Cumartesi Kasım 30, 2024

Sınıfa Dışardan Aydın Bilinci Değil, Sınıf Bilinci Taşıyın !

 

Kararli, net, dik, bilimsel politik bir durusun olacak...

Kitleler, savrulduklari sag ve sol yanlis cizgilerle bir yere varamiyacaklarini, kendi politik deneyimleri ile kavrayarak, tarihsel-toplumsal surecin bir asamasinda, sana yonelmeye, bu kez seni denemeye karar verecek....

Iste, icinden gectigimiz bu bulanik suda, bu puslu havalarda, yapilmasi gereken sey, esas olarak tam da budur...

Devrimci-Demokrasinin bayragini dik, hicbir burjuva, kucuk-burjuva akimin kuyruguna takilma, yerini, mevzilendigin tepeyi halk bilsin, ve senin zamaninin gelmesini bekle...

Devrimci, bagimsiz ideolojik-politik bir merkez, bugun mevzilendigimiz dag bu olmalidir.

Oportunistlesmeyin Devrimciler, Marksistler, Komunistler; dik durun!...Kucuk-burjuva, burjuva Aydinlardan degil, sinifimizin yol gostericisi Marksist Felsefeden ilham alin.

 

 Hicbir zaman kisilerin one cikartilmasini dogru gormuyorum...One cikan kisileri donatan felsefenin one cikartilmasi taraftariyim....


Kahramanlari yaratan icinden gecilen tarihsel-toplumsal sartlar ve onlarin kusandiklari felsefedir...

Stalin, Lenin, Mao gibi kisisel figurleri savunmam yanlis anlasilmasin...Dunya capinda burjuvazi ve onun her renkten dostlarinin muazzam bir kara propaganda ile saldirdigi Proleteryanin bu ogretmenlerinin sahsinda, aslinda yok etmek istedigi onlarin ideolojileri/ felsefeleridir...

Bu yuzden, bu tarihsel sahsiyetleri savunmak, ozunde, M-L-M felsefeyi savunmak haline gelmistir, getirilmistir...

Yoksa komunistler hicbir zaman kahramanlar ideolojisi yaratmamislar, tersine, buna siddetle karsi cikmislardir; kitlelerin kahramanligini esas almislardir...
Tum karalamalara karsi, sozunu ettigim Proleteryanin ogretmenleri de, her firsatta bu en temel komunist ilkenin altini cizmislerdir.

Hata yapmaz onderler yoktur, hatalarini gorup, duzeltebilen onderdir...Tum bir Marksist Bilgi Teorisi bunun uzerine oturur.

Kendimize kurtarici aramaktan vazgecip, ne zaman tek kurtaricimizin M-L-M oldugunu kavradigimizda, onu inceleme, ogrenme, kavrama ve uygulama bilinci edindigimizde, iste tam da o noktada , yeni dunyanin yeni insanini, sinif felsefesini kusanmis devrimci isciyi yaratmis olacagiz...

Tum kurtaricilar, kurtarilmaya muhtac olanlar icinden, bizim sectigimiz kurtarilamayanlardir...

Kurtaran idoller, insanlar, saygidegerler yoktur; kurtarici felsefe Marksizm vardir!

Onderlige muhtac olanlardan, ismarlama onder yaratamazsiniz.

Bizim alcakgonullugumuz herkesin esitligine dayanir; bu yuzden bir karincaya da bir file de ayni saygiyi gosteririz...

Ancak!...Bunun bir erdem degil, bir boyunegme olarak goruldugu yerde;bir aptal koleler ve onlarin uyanik yol gostericileri oyununun sahneye koyuldugu yerde; tipki burjuvazinin yaptigi gibi, bu kez de sosyalizm adina, bir populer ust kultur yaratma,ve onun ekipmanlarini da yeni sol populizm olarak halkin tepesine cikartmaya calisirsaniz, iste orda, tam da orda, bizim alcakgonullugumuz yerini sinirsiz bir nihilizme birakir...

Gelin Marksizmde, isci sinifi siyaseti ve onun dogal, gercek, alcakgonullu, onder olmayan onderlerinin mutevazi cabalari altinda birleselim...

Ismarlama 'onderler', yazarlar, sanatcilar, basi buyukler, konusmacilar bize uymaz...Oyuna girdik mi herkes esit olacak, gucu oraninda verecek; esit yasiyacak, yetenegi oraninda is gorecek; esit muamele gorecek, ayricaliklilar sinifi, burokrat elitler guruhu yaratilmayacak....

Bizden biri olacak kisaca, bizim gibi isimsizlerden olacak.

Bu saatten sonra, hele birde, kendileri onderlige muhtac olanlarin, onder diye yukunu, forsunu hic cekemeyiz...Kendimize ne koca ne kurtarici ariyoruz; arkadas, yoldas, kollektivizm...sadece bu!

Gelelim icimize sizan Liberalizmin gercek gorunutusune... 
Liberal-Sosyalizmden, k.burjuva aydinlardan medet umanlarin gercek hikayesine...Demokratik yalanlarin arkasina gizlenmek istenen EKONOMIK FASIZME!
Neden hem iscici(!), hem de burjuvazinin nazik dostlari oldugu yalanlarinin ekonomik  ayagina... 

Burjuvazi ile uzlasmamizi vaaz etmeleri karsiliginda, kose yazarligi, buyuk basin erbabi, buyuk aydin, akil adam, bilim insani, 40 turlu unvan altinda aldiklari buyuk ikramiyeler onlarin olsun... 

Biz burada sadece liberal aydinin hic sevmedigi, siddetle alerji duydugu, rahat kicinin teori ve pratigine temelden ters, 'celik disiplinli Proleterya'nin nasil celiklestirildigine, kimin tarafindan celiklesmek, en siki disiplin altinda yasamak zorunda birakildigi tarihsel oykusune uc cumlelik bir hatirlatma yapmak istiyoruz...

Hey liberaller ve sosyalizmi liberalizmle harmanlayan burjuva sosyalistler!

Biz iscilerin fabrikalarda, insaatlarda, yollarda, madenlerde, isyerlerinde kole disiplini ile calistirilmasina, bir iscinin verebilecegi en yuksek enerjiyi hesaplayip, yaris atlari gibi, azami enerjiyle calistirilmamiza, burjuva ekonominin celik disiplini altinda inletilmemize, sakat birakilmamiza, gunde 4 iscinin katline, ekonomik fasizme gelince TIK demiyorsunuz...

Ama!..Is idelojiye-politikaya gelince, Proleter disiplinin kotulugune, can sikiciligina, katiligina,toplumu tek yanli sekillendirmeye calistigina kadar bir yigin zirvayi anti-komunizm uretmek adina biz iscilerin zihnine sokmaya calisiyorsunuz...

Fabrikalarda, madenlerde celik disiplini biz, siz burjuvaziden ogrendik, zorla egitildik, modern kolelik egitimine zorla tabi tutulduk..ac kalmamak icin burjuva ekonominin kurallarina kayitsiz-sartsiz boyun egmeyi ogrendik...Oyle ki bir liberal gibi rahat kicinin teorisini yapma imkani biz iscilere hicbir zaman verilmedi..Aclikla tehdit edildik...

Proleteryayi, Proleter Disiplini siz yarattiniz burjuvalar, biz sizlerin, ekonomik fasizminizin urunuyuz...Sermaye diktatorlugunun yetistirdigi cocuklariz...

Simdi ayni disiplin sizleri ezecek, celikten irademizi siz yarattiniz, sonuclarina da siz katlanacaksiniz; o celik disiplin altinda ezilecek, tum mulkiyet haklarinizi elinizden alacagiz!...

Proleterya Diktatorlugunun ayak seslerini duyun, er ya da gec tepenize binecek, mulkiyet dunyanizi paramparca edecegiz..
Biz iscilerin ozgurlesmesi, ancak mulkiyet ve onun dunyasinin yerle bir edilmesiyle mumkundur...

Yasasin Burjuvazi Uzerindeki Proleterya Diktatorlugu!...Yasasin Emegin Ozgurluk Mucadelesi!

Mulkiyet Dunyasina Karsi Esirler Dunyasi, Uyanin!

 

https://plus.google.com/u/0/112365406570080242447/posts

98291

İbrahim Dinç

Site yazarlarımızdan olup teorik ve politik yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

İbrahim Dinç

Devrimci Pratik ve Militanlaşma

Günlük, üretkenlikten yoksun, kendini tekrarlayan faaliyetler militanlaşma anlamında bir gelişmeyi tetiklemez. Yine devrimci pratiği zayıf bir özne, her şeyden önce geçmiş olumsuz alışkanlıklarıyla devrimci bir tarzda hesaplaşmaya girmez. Yani düşünsel ve pratik olarak küçük burjuva düşünüş ve yaşam tarzından militanca bir kopuş sürecine yönelmez. Çünkü devrimci militanlaşma proleter düşünüş tarzına aykırı olan her türlü burjuva anlayışla hesaplaşma düzeyine bağlıdır. Sade bir dille ifade edecek olursak; köklü bir kopuş, çok yönlü ve kapsamlı bir hesaplaşmayla mümkündür.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - I

Toplumda ve doğada yaşanan her değişim, dönüşüm ve gelişmeye koşut olarak, her olgu ve kavram gibi, CHP de elbette ki tartışmalar konusu olabilir, olmalıdır da. Bunda herhangi bir anormallik olmasa gerek. Hayatta, ortaya çıktığı o ilk andaki haliyle, değişmeden kalan/kalabilen hiçbir şey olamayacağına göre; CHP’de de bu kural gereği, el mecbur, bazı değişim ve dönüşümler yaşanacaktır. Bunu yadsımak, hayatın diyalektiğini yadsımakla eşanlamlıdır.

Tutuculuk,dogmatizm ve tabela devrimciliği devrime vardırmaz!

Kısa bir süre önce, “Bu Kendi Kendimizi Kandırmamız Daha Ne Zamana Kadar Sürecek Acaba?” başlıklı, kısa-özlü bir yazı kaleme alıp, bloğumda paylaşmıştım.

Yazıda Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketinin içinde bulunduğu olumsuz durum ve açmazları özetlenmiş, kendi kendine yapageldiği ajitasyona ve kafasını kuma gömme hallerine dikkat çekilmiş ve son paragraf olarak da şu soru sorulmuştu:

Tehlikenin farkında mıyız?

"Türkiye yüzyılı maarif modeli" ile hedeflenen şey; Devlet eliyle "dindar ve kindar nesil" yetiştirmek ve tedrici geçişle din esaslı bir rejim inşa etmektir,

Öncelikle ve de tereddütsüzce idrakinde olunmalı ki bu konuda yapılmak istenenin tümü, ‘toplumsal mühendislik’ yöntemleriyle, zamana yayılı olarak tamamen Erdoğan’ın ‘gizli ajandasının’ şu son derece aleni ideolojik tercihlerini hayata geçirmek maksadıyla yapılmaktadır. Yani asla ‘masumane’ ve de spontane şeyler değil bunlar. Örneğin şöyle diyordu fiiliyatta kendisine İslâm halifesi misyonu yüklemiş olan Erdoğan:

Bugün Galatasaray Meydanında bariyerler bir genişledi ve arkasından geri daraldı.

Meydana gelmeden meydana açılan her yol denetim altına alınmış, polis denetiminden ve üst aramasından sonra meydana girdik... Arkasından heykelin olduğu yere geldim, orası da bariyer ile çevrilmişti, ön taraftan giriş yerine yan taraftan giriş açılmıştı, oradan da üst aramasından geçip oturma eyleminin olacağı heykel çevresine geldik. Heykel, cumhuriyetin 50. Yıl heykeli. 100. Yıl heykeli yapıldı mı bir yerlerde bilmiyorum...

Bariyer içinde bariyer ve onun içinde izin verilen sınırlar içinde acılarımızı haykırmak!

Disiplin anlayışımıza eleştirel bir bakış – II

II.Bölüm:

Laz Nihat’ın başında bulunduğu ekip, öylesine şuursuzca bir gözü kapalılıkla kontraya tabi hareket etmekteydi ki düşünün, düşman operasyonlarının sürmekte olduğu bir arazide, başta ben olmak üzere, kendilerinden yana tavır almayacaklarına kanaat getirdikleri bir grup gerillayı silahsızlandırarak, öylece araziye terk etmeyi bile göze alabildiler… 

Disiplin anlayışımıza eleştirel bir bakış – I

Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

Sayfalar