Perşembe Mayıs 16, 2024

NUBAR OZANYAN YOLDAŞ

KARAR, İNANÇ, VE MÜCADELENİN SİMGESİYDİ

Rojava’da şehit düşen Nubar Ozanyan Yoldaş ardında köklü ve derin izler bırakmıştır. Hem karşı devrime karşı açıktan verdiği mücadelede, hem de parti içindeki her türlü anti-MLM akımlara karşı örnek bir duruş sergilemiştir. Bunun sonucu yeraldığı saflarda mücadelenin, kararın, inancın, azmin simgesi olarak öne çıkmıştır. Ve sonuçta parti şehitleri mertebesinde yerini almıştır. Şehit düşmüşse ve mücadele ettiği saflardan bedenen kopmuşsa da, verdiği mücadele sonucu yarattığı zengin değerleri yoldaşlarına devretmiştir.

Nubar Yoldaş Örnek Bir Komünist Başkomutandı

Nubar yoldaş daha genç yaşlardan itibaren saflarında yer aldığı kolektif yapı içinde günümüze değin istikrarlı bir şekilde yer alır. Giderek kendisini geliştirir ve enternasyonal mücadele alanlarında kendisini öne çıkarır. Bunun sonucu Filistin, Karabağ, Rojava gibi sıcak mücadelenin doruğa tırmandığı mevzilerde aktif olarak yer alır.

Bunun sonucu askeri vasıflarını iyice geliştiren yoldaş Rojava’da verilen mücadelede daha yetkin ve daha aktif olarak yer alır. Emperyalistlerin ve gerici bölgesel devletlerin arkasında yer aldıkları DAİŞ’in saldırılarına karşı, Rojava halkının verdiği haklı ve meşru direniş içerisinde saf alır.

Nubar Ozanyan bu savaşta Enternasyonal Tabur içinde komünist bir başkomutan olarak yer alıyordu. Bir komünist olarak ideolojik ve askeri vasıflara fazlasıyla sahip bir yoldaştı. Bunun sonucu iyi bir askeri eğitmendi. Nitekim bunun sonucu yoldaşlarıyla beraber, Enternasyonal Tabur içerisinde yer alan İngiliz, Fransız, Amerikalı, Alman, İranlı, Belçikalı vb. milliyetlere mensup yüzlerce savaşçının askeri eğitimini üstlenmiş ve savaş cephesine göndermiştir.

Kendisi de savaş içerisinde bizzat aktif olarak yer alır. Rojava’daki sıcak savaşta gerici güçlere karşı görkemli bir direniş gösterir. Yer aldığı mevzilerde DAİŞ’e karşı sarsıcı darbeler vurur. Başkomutan olarak verdiği mücadeleyle düşman mevzilerinde tahribatlar yaratır. Tüm bunların sonucu beraber dövüştüğü siper yoldaşlarının takdirini ve güvenini kazanır. Nubar yoldaş onlar için güvence teşkil eder.

Nubar Ozanyan siyasi eğitime de önem verirdi. Kendisini siyasi olarak geliştirmeye özen göstermiştir. Verilen askeri mücadeleyi siyasetten kopuk ele almamıştır. Tersine savaşa kumanda eden siyasetin önemini belleğine kazımıştır. Ve kendisini MLM öğretisi ve politikasıyla giderek daha donatmıştır. Bunun sonucu siyasi araştırma ve çeviri çalışmaları olmuştur. Ayrıca Rojava’daki askeri mücadeleyle ilgili edindiği tecrübelerden yazılı notlar çıkarır. Amacı aldığı askeri notları kitaba çevirmeyi planlıyordu. Ancak şehit düştüğü için bu tasarısını yerine getirememiştir.

Nubar Yoldaş,

Tasfiyeciliğe-Hizipçiliğe-Benmerkezciliğe Net Tavır Takınır

Nubar Ozanyan Yoldaş tüm bu gücünü safında yer aldığı hareketin ideolojik-politik hattından alıyordu. O’na bu gücü veren hareket ettiği kolektif yapının üzerinde yükseldiği devrim güzergahıydı. Kendisini bununla donatmıştı.

Öyleki karşı devrime karşı gösterdiği kararlığı, içten çıkan ve partiyi hedef alan tasfiyeci-hizipçi-benmerkezci kesime karşı da gösterir. Başını şaibeli unsurun çektiği bu güruh karşısında, Nubar Yoldaş hiç tereddüt etmeden açık ve net bir tavır takınır. O’na bu inancı ve gücü veren kolektif hareketin resmi öğretisiydi. Bunun temelleri 1972’de atılmıştı. Kendisini bu öğretiyle donatan Nubar Ozanyan Yoldaş, Rojava gibi sıcak bir savaş alanında tasfiyeciliğe karşı açık bir duruş sergiler. Sonuçta şehit düşer. Ama ardıllarına ve parti taraftarlarına önemli bir mesaj bırakır: Öncü müfrezeyi hedef alan tasfiyeci ve hizipçi güruhlara karşı her şart altında ve her alanda kararlı ve uyanık olunmalıdır.

Nitekim Nubar Yoldaş şehit düştükten sonra tasfiyeci-hizipçi akımın yüzü iyice açığa çıkmıştır. Artık yüzlerindeki kılıf ve maske düşmüştür. Pratikteki mevcut duruşları onların gerçek konumlarını deşifre etmiştir.

Nitekim bunun sonucu her alanda bu hizbe karşı daha açık ve daha net tavır alınmıştır.

Bunun sonucu bu tasfiyeci-hizipçi güruh parti içinden iyice ekarte edilecek ve öncü müfrezenin önü açılacaktır. Tasfiyeci hat mahkum edilecek ve yarattığı tahribatlardan arındırılacaktır. Ve yerini daha güçlü bir öncü müfreze alacaktır. Ve bu doğrultuda yollarına devam edeceklerdir.

Şimdiden bunun adımları atılmıştır. İki çizgi mücadelesi ilkesini çiğneyerek tasfiyeci ve hizipçi hatta yer alan klik, parti işleyişi karşısında şimdiden tarumar olmuştur.

Bu vesileyle Nubar Ozanyan’ı bir kez daha anıyoruz. Tasfiyecilik karşısında gösterdiği kararlı ve tutarlı duruşuyla onu bir kez daha selamlıyoruz…

-NUBAR OZANYAN YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR!

-TASFİYECİLİK-HİZİPÇİLİK-BEN MERKEZCİLİK KAYBEDECEKTİR!

-KAZANAN MLM OLACAKTIR! 

47890

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

BALIK VE MELISA

Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde... 


Sayfalar