Evli kal, Evli değilmişcesine yaşa ( Satirik )
Maoizmin, Leninizmin, Checiliğin... Türkiye' deki temsilcileri Deniz' in, Mahir' in, İbrahim Kaypakkaya' nında süre gelenleri sosyalist proletarya köylülerle sohbet.
Herkesin dört büyük takımlı, dört büyük partili... doğduğu bu memlekette nasıl örgütleneceğine, örgütlü yaşanılacağına.... dahil tereciye tere satacak halim yok .
Yaşamak bir sanattır.
Helede ki Stalin' in resmini taşırken sizi alkışlayan, Stalin' nin ( yeni - eski ) demokratik halk devrimlerine yönelik eleştirilerinin doğruluğuna inanıyorum deyince de.......
Suratı asılan, askeri ücretli ( HDP -HDK ' lı Altan Tan' ın tabiriyle de marjinal, tabansız...) proletarya köylü örgütlenmelerine sahipseniz.
Ne denize gidebiliyorsunuz ne de yerelleri kırtasiyeciliğe döndüren ufacık halkaların belirledikleri daha büyük halkaların içinde hiçleşiyor diyenlere karşı durabiliyorsunuz.
Her şeyden vaz geçiyorsunuz.
Demokratik Halk Devrimlerine inananlar kadar Lenistlerde komünizmdeki üretimin örgütlenmesinin merkezi halinin tespitini yapamadıklarından komünizmi getireceği söylenen sosyalizme karşı yabancılaşma sorununuzu aşabilmek için Lenistlerin yanına dahil gidemiyorsunuz.
Her şey üstünüze üstünüze geliyor.
Hatta okul harçlığını veremediğiniz çocuklarınız dahil hayattaki tek zevkiniz olan falın neyse çıksın halin diyerek burjuva çelişkilerinden, krizlerinden ... çıkacak kendiliğindenciliğin yaratacağı örgütlenebilme kısmetlerinizde haber veren dergilere, gazetelere... harcadığınız paralara göz dikiyorlar.
Bu da yetmezmiş gibi Türkiye Sol Tarihi' de nasıl kitleselleşiriz sorumuza:
Kitleselleşebilmek için gitmediğimiz sokak, köy....., çıkarmadığımız yayın...., iştirak etmediğimiz grev... kaldı mı ki, diyerek bizi mars ederken bir sağına bir soluna....... oturduğu tavlasının zarını atan, pullarına da yön veren sömürgeciliğin uygulamalarıyla doğmuş: Kapitalizmin evrelerinin ortaya çıkardığı her toplumsal davranışlar da devrimci mütavaya dönüştürülebileceğine dahil tanrıyla anlaşmanız mı vardır, diyerek de sıkıştığında kimliğini açığa veren işçi : Akıllı bir insanı akılsız bir insanda ayıran, akıllı bir insan yaşanılan sosyo - ekonomik yapının ön plana çıkardığı sıyrılıp gelen toplumsal yapı (-lar ) içerisinde kadrolaşmayı, işbirliği.. yapmayı bilendir diyerek yanımda oturan köylüyle benim koltuğumun altına tavlayı sıkıştırı veriyor.
Hadi gelinde böyle hallerde içmeyin değil mi?
İçiyorsunuz.
Sadece toplumu gerenin, kutuplaştıranın, öküz öldü ortaklık bozuldu diyerekte yaşanmış tüm olumsuzlukları muhalefete geçenlere, kopanlara ve yahut da atanlara yükleyenin sadece AKP 'liler mi olup olmadığını düşünmeden.
Eve varınca da alkollü olduğunu gören, sigara ve içki içme kültürünü ortaya çıkaranın sigara ve içki satanlara karşı mücadeleyle değil sevmedikleri toplumlara, siyasi görüşlere... karşı her türlü kötü alışkanlıkları mubah gören sisteme karşı mücadeleyle kazanıldığını söyleyen insanların hayallerini de yanınıza alarak içmenize anlayış göstermeyen hanımınız da başlıyor çeneye:
El aya sen tersine..
Daha ne istiyorsun, kuraklıklardan, kıtlıklardan, kapitalizmin krizlerinden haber veren memleketimizin hala sönmemiş dağlarının yamaçlarında akıp gelen işçi yazıyor: KİTLESELLEŞME.
Sen yazıyorsun: Pratikle söylem tutmadıktan sonra.
İşçi yazıyor: Kitleselleşmeyle hareket etmeyenlerin vardıkları sonuçları Lenin' den Marks' tan alıntılar yaparak anlatmaya.
Sende yazıyorsun: Lenin' in ve Marks' ın eleştirileri kitleselleşme koşullarına sahipken kitleselleşme teorisiyle hareket etmeyenlere yönelik.
Hani nerede alıntı yaptıklarınızın içerisinde Lenin' in ve Marks' ın kitleselleşmemeyi ortaya çıkaran koşullara göre de kitleselleşmeden davrananları eleştirdiğine dahil yazılar.
İşçi yazıyor....
Susmak bilmiyor.
Başınızı yorgana çekiyorsunuz.
Her şey gibi sözler de dairesel olarak başınızın içerisine doğru dönmeye başlıyor.
Her günkü gibi.
İnandıklarınızın daha doğrusu inanmaya çalıştıklarınızın.. konuşmalarındaki, gazetelerindeki.. ilericileştirdikleri feodal beyliklerin, burjuvazilerin.... bir yoksul gibi kapitalizm dahil herkesin gereksinimini ihtiyacını karşılamaya muktedir olduğunu söyleyemeyenlerin
despotizmle,milliyetçilikle,dinsellikle.. varlığını meşru hale getirmiş bir tarihe sahip olduklarını proletarya köylünün eninde sonunda hatırlayacağı korkusuyla.
Korkuyu aşabilme umuduyla da,
Gözlerinizin önüne farklı yaşamak zorunda kalmayanlar geliyor
HDK - HDP birleşenleri.
Dinliyorsunuz... dinliyorsunuz.....
Meğersem Batıda gericiler karşısında sosyalist proletarya köylülerin örgütsüzlüğü apaçık ortadayken HDK -HDP' lilerin istedikleri yerel yönetimlerin özerkliğine ordu karşı duruyormuş.
sözler akıyor akıyor...
Tamda HDK -HDP' ler: fakat, ama, lakin, bağlacına geldiklerinde.....
A...ha....
Şimdi yazar, konuşmacı... kolektif... BDP' lilerin HDP' ye katılımıyla HDK -HDP' nin devletle görüşen hale geldiğini fark edecek derken..
Aslında biliyorsunuz.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da, konuşmacı, yazar.. ama, fakat, lakin.. demişse de sözlerinin ardında daha başka bir güzelliğimizden, güzelliklerinizden .. suya sabuna dokunmadan bahis edeceğini.
Yine güzel davranışlar gösteremememizin , örgütlenemememizin.. suya sabuna dokunmamamızın katili sistemin politikaları.., aşırı baskısı .
Yine güzel davranışlar gösteremememizin, örgütlenemememizin, suya sabuna dokunmamamızın.... sebebi asla sahip olamadığımız devrimci teori değil.
Her günü böyle yaşayana, yaşayabilene aşk olsun.
Ergün Aslan
Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.
Son Haberler
Sayfalar
EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN
ULUSAL SORUN
Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.
Faşizm
Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir. Dimitrov
Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor
Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.
Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir
Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.
Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir
Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.
Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor
Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.
BALIK VE MELISA
Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde...
ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ
“Acıya yenilmek istemiyorsan,
onunla yüzleşmen gerek.”
(Lanza del Vasto.)
Masamın üzerinde bir karanfil duruyor şu an. Rengi kızıla çalan bir karanfil. Roboskî karanfili. Çamurlu patikadan otuz dört fidanın mezarlarının yan yana dizili durduğu mezarlığa doğru tırmanırken KESK’li Sedar’ın elime tutuşturduğu… Her şeyin acıya karıldığı o sisli anlarda ne yaptığımı, ne yapacağımı bilemeyip çantama atıvermişim. Eve döndüğümde çıktı…