Perşembe Mayıs 23, 2024

Fransa'da Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya Anması Gerçekleştirildi!

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 41. Yılında “Mutlaktır Ülkemizde Devrim, Bir İşaret Fişeğidir Kaypakkaya” şiarıyla gerçekleştirilen gece etkinliklerinin sonuncusu, Fransa’nın Metz şehrinde gerçekleştirildi. Yaklaşık 30 yıldır devrimci etkinliklerin nadiren yapıldığı bölgede, böylesi bir etkinliğin yapılıyor olması kitleler açısından oldukça önemliydi. 500’ün üzerinde kitlenin katıldığı etkinlik, saat 14’te, 13 Mayıs’ta gerçekleşen Soma maden işçileri katliamı için hazırlanan sinevizyon gösterimiyle başladı. Sinevizyonun sonlanmasıyla, kitle “Soma’nın Katili Patron – Ağa Devleti!” sloganını haykırdı.

Gecenin açılış konuşmasında, komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın düşman tarafından hiçbir konuda boyun eğdirilmediğine vurgu yapılırken, “Ülkemiz  proletaryasının öncüsü olan partimiz TKP/ML, gücünü kitlelerden ve kurucumuz İbrahim Kaypakkaya’nın Marksist Leninist Maoist görüşlerinden almaktadır. Önderimiz Kaypakkaya yoldaş, bizlere özsuyunu enternasyonal proletaryanın ustalarından aldığı ve bu suda çelikleştirdiği Marksist – Leninist - Maoist bir güzergah bırakmıştır. Ne mutlu bizlere ki böyle bir komünist öndere sahip olmuşuz. Onun, partimizin kuruluşuna kaynaklık eden görüşlerinin doğruluğu, zamanın karşı konulmaz akışıyla her geçen gün daha fazla ispatlanmaktadır” denildi.

Yine açılış konuşmasında; seçimler, Kürt ulusal sorunu, Gezi İsyanı, Alevi halkına dönük saldırı politikaları gibi konular ekseninde ülkemizdeki gelişmelere ilişkin yapılan açıklamalarla birlikte, Proleterya Partisi’nin önünde büyük görevler olduğu ve bu görevleri yerine getirme güç ve kudretine sahip olduğu vurgulandı. Açılış konuşması, “Tükenmeyen Gücümüz, Partimizdir Öncümüz!” sloganıyla bitirildi. Kitle, açılış konuşmasını “Yaşasın Partimiz TKP/ML, Kızıl Ordu TİKKO, TMLGB!” sloganıyla selamladı.

Açılış konuşmasının ardından, saygı duruşu bölümüne geçildi. Saygı duruşuna davet sırasında, ülkemizde ve dünyada devrim, sosyalizm ve yüce komünizm davasında şehit düşenlerin isimleri, hazırlanan sinevizyon gösterimiyle birlikte sayılarak kitle saygı duruşuna davet edildi. Sunum ve saygı duruşu esnasında kitlenin coşkusu ve ilgisi yoğun oldu. Saygı duruşundan sonra kitle “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!” ve “Önderimiz İbrahim, İbrahim Kaypakkaya!” sloganlarını coşkulu bir şekilde attı.

Gecenin kültürel bölümünde ilk olarak sahneye Hasan Sağlam davet edildi. Zazaca ve Türkçe eserleriyle programını gerçekleştiren Sağlam, son olarak kitleyle beraber Çav Bella marşını Zazaca okuyarak programını sonlandırdı.

Etkinlik, Grup Haykırış’la devam etti. Partizan eserleriyle kitleyi coşkulandıran Grup Haykırış, katledilen Soma işçileri için “Maden Ocağı” parçasını kitleyle birlikte söyledi. Grup programını, 18 Mayıs’ı Unutmam marşıyla sonlandırdı.

Etkinliğe katılan BDP temsilcisi, sürece ilişkin çeşitli açıklamalarda bulunurken, konuşmasının ardından “Kürdistan Faşizme Mezar Olacak!” sloganı atıldı.

Etkinlikte sahne alan Pınar Aydınlar, İbrahim Kaypakkaya, Süleyman Cihan, Kazım Çelik, Mehmet Demirdağ ve 2 Şubat 2011 tarihinde ölümsüzleşen 5 kızıl karanfili anarak programına başladı. Aydınlar’ın programı sırasında coşku yüksek noktalara erişirken, kitle tarafından sık sık sloganlar atıldı.

Etkinliğe, TKP/ML Merkez Komite, TKP/ML – TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı, Türkiye Marksist Leninist Gençlik Birliği, Tüm Hapishanelerdeki TKP/ML Tutsakları, Partizan-Özgür Gelecek-Yeni Demokrat Gençlik’in sunduğu mesajların yanında Devrimci Halkın Birliği, Metz-Nancy Alevi Kültür Merkezleri, Kürt Halk Meclisi tarafından dayanışma mesajları sunuldu. Yine etkinliğimize RedHack – Merkez Komite tarafından “TKP/ML’ye yoldaşça selamlar” denilerek sonlandırılan mesaj, kitle tarafından coşkuyla karşılandı. 

Kültürel programın son bölümünde ise sahneyi Ciwan Haco aldı. Seslendirdiği Kürtçe eserlere kitle de katılım gösterdi.

Ciwan Haco’nun ardından etkinlik, “İbo Yaşıyor, TİKKO Savaşıyor! Yaşasın Partimiz TKP/ML! Halk Ordusu TİKKO, TMLGB!” sloganları haykırılarak sonlandırıldı.

97352

İtiraz ahlaki[*]

 

“İnsanlarda eksik olan

güç değil iradedir.”[1]

 

Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.

İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.

Devletin Sokak Çeteleri Mafyanın Ortak Organizasyonuna Karşı Devrimci Tavır Ne Olmalıdır! HASAN AKSU.

Bu gerçeklik bugüne has bir karşı devrimci bir organizasyon değil. Devletin başında olanların derin organizasyonudur ve de süreklilik göstermektedir.

Bu Dünya Komünizmi de Yaşayacaktır!

 

Ekim Devrimi’nin 96. Yılını Kutlarken!...

Sınıf bilinçli bir devrimcinin,
her zaman devrim beklemesi,
onun düşünce ve eylem
diyalektiğinin bir gereğidir

ÇIRILÇIPLAĞIM SOKAK ORTASINDA UTANIYORUM!

Yoksullar için bir cehenneme dönüşen dünyanın şu utançlı haline bir bakın! İçinde çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kaçak göçmen bindikleri tekne alabora olunca, İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında denizin zifiri karanlığında kaybolup gittiler.

         Dünyayı aralarında ülke ülke parselleyen kudretlilerin para havuzları dolarlarla dolup dolup taşarken, yoksulluk mengenesindeki bu insanlar bir lokma ekmek için bin bir umutla yollara düşmüş, bilmeden ölüme koşmuşlardı.

Aşk ve Sanatın hayatı yani Gezi, Kızılay, Gündoğdu, vd’leri 1

“İyi ki hatırlattın

Başkaldırı diye bir şey var

İsa’dan beri insanı güzelleştiren

Şimdi daha güzel her şey

Daha insan herkes.”[2]

 

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Geri dönüp baktığımda

Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa  “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor. 

Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.

Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.

 

AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları

Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise,  “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı. 

 

Sayfalar