Pazar Mayıs 5, 2024

Pastırmacıyan ailesinin kaderi / Ragıp ZARAKOLU

Erivan. Anadolu’da Ermeni devrimci gerilla hareketi, Zeytun, Sason, Van, Şebinkarahisar gibi yörelerin kırsalında, 1890’ların ilk yarısında başladı. Amaç, esas olarak öz savunma, Ermeni köylerinin çeşitli aşiretler tarafından yağmalanmasının önüne geçilmesi, 1877 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında yerinden yurdundan edilen Ermeni köylülerinin geri dönmesinin sağlanması idi.

Bu eylemlerin ardından çok daha büyük bir baskı ve kitlesel cezalandırma geldi. Bu duruma karşı, genç Ermeni devrimcileri, Erzurumlu varlıklı bir aileden gelme Pastırmacıyan (kod adı: Armen Garo) öncülüğünde, İstanbul tarihinin ilk kent gerillası eylemini gerçekleştirdiler. Tarih; 26 Ağustos 1896. (Meraklısı, bu eylemin ayrıntılarını, Karen Pastırmacıyan’ın, kod adı ile Armen Garo’nun, Türkçede de yayınlanmış olan Osmanlı Bankası adlı kitabından okuyabilir. Belge Yayınları 2009 İstanbul)

Bankayı ele geçiren, müdürleri ve memurları rehin alan devrimcilerin temel amacı, Kızıl Sultan Abdülhamit’in Batı Ermenistan’da Ermeni köylülüğüne yönelik zulmüne dikkat çekmekti. Zaten Ermeni devrimciler, 2 yıl kadar önce Kumkapı’da, Namık Kemal yandaşlarının Abdülaziz’in son yıllarında yaptığı gösterilerden sonra, ilk politik içerik ve talepli kitlesel gösterisini, yine Ermeni köylülüğünün durumuna dikkat çekmek ve bunu durdurmak için düzenlemişlerdi. Bu göstericiler de, (1969 yılında üniversite gençliğine karşı siyasal İslamcı militanların Kanlı Pazar saldırısında yaşandığı gibi)  ‘eli sopalı’, camilerden derlenmiş, organize kalabalıkların saldırısına uğramışlardı.

Bu ‘Filistin tarzı’, ilk rehine eylemi, pazarlıklar sonucu eylemcilerin Fransa’ya gitmesine izin verilmesi ile son bulur. Fransızlar bunu rehin alınan bankerlerinin serbest bırakılması için kabul eder. Eylemciler Marsilya’ya ulaştıkları andan itibaren, ünlü Fransız dözyem servisinin yakın takibi altına alınır. Onlar hakkındaki düzenli takip raporları, ‘uygun bir fiyatla’ Osmanlı hafiyelerine iletilir. Onlar Fransa yolunda iken, Kızıl Sultan, ‘eli sopalı’ kalabalıkları sokağa salar. İstanbul’da ilk kez bir Ermeni katliamı yaşanır.

Karekin Pastırmacıyan, yarım kalmış 1908 Devrimi’nden sonra, Osmanlı Parlamentosunda Erzurum mebusu olacaktır. O sıralarda Kareken’in erkek kardeşlerinden biri Osmanlı Bankasının Erzurum Şube müdürüdür. Daha Osmanlı 1. Dünya Savaşına katılmadan kısa bir sürü önce, bir suikasta kurban gider. Alman belgelerine göre, tehcir başladığı sıralarda, banka müdürünün 2 kızına jandarma subayları el koyar. (Bak. Wolfgagng Gust, Alman Belgeleri / Ermeni Soykırımı 1915-1916, Belge Yayınları 2012 İstanbul)

Diğer bir kardeşi, Vahan ise Osmanlı ordusunun ilk ‘mektepli’ genç teğmenlerinden biridir. Enver Paşa’nın ünlü Sarıkamış 1914 aralık macerasında bacağından yaralanır. Karekin Pastırmacıyan, 1914 yılında İttihat Hükümetinin isteksizce kabul ettiği uluslararası tarafsız iki ülke komiserinin gözetiminde yürütülecek olan ‘Ermeni Reformunun’ tartışma sürecinin en aktif elemanlarından ve mimarlarından biridir.

İttihat liderleri ile yaptığı sert tartışmalar onu ve ailesini hedef haline getirmiştir. Ve 1915 nisanında Osmanlı basınına yansıyan bir fotoğrafı ise Ermeni tehcirinin gerekçelerinden biri olur. Bu fotoğrafta, Karekin Rus Çarlığı’nın oluşturduğu gönüllü birlikleri iledir. Oysa Karekin’in Rus Çarlığı ile ilişkileri sorunludur. Bir ziyaretinde, Tiflis’te çarlık tarafından tutuklanır. Osmanlı mebusu olduğu için bir süre sonra serbest bırakılır.

1905 Devrimi’nde Ermeni devrimciler hayli aktif oldukları için, sürekli takip ve baskı altındadır. Mebusluğu sırasında en çok Trabzon-Erzurum demir yolunun yapılması için çaba harcar. Sonra bu, ünlü Chester Projesine dönüşür ve Musul’a kadar uzaması planlanır. Ama bu proje de bölgeye göz diken Rusya ve Almanya tarafından engellenir. Rus Çarlığı kendisi bölgeye demir yolu yapmak istemektedir. Almanya ise Berlin-Bağdat demir yolu projesine alternatif proje istemez.

1914 eylülünde toplanan Ermeni Devrimci Federasyonunun (EDF) legal kongresine İttihatçılar bir heyet yollar ve Rus topraklarında isyan çıkarırlar ise ‘özerklik’ vaadinde bulunur. Benzeri bir teklif ise Rus Çarlığından gelmektedir. Ve herkesin beklentisi bu savaşın kısa sürede biteceğidir. Ve en korkunç savaş alanı ise iki gerici imparatorluğun savaştığı, Batı ve Doğu Ermenistan coğrafyasıdır.

Karekin Pastırmacıyan, ilk bağımsız Ermenistan Cumhuriyetinin Washington elçisi olur. Bu Cumhuriyet Sovyetleşince, Cenevre’ye gider ve 1923 yılında orada, yok edilen Erzurum’un ve ailesinin anılarına saplanmış vaziyette kahrından, erken bir yaşta ölür.

Ama Resmi Türk söylencelerine göre, 1916 yılında Erzincan’da, sözde Yakup Cemil onu vurmak üzere yola düşmüş, ama darbe girişimi nedeniyle kurşuna dizilince, Teşkilat-ı Mahsusa’nın ‘efsane kahramanı’ Brastikli Aziz Ağa tarafından, ‘tek kurşunla’, alnının çatısından vurulur!

‘At bre Brastikli Aziz Dağlar İnlesin!’  

94276

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Sayfalar