Çarşamba Şubat 26, 2025

Kalbimize saplandı 5 bıçak… (video)

 

Dersim: 2 Şubat 2011 tarihinde şehit düşen TKP/ML MK üyesi Sefagül Kesgin, TİKKO Bölge Komutanı Nurşen Aslan ve TİKKO komutan ve savaşçıları Gülizar Özkan, Derya Aras ve Fatma Acar’ın mezar yerlerinin açıklanmasının ardından cenaze töreni Dersim Merkez’de gerçekleşti. Yüzlerce insanın katıldığı cenaze töreni ardından şehit düşen gerillalar, kavga yeminleri ve savaş sloganları ile Dersim Belediye (Asri) Mezarlığı’na defnedildi.

DNA testlerinin sonuçlanmasıyla 3 Haziran Salı akşamı Malatya Adli Tıp Kurumu’ndan alınmasının ardından Tunceli Devlet Hastanesi’ne getirilen cenazeler, burada kızıl bayraklarla süslenerek yoldaşları ve aileleri tarafından alındı.

Partizan ve Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri’nin çağrısıyla sabahın erken saatlerinden itibaren İstanbul, Ankara, İzmir, Erzingan, Mersin ve Dersim’in ilçelerinden çok sayıda kişi Sanat Sokağı’nda öğle saatlerinde gerçekleşecek eylem için toplanmaya başladı.

İstanbul’dan gelenler Sanat Sokağı’na “Beşler yaşıyor, kavga sürüyor”, “Kadınlar kavgayı büyütüyor”, “Gerillalar ölmez, yaşasın halk savaşı” vb. sloganlarla girdi ve bekleyişini burada sürdürdü.

 

“Kafanı kaldır, misafirlerine bak Fatma!”

Anma töreni ilk olarak 5 Kızıl Karanfil’den Fatma Acar’ın cenazesi için ailesinin talebi üzerine Dersim Merkez Camii’ne götürülmesi ile başlandı. Hastaneden alınan Acar, annesinin dua ve ilahileriyle camiye getirildi. Yüzlerce yoldaşı onu burada da yalnız bırakmadı.

Acar’ın annesi Fadile Ana, “Anne kurbane! Kıyamam, yatıyorsun, sesini çıkarmıyorsun. Kafanı kaldır, misafirlerine bak. Hoş geldin de kızım. Hepiniz hoş geldiniz, Fatma’nın yerine ben söyleyeyim size. Var olun, iyi ki geldiniz” dediğinde kitle gözyaşlarını tutamadı.

“Sana bu yakışmıyor. Sana gelinlik yakışıyor. Kızım, gözünü aç, anne kurban olsun. Onu öpün, o değerlidir, kıymetlidir” diyen annenin dualarının ardından cenaze namazı kılındı.

Daha sonra Fatma’nın tabutu, aralarında Yeni Demokrat Kadınlar’ın da bulunduğu kadınlar tarafından omuzlanarak “Gerillalar ölmez, yaşasın halk savaşı”, “Şehîd namirin”, “Kadınlar kavgayı büyütüyor” vb. sloganları cenaze aracına taşındı. Cenaze aracı, çok sayıda araç eşliğinde konvoy halinde, Fatma’yı bekleyen diğer 4 kadın yoldaşını almak için devlet hastanesine doğru yola çıkarıldı. Kitlenin bir kısmı da sloganlarla Sanat Sokağı’na döndü.

Kalbimize saplandı 5 bıçak…

Dört kadın gerillanın cenazeleri de hastane morgundan kadınların omuzlarında, sloganlarla araçlara taşındı. Ve burada yine konvoy eşliğinde 5 Kızıl Karanfil, eylemin başlayacağı Sanat Sokağı’na getirildi.

Kitle burada pankartları açmış ve sloganlarla zaten beklemekteydi. Yürüyüş boyunca Partizan imzalı Beşler'in fotoğraflarının olduğu "Halk savaşının beş kızıl karanfili ölümsüzdür", PŞTA imzalı "Kalbimize saplandı beş bıçak, kalbimiz daha güçlü çarpacak" ve YDG imzalı “Beşlerin acısı öfkemiz, inancı meşalemiz olacak” yazılı pankartlar taşındı.

Cenazelerin karşılanmasının ardından Cemevine doğru yürüyüşe geçildi. Yürüyüşte ESP, BDP, Halk Cephesi, DHF ve Dersim Belediyesi Eşbaşkanları Mehmet Ali Bul ile Nurhayat Altun da katılarak destek verdir.

Yürüyüş boyunca sık sık “Beşler yaşıyor kavga sürüyor”, “Önderimiz İbrahim Kaypakkaya”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz”, “Kadınlar dağlara, Partizanlara”, “Gerillalar ölmez, yaşasın halk savaşı” sloganlarının yanı sıra “Yaşasın Partimiz TKP/ML, halk ordusu TİKKO, TMLGB”, “Marx, Lenin, Mao; önderimiz İbo, savaşıyor TİKKO”, “İbrahim’den Mehmet’e selam olsun partiye” vb sloganların atıldığı da duyuldu.

“Bu toprakların her karesinde nice kızıl karanfilin kanı var”

Yol boyunca ses aracından ajitasyon içerikli konuşmalar yapılarak şiirlerin okunduğu yürüyüşte Cemevi’ne gelinerek burada bir anma gerçekleştirildi. Anmada yapılan açılış konuşmasında, “Onlar bizim devrim sevdamız, devrim dileğimiz, özlemimiz, devrim emelimiz ve eylemimizdi” denilerek 5 kızıl karanfil şahsında tüm devrim, demokrasi ve komünizm şehitleri için saygı duruşunda bulunuldu.

Saygı duruşunun ardından ilk sözü Partizan temsilcisi alarak “Bundan tam 42 yıl önce, Dersim topraklarında filizlenen Kaypakkaya yoldaşın ideallerini onun yoldaşları bugüne taşıdılar. Bugünden itibaren de yine yoldaşlarının, beş karanfilimizin bize bıraktığı mücadele bayrağını taşımaya devam edeceğiz, ta ki o güzel günler gelene dek” dedi.

Partizan temsilcisi açıklamasını “Bu toprakların her karesinde halkımızın, Dersim halkının kanı var. Bu topraklarda nice kızıl karanfilin kanları var. Beş karanfilimizi uğurlarken daha gür ses ve daha emin adımlarla yürüyeceğimize söz veriyoruz” sözleriyle sonlandırdı. Partizan açıklamasının ardından Gebze Kadın Hapishanesi’nden Tutsak Partizanlar’ın yolladığı mesaj okundu.

“Mezar taşlarını, yoldaşlarına siper olsun diye bıraktık”

Dersim Devrimci Güç Birliği adına konuşan BDP İl Başkanı Ergin Doğru ise, “Yüreğimiz kan ağlasa da, bu coğrafyanın bir gerçekliği olan, acıyla umudu büyütmenin pratiğini görüyoruz. Öfkeliyiz, ama biliyoruz ki bu topraklar, bu coğrafya ödenen bedellerle özgürleşir. Kürdistan’da ve Türkiye’de bu bedeli ödeyecek olan da elbette devrimcilerdir” dedi.

“Türkiye’deki devrim mücadelesinin öncü ve önderlerinden gördüğümüz ve onlardan öğrendiğimiz şey, halk için feda ruhuyla mal edebilmektir. 5 kadın yoldaşımızın da yaptığı buydu” diyen Doğru, “Kürdistan’da da Sakinelerin, Zilanların; Dersim’de Barbaraların yarattığı geleneğin devamcısı olan 5 kadın devrimci yoldaşımız, aslında bu toprakların özgürleşmesi için yapılması gerekeni yaptılar” sözleriyle andı onları ve “Mücadelemiz çığ gibi büyüyecek” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Şehitlerden Gülizar Özkan’ın dayısı Hakkı Özkan da söz alarak “Aliboğazı’ndan kadın yoldaşlarımızı alıp buraya getirirken hep canımız yandı. Özenle isimlerinin yazılı olduğu mezar taşlarını ise geride kalan yoldaşlarına siper olsun diye bıraktık” dedi.

Sakine ile komşu oldular!

Buradan beş kızıl karanfilin tabutları yine kadınlar tarafından omuzlara alınarak Dersim Belediye (Asri) Mezarlığı’na doğru yürüyüşe geçildi. Coşkulu sloganların hiç susmadığı yürüyüşte kah Fatma’nın, kah Gülizar’ın, kah Nurşen’in resminin olduğu pankartlar en önde taşındı. En çok da acılı ama mağrur ailelerinin ellerinde…

Ardından Beşler’in cenazesi, Sakine Cansız’ın mezarının yanından taşınarak, ona yakın olan mezar yerlerine taşındılar. Bu sırada kitleden bazı kişilerin Cansız’ın mezar taşını 3’er kez öptüğü ve okşadığı görüldü.

TKP/ML ve MLKP militanlarından mezar başında anma

5 kızıl karanfilin tabutları, zor da olsa, yoldaşlarının özeniyle hazırlanmış mezar yerlerine konulurken, TKP/ML militanları sloganlarla cenaze yerine giriş yaptı. “Yaşasın Partimiz TKP/ML, halk ordusu TİKKO, TMLGB”, “Kadınlar dağlara, kızıl ordu TİKKO’ya” sloganları atan militanlar “Beşler kavgamızın sönmeyen meşalesidir” yazılı TKP/ML TİKKO imzalı pankart açtılar.

Militanlar “Savaş cephesinde sonsuzluğa uğurladığımız yoldaşlar ölümsüzdür. Onlar silahlardaki mermilerde yaşamaktadır” diyerek kitleyi saygı duruşuna davet ettiler. Daha sonra alana “Yaşasın partimiz MLKP” ve “Yaşasın devrimci dayanışma” sloganları ile giriş yapan MLKP/Kürdistan militanları, devrimci dayanışma örneği sergileyerek “Yasemin’den Beşler’e Yaşasın Kadın Devrimi” yazılı pankart açtılar.

“Beşler, önderleşme ve savaşı yükseltme çağrısıdır”

Saygı duruşunun ardından ilk olarak TKP/ML Kadın Komitesi adına bir açıklama gerçekleştirildi. “Beşler örgütlenme, önderleşme ve savaşı yükseltme çağrısıdır. Sizleri savaşın en kızıl günlerinde yaşatacağız” sözleriyle başlayan açıklamada “Komünist kadınların yürüteceği kavga, sizleri rehber alacak, sizlerin yolunda gidecektir. Sizlerden doğan boşluğu gidermek elbette ki parti kadrolarına ama öncelikle de bizim görevimizdir. Gözünüz arkada kalmasın yoldaşlar. Gözbebeğiniz gibi koruduğunuz parti, emin ellerde zafere yürüyor. Vardık varız ve sizlerle var olacağız!” denildi.

“Sözümüz devrim olacak”

Kadın Komitesi’nin ardından TKP/ML MK’nın açıklaması okundu. “Eylem’imize, Emel’imize, Özlem’imize, Dilek’imize, Sevda’mıza sözümüz devrim olacak” sözleriyle başlayan açıklamada, “Artık daha fazla nedenimiz var. Şimdi onlar gibi olmanın, onlar gibi savaşmanın, onlar için de dövüşmenin zamanıdır” denildi.

“Halk savaşının kızıl bayrakları olan Beşler’in, yoldaşlarımızın savaş çağrısına kulak verme zamanıdır. Onlar için safları sıklaştırmanın zamanıdır” denilen açıklamada, “Gün bize devrettikleri silahların elden ele geçmesi, savaş sloganlarının dilden dile dolaşması zamanıdır” denildi. Açıklama parti sloganlarıyla sonlandırıldı.

Daha sonra kitle hep bir ağızdan Partizan andı okurken, militanlar ise mezarlara TKP/ML bayrağı bıraktılar.

MLKP/Kürdistan militanları da açıklamada bulunarak “Yasemin'den Hasan Ocak'tan, Serkan'dan ve Yılmaz'dan aldığımız güçle alanlarda olacağız. MLKP/K olarak Beşler'in mücadelesini büyüteceğiz. Beşler'in bayrağı bayrağımız, kavgası kavgamızdır. Onlara sözümüz zafer olacak" dedi.

Cenaze töreninin ardından kitle Cemevi’ne dönerek burada ailelerin ve yoldaşlarının şehitler için verdiği yemeğe katıldı. Cemevi’ndeki yemeğin ardından ise anma etkinliği son buldu.

video için tıklayınız http://www.youtube.com/watch?v=xZXzm_vl2N8

 

105888

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Umudun Adı ve Devrime Çağırıydı Yılmaz Güney[1]

“Bir pratik,

bir ideolojinin aracılığıyla

ve bir ideolojinin içinde vardır.”[2]

 

Reis Çelik’in, “Düzene başkaldırmış korkusuz bir devrimci”[3] diye betimlediği Onu; hayatının her alanında uçlarda yaşayan korkusuz, sahici insanı; hakikât savaşçısı komünist Yılmaz Güney’i nasıl anlatabiliriz? Bunu çok düşündüm. Sorumun yanıtını da yine Yılmaz Güney’in üç karesindeydi…

‘ÜMÜŞ EYLÜL KÜLTÜR-SANAT’A YANITLAR[*]

 

“Kâğıda dokunan kalem,

kibritten daha çok yangın çıkarır.”[1]

 

Ümüş Eylül Kültür-Sanat/ Hasan Şahingöz (HS): Sizce yazarlık nedir? Yazarlığın ayırt edici özellikleri nelerdir? Kime, neden yazar denir?

Temel Demirer (TD): “11. Tez”ci eyleminin saflarında, “Yazmak eylemdir; yazarlık ise son saatin işçiliği,” diyenlerden ve elime her kalem alışımda Friedrich Engels’in, “El yalnızca emeğin organı olmayıp, aynı zamanda emeğin ürünüdür,” uyarısını anımsayanlardanım.

 

Ben Ölüyorsam Sizde Ölün: Seçimleri (Kılıçdaroğlu'nu Boykot)

Proletaryalar faydacıdır; yararlanmasını bilene.

Seçimler ilginç bir şey.

Herkes seçimlerin neler değiştirip değiştirmeyeceğini tartışıyor.

Ama kime göre neye göre?

Devrimcilere göre mi proletaryalara göre mi?

Şayet tartıştığımız seçimlerin sisteme karşı devrimcilerin yaşamlarında neler değiştirip değiştirmeyeceği  ise...

İnanın dün olduğu gibi bu günde seçimlerin devrimcilere karşı sistemin davranışlarında herhangi bir şey değiştirmeyeceğini herkesbiliyor..

Sistem yine devrimcileri gördüğü her yerde katletmeye çalışacak.

Nisan Güneşi Yolumuzu Aydınlatmaya Devam Ediyor

Nisan’ın 24’ü çeşitli milliyetlerden ve inançlardan işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen yığınların öncü müfrezesi proletarya partisinin kuruluş günüdür. Aynı zamanda Marks ve Engels tarafından 1848 yılında ilan edilen Komünist Manifesto’nun Türkiye ve Türkiye Kürdistanı topraklarında yeniden yaşam suyuna kavuştuğu tarihi ifade etmektedir.

Sayfalar