Cuma Nisan 26, 2024

“Halkın Sanatçısı ve Halkın Savaşcısı YETİŞ YALNIZ Yoldaş'a”

gider,

…gider, nice koç yiğitler gider

Senin de içinde bir oğlun varsa çok değildir,

Ey mavi gök!

Ey yağız yer bilesin ki,

Yüreğimiz kabına sığmamakta

Örsle çekiç arasında yoğrulduk

Hıncımız derya gibi kabarmakta”

Dersim toprakları nice yiğitlere tanıklık etmiştir. Karanlığı aydınlığa dönüştürme mücadelesinde dağların dokruklarını mesken eyleyenler, özgür gelecek düşlerimizi mutlaka gerçekleştireceklerdir.  Geleceğe dair düşlerimizi gerçekleştirmek için mücadelenin her alanında en önde koşan, şairin deyimiyle 'en hızlısı' olan Yetiş Yalnız yoldaşımızın acı haberi hüzün ve öfkemizi iç içe katmıştır.  O, 'halkın sanatçısı, halkın savaşcısıdır' şiarını en özümseyenimizdir. Sanatını halk için, halkların gelecek umudunu marşlara, ezgilere, klamlara taşımış ve mücadelemizin bir parçası haline getirmiştir. Birlikte yürüttüğümüz kolektif çalışmalar, sayısız konserler, katıldığımız eylemler, üretilen besteler sanatsal çalışmalarımıza büyük katkılar sunmuş ve bizde derin bir tercübe bırakmıştır.

Yetiş yoldaşın mütevazi ve dürüst kişiliği dışında, kararlılığı ve inançlı duruşu bize her dönem ve her koşulda örnek olmuştur. Yaşadığı Avrupa şehirlerinde kapitalist-emperyalist yozlaşmış, metalaşmış kültür ve sanat anlayışına karşı, daima devrimci kültürü-sanatı savunmuş ve geliştirme adına mücadele yürütmüştür. Avrupa metropolleri'nin sunduğu imkan ve olanakları elinin tersiyle itmiş, hayatının her alanında ezilenlerin kavgasına dahil olmuştur.

Yetiş yoldaşın üstün müzikal yeteğeni, ısrar ve azmin göstergesiydi. Eline aldığı her müzik enstrumanını kısa sürede çalabilme yeteneğine sahipti. Yaratıcıydı, her koşulda zoru başarabilen ve hiçbir görevden geri durmazdı. Sanatın özgürlüğü ve sanatçının örgütlenmesi adına birçok çalışmaya öncülük etmişti. ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu) bünyesindeki kurumlarımıza önemli katkılar sunmuştur. Üyesi olduğu derneklerde oluşturduğu ve çalıştırdığı koro'lar ve müzik grupları uzun süre güzel çalışmalar sunmuştur. Grup Şiar içerisinde uzun bir dönem grup elemanı olarak görev aldı. Grubun 'Yılmadık' adı altında çıkan albümünde yer almıştır. Partizan Ozanlar geleneğini iyi bilen, eserleri araştıran, ulaşan ve geleneğimizin eserlerini yeni yorumlama noktasında önemli çalışmalar sunmuştur. Partizan Müzik Topluğu oluşturmada önemli katkılar sunmuş ve çalışmaları ileri taşıma noktasında hiçbir görevden kaçınmamıştır.

Yetiş yoldaşla birlikte birçok ülkede ve şehirlerde konserler verdik. Enternasyonal mücadele alanında sanatsal çalışmalar içerisinde yer aldık. Son konserimizi Dersim'de verdik. Dersim'de ayrı bir mutluluk içerisindeydi. Bir hasretin sona ermesi gibi daha heyecanlı ve coşkuluydu. Bir kutup yıldızı misali parlayan gözlerinden mutluluğunu çevresine yansıtıyordu. Veda vakti geldiğinde, sıkıca sarılması ve yoldaş sıcaklığında gülümsemesini, 'kendinize çok iyi bakın!' demesi, hiç aklımızdan çıkmamaktadır.

Sınıf mücadelesini en doğrukta yürütmek ve devrim düşlerini gerçekleştirmek için, o da dağların doruklarını mesken eyleyenlerdendi. Bağlamasını hiçbir zaman elinden düşürmeyerek, Munzur beraklığındaki güçlü sesini bu defa Dersim dağlarının doruklarından bizlere seslenecekti.

Yetiş yoldaş Partizan Ozan geleneğinin en son temilcilerindendir.

Onun bizlere bıraktığı ter temiz, lekesiz mücadele bayrağını miras kabul edip, geleceğe taşımanın onurunu duyuyoruz.

Onu her daim, marşlarımızda, kavga türkülerimizde yaşatacağız!

Yetiş yoldaş şahsında Dersim/Aliboğazın'da ölümsüzleşen oniki partizan yürekleri........, oniki dağ parçasını......., oniki kızıl karanfileri......saygıyla anıyoruz!

Selam olsun karanlığa karşı gökyüzünün mavi rengini, güneşin aydınlığını özgür geleceğe taşıyan halk savaşçılarına...

 

UMUDA HAYKIRIŞ”

40794

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

TC’nin Kuruluş İdeolojisi Kemalist Faşizm ve Günümüzdeki Varyantı

Ülkemizde sorun ve çelişkiler çözülmediği gibi mevcut durum giderek daha çetrefilli bir döneme girmiş durumdadır. Bunun sonucu işçi sınıfı ve emekçi yığınların sömürüsü had safhaya varmıştır. Yoksullaşma en üst düzeye çıkmıştır. Ülkenin girdiği sarmal durumun bedeli tamamen emekçi sınıflara yüklenmiştir. Elbette ki yoksulluk ve işsizlik her zaman var olmuştur. Sınıf çelişkileri, sömürü, baskı ve diktatörlük dönemleri her zaman yaşanmıştır. Bundan sonra da sınıf çelişkileri var olduğu müddetçe baskı mekanizması varlığını devam ettirecektir. Lakin günümüzdeki mertebeye çıkmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda İzmir İktisat Kongresi, ya da Emperyalizme Bağımlılığın Belgesi

Osmanlı iktisat tarihinde önemli bir yer tutan kapitülasyonlar ilk olarak 1352 yılında Cenevizlilerle olan ticareti artırmak maksadı ile verilmiştir. İlerleyen yıllarda ise ticaret yollarında yaşanan değişiklikler ve dünya ticaretinin yeni rotalar edinmesi sonucunda başka bazı ülkeler de kapitülasyonlar yani ticaret yaparken kimi ayrıcalıklar edinme hakkı elde etmişlerdir.

Yüzyıldır Tarihin Dışında Bir Rejim: TC!

 

Türk devletinin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türk devletinin kuruluşu ve adına “Milli Mücadele” ya da “Kurtuluş Savaşı” denilen süreci ve bu sürece önderlik eden sınıfları kısaca ifade etmek, Türk devletinin hangi temeller üzerinden yükseldiğini ve sınıfsal niteliğini tanımlamak açısından önemlidir.

TC'nin Yüzyıllık Tarihinde İşçi Sınıfı ve Mücadelesi

Giriş:

İşçi sınıfının tarihi kapitalist sistemin gelişmesinden ve burjuvaziden ayrı ele alınamaz. Burjuvazinin ortaya çıktığı yerde işçi sınıfı da vardır. Ve bir çelişmenin iki yanı olan işçi sınıfı ve burjuvazi, birlikte var olurlar. Bu iki zıt kutup hem birbiriyle mücadele ederler ve hem de biri olmadan diğeri olmaz. Bu iki toplumsal sınıfı yaratan kapitalist sistem olmuştur.

 

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

Çakma komünistler! (Deniz Aras)

Her genç Kaypakkayacının biraz da alaycı bir alaycı mutlaka karşılaştığı bir cümledir “Köylü devrimcisi”! Kastedilen elbette İbrahim Kaypakkaya ve onun görüşlerini savunanlardır. Bu tanımı yapanlar için zaman mefhumu sanki bir avantaj olarak kullanılır. Zaman geçtikçe Kaypakkaya’nın görüşlerinin eskidiği sanılır ya da umulur. Kaypakkaya artık eskide kalmıştır ve şimdi “yeni şeyler” söyleme zamanıdır!

Siyasi Tutsakların Tecridi Kırma Mücadelesinin Neresindeyiz? (Yorum)

Emperyalist kapitalist sisteme karşı mücadele eden devrimcilere, komünistlere karşı hemen her ülkede gözaltı ve tutuklama sistematik bir şekilde devam ediyor.

Bu sistematik durum, bu faşist devletler nezdinde tutuklananların her gün daha da derinleşen br şekilde tecrit altında bırakılması anlamına da geliyor.

Egemenler dünyanın dört bir yanındaki devrimci ve komünistlere dönük saldırılarını, katletmekle bitiremediğinde esir alma, tutsaklar üzerinden muhalif güçleri, toplumu sindirme, hapishaneleri bu sindirmenin en önemli aracı haline getirmek hedefiyle yürülüğe sokmaktadır.

Sayfalar