Perşembe Mayıs 16, 2024

Partizan,Sınıf Teorisi,Atılım,Alınteri,DKP'den Paneller: 100.Yılında Ekim Devrimi işçi sınıfına ve ezilen halklara yol göstermeye devam ediyor

Paris Komünü’nden sonra, insanlığın nihai kurtuluş yolundaki en büyük ayağa kalkışı Proleter Sosyalist Ekim Devrimi’dir. Bu devrimin 100. yılındayız.

Emeğin köleleştirilmesine dayalı kapitalizme karşı Rusya'da işçi sınıfı ve müttefiki köylülüğün gerçekleştirdiği devrim, dünyanın en büyük köhnemiş düzenini, Çarlığı yıkarak tüm insanlığa yolu açtı.

Ekim Devrimi, bir uluslar hapishanesi olan Rusya'da, ezilen bağımlı ulusların kölelik zincirlerini paramparça ederek, onların, kendi kaderlerini tayin hakkını özgürce kullanmalarını sağlamıştır. Rusya'da yaşayan tüm uluslar, aynı çatı altında, Sovyetleri kurarak kardeşçe yaşadılar.

Ekim Devrimi, köleleştirilmiş ve eve hapsedilmiş kadını özgürleştirerek kurtuluşunu sağladı.

Ekim Devrimi, işçi sınıfının ve köylülüğün esir alınmış emeğini toplumsal bir emeğe dönüştürdü.

Böylece Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin zaferiyle dünya iki sisteme, emperyalist ve sosyalist sisteme bölünmüş oldu. Ekim Devrimi’nin dünya çapındaki önemi yeni bir çağı; emperyalizm ve proleter devrimler çağını açmış olmasıdır. Ekim Devrimi aynı zamanda sömürgelerde ulusal kurtuluş çağını da açarak, ulusal kurtuluş savaşlarını emperyalizme karşı mücadeleyle birleştirmiştir.

Proleter Sosyalist Ekim Devrimi sadece ulusal çapta bir devrim değildi. Ekim Devrimi, Rusya sınırlarını aşan dünya çapında bir devrimdi. Ekim'le eski köhnemiş bir dünyadan yeni bir dünyaya doğru işçi sınıfı ve bağlaşıkları dünya kapitalist emperyalist sistemine karşı, insanlığın kurtuluş hareketinde, sömürülen yığınların mücadele yöntemlerinde ve örgütlenme biçimlerinde, yaşam ve tarzı ve geleneklerinde, kültür ve ideolojisinde köklü altüst oluşu ifade etmektedir.

Ekim Devrimi, dünya çapındaki önemi ve etkisi birbirini izleyen devrimler ve devrimci girişimlerle başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada yankılandı. 1918 Finlandiya, 1918 Avusturya ve Almanya, 1919’da Bavyera’da kurulan Sovyetler ve Mart 1919 Macaristan geçici devrimleri ve devrim girişimleri ve bir dizi ülkede kurulan komünist partileri Ekim Devrimi’nin dolaysız sonuçlarıydı.

Sosyalizm bugün de, işçi sınıfının, köylülüğün, kadınların, gençliğin ve ezilen bağımlı ulusların tek kurtuluş yoludur. 1956'da Sovyetler’deki geriye dönüş sadece bir yol kazasıdır. Dünya çapındaki emperyalist barbarlıkla ezilen ve sömürülen insanlık ancak sosyalizmle kurtulacaktır.

Devrim, sosyalizm ve ulusların bağımlılıktan kurtuluş mücadelesi bugün de dünyanın her yerinde; Türkiye, Hindistan, Latin Amerika ve Asya'da sürmektedir. Ortadoğu'da Ekim Devrimi’nin tarihsel gücünü arkasına alan Kürtler, Rojava'da gerçekleştirdikleri devrimle Ortadoğu halklarına ilham kaynağı olmuşlardır. Ulusal kurtuluştan sosyalist bir devirme Kürt emekçilerinin de tek kurtuluş yoludur. Bu yolda verilen mücadele bugün Kürtlerin ve enternasyonalist savaşçıların ellerinde yükselmektedir.

Tarihi dersler ışığında “100. Yılında Ekim Devrimi Ve Sosyalizmin Günceliği” konulu düzenlediğimiz panele tüm ilerici, devrimci ve yurtseverleri katılmaya çağırıyoruz.

Panel Tarihleri Ve Yerleri

Stuttgart

14 Ekim 2017

Panelistler:Partizan, Alınteri, Sınıf Teorisi, Atılım

Paris.

Panelistler:Partizan, Alınteri, Sınıf Teorisi, Atılım

15 Ekim 2017

Köln.

Panelistler: Partizan, Alınteri, Sınıf Teorisi, Atılım

Hamburg.

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

Manheim

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

İsviçre Zurih

Panelistler :Partizan, Sınıf Teorisi, Atılm, Alınteri

21 Ekim 2017 tarihinde tüm Avrupa'da sokak şenlikleri yapılacaktır. Bu etkinlik diğer tüm yerli ve yabacı örgüt ve partilerle ortak örgütlenecektir.

28 Ekim 2017

Avusturya İnnsburg

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi

29 Ekim 2017

İngiltere.

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

Belçika Brüksel

Panelistler: Partizan, Atılım

Viyana

Panelistler : Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

''100. Yılında Ekim Devrimi Ve Kadınların Kurtuluşu''

Panellerin yapılacağı yerler:

4 Kasım 2017

Duisburg.

Panelistler: Partizan, Alınteri, Sınıf Teorisi, Atılım

5 Kasım 2017

İsviçre Basel.

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

11 Kasım 2017

Frankfurt.

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

19 Kasım 2017

Avusturya Viyana

Panelistler: Partizan, Atılım, Sınıf Teorisi,

Düzenleyenler

Partizan, Atılım, Alınteri, Sınıf Teorisi 

43204

Bazı Milliyetçi Ermeni Aymazlara Zorunlu Cevap! Hasan Aksu.‏

 

İnsan eğer ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizmden ideolojik gıda alıyorsa; her şart ve koşulda diğer ulus ve azınlıklara kin nefret ve kan kusarak nemalanıyorsa; adı ne olursa olsun sosyalizm ve de komünizm düşmanlığı yapıyor demektir. Çünkü her türlü milliyetçilik yaşanan örnekleriyle hepimizin malumudur.

T.“C”NİN HÜLASASI: “HAYATA DÖNÜŞ” HAREKÂTI’NDAN ROBOSKÎ’YE![1]

 

“Acı veriyorsa geçmiş;

geçmemiş demektir.”[2]

 

“Geçmiş” diye sunulan ama bugünden, yani T.“C” hülasasına denk düşen “Hayata Dönüş” harekâtı’ndan Roboskî’ye uzanan vahşetten söz etmek; egemen hukuk(suzluk), zorbalık, şiddet tarihinin sayfalarında gezinmektir.

Kolay mı?

BE ZİMAN JÎYAN NA BE![1]

 

“Yaradılış gözyaşı vermiş bize,

acıma çılgınlığı vermiş,

İnsan artık dayanamaz gibiyse,

 üstelik

Ezgiler, sözler bağışlamış bana, yaramı

Bütün derinliğiyle dile getireyim diye;

Ve acıdan dili tutulunca insanın,

bir Tanrı

Çektiğimi anlatayım diye

bana dil vermiş.”[2]

 

Paris katliamının failleri ve düşünülmeyenler

 

KÜRT MESELESİNDE EVRİM Mİ KANSIZ DEVRİM Mİ?

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayret verici çalımının gölgesinde süren Devlet-Öcalan görüşmesi -bana ümit vermese de- tereddütsüzce desteklenmelidir. Desteklenmelidir, çünkü anlaşma sağlanırsa hiç değilse savaş duracak ve artık gençler ölmeyecek. Bir de cezaevlerindeki binlerce insan dışarı çıkacak. Sadece bu iki nedenle de olsa görüşmelerin mutabakatla sonuçlanması için taraflar adım atmaya teşvik edilmelidir.

 

KÜÇÜK BURJUVAZİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ARADIĞI YER

Küçük burjuva aydınları sosyalizmi sevmezler. Gerçekte, onların sevdiği düzen, kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin kendilerine dokunmamasını isterler. Onların tek istekleri; “özgürce yazmak”, “özgürce sanatlarını gerçekleştirmek”... Ancak, bu kutsal “özgürlüğün” içinde, kapitalist sistem tarafından ezilen işçi ve emekçilerin özgürlüğü yoktur. Onlara göre, işçi ve emekçilerin görevi; kapitalist iş bölümü gereği sermaye sahibine artı-değer üretmek...

İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK)”?[*]

 

“Biri kurbağa öper,

biri yüzyıllarca uyur,

biri 7 cüceyle yaşar,

biri kuleye kapatılır.

Bir masal prensesi olsan bile

kadınlık zor.”[1]

 

1. Arap-İslâm İmgeleminde Kadın: Arzu ve Tehlike

 

ZİNDANLARDAKİ ÇIĞLIK, BÜYÜK ÇIĞI OLUŞTURACAK…[1]

 

“Tarih, gelecek için

kavga verip, yitirmiş bile olsa,

insanlık için vuruşanları

hiç unutmaz.”[2]

 

Şu an elim tuttuğum 29 Ekim 2012 tarihli mektup Erzurum H-Tipi Kapalı Cezaevi’nin B-Blok’undaki 4. Odadaki Muzaffer Yılmaz’dan geldi…

Büyük kalıcı tarihsel projeleri birlikte inşa edelim...

12 Mart,12 Eylül ve daha sonraki süreçlerden günümüze dek Türk Devletinin zulmüne maruz kalmış, ülkesini, terk etmek zorunda bırakılmış, Ailesinden, eşinden, dostundan, kardeşinden, yoldaşından ve uğruna mücadele yürüttüğü halkından nedeni ne olursa olsun kopmak zorunda kalmış; kimileri işkence görmüş, kimileri uzun yıllar zindanlarda kalmış 120 civarındaki Sürgün 15 Aralık 2012 tarihinde Köln’de bir araya gelerek Avrupa’da Sürgünde yasayan İnsanların sorunlarına sahip çıkmak, bulundukları ülkelerden imkanları ve olanakları ölçüsünde Sürgünlüğe yol açan Türk Devletinin bugünde devam eden ba

Kaypakkaya Partizan ve Yol Ayrımları

        Bir görüşü savunmanın en mutlu yanı o görüşün çoğalması ve kitleselleşmesidir. Eğer yaptığınız iş buna hizmet ediyorsa, adımlarınız hep ileriye dönükse anlam kazanacaktır, tatmin edici olacaktır. Yaptığımız işlerin özeleştirisini yaptığımız kadar eleştrilerini de yapmalı ve gerekirse çıkmaza girildiğinde dönüp kendimize bakıp ne yapıyorum denilmelidir. Gittiğimiz yol 1 adım ileri 2 adım geri gidiyorsa burda durup düşünmek ve ortaya çeşitli tespitler koymamız gerekmektedir.

BARIŞ GÜVERCİNLERİNE KURŞUN SIKILMAZ

 

Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) Leyla Şaylemez

 

Her biri birbirinden değerli onurlu üç Kürt siyasetçisi ,Farklı dönemlerde KUH katılmış adeta nesilden nesile devam eden  kurtuluş hareketinin bayraklaşan isimleri,

PKK nin kurucu kadrolarından olan, mücadelenin bütün aşamalarında alnının akıyla çıkan, düşmanın dahi  saygı duyduğu devrimci bir kadındır Sakine Cansız,

Cezaevi resimlerine bakıldığında zayıf, çelimsiz, üflesen düşecek gibi görünmektedir.

Sayfalar