Pazar Ocak 5, 2025

Üç gerilla önderinin yanındayız! (Nubar OZANYAN)

TC devletinin soykırım aklı ve imha kılıcı yine devrede. Kürdistan’ın parça parça ilhak ve işgal hareketi sürerken gerilla direnişi de görkeminden bir şey kaybetmeden devam ediyor. Kağıttan kaplan olan ABD emperyalistlerinin PKK’nin üç öncü komutanı ve önderine karşı aldığı imha kararı asla kabul edilemez. Bu köhne kararın halklar nezdinde, özgürlük ve adalet karşısında hiçbir meşruluğu ve hükmü yoktur.

Kimdir bu üç değerli komutan? Onlar, Kürdistan dağlarında olanakların en az, zorlukların en fazla olduğu bir coğrafyada bütün ömür ve zamanlarını Kürt halkının özgürlüğü ve onuru için adamışlar. Haklı mücadelelerine bir an olsun bile ara vermeden devam etmişler; yüreklerinde halk ve bilinçlerinde gerilla sevgisi bir an olsun eksik olmamıştır. Onlar sadece Kürt halkının özgürlük ve onuru için dağlarda mücadele yürütmüyor aynı zamanda Ortadoğu’nun tüm ezilen halklarının özgürlüğü ve onuru için de mücadele ediyorlar. Bu açıdan onlar, yargılanmayı değil sahiplenilmeyi hak ediyor.

Yarım asırlık ömürlerinin tümünü, hiçbir kişisel çıkar gütmeden ve hiçbir kaygı taşımadan, hiçbir övgüye tenezzül etmeden ortaya koymuş, yüreklerini Kürdistan dağlarına ve ideallerini halkın özgürlüğüne emanet etmişlerdir. Kürdistan dağlarına sevdalı, ideallerine ve yaşama büyük bir tutkuyla sarılmışlardır. Uzun süreli gerilla yaşamları, bilgi-birikim-tecrübe ve bedel anılarıyla doludur. Örnek alınacak duruşları ve yoldaşça bir yaşamları vardır.

Bu üç gerilla komutanının her birini ayrı zaman ve yerlerde tanıma ve sohbet edip birlikte zaman geçirme şansım oldu. Son derece alçakgönüllü, her sözlerinde yoldaşlık, her yaklaşımında dürüstlük gördüm. Hemen her konuşmalarında kendi pratiklerine dair özeleştirel yaklaşan bu değerli devrimcilerden mücadelemizin ayrıntılarında saklı çok şey öğrendim. Heval Cemil Bayık, PKK örgütünü yönetme ve örgütleme ustasıdır. Heval Duran Kalkan, birleşik devrimci mücadelenin mimarlarından, tarih ve devrim bilimin mahir bir devrimcisidir. Heval Murat Karayılan, gerilla savaş stratejisinin ve zengin yaratıcı taktiklerin ustasıdır; bir yoldaş sevdalısıdır.

Tüm ömürlerinde bir çift gerilla elbisesi, bir adet silah, bir adet kareli defter ve bir tükenmez kalem dışında hiçbir şeye sahip olmamışlar. Yaşamlarının yegane amacı önderliklerinin ve Kürt halkının özgürlüğünü kazanmaktır. Yoldaş ve dost canlısı bu onurlu insanlar, bütün pratiklerinde ve çalışmalarında Türkiye devrimine katkı sunmaya çabalamaktadırlar. Ufukları sadece Kürdistan devrimiyle sınırlı değildir. Türkiye devriminin de gelişip güçlenmesi için çabaları vardır. Onlar sadece Türkiyeli devrimcilerin sağlam dostu değildir. Aynı zamanda Ermeni-Süryani-Rum-Êzîdî-enternasyonal halkların da sağlam dostu ve güvenilir yoldaşıdırlar.

TC devleti sadece soykırımcı, inkarcı ve imhacı değil, aynı zamanda mafyalaşmış bir çete devleti ve suç örgütüdür. Topal Osman’dan Sedat Peker’e, Mehmet Ağar’dan Süleyman Soylu’ya dek sayısız kez kanla yıkanmış adalet ve hukuk anlayışı ve pratikleri devam ediyor. Kirden ve kandan beslenen mafyalaşmış çete devletinin ne meşruiyeti ne hukuki bir yanı vardır. Çete ve mafyaya dayanarak Ermeni-Rum-Süryani halklarına karşı katliam ve suikastlar gerçekleştirenler, mal ve mülklerine el koyanlar bugün de Kürt düşmanlığı üzerinden suikast ve katliam yapıyorlar.

Kürt halkının özgürlük idealleriyle sembolleşmiş üç gerilla önderi hakkında imha kararı, Kürt soykırımının başlangıç kararıdır. TC devletinin patronu olan ABD’nin bu kararının hiçbir bağlayıcılığı yoktur. Bu karar, Kürt halkının soykırımına yeşil ışık yakmadır.

Üç gerilla önderi ve değerli komutana yönelik soykırımcı bu kararı tanımıyoruz/tanımayacağız. Başta Heval Cemil Bayık, Heval Duran Kalkan ve Heval Murat Karayılan olmak üzere Kürt ulusunun haklı ve meşru mücadelesinin yanında olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz. Onlar sadece Kürt halkının özgürlüğü, adaleti ve onuru değildir. Türkiyeli devrimcilerin Ermeni-Rum-Süryani-Asuri-Êzîdî halklarının da onurudur. Asıl suçlu olan ve yargılanması gereken soykırımcı-inkarcı suç örgütü TC devletidir. Ve ona her türlü desteği veren ABD’dir. Kapitalist emperyalist sistemin sömürgen tekelleridir. Ve onların siyasetçileridir.

Dem Dema Azadiyê. Dem Dema berxwedanê!

6559

İşaretlesiniz de Fişleseniz de Biz Aleviyiz!

İktidarın asimilasyon politikaları her yeni günde, bir  önceki günü aratır şekilde ve değişik yöntemlerle, değişik rollere soyundurulmuş Hızır Paşalar ve piyonlarla devam ediyor..

Ben İstanbul Surlarinin Dibinde Şehit Düsecegim

           Türkiye Devrimci Hareketi 1980'li yıllarda tartıştığı konuların başında Kürt Sorunu ile SSCB'nin  halen sosyalist mi ?, emperyalist mi ? diye üzerinde şiddetli tartışmaların  yürütüldüğü bir süreçten  geçerek bugünlere geldi.

“ ‘Neo’su ve ‘sol’u ile liberaller nedir, neye yarar?”

“Düşmanlarımızın en güçlüsü içinizdedir.”[1]

 

“… ‘Neo’su ve ‘sol’u ile liberaller nedir, neye yarar?” sorusunun yanıtı; onların “6N 1K”sına dair tahlili “olmazsa olmaz” kılar.

“5N 1K değil miydi?” denecek olursa…  Hayır, sadece “Ne?”, “Ne zaman?”, “Nerede?”, “Nasıl?”, “Neden?”, “Kim?” sorularıyla yetinemeyiz; bunlara “6N”yi yani “Nereden?” sorusunu da eklemeliyiz…

Konuya bu kadar geniş perspektifte eğilme ihtiyacı, liberallerin “önem”inden değil, onların manipülasyon güçlerini teşhir etmenin ve okuyucuya saygının gereği.

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Olgularla gençlik ve gelecek(sizlik)[1]

 

“Gençliğe, yaşlılıktan çok hürmet etmeliyiz.”[2]

Søren Kiergegaard’ın, “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönük anlarız,” uyarısının altını çizerek ekleyelim: “Gençlik ve Gelecek(sizlik)” meselesi, sürdürülemez kapitalizm koşullarında çürümenin diyalektiğinden bağışık ele alınamaz.

“Çürümenin Diyalektiği”ne gelince onu da Hilmi Yavuz’un, ‘Yara Şiirleri’ndeki dizelerinden şöyle aktarabiliriz:

“her şey akıyor

her şey akıyor, panta rei ve irin

akıyor kalbimize, senin ve benim;

yazdıkları taş levha üstüne, kirle

Mücadele boyu bir yasam : Schafik Jorge Handal [*]

“Hayır, hiç yenilmedik, çekildik yalnız Ve şimdi olduğumuz yerde Ve ayaktayız Diyorlar ki elbette doğru Kim katılmak istemez onlara.”[1]

Kentin merkezindeki küçücük meydanda kurulan derme çatma kürsüden, çevresinden kendisine laf atanlara, soru soranlara söz yetiştirirken, esprileriyle çevresindekileri kahkahalara boğarken, ona “gerilla komutanı” demeye bin şahit isterdi. Ama öyleydi işte…

Şefik Handal… Ya da El Salvador’daki adıyla Schafik Jorge Handal… 

Haklarını Tavizsiz Savunan Dirençle Karşılaştığımda - 2

 

Elimdeki egemenliği son kırıntısına kadar korumak, sürdürmek isteğini arzusunu daha da hırsla taşımaktayım.

Şimdi bazı hemcinslerim beni eleştirecekler, yargılayacaklar, belki de bu ne saçmalama, yolunu şaşırmış ya da olamaz diyecekler. Varsın desinler. Çünkü gerçekler görülmedikçe, kavranmadıkça bu sorunlarımız daha da artarak devam edecektir. İktidara karşı savaş halindeyken kendi iç dünyamızdaki benzer iktidar zaafını farkında olarak ya da olmayarak süregelen tutsaklık devam edecektir.

Yine ve yeniden geldik; BURADAYIZ![1]

“Durgunsa ya da suskunsa insan,

mutlak bir nedeni vardır.

Suskunluğa aldanma,

herşeyin bir zamanı var!”[2]

 

Zorbalığın zulmüyle insan(lar)ın yıldırılmaya, sömürülmeye çalışıldığı her yerde teslim alınamayanlar, diz çökmeyenler, başkaldıranlar hep vardı, var oldu, var olacaktır…

Ayakta alkışlanmayı hak eden Gezi/ Kızılay/ Gündoğdu (vd’leri) gerçeği bunu kanıtladı…

SÖYLEŞİ: Okuryazarlik üzerine[1]

“Bir yazarı okumak, yalnızca

neler söylediğini öğrenmek değildir;

onunla birlikte yollara düşmek,

onun eşliğinde yolculuğa çıkmaktır.”[2]

 

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-2



Yel Degirmenlerine Karsi Savasa Katil; Akima kapilma:Atomu Parcalayacagiz-2

DHF Cevresindeki arkadaslarin 'Cok Partili Sosyalizm' tartismalarina bir katki olarak yayinladigimiz makaleminizin ikinci kismini yayinliyoruz 

Bir kez daha, “Terör” mü?[1]

“Dünyayı fethetmek zorunda değiliz. Bize onu baştan yaratmak yeter.”[2]

Sayfalar