TKP/ML TİKKO Ali Doğan Firik cezalandırdığını duyurdu.

Elimize e-mail yoluyla ulaşan bir açıklamaya göre TKP/ML'ye bağlı TİKKO gerillaları Ali Doğan Firik isimli bir kişiyi ölümle cezalandırdığını duyurdu.
Ali Doğan Firik'inhalka karşı işlediği suçların belirtildiği açıklamada “16 Temmuz 2015 öğle saatlerinde Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Kırnik (Buzlupınar) mevkiinde Ali Doğan Firik adlı işbirlikçi düşman unsuru TKP/ML TİKKO gerillaları tarafından ölümle cezalandırılmıştır” deniliyor.
Açıklamada “Ali Doğan Firik adlı unsur, uzun yıllar partimiz TKP/ML ile çeşitli düzeylerde ilişkilenmiştir. Son olarak gerilla güçlerimizle 2006 sürecinde ilişkilenmiş, bu süreçte saflarımızda örgütlenmiştir. Bazı görevler verilen bu unsur partimizden ve bizimle bağlantılı olarak HPG güçlerinden para almış fakat bu paraları içki ve fuhuş ortamlarında çarçur etmiştir. Yine halktan partimizin adını kullanarak para toplamış, tehdit etmiş; kısacası partimizin adını kirli emellerine alet etmeye çalışmıştır.
Yaptıklarının ardından güçlerimizce sorgulanan bu unsur suçlarını kabul etmiş ve özeleştiri vermiştir. Fakat sözünde durmayarak aynı pratikleri sergilemeye devam etmiştir. Son olarak ise bölge örgütümüz unsur hakkında ölüm kararı almıştır” şeklinde devam eden açıklamada sonraki süreç şöyle özetlenmiştir; “Çemişgezek ilçesi Axtük köyünden olan bu unsur kendi köyünde yapılan çalışmalarda edinilen yeni bilgilerle birlikte yakalanmış ve sorgulanıp cezalandırılmak üzere tutuklanmıştır. Köyde yapılan kitle toplantısında işlediği suçlar teşhir edilmiş ve gelen yeni bilgiler kendisine sorulmuştur. Fakat unsur yapılan yeni suçlamaları reddetmiştir.
Unsurun son dönem içerisinde gizli koruculuk yaptığı, JİTEM’le çalıştığı, halkı bunun üzerinden tehdit ettiği, köyün içinde kalaşnikof tüfeğiyle ateş ettiği vb. iddialarını yalanlamıştır. Yapılan toplantının ardından alınan ölüm kararı sürgün olarak değiştirilmiştir ve unsura bir şans daha tanınmıştır.
Fakat unsur bu çabaları da boşa çıkarmış, toplantının ardından kendisine yapılanların hesabını soracağına dair köy içinde tehditler savurmuş ve bölgede JİTEM çalışmalarına önayak olmuş, işbirlikçilik örgütlenmesi içinde yer almış ve düşmandan silah almakla birlikte düşman pusularına yön göstermiş içinde yer almıştır. Alınan karara bu şekilde uymayan unsurun düşmanla işbirliği netleşmiştir. Yaşanan bu gelişmelerin ardından unsurun hakkında ölüm kararı netleşmiş cezalandırılması için girişimlerde bulunulmuştur.”denildi.
Açıklama “sonraki süreçte yaşanan gelişmelerle birlikte halkın gözünde teşhir olan bu unsur, düşmanın nezdinde de kullanım değerini yitirmeye başlamış ve bir paçavra gibi kıyıda köşede kullanılmıştır. Kendi köyü ve Çemişgezek'te itibarını kaybeden bu unsur, farklı yerlerde yaşamaya başlamıştır. Nerede olduğunun haberini alan gerilla güçlerimiz ise harekete geçerek unsurun hak ettiği cezayı vermiştir.
Halkımız bilmelidir ki hiçbir halk düşmanı cezasız kalmayacak, ilelebet rahat bir yaşam sürmeyecektir. Partimizin bu vesileyle çağrısı şudur; Dersim'de geliştirilen işbirlikçileştirme politikalarına karşı mücadele edelim! İnsanların para veya başka çıkarlar için düşmana hizmet etmesine izin vermeyelim!
Düşmanın tuzağına düşen unsurları uyaralım! Girdikleri yanlış yoldan vazgeçmelerine yardım edelim! İşbirlikçileşen ve bunu ısrarlı bir şekilde sürdüren unsurları hak ettikleri biçimde cezalandıralım!
Partimiz TKP/ML ve onun önderliğinde savaşan TİKKO bu doğrultuda çalışmalarını sürdürecektir. Ve hiçbir işbirlikçi halk düşmanı cezasız kalmayana, faşist TC devleti yıkılana kadar bu mücadelemiz devam edecektir.
Halkımızın bu kirli politikalara karşı tek kurtuluş yolu partimiz saflarında örgütlenmek ve halk savaşına katılmaktır. Halk savaşı bizlerin kurtuluşunun ve hesap sormanın tek yoludur. Bir kez daha söylüyoruz; Düşmanın Dersim'de geliştirmeye çalıştığı işbirlikçileştirme ve ajanlaştırma saldırılarına karşı koyalım! Kurtuluşumuzun tek yolu olan halk savaşı-gerilla savaşına katılalım!” sözleri ve “KAHROLSUN FAŞİST TC DEVLETİ VE ONUN AJAN İŞBİRLİKÇİLİK POLİTİKALARI!” sözleri ve sloganı ile sona eriyor.
Son Haberler
Sayfalar

Devrimci Pratik ve Militanlaşma
Günlük, üretkenlikten yoksun, kendini tekrarlayan faaliyetler militanlaşma anlamında bir gelişmeyi tetiklemez. Yine devrimci pratiği zayıf bir özne, her şeyden önce geçmiş olumsuz alışkanlıklarıyla devrimci bir tarzda hesaplaşmaya girmez. Yani düşünsel ve pratik olarak küçük burjuva düşünüş ve yaşam tarzından militanca bir kopuş sürecine yönelmez. Çünkü devrimci militanlaşma proleter düşünüş tarzına aykırı olan her türlü burjuva anlayışla hesaplaşma düzeyine bağlıdır. Sade bir dille ifade edecek olursak; köklü bir kopuş, çok yönlü ve kapsamlı bir hesaplaşmayla mümkündür.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - I
Toplumda ve doğada yaşanan her değişim, dönüşüm ve gelişmeye koşut olarak, her olgu ve kavram gibi, CHP de elbette ki tartışmalar konusu olabilir, olmalıdır da. Bunda herhangi bir anormallik olmasa gerek. Hayatta, ortaya çıktığı o ilk andaki haliyle, değişmeden kalan/kalabilen hiçbir şey olamayacağına göre; CHP’de de bu kural gereği, el mecbur, bazı değişim ve dönüşümler yaşanacaktır. Bunu yadsımak, hayatın diyalektiğini yadsımakla eşanlamlıdır.

Tutuculuk,dogmatizm ve tabela devrimciliği devrime vardırmaz!
Kısa bir süre önce, “Bu Kendi Kendimizi Kandırmamız Daha Ne Zamana Kadar Sürecek Acaba?” başlıklı, kısa-özlü bir yazı kaleme alıp, bloğumda paylaşmıştım.
Yazıda Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketinin içinde bulunduğu olumsuz durum ve açmazları özetlenmiş, kendi kendine yapageldiği ajitasyona ve kafasını kuma gömme hallerine dikkat çekilmiş ve son paragraf olarak da şu soru sorulmuştu:

Tehlikenin farkında mıyız?
"Türkiye yüzyılı maarif modeli" ile hedeflenen şey; Devlet eliyle "dindar ve kindar nesil" yetiştirmek ve tedrici geçişle din esaslı bir rejim inşa etmektir,
Öncelikle ve de tereddütsüzce idrakinde olunmalı ki bu konuda yapılmak istenenin tümü, ‘toplumsal mühendislik’ yöntemleriyle, zamana yayılı olarak tamamen Erdoğan’ın ‘gizli ajandasının’ şu son derece aleni ideolojik tercihlerini hayata geçirmek maksadıyla yapılmaktadır. Yani asla ‘masumane’ ve de spontane şeyler değil bunlar. Örneğin şöyle diyordu fiiliyatta kendisine İslâm halifesi misyonu yüklemiş olan Erdoğan:

Bugün Galatasaray Meydanında bariyerler bir genişledi ve arkasından geri daraldı.
Meydana gelmeden meydana açılan her yol denetim altına alınmış, polis denetiminden ve üst aramasından sonra meydana girdik... Arkasından heykelin olduğu yere geldim, orası da bariyer ile çevrilmişti, ön taraftan giriş yerine yan taraftan giriş açılmıştı, oradan da üst aramasından geçip oturma eyleminin olacağı heykel çevresine geldik. Heykel, cumhuriyetin 50. Yıl heykeli. 100. Yıl heykeli yapıldı mı bir yerlerde bilmiyorum...
Bariyer içinde bariyer ve onun içinde izin verilen sınırlar içinde acılarımızı haykırmak!

Disiplin anlayışımıza eleştirel bir bakış – II
II.Bölüm:
Laz Nihat’ın başında bulunduğu ekip, öylesine şuursuzca bir gözü kapalılıkla kontraya tabi hareket etmekteydi ki düşünün, düşman operasyonlarının sürmekte olduğu bir arazide, başta ben olmak üzere, kendilerinden yana tavır almayacaklarına kanaat getirdikleri bir grup gerillayı silahsızlandırarak, öylece araziye terk etmeyi bile göze alabildiler…

Disiplin anlayışımıza eleştirel bir bakış – I
Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!
Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...
"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"
Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.
Yıllardır tanırım seni.
Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.
Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.
Akraba desem, değil.
Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”
” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”
– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi
Ah... kuzucuğum ah...
Ne oldu bize böyle.
Ne oldu.
Her şey tıkırında giderken...
Neler yaşadık böyle.
Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne
Veyahut da.... veyahut da...
"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.
Yoksa... yoksa...
Daha dün bir; bu gün iki