Pazartesi Mart 3, 2025

Yağmur yağıyor dışarıda

Yağmur yağıyor dışarıda

Şehir griye düştü

Aklımda deli düşler ve sonunda gerçekliğimiz

O kadar acı olsa da umut dağlara çekilmiş kar altındadır

Şehir bir hengâme içinde seksenli filmlerde ki gibi

Duraklar pazara insan taşıyor

Pazar insan satıyor ve alıyor

Dostlar birbirine küskün

Düşman sarayında keyif çatıyor

Üzerime bir çağ yapılırken

Logar kapağının altında üç gündür ölü bedenim

Tam üç gündür yatmakta

Öğretmenim ben

Cebimde on lira ile astım bedenimi o ağaca

Öğrendiniz mi bari

Emperyalizm yıktı tarihimi

Yoldayım

Yoldan çıktı seyri seferim

Ezik büzük etim Yoldaş’ımın kanına karışmakta

Açlık ve sefalet üç çocuğun boğazında bıçak

Üç kesik

Üç ölüm

Anne soğukluğunun keskin kenarında sallanmakta

Şehir ölüyor

Şehirde bin türlü planlar dolanmakta

Ada ve parsel kılığına bürünmüş

Konut ve ipotek

Alma ve satma olmuş ruhum

Herkesin olsun diye

Ölçsem yeryüzünü

ama pay etmesem kimseye

Düşler gökyüzünden inerken

Yapayalnız insanlığı

Yapayalnızlıktan kurtarmak için

Dağ başında dumansız ateşler yanmakta

Duvarlar ardında ömürlük mahpusluklar

İçimizdeki duvar ne olacak peki

İçimizdeki ada ve parseller

Her türlü sınırlar

Ne olacak?

Yıkmak sadece yetmiyor yerine koyacak bir şeyin yoksa

Hayat her şeyin karşılığına yeni bir karşılık istiyor

Kana kan istiyor

Duvara duvar

Acıya acıyı

Öfkeye öfke istiyor

Hepsi duygular ve düşünceler hâlbuki

Gerçek hayat gerçek hayatta bir değişiklik istiyor

Devlete karşı yeni devlet istiyor

Eski tek yanlılık çoklara bölünmüş

Dogmatizmin dogmatizminin dogmatizmi

Böldükçe

Parçaladıkça

Egzoz gazının zehri gibi

Şehri zehirlemekte

Doğalcı, görgücü aydınlar

Yağlanıp, yumuşadıkça düşünceleri de hantallaşmakta

Kafa dolu ve ağır

Hareket yavaşlamakta

Raylar döşenmiş

Tüneller açılmış ruhuna

Her yerinden burjuva fikirler sızmakta

Hem ucuz hem kalitesiz

Kırmızı bir ambalaj içinde

Parlak etiketler yapışmış üstüne

Raflarda yanyana

Eleştiri yığını altında kalacağı günleri elleriyle yapmakta

Hareket nerede?

Bir hostel de mi?

Bir şehrin barında aslan sütünde mi?

Bir dağ başında mevzi de mi?

Bir fabrika da mesai de mi?

Bir çapanın toprağı deştiği yer de mi?

Hareket nerede?

Kavramların dünyayı doldurduğu gölgesinde mi?

Bir çekmecenin içinde mi?

Akışkan sermayeye yapışmış düşünceler

Sermayeyi yıkacaktı hâlbuki

Esiri oldu besbelli

Yan çiziyor her şeye

Yasaları yıkıyor

Yeni yasalar yapıyor

Yasaların yaratılamadığını unutuyor

Yağmur yağıyor dışarıda

Şehir griye düştü

Aklımda deli gerçekliğimiz ve sonunda düşler

Alevin ucunda salınıyor

Feodal bir sevgiden

Verebileceğinden

Daha fazlasını vermesini istiyor

Kendinde olmayanı nasıl versin ki

Metalar dünyasında

Seviyor sevmiyor seviyor sevmiyor

Yapraklar kopuyor bir bir

Sonbahar gibi sararırken papatya

Aşk nasıl katılaşmaktan kurtulabilir ki

Borç ve alacaklı ilişkisi

Nesnel bir efendi köle ilişkisi gibi

Başucumda

Celladın elinden olmasın diye ölümüm

İpin ucunu

Ve uçurumu

Kendi irademle sınamam

Siren sesleri yangınlarımda

Olay yeri tespit tutanağı kazalarım da

Sargı bezleri yaralarımda

Umut

Umut

Genç yalın ve acemi

Yaratırken bilincini

Ölü fikirleri yuyan

cansuyu

Hareket kefenleyecek

Dogmatizmin dogmatizminin dogmatizmini

Kurşun mu dökse

Muskamı yazsa

Dua mı etse

Sapma saptığı yoldan dönmüyor

İşçiler milyonlar olmuş

Mali sermaye ülke yönetiyormuş

Kapitalist ilişkiler çok gelişmiş

Fikirleri damıtmış

Şarap sıcakmış

Marksist Leninist’miş fikirleri

Maoizm izm değilmiş

İzm’ler saçmalıkmış

Şömine başında mayışmış besbelli

Kendileri doğruymuş

Geçmişi hep yanlışlar yapmış

Kendi doğruları yapılsaymış

Olmazmış yanlışların yanlışları

Ahbap çavuş olduğu günleri

İllegaliteyi unuttuğu günleri

Disiplini çiğnediği günleri

Unutmuş

Yüzdelerle yapılan oranlar felsefesi

Yüzde yüz

Berlin’e kurulmuş besbelli

Yağmur yağıyor dışarıda

Şehir karaya düştü

Aklımda ve dışımda gerçekliğimiz 

31407

Taner özcan

Taner Özcan sitemizin köşe yazarıdır. Kültürel ve politik konularda yazılar yazmaktadır

Son Haberler

Sayfalar

Taner özcan

Hangi Sınıfın Cumhuriyeti Yaşasın?

Feodal aristorkrasiye karşı burjuvazinin iktidara gelmesi ve feodalizmi yıkması tarihsel olarak ilericiydi. O dönemde “ kahrolsun feodalite, yaşasın cumhuriyet” sloganı ileri bir hedefi gösteriyordu. Bu tarihsel dönüşüm Fransız burjuvazisinin 1789 burjuva devrimiyle başarıldı. Bu, toplumlar tarihinin geri döndürülemez diyalektik gelişimiydi. Feodal aristokrasi, ne kadar çaba harcarsa harcasın, gelişen üretici güçlerin önünde daha fazla direnemezdi ve kendinden önceki toplumların başına gelen kendisinin de başına gelmişti: Toplumlar tarihinin çöplüğündeki yerini aldı.

Zorunlu Açıklama!

Kısa bir süre önce; "Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han ve Süleyman Cihan." başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının giriş bölümünden de anlaşılacağı gibi bu yazı, Anayasa Mahkemesi'nin Sansaryan Han’a ilişkin kararı vesile yapılarak yazılmıştı.

Sosyal medyayı ve malum platformları aktif olarak takip etmediğimden; yazıya ilişkin kimlerin ne türden değerlendirmeler de bulunduğunu bilmiyorum. Bu çok ta önemli değil; elbette her okurun kendine göre değerlendirme, beğeni ve yergileri de olacaktır.

Ali Haydar Dersim’e (Nubar Ozanyan)

Değerli bir komutanı daha kaybettik. Dersim halkının bağrından çıkıp, dağlara sevdalanan, özgürlüğü zirvelerde arayan bir komutanı yitirdik. Büyük bir yürek acısı daha yaşadık.

„Holodomor „ Yalanı Üzerine

Başta Avrupa emperyalist burjuvazisi olmak üzere, bütün gerici devletler, emperyalist Rusya'nın Ukrayna'ya saldırı ve işgalini bahane ederek, tüm SSCB kazanınlarını, anıtlarını yok etmenin yanında, yeni yeni kararlarla, Stalin önderliğindeki SSCB'ni ve sosyalizmi karalamak için her türlü yalana baş vurmaya hız verdiler. Burjuvazinin, sosyalizm ve onu anımsatan herşeye düşmanlığı, kapitalizm ayakta kaldığı sğrece devam edecektir. Bu nedenle, burjuvazinin bütün yalanlarını açığa çıkarmakta devrimci mücadelenin en önemli ayaklarından biridir.

Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-2 Kemalizm Sol Değildir!

AKP-MHP faşist ittifakı süresince siyasal İslamcılığın karşısına da alternatif olarak Kemalist ideoloji çıkarılıyor. Kendine “sol” diyenlerin siyasal İslamcılığın alternatifi olarak Kemalizm’i yeğlemeleri kabul edilebilir bir siyasi tutum değildir.

Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han Ve Süleyman Cihan!

Dün, Sansaryan Han’a ilişkin bir haber okudum gazetelerde: “92 yıl sonra Sansaryan Han için tarihi karar.” başlığı altında, özetle, şunlar aktarılmaktaydı: 

 

Ermeni fakir çocukların eğitim masraflarının karşılanması amacıyla vakfedilen ancak 1930 yılında devlet tarafından el konulan ve uzun yıllar İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan Sansaryan Han, Anayasa Mahkemesi kararıyla 92 yıl sonra Ermeni vakfına geri verilecek.”[1]

 

Uluslararası İşçi Sınıfı İçin Büyük Bir Kayıp! Jose Maria Sison'u Sonsuzluğa Uğurladık

Filipin Komünist Partisi'nin (FKP)  kurucu önderi, Yeni Halk Ordusu (YHO) ve Filipin Ulusal Demokratik Cephe'nin (FUDC) danışmanı ve  Uluslararsı Halkların Mücadele Birliği'nin (ILPS) kurucularından ve başkanı, Filipin proletaryasının ölümsüz militanı Jose Maria Sison'u (yoldaşlarının Joma'sı) 16 Aralık 2022 tarihinde kaybettik.

Hızır

Hdp'liler katı atık tesisinin yeri değiştirilmesi konusunda öneri gelirse destekleyeceklermiş.

Demek ki gelmese...

De gurban... aha çevreci projeniz... aha boğuniz... aha siz...

Sütlüce'ye akmasın... kendi içimize... köyümüze.... aksın diyorsanız...

De... hadi...

Sütlüce'ye katı atık tesisi kurulmasın.... kendi köyümüze kurulsun... diye önerge getirinde sizi görem.

De.... Hadi kurban...

De.... Hadi...

Gerçekten çok akıllıca.

Gerçekten çok sinsice.

Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-1- (Sentez)

"İşçi sınıfının devrimciliğine karşı çıkanlara sol denebilir mi? Ya da bunlar gerçekten sol olabilir mi?"

Sınıflı bir toplumda, bu toplumun alternatifi olarak sınıfsız toplumu öngören ve bunun mücadelesini veren Marksizm-Leninizm-Maoizm’in eleştirilmemesi, özellikle de mülk sahibi sınıfların ideolojik ve siyasal temsilcilerinin eleştirileri ve demagojik saldırılarına maruz kalmaması düşünülemez.

Barbara ve Sara olma zamanı! (Nubar Ozanyan)

Emekçi kadınlar birçok şeyden mahrumdur. Yoksun olduğu esas şeyler, özgürlük ve örgütlülüktür. Faşist devlet şiddeti, feodal baskı, Türk şovenizmi, egemen erkek zihniyeti, işgal ve saldırı, erkek adalet, aile ve din, dışlanma, aşağılanma vb. Saymakla ve yazmakla bitmiyor. 

KKB’li TİKKO Savaşçısı:Kobanê Ruhuyla Rojava’yı Savun!

Faşist TC içindeki klikler, Kobanê zaferinden bu yana dillerden düşmeyen bir yarasında birleşti.

Milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duydukları böylesi günlerde sağdan soldan TC faşizmi her zaman birleşmiştir. Bu bazen masa altından olur, bazen kapalı kapılar ardında, bazense öylece aleni. Burjuvazinin kalbini korkudan hoplatan bir işçi direnişi olabilir, emperyalist tekellere geçit vermeyecek bir çevre direnişi olabilir, faşizmi zayıflatacak bir demokrasi talebi olabilir, ataerkiyi ve heteroseksizmi titretecek bir adım olabilir bu gizli ya da açık el sıkışmaların sebebi.

Sayfalar