Pazar Haziran 2, 2024

Doğru komutanlık

Her sınıf ideolojik anlayışına, amaçlarına ve hedeflerine göre sürece-dışına müdahale eder, yön verip şekillendirmeye biçimlendirip örgütlemeye çalışır. Sınıf bilinçli proleterler demokratik halk devrimi amacına uygun bir şekilde bilgi ve becerileriyle, emek ve çabalarıyla, örgütlü güçleriyle sürece müdahale eder. Küçük burjuva devrimcileri ise yetki ve mevkileriyle müdahale eder. Birincisi devrimcidir. Değiştirip-dönüştüren, devrimcileştirip-örgütleyen, düzeltip-düzenleyendir. İkincisi ise statükocudur, bürokrattır. Var olanı tekrar ederek, yaşatarak, devam ettirendir. Dışının ve kendisinin değişmesini ve değiştirilmesini istemez. Birincisi gerçeklerle ikincisi kişilerle uğraşır. Birincisi devrimin işini yapar. İkincisi dedikodu yapar. Birincisi devrimi yaşar. İkincisi kendini yaşar.

Sınıf bilinçli proleterler yaşamın-savaşın-yoldaşların ve halkın içindedir. Algılama ve bilgilenme tarzları dolaysız ve doğrudandır. Gerçekliğin bilgisine varmak için onunla doğrudan dolaysız dürüst-çıkarsız, eşit ve özgür bir temelde devrimci bir ilişki geliştirir. Algı ve bilgilenme yolu gerçektir. Gerçeğin (halkın-savaşımın-örgütün-yoldaşların-sorunların) içindedir. Onunla temas halinde ve iç içedir. Ayrıntılı ve detaylı algılar toparlayarak, algısal bilgi aşamasını tamamlamaya çalışır. Pratiğin ve gerçeğin içinde olduğundan dolayı bunu defalarca ve sayısız kez yaparak, bilginin "tamamlanma" sürecinde dolaysız yol alır. Sonra kaba ve yanlış olanları pratiğin içinde pratikten ve gerçeklikten kopmadan ayıklar. Kaba ve sahte olanları atarak, gerçeğe en yakın olanları toparlayarak bilginin akla uygun aşamasına doğru tamamlayıcı adımlar atar. Ancak görevinin bitip tamamlanmadığını bilir. Elde ettiği akla uygun bilgileri sentezleyerek pratiğe uygular. Gerçekleşmesi mümkün olan belirgin bir plan yapar. Mücadeleyle varacağı, gerçekçi amaçlar belirler. Ve pratiğe müdahale eder eğer istenen ve beklenen sonuçlara varmışsa bilgilerini göreli doğruya en yakın olarak kabul eder. Eğer eksik ve hatalı ise dürüst ve samimi bir şekilde içtenlikle özeleştirisini verir, düşüncelerini (halkın-yoldaşların eleştiri-değerlendirme-uyarı ve önerileriyle) gerçeğe en yakın olacak şekilde düzeltir-düzenler. Ve yeniden düşüncesini (plan-program-karar) düzeltip pratiğe müdahale eder. Ta ki istenen ve beklenen sonuçları alıncaya kadar bunu devam ettirir.

Küçük burjuva devrimcileri dogmatizmden itim alanlar, statükoculuktan durağanlık ve hareketsizlikten beslenen bürokrat tarzlarından asla ödün vermeyenler ise sınıf bilinçli proleterlerin yaptıklarının tam tersini yaparak yollarını çizerler. Gerçeklikle dolaysız ve doğrudan ilişki kurmazlar. Sınıf savaşımın-halkın-yoldaşların içinde ya da yakınında değillerdir. Gerçekliğe dokunuşları onlarla temasları-kurdukları ilişki yerle gök kadar uzak ve birbirine yabancıdır. Yaşam ve konumlanma olarak gerçeklikten uzaktırlar. Savaş alanlarında, savaşın en yakın cephe gerisinde değillerdir. Dolayısıyla gerçeklik (sınıf savaşımı) karşısında ki konumlanma ve mevzilenmeleri, ilişkilenme ve bilgilenmeleri, müdahale ve tavırları objektif ve dürüst değildir. Çokbilmiş olduklarından her şeyi bildiklerini sandıklarından üstte-yönetim mekanizmalarında olduklarından, her türlü bilgiye emeksiz ve mücadelesiz sahip olabileceğini düşündüklerinden dolayı kibirli ve kendilerini beğenmişlerdir. Emekçi olmadıklarından, çabasız, bürokrat bir yaşam içinde olduklarından dolayı gerçek hakkında ayrıntılı ve detaylı bilgi toparlama zahmetine katlanmazlar. Bundan dolayıdır ki hiçbir zaman "halk- savaş-düşman-yoldaşlar" hakkında gerçeğe yakın bilgiye sahip olamazlar. Kulaktan dolma-yüzeysel-derme çatma-sipariş üzerine elde edilen, tek yanlı, parçalı bilgilerle hareket ederler. Ve böyle olunca da her defasında sübjektivizmin duvarına çarpılmaktan kurtulamaz. Sınıf karnelerinde "zayıf-pek zayıf" notlarından başka bir işarete rastlanmaz.   

Sınıf bilinçli proleterlerin devrimcilik yapış biçimi gerçekliğin içinde, ona dokunarak, onunla temas içinde olarak "gerçeğin bilgisine vararak-gerçeği değiştirme-müdahale etme" tarzındadır. Halkla-yoldaşlarla iç içe onlarla birliktedir. Komitelerin içinde somut görev alarak, ortaya çıkan sorunları yoldaşlarıyla birlikte çözmeye, çözüm yolu bulmaya çalışırlar. Yoldaşlarıyla-halkla birlikte olmak, çalışmak-mücadele etmekten büyük bir mutluluk ve memnuniyet duyarlar. Halkın ve yoldaşların eleştiri, öneri ve uyarılarını dikkate alır, önemser değer vererek kabul eder. Dürüst ve samimidirler. Kendisine dokunulmasına-eleştirilmesine "izin" verirler. Eleştirilere açık olmayı bir görev ve erdem kabul ederler. Kibirli-soğuk ve kendini beğenmiş değillerdir. Eleştiriden korkmaz, özeleştiride cesur ve samimidirler. Yoldaşlarıyla eşit-özgür bir temelde ilişki geliştirirler. Yoldaşlarla arasında ki tek fark GÖREVidir. Kendisinin ve yoldaşlarının gelişimi ve ilerlemesi için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışırlar. Halka ve yoldaşlara hizmeti bir görev kabul eder. "Yetki-mevki-kariyere" tenezzül etmezler. Başarısız ve hatalı olduğunda içtenlikle ve samimi bir şekilde özeleştiri vermekten çekinmezler.

Küçük burjuva devrimcileri ise sınıf bilinçli proleterlerin yaptıklarının tam tersini yaparlar.  Bunları birkaç kategoride değerlendirmek gerekir. Örneğin komite sekreteri, sorumlusu olarak görev yaptıklarında komite içinde somut bir görev almaz, toplantılarına düzenli ve sistematik olarak katılmaz, katıldığında ise görevlerine ve yoldaşlarına üstten, kibirli ve soğuk yaklaşır. Toplantılara katılmadığında ise komitede “kendisine en yakın olanı” ile randevu usulü çalışır. "Parmakçı-yetkici", komutandır.  İşin ideolojik-politik yanından, sürecin politik gelişimi hakkında bilgilendirmekten, nasıl yapılacağı bilgisinden çok pratik ve teknik yanını ele alarak, görev yaptırmaya çalışır. Zamanın önemli bir bölümünü devrimin görevlerini yerine getirmek için değil küçük burjuvazinin tüketicilikten beslenen eski alışkanlıkların gücüyle geçirir.  

Küçük burjuvazinin bir diğer örneği ise bileşenlerde görev alır ancak gerçeklikle kurduğu ilişkide yüzeysellik-üstünkörülük-derme çatmalık-dağınıklık-düzensizlik vardır. Belirlenmiş bir plan açıklık kazanmış bir program yoktur. "Rastgelecidir", "her işi yapar" ancak hiçbir işi başarıyla, sonuna kadar götüremez, sonuçlandıramaz. Bütün işleri tamamlanmamış şekilde eksik-yarım bırakır. "Üste-güçlüye-mevki ve yetkisi" olana tabi olur. Bağımlılık ve bağlılıktan kurtulamaz.  Devrimin-halkın yoldaşı olmak, inisiyatifli objektif davranmak bağımsız hareket etmek yerine "üstün-güçlünün-dönemin" insanı olur. Bir türlü kendisi olamaz. Kendisine ait özgün düşünce bağımsız irade ve inisiyatifi, objektif kararı yoktur. “Üstlerine-amirlerine” karşı liberal, altlarına yanındakilere karşı da sekter ve yıkıcıdır. Militanlarla kurdukları ilişki onların hata ve zaaflarını alt eden değil, eğiten donatan şekilde değil onlarla uzlaşan-yaşatan ve yaşayan şeklindedir.  İyi bir yaşa-yaşatçıdır.

Sınıf bilinçli proleterler savaşın-halkın-devrimin-gerçeğin-ideolojinin militanını yetiştirir. Amacında ve çalışmalarında ideallere yüksek bağlılık vardır. Bütün emek ve çabasını dikkat ve yoğunluğunu, bilgi ve becerisini demokratik halk devriminin militanını-savaşçısını yetiştirmeye yöneltir. Geliştirirken gelişir. İlerlerken ilerletir.

Küçük burjuva önderlik ve kişilik ise grupçudur. Adamcıdır. Her süreç ve dönemde kendi iktidarını düşünür. Bütün planlarını ve hesaplarını kendi grupçu çıkarlarını korumak-sağlamlaştırmak-güçlendirmek için yapar. İnsanları bunun için eğitir-yetiştirir,  örgütler ve konumlandırır.  Her yere kendi "adamlarını" konumlandırmaya çalışır.

Sınıf bilinçli proleterler militanların hata ve eksikliklerini düzeltmek eğitmek için ideolojik mücadeleyi esas alır. Küçük burjuvalar ise hata yapan eğer kendi “adamı”, yandaşı ve kankası ise zaaflarıyla uzlaşır. Ve zaaflı bir şekilde yaşamasına göz yumar müsaade eder. Eğer kendi yandaşı değilse yoldaşını ezmeye, sindirmeye, saf dışı bırakmaya çalışır.

Birincisi eleştiriden korkmaz. İkincisi eleştiriden boğanın kırmızıdan korkması gibi korkar. Birincisi hata ve yanlışlıklarından dolayı kendisini eleştirenlere teşekkür eder. Onları cesaretlendirir. İkincisi kendisini eleştiren hatasını güçlü ifade eden militana kin duyar. Eleştiren, kendi görüş ve kararlarına karşı çıkan yoldaşı kafasına takar. Karşısına çıkan ilk fırsatta, uygun bir zamanda olmadık düzmece senaryolarla muhalifini alt etmeye ayağını kaydırmaya örgüt dışına atmaya çalışır, grupçuluk yapar.

Birincisi devrimi ve savaşı güçlendirmek sağlamlaştırmak için elinden gelen her şeyi yapar. Özeleştiriyi içselleştirerek yürür pratikle buluşturur. Hatalı ve başarısız olduğunda "hatalıyım-başarısızım" deme erdemini göstererek, görevini bir başka yoldaşına bırakır. İkincisi keskin, sol slogan ve laflarla sözde savaşır. Etrafına keskin savaş savunucusu, yemin billah Kaypakkayacı olarak göstermeye tanıtmaya anlatmaya çalışır. Örgütü kişilerle, dedikodularla uğraştırarak geri çekmek için her türlü elinden geleni yapar.

(Bir Partizan)

46923

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

Ezilenlerin, ötekileştirilenlerin Şairleri[*]

“Sistem dışı farklılık korkutucudur,

çünkü sistemin hakikâtini, göreliliğini,

kırılganlığını, ölümlülüğünü açığa çıkarır.”[1]

 

Ezilenler sömürülen, horlanan, kaybettirilenlerdir. Ezilen olmak kadar, ezilenlerden yana saf tutmak da zordur, zorludur.

TARİHİN ÖNÜNDE YÜRÜMEK…

TARİHİN ÖNÜNDE YÜRÜMEK…[1]

 

Yusuf KÖSE

Ukrayna Üzerinde Emperyalist Savaş Ve Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı

M. Oruçoğlu’nun Gazete Patika’da “izlememiz gereken politika gayet berraktır” başlıklı bir makalesi yayınlandı.[1] Adı geçen Makale’de, ilginç saptamalar söz konusu. Bunlardan biri;  “Türkiye’de emperyalist işgalleri destekleyen devrimci bir kuşağın oluşmasına yol açtı”.

TKP-ML MK: 1 Mayıs'ı kazanacağız!

Kapitalist emperyalist sistemin aşırı kâr hırsının ürünü olan Covid-19 pandemisi, dünya çapında beş milyondan fazla insanın ölümüne neden oldu. Ölenlerin çoğunun yoksul, aşıya ve sağlığa erişimi olmayanlar olduğu biliniyor. Bu anlamıyla pandemi bir kez daha emperyalist kapitalist sistemin insanlık ve halk düşmanı karakterini ortaya koymuş durumdadır.

Bilinç altımızın Kökeni

Göye biz proletaryalar faydacıyımışız.

Göye biz proletaryalar çıkarcıyımışız.

Göye biz proletaryalar yeteri kadar rus karşıtı değilmişiz.

Göye biz proletaryalar yeteri kadar kompradorlarımızla, emperyalizme karşı kol kola girecek kadar vatansever  değilmişiz

Göye biz proletaryalar yeteri kadar barışsever değilmişiz.

Vallahi yalan tillahi yalan.

Gel... vatandaş... gel... tarladan direk alıcıya... tarladan direk alıcıya... gel... gel...

İnsanın bol mevkili, bol kazançlı, bol avrupalı bir işte çalışması kadar güzel bir şey yok değil mi?

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Şan Olsun Partimizin 50. Savaş Yılına!

Partimiz TKP-ML’nin önder yoldaşımız İbrahim Kaypakkaya tarafından kurulmasının üzerinden yarım asır geçti. 24 Nisan 1972’de kurulan TKP-ML ve Halk Ordumuz TİKKO’nun 50. kuruluş yıldönümünü tüm coşku ve heyecanımızla kutluyor, halk savaşını büyütme irade ve kararlılığımızı bu vesileyle yineliyoruz. Partimizin ancak savaş içerisinde gelişebileceğini söyleyen önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Türkiye Kürdistanı’nda başlattığı gerilla savaşını bugün onun takipçileri olarak yine aynı ısrar ve kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz.

TKP-ML KKB: Kurtuluşumuzun adresi olan TKP-ML’nin 50. kuruluş yıldönümünü selamlıyoruz!

Ülkemiz sınıf mücadelesinin tarihinin son 50 yılında, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in yolunda Demokratik Halk Devrimi ve komünizm için can bedeli mücadele veren, tarihin tüm zikzaklı yollarında yenilgi ve zaferleriyle, ödediği ve ödettiği bedelleriyle, yarattığı köklü gelenekle ve hep ileri bakan gözleriyle, halkımızın umudu olan TKP-ML’nin kuruluş yıldönümünü komünizme olan inanç ve güvenimizle selamlıyoruz.

TKP-ML Avrupa Komitesi: Kuruluşunun 50. Yılında Partiyle Devrim Yürüyüşümüz Devam Ediyor!

1972-2022… Kesintisiz süren 50 yıllık devrim yürüyüşümüz, partimizin yol göstericiliğinde devam ediyor.

24 Nisan 1972, Türkiye ve T. Kürdistanı açısından kritik önemde bir tarihtir. Yeni bir sayfanın açıldığı bir milattır.

TKP-ML MK: 50 Yıllık Mücadelemiz, Geleceği Kazanma İrademizdir!

YAŞASIN PARTİMİZİN 50. KURULUŞ YILI!

Partimiz 50 yaşında! 24 Nisan 1972’de İbrahim Kaypakkaya önderliğinde sınırlı sayıda kadro ve militan tarafından kurulan partimiz, bugün 50. yaşını kutluyor. Bir insan için uzun ancak sınıflar mücadelesi ve toplumlar tarihi açısından kısa bir süre olan bu zaman diliminde Partimiz, önemli başarı ve zaferler kazandı. Yenilgiler aldı ve gerilemeler de yaşadı. Ancak hiçbir zaman devrim iddiasından ve Halk Savaşı ısrarından, silahlı mücadelenin gerekliliği-zorunluluğu bilincinden kopmadı.

Leninist Emperyalizm Tanımının Bulanıklaştırılması

Rusya’nın 24 Şubat (2022)’da Ukrayna’ya saldırısıyla birlikte, emperyalizm üzerine tartışmalarda sıklaştı.  Ve kendini solcu olarak adlandıran bir kısım siyasi hareket ve bazı yazarlar, Rusya’nın emperyalist olmadığını, ama emperyalist amaç güden işgalci bir güç olarak değerlendirdi. Bazıları ise, “anti-emperyalist cephede” değerlendirmeye devam ediyorlar.

İlham ve güç kaynağımız…(Sentez)

Proletarya partisinin kuruluşunun ve mücadeleye atılışının ellinci yılındayız. Bu süre içinde mücadelesini kesintisiz sürdüren proletarya partisi, bundan sonra da mücadelesini sürdürecektir. Onu var eden koşullar devam ettikçe varlığını devam ettirecektir. Sınıf bilinçli proletaryanın öncü müfrezesinin ülkemizdeki varlık nedenleri, günümüzde sistemin çöküntü içine girdiği koşullarda çok daha kendisini dayatır duruma gelmiştir.  Elbette ki o, üstlendiği tarihsel rolü yerine getirecektir. Çünkü mücadelesine yol gösteren sağlam temellere dayalı ideolojik-politik bir pusulası vardır.

Sayfalar