Pazartesi Eylül 23, 2024

Küçük bir damla ile fırtınayı başlatanlar (Nubar Ozanyan)

Aradan 12 yıl geçti. Etki gücü Ortadoğu’ya yayılan 12 yaşında genç bir devrim yaşıyor adına Rojava denilen topraklarda. Derin yoksulluk, bitmeyen zulümle terbiye edilip cehenneme çevrilen Ortadoğu’da Rojava, bir özgürlük adası gibi duruyor.

Dünyanın ve Ortadoğu’nun eli kanlı diktatörleri, en kıyıcı generalleri Kürdistan topraklarına yönelik işgal saldırılarını ilhaka dönüştürmeye çalışıyor. Dağı, taşı, ormanları, buğday başaklarını yakan, mazlumların ocaklarını söndüren soykırımcı Türk ordusu Başûrê Kurdistan’ı bombalıyor, tehdit ve yıkıcılığını işbirlikçi KDP eliyle daha derinleştirmeye çalışıyor. Pan Türkizm’in hegemonyacı yayılmacı emellerini Başûrê Kurdistan’da egemen kılmak istiyor.

Kürt ve özgürlük düşmanlığından bir an olsun vazgeçmeyen Türk devletinin inkar ve imha saldırıları hızından bir şey kaybetmeden devam ediyor. Halklar, inançlar arasında kin, nefret ve düşmanlığı büyüten Türk devleti; halkların bilinç ve duygularını zehirleyip kirletmekte ve tedavisi çok uzun yıllar alacak yaralar açmaktadır. Ortadoğu’da yaşanılacak, özgürce soluk alınacak bir parça toprak kalmamışken; Suriye’nin Kuzey-Doğu topraklarında “başka bir dünya mümkün” diyenler özgür bir yaşamı emek bilinç ve örgütle örmektedir.

Karanlığın ve zulmün sahipleri her köşe başını tutmuşken, Rojava’da ışığın ve özgürlüğün sahipleri zorlu özgürlük yollarında yürüyerek, devrimi büyütmeye devam ediyor.

Devrim, ezilenlerin ayağa kalkıp ezenlere itiraz edip kaderlerini kendi ellerine alması demektir. Devrim, diktatörlüğe karşı meydan okumadır. Rojava her gün Türk devletinin tehdit ve saldırılarına karşın ezilenlerin özgür toprağı olmaya devam ediyor.

Ezilenlerin ezileni olan kadınlar Rojava Devrimi’nde ve inşasında öncü ve kurucu rol oynadı. Rojava devrimi bir kadın devrimi olduğu kadar aynı zamanda ezilen, gadre uğrayan, ocağı söndürülen mazlum halkların bayramıdır. Enternasyonal devrimcilerin kavga, dayanışma, sahiplenme topraklarıdır. Rojava Devrimi sadece Kuzey Doğu halklarını, inançlarını, dillerini birleştirmedi; aynı zamanda Türkiye halkıyla Rojava halkını birleştirdi. Enternasyonal devrimcileri, Rojava özgürlük savaşçılarını birleştirdi.

Rojava Devrimi büyük bedeller ödedi. Sayısız genç kadın ve erkek devrimci bu uğurda toprağa düştü. Toprağı zengin olan Rojava Devrimi aynı zamanda ortak devrimci bir dil ve bir yaşam yarattı. Arapça, Kürtçe, Ermenice, Süryanice, Asurice, Türkmen dilini konuşan Rojava halkı aynı zamanda devrim süreciyle birlikte enternasyonal devrimcilerin dünya dillerini ve yüreklerini birleştirdi.

Sayısız enternasyonalist devrimci tıpkı Rojava’nın mazlum evlatları gibi en değerli varlıklarını gözünü kırpmadan Rojava’nın özgürlüğüne armağan ederek devrime damla olmaya çalıştı. “Fırtınaları küçük bir damla ile başlatan” enternasyonal devrimci Lorenzo Orsetti’nin (Tekoşer Piling) geride bıraktığı veda mektubunda herkesi devrime damla olmaya çağırdığı sözleri halen kulaklarımızda yankılanmaya devam ediyor.

Lorenzo doğru olduğunu düşündüğü devrime katılarak en alttakileri, en zayıf olanları, mazlumları savundu. Adalet, eşitlik, özgürlük ideallerine sadık kalarak aramızdan ayrıldı. Genç gitti. Tıpkı diğer enternasyonalistler gibi erken gidişine rağmen yaşamını başarılı kabul ederek dudaklarında gülümsemeyi asla eksik etmedi.

Lorenzo sanki ölümsüzleşeceğini önceden hissedip yazdığı mektubunda “Sizin de bizden sonrakiler için hayatınızı verme kararı almanızı umuyorum. Dünya yalnızca bireyselliği ve egoizmi yenerek değiştirilebilir. Bunlar zor zamanlar biliyorum, ama sakın vazgeçmeyin, umudunuzu bir an bile yitirmeyin.

…Dünya dayanılmaz hale gelse de güç bulmaya devam edin. Bunu yoldaşlarınıza aktarın. …Her zaman hatırlayın. Bütün fırtınalar küçük bir damla ile başlar” derken ‘zor zamanlar’dan bahsediyordu.

Rojava Devrimi bu zamanların ürünü olarak bu genç devrimcilerin kanları ve canları üzerinden şekillendi ve günümüze geldi. Her şeyini devrimci savaşa ve özgürlüğe feda eden binlerce devrimci gibi Lorenzo Orsetti’nin de manifesto niteliğinde bıraktığı bu kısa mektubundaki sözlerini bir savaş talimatı olarak algılayacağız ve Rojava Devrimi’ni savunacağız.

Lorenzo’yu ve Rojava şehitlerini onurla anacağız.

1641

CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI, TE’VİLLERİ VE TAVRIMIZ

 

“Bir türkü söylediler, duydunuz mu Bir kuşu vurdular, gördünüz mü Böyle neden susuyorsunuz böyle Güzelliğiniz çoğalıyor, öldünüz mü?” Özdemir Asaf.)

 

7 Ocak 2015 günü üç İslâmcı militan, Paris’in 11. mahallesinde bulunan mizah dergisi Charlie Hebdo’nun bürosunu bastılar ve içeridekileri ağır silahlarla taradılar. Katliamın bilançosu feciydi; aralarında Fransa’nın en ünlü çizerlerinin bulunduğu 12 ölü; bir kısmı ağır, 20 kadar yaralı. Katiller, öyle anlaşılıyor ki, Charlie’de yayınlanan İslâm dinini eleştirir mahiyetteki karikatürlerden haz etmemişlerdi!

 

TKP/ML-Yurtdışı Komitesi

ROSA VE KARL DEVRİM VE SOSYALİZM KAVGAMIZDA SONSUZA DEK YAŞAYACAKTIR!

Uluslararası Komünist Hareket ve Spartaküs Birliği’nin iki keskin kılıcı Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, 15 Ocak 1919’da Alman tekelci burjuvazisinin resmi uşakları tarafından katledilmişlerdi. Deminde ki devrimci durumun ayağa kaldırdığı Alman işçi sınıfının ayaklanmasında dümene geçip yiğitlik ve kararlılıkla tarihe devrimle müdahale ettiler; yenilgiye uğrayan ayaklanmayla birlikte, bundan tam 96 yıl önce vahşice öldürüldüler.

Dünya mizah günü 7 Ocak’tır! İsmail Cem Özkan

7 Ocak 2015 tarihi kanlı bir gün olarak mizah tarihine geçti. Mizah dergisi olan Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırıda çalışanları, mizah yazarları ve karikatürcüleri hayatını kaybetti. Yapılan saldırı dergiye yapılmış gibi gözükse de aslında mizaha karşı yapılmış saldırıdır.

Sakine-Fidan ve Leyla’nın Hesabını Doğru Sormak-Dursun Ali Küçük

Sakine, Leyla ve Fidan'ın hesabını kim verecek?

3 Kürdistanlı kadın Paris'in ortasında vuruldu.
Ben, o zaman da kendi sezgilerime ve gelişmelere dayanarak daha ilk günde TC ve doğrudan MİT'in yaptığına işaret ettim. (http://kurdistan-post.eu/tr/bir-sakine-vardi-efsane)

Çoğu kesim Sakineyi barışa kurban etti. Yazdığım bir makalemde ise "siz barışın kurbanınımısınız" diye işaret ettim.
(http://kurdistan-post.eu/tr/sakine-sizler-baris-dilencisi-misiniz)

Lozan neyin galibiyeti idi:Mehmet Can

‘’Bilmeyen ahmak, bilip de  söylemeyen suçludur.’’ (Fransız Atasözü)

Yalandan kim ölmüş! İsmail Cem Özkan

Tarih yalanlar üzerine kuranlar bugün yaşadığımız çarpıklığın ve kafa karışıklığının da temelini kurmuştur. Karşılaştırmalı tarih eğitimi ve anlayışı yerine tek doğrunun hüküm sürdüğü ve tek doğrunun mutlak ve değişmez olarak tarih sayfalarına yazıldığı kabul edenler, diğer ulusların tarihçileri karşısında afallayıp, ne savunacağını bilemez kanıt ve belge yoksunu birer ırkçı konumuna düşer. Çünkü onlara verilen eğitim kanıtlar üzerine değil, büyüklerin kabul etmiş ettiği doğrular üzerine kuruludur.

2014ʼten 2015ʼe çakal tedirginliği

Bir yılı geride bırakıp yeni bir yıla girerken hem dünyada hem Türkiye’de yaşanan gelişmelere dair kısa bir değerlendirme yapmak yararlı olacaktır. 2014 yılı hem enternasyonal proletarya hem de Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkı açısından yoğun bir sömürü, baskı ve katliamın yanında; buna paralel isyan, direniş ve mücadeleyle dolu bir yıl oldu. Dünya proletaryası ve ezilen halklar, kendilerine dayatılan yaşam koşullarına karşı isyan etti, sokaklara çıktı ve meydanları doldurdu. Bu isyanların kimileri kazanımla, kimileri ise yenilgiyle sonuçlandı.

Yunanistan'da Haziran Hareketi:Selami ince

Adeta ‘yönetilemez’ bir ülke haline gelen Yunanistan’ın, yeni Avrupa’nın oluşumunda oynayacağı rol çok önemli. Yunanistan seçim sonuçları, krizdeki Avrupa’yı yöneten ama özünde krizin nedeni olan AB liderlerine karşı da bir zafer olacak. Bu açıdan bakıldığında Yunanistan seçimlerinin sadece ülkenin iç politikasına dair bir seçim olmadığını, Avrupa’nın bir seçimi olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Yani, Yunanistan seçimlerini sadece, Radikal Sol Birlik’in (SYRIZA) Yunanistan’daki neoliberal AB partileri ile yarışı olarak değerlendirmek yetersiz olur.

Şehitlik yalan o gençler Sarıkamışta kendilerinin olmayan bir savaşta öldüler

Devlet bugün 100 yıl önceki Sarıkamış katliamı için tören düzenliyor. Ölen o gençlerden ve ailelerinden özür dilemiyorlar, düpedüz şov yapıyorlar. Hükümet yetkilileri sıcacık kürkleri içinde nutuk çekerek, bize yutturulan o tarihi yalanı bir defa daha cilalıyorlar. Oysa o katliamın faili kendilerinin de temsil ettikleri bu devlettir.

Farklılıkları ve Renkleri Tanımamak19. ve 20.Yüzyılın Siyaset Anlayışıdır-Dursun Ali Küçük

Yeni yıl vasıtasıyla Gürcistan cezaevinde tutsaklık koşullarında 2005 yılında yazdığım bu yazımı sizlere sunuyorum. Aynı zamanda kendi kendimle hesaplaştığım bir süreçti.

Bir Çatı Altında Toplanma - Hiciv -

Konumuz değil....
Başka zaman...
Yakında ...
Pek yakında ...
Çok yakın...
Çok çok yakın da....

Bir süredir bir çatı altında toplanma...

Çağrılarının yapılmadığını görüyorum.

Aslında bence  bir çatı altında toplanma...
Çağrıları yapmanın tam zamanı.

Sayfalar