Salı Mayıs 21, 2024

Robotların Yeri Bizim Yanımız

Metofor... motofor...

-   Öpüyorlar üretemiyorlar...  öpüyorlar   üretemiyorlar... Öpemiyoruz üretiyoruz...   öpemiyoruz üretiyoruz.. Biz örgütlü olma kültüründe nasibini almamış proletaryaların kaderide ne kadar bozuk abi.

- Karşıdaki tiplere bak.

- Bizim musallat olacağımız kızlara musallat olmasınlar abi.

- Bizim musallat olacağımız kızlara niye musallat olsunlar. Onlar üreteni dudakta öperiz diyiyorlar. Bizim musallat olacağımız kızlar üretiyorlar mı? 40 yıldır aynılar. Ne söylesek başımız ağrıyor, başımız ağrıyor diyor duruyorlar.

- Doğru ya abi bizim musallat olacağımız kızlar üretemiyor. Sahi ya abi bizim musallat olduğumuz kızlar niye üretemiyor? Üretenlerde ne güzel çırpınıyor. Bizlere düşen ise robot. Robot bile daha etli kanlıdır.. En iyisi robot almak. Param da yok. Aman neyse abi buna da şükür. Hiç olmayanı da var değil mi?

- Şuraya bak... birini köşeye sıkıştırmışlar. 

- O bizim kızlardan biri değil miydi abi?  Nasıl güzel  kurtulmaya çalışıyor.. Ne ara üretmeye başlamış? Daha dün resim sergisinde görüp sıkıştırmıştım. Kılını bile  kıbıldatmamıştı. Ne yalan söylem robot bile daha canlı davranırdı.

- Birincisi salak kardeşim o bizim musallat olduğumuz kızlardan biriysede artık değil. O bundan sonra yolunu kaybetmiş bir kız ve yolunu kaybetmiş her kız gibi o da proletarya kendi arasında dahil öncünün kim olacağı sorununu çözememişken devrime rengini verenin sadece toptancı tarzda söylenen sınıfların sayıları olmadığını yaşayarak öğrenecek.

İkincisi de her sınıf zenginliğinin kaynağını farklı açıklar.

Bizim dünyamızda biz; zenginliğimizin kaynağını bedenlerde alabildiğimiz kadarıyla açıklarız. Bedenin verebildiği zenginliğin yanına ilişkiyi daha da güzelleştirecek karşı koymayı ortaya çıkaran akıl iştirak etmediğinden ve ilişkide hiçbir akla ihtiyaç duymadan (otomasyon bir şekilde) gerçekleştiğinden zenginliğimizin kaynağı sadece ve sadece bedenden alabildiğimiz deriz.

Bedenden alabildiğimize de artı değer deriz.

Bu nedenden de zenginliğimizin kaynağını da sadece ve sadece artı değerle açıklarız.

Üretebilenlerden faydalananlar, otomasyon üretime katılmayanlar ise zenginliklerinin kaynağını bizlerden farklı açıklarlar.

Üretebilenlerden faydalananlar...

Üretebilenlerin ilişkiye heyecanı, karşı koyuşu ortaya çıkaran aklıda  katabilmesi sayesinde zenginliklerinin kaynağını beden artı akıl olarak açıklarlar.

Daha  doğrusu artı değer artı akıl olarak açıklarlar.

Bu yüzden de onların zenginliklerinin kaynağı bizden farklı olarak artı değer artı akıldır.

Daha anlaşılır daha açıklayıcı hale getirmek gerekirse üretebilenler ve üretebilenlerden faydalananlardan farklı olarak üretemeyenler ve üretemeyenlere musallat olanlar bizler ilişkilerimizi (ömürlerimizi) aklımıza hiç ihtiyaç hissetmeyen bir (otomasyon) üretim tarzı içinde tamamlarız.

Daha da anlaşılır... daha da açıklayıcı hale getirmek gerekirse de her değişen üretim ilişkisine rağmen üretemeyenlerin ve üretemeyenlere musallat olanların, yani bizlerin, zenginliğe katkıları köleci toplumdaki kölelerin zenginliğe katkıları kadarıyladır.

Köleci toplumlarda kölelerin zenginliğe katkıları sadece ve sadece bedenleriyle (artı değerleriyledir.)

Bedenlerinde başka hiçbir parçaları da üretime katılmaz.

Heledeki akılları üretime hiç katılmaz.

Üretime katılan sadece bedenleridir.

Alınırlar satılırlar...  tarlada... diğer üretim araçlarının başında çalıştırılırlar.

Ve kölenin... sahibinin diğer araçlarını atlarını, makinalarını... kullanıyor olmaları da bu durumu değiştirmez.

Araçları kullanıyor olmaları da ne köleleri  daha insan...   ne de vazgeçilmez biri yapar. 

Kısacası sabanın önünde de arkasında da olması hiçbir kölenin kaderini değiştirmez.

Hiçbir köleyde öküzden daha akıllı daha özgür kılmaz.

Bu yüzden bu dünyada bir gün öküz beni değil ben öküzü sürüyorum sabanın önünde olmamamdan dolayda öküzden daha akıllıyım diyen birileri çıkarsa  korkma güzel kardeşim o  robotların yeri üretebilen ve üretebilenlerden faydalananların yanı değil  bizim yanımızdır.

Ve onlardan faydalanacak olanlarda başkaları degil biz üretemeyenlerden faydalananlar olacaktır.

2392

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Sayfalar