Cumartesi Eylül 21, 2024

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

Tayyip bir kaç gün evvelden tartışılmaz bir şekilde  zaferini ilan etmemiş miydi ki...

Emekçinin - emeklilerin hali de o zamanlarda "niçe" değil miydi...

O zamanlarda  da hemi şimdi hiç olmadığı gibi millet yağları, makarnaları fiyatları yarın ne olacak diye koli koli; mağazaları yağmalarcasına,  birbirlerini de ezerlercesine aldıklarını televizyonlarda seyir etmediydik mi ki...

Sonra... sonra.... kuzucuğum ne zamandan beri biz proletaryaların midesi de...

Sanki seçimlere altılı  masa da katılmamışta....

Altılı  masanın adayi da tek başına seçimlere katılmışta...

Zıp zıp mahirler ile veliler de altı masanın adayı bol keseden milletvekilliği dağıtırken yanında da değillermiş gibi de...

Hadi tüm bunlardan da vazgeçelim.

Dostlukların, karekterlerin; partilerince taşınan kitlelerin...

"İnsanların Satıldığı Meydan"   Saraçhane...

... haline getirilen yerde partisinin içerisinde bir kaçı kişinin de başına diktirilircesine yardımcı yapılmış olmasından da vazgeçelim...

O yardımcı ilan edilenlerden biri de ekranlarda hepimizi gözyaşına boğdururcasına partisinin başkanına: "baba.... baba..." partisinin başkanı da ona: "evladım, evladım..." diyerek koşupta sarılmamış mıydı...

O hani girdiği her delege oylamasında kazanamayan, parti başkanının kontenjanıyla da kazanabileceği yerde milletvekili olabilen imajör, nankör, andan bey'in bahçıvanı kılıklı; hani şu parti başkanının veda konuşmasında gözyaşlarına boğulan o insan da var ya...

Ahhh.... yazamayacağım kuzucuğum... yazamayacağım...

Dilim varmıyor.

Sonunu getiremeyeceğim.

Kelimeler boğazımda düğümleniyor.

Seçimlerde, kongrelerde

O sandıklar... o sandıklar...

Açılırken....

Senatonun merdivenlerinde inen o insanları; .... oğlu'larıyla nankörlerle, satılan  karekterlerle, bir olup hançerleyen...

her  oyu... her  oyu.... her  oyu...

İyi ki aşk-ı memnun'un yazarı halid ziya bey bizim zamanımızda yaşamamıştı kuzucuğum...

İyi ki de yaşamamıştı.

Yoksa masallah halid ziya bey; ... oğluyla bir olup  babayı....

takavuta.... ayıran biz proletaryaları görseydi aşk-ı memnun biz proletaryalar açısından şimdi okuduğumuz gibi bitter ile behlül arasında geçen bir aşk hikayesi olarak yazılmayacağı kesindi.

Ve dünya aleme de rezil hüsran olurduk kuzucuğum rezil hüsran.

Hırsızın hırsızlığını, yanlış yolda giden insanında yanlış yolda gitmesini kendi mahallesinde  gerçekleştirmediği o eski güzel günlerde nerede kaldı öyle.

Ah kuzucuğum  ah...

Kırk ziyarete; kırkta  türbeye yakılmış mumumuz olmalı ki biz proletaryaların başına da böyle şeyler gelmedi.

Ve yeniden tüm bunlardan da  faz geçersek...

Masa üstüne saçılan dolar kulelerinden...

Veyahut da

Tip'lilerin başarısız er lütfü'yi kurtarma operasyonundan...

Veyahut da

Beyaz türk memurlarının peşinde koşturulan proletaryalardan...

Veyahut da

Burjuva partilerinin sahibine göre kişnediklerini; çığrında çıkan tanju özcanlarında  parti de kovulduğunu...

ceplerine koydukları dolar kuleleriyle...

"yetmez ama yine de chp" diyerek unutan gazeteci, televizyoncu; sözde muhalefet partilerden...

Veyahut veyahut da

İstanbul'da, ankara'da.... falanda filanda delegelerin, proletaryaların - kür

solun sağını satın aldığını görerek yeni paradikmalara uygun...

antalyalarda,  uşaklarda, bolularda, afyonlarda vb.. vb... yerlerde işçiler, kürtler ... saldırıya uğrarken... bu saldırılara gocunmadan; oy veren, kazandıran...

proletaryaları, kürtleri de...

proletaryaların, kürtlerin görmesinden de vazgeçelim.

Ya, kuzucuğum....

Ya, proletaryacığım...

Başına bir felaket gelmeden...

Eşekten de düşmeden...

Soyuttan; togg'tan, kağandan, uçak gemisinden, uzaya  giden ilk türk insanı kavramından kurtulup...

Bir kaç tahtanın, bir kaç tuğlanın ayırdığı büyük metropollerin odalarında beş on kardeş aile yaşarken; evlerimizi yıkacak olurlarsa hepimize de  ev verirler; bizleri de borçlandırırlar mı gibi sorularla da karşı karşıya kalmadan...

Hayatlarıyla ilgili her türlü politikaları deprem bölgesi harici hiç bir yerde satın almadığını bilimsel olarak (seçimlerle) ispatlamış....

Proletaryacığım.....

Ne zamandan beri de tüm bu olup bitenleri, yaşananları midelerimiz bulanmadan, yüzümüzde kızarmadan, onurumuzda incinmeden... kabul eder olduk, satında alır olduk onu bilmem.

Tek bildiğim...

Proletaryaların davranışlarının örgütlenme şeklini belirlediğidir.

Ve....

Muhalefet, iktidardan daha beceriksiz daha güvensiz daha çirkef bir haldeyken...

Seçimlerde bilimsel olarak hareket ettiğini ispatlamış proletarya....

Bu muhalefeti satın alıyorlarsa...

beceriksizlik, basiretsiz konusunda muhalefete;  tayyip'ten daha çok güvenmelerindendir.

Bakalım hele soğuk bir on günlük bayram tatilinde ege sahillerini tarihinin hiç olmadığı kadar dolduran....

"mutsuz, huzursuz...."

"ayaklandı ayaklanacak olan"

bu proletaryaların muhalefetle olan aşkı, bütünleşme çabaları da ne  zamana kadar sürecek...

Ne kadar da başarılı olacak.

3792

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

TKP/ML-(YDK):“Newroz Devrimci Kawa'nın yaktığı isyan ateşi, Efrin'de işgalci TC devletine karşı komünistlerin, devrimcilerin ve Kürt savaşçıların silahlarında büyüyor”

Newroz direniştir.

Newroz, zalimlere karşı isyandır.

Newroz, “zulmün olduğu yerde isyan etmek meşrudur” manifestosudur.

Devrimci Kawa'nın zalim Dehak'a karşı yaktığı isyan ateşi yüzyıllardır sönmedi. Kürt halkı Kawa'dan bu yana hiç söndürmedikleri bu isyan ateşini bugün de Irak, İran, Suriye ve Türkiye'de ilhak edilmiş topraklarında yakmaya devam ediyorlar. Kürt halkının Newroz Bayramını kutluyoruz. Newroz Piroz Be!

Ezilen Emekçi Halkımız

Efrin Direnisinin Ögrettikleri-1

Bu yazı Özgür Gelecek Gazetesinin 163. Sayisindan alınmıştır.Güncelliği nedeniyle yayınlıyoruz.Kaypakkaya-Haber yazı kurulu.

TC’nin 19 Ocak 2018 tarihinde başlattığı Efrîn işgali, birinci ayını geride bıraktı. İşgalini doğru olarak tahlil etmek için bu işgalin iç ve dış politik nedenlerini iyi okumak gerekmektedir.

Suriye'de Kürtleri bekleyen tehlike!

Bu yazı Özgür Gelecek sitesinden alınmıştır.Güncelliği nedeniyle yayınlıyoruz.Kaypakkaya-Haber yazı kurulu.

Suriye'de Kürtleri bekleyen tehlike!

AFRİN KÜRTLERİN SARDARABAD'I OLACAK!..

Tamı tamına yüz yıl önceydi. Birinci Dünya Savaşı içinde Ermeni halkını soykırıma uğratmış olan Türk devleti, 1917 Ekim Devrimi sonrası Rusya'nın savaş cephesinden çekilmesini fırsat bilip Erzincan Mütarakesi'nin şartlarını ihlal ederek Erzincan'dan Erzurum'a, Kars'a ve Gümrü'ye kadar Ermeni halkının tutunmaya çalıştığı alanları işgal etmeye girişti. Batı Ermenistan'dan sonra Doğu Ermenistan'ı da haritadan silmeye yöneldi.

Kadın ve Komünizm

Sosyalizm ve ulusal kurtuluş mücadelelerinde şehit düşen, dövüşen, kadınlar üzerindeki tüm baskılara karşı direnen, zindanlara düşen, katledilen tüm kadınlara...

 İÇİNDEKİLER

1.BÖLÜM

KAPİTALİZM VE KADIN

kadın üzerindeki baskıların üretilmesinin ekonomi politiği

kapitalist sistemede, yaşamın her alanında sömürülen kadın

anasoylu toplumda kadının rolü

kapitalizmin ataerkil aileyi çözmesi

Afrin Direniyor

Faşist Türk Devletinin Afrin'i işgal girişimi 45. gününde...

Evet ...Türk devletinin Afrin'i işgal etme, Afrin halkını katletme, Afrin'i boşaltıp IŞID+EL KAİDE+EL NÜSRA dan oluşturulan ÖSO çetelerini buraya yerleştirme ile ilgili  saldırı ve katliamları 45 gündür devam ediyor.

 Faşist TC'nin iktidar koltuğundaki AKP ve onun başı RTE nasıl ki  daha önce  Cerablus ve El Bab'ı işgal edip buraya ÖSO çetelerini yerleştirdiyse şimdi de Afrin'i ele geçirip buraya da ÖSO çetelerini yerleştirmek istiyor.

TKP/ML KADIN KOMİTESİ | “Bizi yenemeyeceksiniz! Ya kazanacağız! Ya kazanacağız!”

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bir açıklama yapan TKP/ML Kadın Komitesi, “Bizi yenemeyeceksiniz! Biz hep vardık ve de var olacağız! TKP/ML Kadın Komitesi olarak devrim mücadelesinde fiziken yitirdiğimiz ve de erk-eklerin tahakkümü altında her ay onlarcası katledilen tüm kadınlar adına söz veriyoruz: Ya kazanacağız, ya kazanacağız! Ya zafer, ya zafer!” dedi. Elimize e-posta yoluyla ulaşan açıklamayı 8 Mart vesilesiyle olduğu gibi yayınlıyoruz:

BİZİ YENEMEYECEKSİNİZ! YA KAZANACAĞIZ! YA KAZANACAĞIZ!”

MÜSLÜM ELMA | “Afrin işgalini kınıyor, kahraman Kürt halkının direnişini selamlıyoruz!”

Beş ATİK’linin tahliye olduğu, ancak aralarında uzun yıllar Türkiye’de devrimci mücadele içerisinde hapishanelerde işkencelere karşı direnen Müslüm Elma’nın da olduğu beş ATİK üye ve yöneticilerinin hala tutsaklığının sürdüğü Münih duruşmaları devam ediyor. 21 Şubat günü görülen duruşmada konuşan Müslüm Elma, “Bugün Afrin Kantonu’na TC’nin bombaları yağıyor. Buna karşı çıkmak, buna karşı mücadele etmek yalnız insani bir görev değildir. Aynı zamanda bu kahraman halka karşı olan vicdanı bir sorumluluktur.

“Kobanê Stalingrad’dı, Afrin’i Vietnam yap!”

Aşağıdaki mektup, 2016 yılından bu yana Rojava’da savaşan İrlandalı bir enternasyonalist tarafından yazıldı. Tırpan Cudi isimli savaşçı şu anda da TC işgaline karşı direnen Afrin’de bulunuyor ve mektubunda sürece dair düşüncelerini paylaşıyor. Mektup, Gary Oak tarafından Morning Star sitesinde yayımlandı ve Özgür Gelecek tarafından çevirisi yapıldı.*

GARY OAK Türkiye’nin saldırısıyla karşı karşıya olan YPG içindeki savaşan İrlandalı bir gönüllünün mektubunu yayımladı.

Kapitalizmin krizleri ve finanşallaşmanın sonuçları

(Bu yazı Partizan dergisinin 91. sayısında alınmıştır. Güncelliği nedeniyle yayınlıyoruz. Site yazı Kurulu)

Devlet teorisi ve Türkiye'de devletin yeniden restorasyonu

(Bu yazı Partizan dergisinin 91. sayısında alınmıştır. Güncelliği nedeniyle yayınlıyoruz. Site yazı Kurulu)

Sayfalar