtlıklardan, kapitalizmin krizlerinden  haber veren memleketimizin hala sönmemiş dağlarının yamaçlarında akıp gelen işçi yazıyor: KİTLESELLEŞME. 

Sen yazıyorsun: Pratikle  söylem  tutmadıktan  sonra.

İşçi yazıyor:  Kitleselleşmeyle hareket etmeyenlerin vardıkları sonuçları Lenin' den Marks' tan alıntılar yaparak anlatmaya.

Sende yazıyorsun: Lenin' in ve Marks' ın eleştirileri kitleselleşme koşullarına sahipken kitleselleşme teorisiyle hareket etmeyenlere  yönelik.

 

Hani  nerede alıntı yaptıklarınızın içerisinde Lenin' in ve Marks' ın kitleselleşmemeyi ortaya çıkaran koşullara göre de kitleselleşmeden davrananları  eleştirdiğine dahil yazılar.  

İşçi yazıyor....

Susmak bilmiyor.

Başınızı yorgana çekiyorsunuz.

Her şey gibi sözler de dairesel olarak başınızın içerisine doğru dönmeye başlıyor.

Her günkü gibi.

İnandıklarınızın daha doğrusu inanmaya çalıştıklarınızın.. konuşmalarındaki, gazetelerindeki..  ilericileştirdikleri feodal beyliklerin, burjuvazilerin.... bir yoksul gibi  kapitalizm dahil herkesin gereksinimini ihtiyacını karşılamaya muktedir  olduğunu söyleyemeyenlerin  

despotizmle,milliyetçilikle,dinsellikle..  varlığını  meşru hale getirmiş bir tarihe sahip olduklarını proletarya köylünün eninde sonunda hatırlayacağı  korkusuyla.

Korkuyu aşabilme umuduyla da,

Gözlerinizin önüne farklı yaşamak zorunda kalmayanlar geliyor

HDK - HDP birleşenleri.

Dinliyorsunuz...  dinliyorsunuz..... 

Meğersem Batıda  gericiler karşısında sosyalist proletarya köylülerin örgütsüzlüğü apaçık ortadayken  HDK -HDP' lilerin  istedikleri yerel yönetimlerin özerkliğine ordu karşı duruyormuş.

sözler akıyor akıyor...

Tamda HDK -HDP' ler:  fakat, ama, lakin, bağlacına geldiklerinde.....

A...ha....

Şimdi yazar, konuşmacı... kolektif...    BDP' lilerin  HDP' ye katılımıyla HDK -HDP' nin devletle görüşen hale geldiğini fark edecek derken..

Aslında biliyorsunuz.

Her konuda olduğu gibi bu konuda da, konuşmacı, yazar.. ama, fakat, lakin.. demişse de sözlerinin ardında daha başka bir  güzelliğimizden, güzelliklerinizden .. suya sabuna dokunmadan bahis edeceğini.

Yine  güzel davranışlar gösteremememizin , örgütlenemememizin.. suya sabuna dokunmamamızın katili sistemin politikaları.., aşırı baskısı .

Yine güzel davranışlar gösteremememizin, örgütlenemememizin, suya sabuna dokunmamamızın.... sebebi asla sahip olamadığımız devrimci teori  değil.

Her günü böyle yaşayana, yaşayabilene aşk olsun.

97739

Emperyalist Saldırıya da, Savaşa da Hayır!

Bu ülkenin Başbakanı önceleri ismi “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)” olan ve daha sonra hedefi, kapsamı, amacı genişletilerek adı “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi(1)” olarak değiştirilen emperyalist paylaşımcı projenin Eşbaşkanlarından birisidir ve dolayısıyla da ABD emperyalizminin en başta gelen işbirlikçilerindendir. 

Yaşadığımız bu son süreçte bu projenin bir aşaması gerçekleştirilmek isteniyor.

Nasıl mı? Suriye’ye savaş ilan edilerek.

Gerekçe? O da hazır. “Kimyasal silah kullanıldı” 

Ermeni Sorunu’nun Doğuşu ve Osmanlı Bankası Baskını

 

19.yüz yılın sonunda 500 yıldır hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu artık son evresine gelmiş yok olmakla karşı karşıya bulunuyordu. Avrupa'da kapitalizmin gelişmesi, ulusal uyanışlar, bağımsızlık hareketleri,1789 Fransız devriminin yankıları, Balkanlarda ulusal kopuşlar Anadolu'da yaşayan Ermeni ve Rum toplumlarında da oluşmaya başlamıştır.

Osmanlı, iktidarı altında yaşayan Ermenilere, azınlıklara ibadet özgürlüğü, mülklerinin güvence altına alınması, reformlar, yasa önünde, vergi alanında eşitlik vaat ediyordu.

Türki entergasyon dinamikleri ve anadilde egitim

TC’nin Lozan sonrası Kürdistan’a ilişkin programı askeri işgal,asimilasyon ve entegrasyon temelli olmuştur.  Kürdistanlılar askeri işgale ve asimilasyona karşı ciddi isyanlar geliştirmiş,mücadeleler vermiş ve bedel ödemişlerdir.Kuzey Kürdistan’da askeri işgale karşı belli gerilla alanları haricinde herhangi bir kazanım elde edilememiş,ancak asimilasyona karşı yürütülen mücadele hedefine tam ulaşamasa da belli sonuçlar üretmiştir. 

Gülfikâr Aksu'nun Anısına/ Hasan Aksu

Gülfikâr Aksu'nun Anısına: "Cocuglar Bize Oyle Ogrettiler. Ne Bilek Hakim Beg; Biz İbocuyuk, Tikkocuyuk!"/ 

Ben Annemi 18 Mayıs 2000 yılında yitirdim. Annem her Anne gibi önce Kadın’dı. Doğurgan özelliğinden gelen koruma, kollama, her şart altında sahiplenme esasıydı. Erkek egemen toplumunda kadın olduğundan dolayı, cins ayrımcılığına uğradı. Baskı ve şiddet gördü. Kürt olduğundan dolayı ulusal baskıya uğradı. Alevi olduğundan dolayı dinsel, mezhepsel baskılara maruz kaldı, aşağılandı.

Kürtler Ve Burjuva Yalanlar

 

Burjuva siyasal iktidar, iktidarini korumak, işçileri bölmek, birbirine düşürmek, kendi şoven-kirli siyasetinin bir parçası olarak, işçileri kullanmak için her türlü ideolojik silahını kullanıyor.

Güncel Sanatın Vahim Hâl(sizliğ)i[*]

 “Süren acılara dayanmak,çabucak ölmekten çok dahabüyük bir kahramanlıktır.”[1] 

Pablo Picasso’nun, “Her çocuk sanatçıdır. Ama sorun; büyüdüğünde geriye nasıl bir sanatçı kalacağıdır,” saptaması sanat ve insan ilişkisinin en net betimlemelerinden biriyken; bu da biz(ler)e sanatın “Anne bak kral çıplak” diye haykıran çocuksu naifliğinden beslenen isyancı niteliğini anımsatır. Bu elbette işin bir yanıdır.

Kürt Kerbelası‏

 

Boyunlarına ip geçirerek bir duvarın üzerine dizdikleri küçücük çocukları aşağı itip boşlukta sallandırarak boğuyorlar. Çocuklar çırpına çırpına can verirken o vampirler, "Allah Allah" naraları ile onların can çekişini seyrediyorlar.

Bu oyunu zor bozar

 

 

Tarihte, zorun rolü üzerine çok şeyler söylenmiştir. Özellikle sınıfsal zorun ortaya çıkışı, varlığı ve uygulanması konusunda, burjuvazinin ideologlarıyla Marksistler arasında ciddi bir ayrım konusu yaşanmış ve yaşanmaktadır. Burjuvazi, kendi sınıfsal zorunu meşru görürken, ezilenlerin, özellikle de işçi sınıfının burjuvaziye karşı uyguladığı devrimci zorun adını bile duymak istemediği gibi, bunu “toplumsal etik dışı” olarak, son yılların burjuva moda deyimiyle,  “terörist” eylemler olarak kriminalize etmeye çalışır.

On İki İmamlar Alevi Olabilir mi ? 1-2

“…Bir insanın arınmışlık düzeyi en güzel sahip olduğu hoşgörüyle, anlayış ile ölçülebilir. Arınmış insan başkalarını yargılamaktan uzak, olayları ve insanları çok geniş bir bakış açısı ile görebilen, hoşgören, olaylar karşısında sukunetini yitirmeyen, her şeyi doğallıkla kabul eden bir yapıdadır. İyi yada kötü diye ayrımları yapmaktan kaçınır, sevgisi bütüne, herkese ve her şeyedir. Hoşgörüsündeki yükseklik, onun bu sevgiyi bu şekilde eksiksizce ve adilce aktarabilmesini sağlar. Korku ve endişelerden hemen hemen tamamen uzaklaşmıştır.

Minaresiz Camiler ve Alevi Asimilasyonu

 

Dedeler var hoca olmuş bir nevi
İhtirasa kurban edilmiş sevi
Minaresiz cami gibi cemevi
Aleviyi namaz kılarken gördüm

(Ozan  Emekçi)

 

Bazı Milliyetçi Ermeni Aymazlara Zorunlu Cevap! Hasan Aksu.‏

 

İnsan eğer ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizmden ideolojik gıda alıyorsa; her şart ve koşulda diğer ulus ve azınlıklara kin nefret ve kan kusarak nemalanıyorsa; adı ne olursa olsun sosyalizm ve de komünizm düşmanlığı yapıyor demektir. Çünkü her türlü milliyetçilik yaşanan örnekleriyle hepimizin malumudur.

Sayfalar