Salı Mayıs 28, 2024

Diyarbakır zindanının solduramadığı bir “beton gülü”nü,Zeynep’imizi kaybettik. (Erdal Emre )

Kahkaha ve gözyaşı ortağın Delço ile birlikte Cumartesi günü ziyaretine gelecektik. Öyle anlaşmıştık...

On-altı yıllık direnç rezervlerinin sonlarına yaklaştığın biliniyordu. Ama onca yıl dayanan yaşama coşkun bir zaman daha dayanır sanıyorduk. Biraz da bu nedenle ağırdan aldık... Bağışla..!

Birkaç hafta önceden randevulaşmıştık.
Tüm bedenini istila eden o illetin, o amansız melanetin seni bir daha çıkmamak üzere bir klinik odasına mahkum edeceğine inanmak istememiştik belki de. Son telefon konuşmamızın üzerinden on gün bile geçmemişti daha. Ziyaretine gelme düşüncesinin kendisi bile kahreden duygular yaratıyordu... Bir vedalaşma gibi anlayabileceğinden de çekiniyorduk doğrusu. 
“Görüş günümüz” için Delço’yu “sakın Zeynep’in yanında ağlayayım deme !” diyerek sıkı sıkya tembihlemeyi düşünüyordum… Onun ne kadar duygusal olduğunu sen de biliyordun. Duygularını saklamaz/saklayamaz ve etrafındakilerini de ağlatırdı...
Ama yetişemedik, geç kaldık. Aslında sen erken bırakıp gittin…

“Ne haber kız kaynana” diyerek sohbete başlayamamak, biraz utangaçça gülüşünü,şakalara dahi karşılık verirken en uygun ve ölçülü cevap arayışını bir daha yaşayamamak, görememek…

İç-Dersim’in tanıdığım en narin, saygılı, doğasında kırıcılığın kırıntısı yok denli kibar ve candan kızı yok artık.

Zeynep, KAYPAKKAYA'nın şahsında Komünal bir dünya düşüyle tarihin en köklü eşitsizliklerini sorgulayan direnişçi bir kuşağın az sayıdaki kadın militanlarından biriydi. 
Arkadaş canlısı, dostluk ve yoldaşlığına sıkı, sevdiklerinin ihmalkârlığına içten içe çok üzülen, yersiz ihtilaf ve didişmelerden değil huzurdan, yapıcı/samimi kollektif ilişkilerden beslenen bir kişilikti Zeynep.

34 yıl önceki ilk karşılaşmamızda ondaki şu kişilik değerini hiç unutamamıştım : Bulunduğu ortamlara o zarif ruhuyla –konuşmasa bile- belirgin, kendiliğinden bir etki taşıyor, sakin ve saygın bir ilişki iklimi oluşmasını sağlıyordu. Zeynep'in bulunduğu ortamlarda en meşe mamülü arkadaşlar dahi üslup ve davranışlarına bir çekidüzen verirlerdi.

İnsan ilişkilerindeki güven bunalımının, yabancılaşmanın, yalnızlaşmanın derinleştiği, cazgırlığın, reklama ve ranta dönük yüzeysel ilşkilerin alan kazandığı bir zaman diliminde Zeynep’in zerafetini, narin gülüşünü, içtenliğini, yoldaş sıcaklığını, insan ilişkilerindeki kalite düzeyini çok ama çok arayacağımızı sanıyorum.

Yaşam serüvenine bundan böyle anılarımızda devam edeceksin Zeynep ! 

43423

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER

 

Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

 

Nepal Halkı'nın Kerenski'ye değil Lenin'e ihtiyacı var ve Nepal Devrimi'nin Sorunları

 

Giriş:

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Sayfalar