Cumartesi Mayıs 4, 2024

TİKKO Kadın Komitesi; “Şehitlerimiz bize savaşı yükseltme çağrısıdır!”

Aliboğazı’nda şehit düşen 12 TKP/ML TİKKO gerillası için bir açıklama da TİKKO Kadın Komitesi tarafından gerçekleştirildi. Yerel kaynaklardan aldığımız bilgilere göre “Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar adına bir kez daha bütün emekçi kadınlara sesleniyoruz. Bütün bu saldırılar karşısında kadınlar çaresiz değildir. Bizler çaresiz olmadığımız için, bizi ezenlere, sömürenlere, kimliksizleştirenlere savaş açtığımız için bu dağlardayız. Kadının özgürlüğü, mücadele etmekten, bütün sömürücü sınıflara karşı savaşmaktan geçiyor” denilen açıklamayı haber değeri taşıdığı için paylaşıyoruz:

Çözüm süreci denen sahte sürecin ardından TC devleti, güçlerini toplamış, hazırlığını yapmış ve saldırılarına daha da azgın bir şekilde başlamıştır. Özellikle gerillaya yönelik üstünlük sağlamaya çalışarak tekniğini yoğun bir şekilde kullanmaya başlamış ve imha sürecine, pratiğine girişmiştir. Elbette bu saldırılardan özelde Kürt ulusu olmak üzere halkımız da nasibini almaktadır.  Düşman; tutuklamalar, katliamlar, sokağa çıkma yasakları derken özel bir sindirme politikasına girişmiştir. Bu saldırılar kapsamında 24-28 Kasım 2016 tarihinde Dersim’de Aliboğazı’na dönük başlatılan düşman operasyonunda savaş uçaklarının vuruşu sonucunda ve sonrasında çıkan çatışmalarda üçü kadın on iki yoldaşımız da şehit düşmüştür.

Beşlerden sonra ilk kez kadın yoldaşlarımızı şehit vermiş bulunmaktayız. Ve bu bizleri savaşa, mücadeleye daha da güçlü bağlamaktadır. Yeminlerimizi tazelemekte, bileklerimizi daha kırılmaz zincirlerle zemine bağlamaktadır!

Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar bütün emekçi kadınlara savaş çağrısıdır!Onlar, bu kavgada ezilen emekçi tüm kadınların umudunu, tüm Dersim halkının acılarını yüklenerek yer almışlardır!

Düşman 24 Kasım 2016 tarihinde saat 12.50’de insansız hava aracı ile gerillalarımızın görüntüsünü almış ve tespit ettiği noktalara saat 15.20’de savaş uçakları ile bir saat boyunca saldırmıştır. Ardından kobra helikopterleri bölgeyi bombalamıştır. Gece saatlerinde ise tekrardan kobra helikopterleri eşliğinde skorskylerle indirme yaparak operasyonu genişletmiştir. Operasyon sırasında bir grubumuzun eylemi sonucu dört düşman askeri imha edilmiştir. Çıkan çatışmadaAşkın (Hasan Karakoç),Bakış (Samet Tosun)ve Hakan (Ersin Erel)yoldaşlar şehit düşmüştür. Düşman beş gün süren bu operasyonda sekiz erkek yoldaşımızın cenazesini ele geçirmiş ve belli malzemelere de el koymuştur. Savaş uçaklarının vurduğu bir başka nokta olan kadın yoldaşlarımızın noktasına ise girememiş ve cenazeleri alamamıştır. Cenazeleri alamadan alanı terk etmiştir.

Bu operasyon kapsamındaÖzlem (Hatayi Balcı), Zilan (Esrin Güngör), Ekin (Gamze Gül Kaya), Ahmet (Yetiş Yalnız), Munzur (Serkan Lamba), Cem (Umut Polat), Tuncay (Murat Mut), Ferdi (Doğuş Fırat Doğan) ve Orhan (Alican Bulut) Aşkın (Hasan Karakoç), Bakış (Samet Tosun), Hakan (Ersin Erel)yoldaşlar, kendilerinden öncekilerden aldıkları o şanlı bayrağı daha yükseklere taşıyarak ölümsüzleşmişlerdir.

Dağlarımız bir kez daha kucak açmıştır kadın gerillalarımıza. Bir kez daha onları bağrına basmıştır. Tıpkı beşlerde olduğu gibi… Tıpkı kendilerinden önce bu dağlarda ölümsüzleşen diğer kadın gerillalar gibi… Yani onlar bir kez daha sımsıkı tutunmuşlardır bu dağlara, daha da derinlere kök salabilmek için…

Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar beşlerden sonra boşalan mevzileri doldurmak için savaşımıza Dersim yerelinden katılan kadın yoldaşlardır. Dersim topraklarında var olan “partizancılık” damarıyla yetişmiş Dersim’in evlatlarındandırlar. Kadınların bin yıllık ezilmişliğine başkaldırmış ve buna karşı savaşın en ileri mevzisinde, gerilla alanında yerlerini almışlardır. Bu mücadele içerisinde gelişmiş, sistemin kadınlara dayattığı tüm çirkinliklere karşı inatla özneleşmiş ve örgütümüzün birçok görevini, yükünü omuzlaşmışlardır. Eylemlere katılmış, timlerimizde öncülük görevini üstlenmiş, halkımıza derdimizi anlatmaya çalışmış; yani bir devrimcinin yerine getirmesi gereken görevleri hakkıyla yerine getirmeye çalışmışlardır. Tüm yetmezliklerine rağmen silahlarına, halkımıza ve partimize sımsıkı sarılıp, bu topraklara anılarını, mücadelelerini, adlarını yadigar bırakmışlardır.

Onlar bu dağlara yalnızca kendi özlem ve isteklerini değil tüm emekçi yoksul kadınların özlem ve isteklerini taşımışlardır. Tüm Dersim halkının acılarını beraberlerinde taşımışlardır.

Dersim halkı bu anıya, bu mücadeleye ses vermeli ve evlatlarından boşalan yeri doldurmalıdır. Tüm emekçi kadınlar Aliboğaz vadisinden yükselen bu haykırışa kulak vermeli ve al kanlara boyanan toprakları adımlamaya hazırlanmalıdır!

Bir kez daha öfkemiz kabına, bıçağımız kınına sığmamaktadır. Bir kez daha Partimiz TKP/ML’ye bağlı Halk Ordumuz TİKKO’nun kadın savaşçılarını kaybetmiş bulunmaktayız. Yüreğimiz yangın yeri! Bu yangın dağlarda yanan isyan ateşinin tutuşturduğu yangındır! Kadınların ellerinde harlanacak ve Partimiz önderliğinde Demokratik Halk Devrimi yolunu aydınlatacaktır!

Bizler şehitlerimizin bizlere bıraktıkları yemine sahip çıkmakta ve onların yüreklerinde boy veren kavga yeminlerini duymaktayız. TKP/ML TİKKO’nun kadın gerillaları olarak, üzerimize düşen görevlerin farkındayız. Ve yolumuzu daha bir ısrarla adımlamaya hazırız. Halkımıza, partimize ve yoldaşlarımıza sözümüz budur!

Partimiz kırk beş yıldır Demokratik Halk Devrimi yolunda ısrarla yılmadan halk savaşı vermektedir. Her kavganın bir bedeli vardır, her istenen, beklenen güzel şeyin de bir bedeli vardır. Biz devrimimiz için bu bedeli ödüyoruz ve ödeyeceğiz de! Tüm şehitlerimiz gibi Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlarımız da bu bedelin en güzel, en kızıl simgeleridir.

Savaşımız tüm ezilen emekçi halkımızın, tüm ezilen emekçi kadınlarımızın savaşıdır. Ve emekçi kadınlar bu savaşta yer aldıkça, sistemin bağladığı zincirlerini kırdıkça Partimiz TKP/ML önderliğinde yürütülen savaşımız daha da güçlenecektir. Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar bu inançla partimiz saflarına katılmış ve isyan bayrağını yükseltmişlerdir.

Şahadetleri tüm emekçi kadınlara yüksek sesle haykırılan bir çağrıdır. Bu çağrı şimdi tüm köylerde, tüm varoşlarda, tüm sokaklarda, tüm fabrikalarda yankılanmalıdır! Bu yankı önünde biriken kum birikintisini süpürüp atmalı ve tüm zorbaları, zalimleri alaşağı etmelidir! Bu çağrı her bir yoksul kulakta çınlamalı ve boşalan mevziler doldurulmalıdır.

Partimiz önderliğinde savaşan halk ordusu TİKKO en başta tüm yoksul emekçi kadınları olmak üzere tüm halkımızı savaşa çağırmaktadır!

Düşmanımızın saldırıları boynumuzu bükmemektedir, tam tersine başımızı daha da dikleştirmektedir! Şehitlerimizin anısına ve davasına, böyle sahip çıkacak, hesaplarını böyle soracağız! Tüm halkımız bu hesap soruculukla dağlarda yerini almalıdır!

Onlar, bütün şehitlerimizin özlem ve sevdalarını, emel ve dileklerini eyleme dönüştürebilmenin adımlarıdır!

Partimiz TKP/ML önderliğinde savaşan TİKKO’da kadınların özneleşmesi, her türlü erkek egemen anlayışlara karşı mücadele etmesi ve kadının kendi iradesinin açığa çıkarılmasında her üç yoldaşın da ciddi emekleri vardır. Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar devrimcilikte de gerillada da yeni olmalarına rağmen aldıkları her görevi büyük bir azim ve inançla yerine getirmiş, toplumda “erkek işi” olarak görülen savaşın aktif birer özneleri olmuşlardır.  Onları bu dağlara, mücadeleye bağlayan en önemli şey, kadınların özgürleşmesinin mücadele etmekten geçtiğine inançları olmuştur. İşte tam da bu nedenle ezilen, sömürülen, tacize, tecavüze, şiddete uğrayan kadınlara umut olmuşlardır.

Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar adına bir kez daha bütün emekçi kadınlara sesleniyoruz. Bütün bu saldırılar karşısında kadınlar çaresiz değildir. Bizler çaresiz olmadığımız için, bizi ezenlere, sömürenlere, kimliksizleştirenlere savaş açtığımız için bu dağlardayız. Kadının özgürlüğü, mücadele etmekten, bütün sömürücü sınıflara karşı savaşmaktan geçiyor.

Zilan Yoldaş (Esrin Güngör)

1995 Dersim Ovacık doğumlu olan Zilan yoldaş, gerillaya Hanuşağı’ndan katılmıştır. Aslen Kızılveranlıdır. 1994’te köyleri boşaltıldığı için Hanuşağı’na yerleşmişlerdir. Gerillaya katılmadan kısa bir süre önce devrimcilerle tanışmıştır. TİKKO’nun gerillaya katılım çağrısına olumlu yanıt vererek 2014 yılının Ağustos ayında gerillaya katılır.

Zilan yoldaşın en öne çıkan özelliği, yoldaşlarına olan bağlılığıdır. Örgüt içinde kadınların gücünün açığa çıkarılması için mücadele eder. Bunun için özellikle kadınların küçümsendiğini hissettiği görevlere -fiziksel olarak güçlü olmasının da avantajını kullanarak- özellikle kendini önerir.  Askeri olarak yetenekli bir yoldaştır. 2015’te Dersim Merkez’deki Geyiksuyuna Kadın gerillaların yaptığı eylemde, HPG’li arkadaşlarla ortak yapılan yol kesme eyleminde, yine aynı yıl Amutka’da bulunan Kale eyleminde ve son olarak Hozat Pakire eyleminde aktif olarak yer almıştır. Bulunduğu gruplarda öncülük görevi yapan Zilan yoldaş gerilla birliğinin en coşkulu ve özgün yoldaşlarındandır. En büyük hayali daha fazla Dersimli genç kadının TİKKO’da örgütlenmesi, gerillaya katılmasıdır. Çünkü kadınların özgürleşebilmeleri için mücadele etmekten başka çareleri yoktur.

Özlem Yoldaş (Hatayi Balcı)

1994 Dersim Pertek doğumlu olan Özlem yoldaş çocukluğundan beri gerillayla iç içe yaşamıştır. Annesinin ölümünden sonra evde hem babasına hem kendinden büyük erkek kardeşlerine “annelik görevi” yapar. Yaşının küçüklüğüne ve fiziksel olarak zorlanmasına aldırış etmeden evin yükünün büyük bölümünü omuzlar. Büyük bir özlemle beklediği gerilla yaşamı 2014 Temmuz’unda başlamıştır. Özlem yoldaş, hızla gerilla yaşamına uyum sağlamıştır. Köylülerle hemen sıcak ilişkiler geliştirerek özellikle köylü kadınların sorunlarıyla daha yakından ilgilenir, çözüm üretir. Kendi yaşadığı sorunları onların yaşamında çok daha net görmesi kadınlara sunduğu çözümlere de yansımıştır.

Gerilla gruplarında öncülük görevi yapan Özlem yoldaş, birçok askeri pratikte görev almıştır. 2015 yılında HPG’li arkadaşlarla ortak yapılan Geyiksuyu eyleminde ve aynı yıl yapılan yol kesme eyleminde yer almıştır. Birçok eylem keşfinde ve girişiminde görev alan Özlem yoldaşın en büyük hayallerinden biri eylemlerde en önde yer almaktır.

Özlem yoldaş kendini esasta gerillada bulmuştur. Hayalleri çoktu. Yapacağı çok şey, soracağı çok hesap vardı. Özlem yoldaşın yaşamı ve mücadelesi ezilen, baskı gören bütün kadınlara savaş çağrısı olmalıdır. Özlemlerini, Umutlarını büyütmek başta biz TİKKO’da savaşan kadın gerillaların omuzlarındadır.

Ekin Yoldaş (Gamze Gül Kaya)

Ekin yoldaş 1994 Dersim Merkeze bağlı Çimenli köyündendir. Devrimcilerle ilk olarak Dersim’de tanışmıştır. Gerillada kadınların mücadelesinin görünür olması, Ekin yoldaşta gerillaya katılma isteğini daha da güçlendirmiştir. 2015 yılının Eylül ayında gerillaya katılan yoldaş, savaşa katılma nedenlerini güçlendirdikçe gerilla yaşamına hızla uyum sağlamıştır. Çeşitli askeri pratiklerde, aktif olarak görev alan Ekin yoldaşın da en büyük hayallerinden biri gerillada kadınların sayısının daha fazla artmasıdır.

Yaşasın Partimiz TKP/ML, Önderliğinde TİKKO TMLGB!

Yaşasın Halk Savaşı!

Halk Savaşçıları Ölümsüzdür!

TİKKO Parti Kadın Komitesi

Mayıs 2017

Kaynak: www.partizan-online.net

40889

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

Kanlı Maraş’ta kılıç artıkları - Mehmet Söğüt

1978’de kızıl kana boyanmıştı Maraş. Sebebini bilmedikleri bir kinle karşılaşmıştılar. Ellerinde kara ciltli Kuranlar vardı katillerin. Kimileri de cüppeliydi. Sarkık bıyıklardan kan damlıyordu. Tek bir ağızdan tekbir getiriyorlardı: Allah u Ekber.

Devrimci kadının görünmeyen emeği üzerine

Devrimci yaşamdaki cinsiyetçi ortam ve tutumlar kadının mücadeledeki emeğini ve varlığını görünmezleştiriyor. Her ne kadar toplumdaki durumla kıyaslamak doğru olmasa da yine de onun mücadeledeki gelişimini sekteye uğratacak kadar güçlüdür bu durum. Zira erkek egemen kültürün saflardaki uzantısı nitelik olarak toplumdakiyle aynıdır. Yani devrimci kadın da hemcinsleriyle benzer yükleri taşır. Sadece yüklerinin görünürlüğü biraz daha azalmıştır. Kadının bu yüklerinden kurtulması mücadeleye katılımını daha da artıracaktır. Bunun için cinsiyet ayrımcılığıyla sürekli bir mücadele şarttır.

Kuşlar bile tedirginken

“Tuşlarda acının nal sesleri

sevi ölüm kaçış çağrı

ve direniş tuşlarda

neredesiniz unuttuklarım

uçup giden sayısız kuş

bir mut kokusu getirdiniz odama

hoş geldiniz.”

Süleyman Okay

Soykırımın-şövenizmin panzehiri KAYPAKKAYA

Yüzyıl oldu, hâlâ kadim bir ulus olan, "Ermenilerin soykırıma uğrayıp uğramadığını" tartışıyor olmak, yaşadığımız utanca, bir utanç daha yüklemektedir. Hangi sebepten olursa olsun kendisiyle yüzleşmeyen, yaptığı soykırımı savunan, es geçen veyahut inkâr eden bir ulus ve bu ülkenin devrimcileri, sosyalistleri öncelikle kendileri özgür değildir. Adalet, eşitlik ve kardeşlikten bahsedemezler.Çünkü kendi pazara hâkim olma, egemenliklerini kurmak için, başka bir ulusu soykırıma uğratmış, bir buçuk milyon masum Ermeni sivil insanın ölümüne sebep olmuştur.

Korkunç Plan Kuzey Kürdleri Kurban mı Ediliyor – Dursun Ali Küçük

“Fermano bira-vahefermano
Fermano maho.
Dujmin amo sere ma
Cence pile makirkeno
Made xaîn xaîn nadano
EwroterteleserîKurdano-Kirmanciyano
Sere madevetelino, bira terteleo,
ProjeyaTırkano”

*TC  SÖMÜRGECİLİĞİNİN KORKUÇ PLANIYLA YÜZYÜZEYİZ

Halkların Birleşik Devrim Hareketi’ne yaklaşımımız!

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) 12 Mart tarihinde ilan edildi. Bu gelişme Türkiye işçi sınıfı ve halkının demokrasi, özgürlük ve devrim mücadelesine sempati duyan, yanında yer alan ve mücadele içinde olan geniş kitleler tarafından ilgiyle karşılandı. Aynı “ilgi”nin hakim sınıflar cephesinde ve onların sözcüleri tarafından da gösterildiğini ifade etmeliyiz.

Doğu Perinçek'in dişine kan değdi

Önceki gün Ulusal Kanal iflah olmaz Halk düşmanları Doğu Perinçek ile Yalçın Küçük'ün tartış malarına sahne oldu.Baştan sona hararetli geçen tartışmalardan sonra çıkan sonuç,ikisinin de gelenekçi,ittihatçı,ırkçı,faşist TC Devleti'ni savunan unsurlar olduğunu bizzat kendi ağızlarından duyduk ve dinledik.Şarlatan ikilinin bu kadar hararetli tartışmaları,aralarında ilkin nitel bir görüş ayrılığı gibi algılansa da,özleri aynıdır.Aralarındaki farklar niceldir.Yok birbirlerinden farkı ikisi de Osmanlı torunlarıdır.

Terörden ne anlıyoruz?

Terör amacı olmayan, hedefi belirsiz kör kurşun misali sivil toplumlara yapılan toplu katliam saldırılarıdır. Çoğunlukla sermaye gurupları tarafından finanse edilirler. Örgütlenmesini, eğitilmesini, silah ve mühimmat teminini sermaye devletleri yaparlar. Yeri ve zamanı geldiğinde bu devletler tarafından harekete geçirilip toplu katliamlara imza atarlar. Bu tür eylemler karşı devrimci eylemlerdir. Emperyalist lojistik desteğe sahiptirler.

“Zaferi, halkın özgürlük savaşımına nasıl kazandırırız?”

Ayaklanma ve halk savaşı ateşten bir sanattır. Devrimci savaş sanatında gösterilmesi gereken hassasiyet bütün sanatlarda ortaya konandan daha ilerde ve gelişkin olmak zorundadır. Bu sanat bütün sanatlardan daha bir derinlik ve incelikle ele alınmak zorundadır. Çünkü savaşta yapılacak bir hata ağır bir kayıp ve büyük bir acıyla sonlanabilir. Devrimci savaş sanatında yapılacak ciddi bir hata bazen bütünü kaybetmeye götürebilir. Devrimci sanat yürek ve aklın en ileri temelde birleştirilmesi, karar vermeden önce üzerinde kırk kez düşünülüp, yoğunlaşılarak yürütülmesi gereken bir sanattır.

“Newroz coşkusuyla gözaltı, tutuklama ve yasakları hükümsüz kılalım”

“Devrimci, demokrat, ilerici güçleri pres operasyonlarıyla sindirmeye, korkutmaya, yıldırmaya yönelik hiçbir baskı politikası bugüne kadar başarıya ulaşamadı, bugünden sonra da başarılı olmayacak” şeklinde açıklama yapan Partizan açıklaması şu şekilde sürdürdü: “Faşist Kemalist Diktatörlüğün geleneksel olarak uyguladığı katliam politikaları devam ediyor. Bugün de başta Kürt ulusu olmak üzere azınlık milliyet ve inançlara, ezilen yoksul halka, işçi sınıfına, kadınlara, LGBTİ’lere yönelik imha, inkar ve asimilasyon politikaları hız kesmeden devam ediyor.

Sedat'a….. Ihsan Feridun Berkin

Sen’inle 1977 yılında, kavurucu bir Ağustos gecesinde, İzmir Karabağlar’da bir gecekondu’da tanışmıştık. Sen, Ben ve bir arkadaş daha, el yapımı iptidai bir matbaa ile, sabaha kadar binlerce bildiri basmıştık. Bildirilerin mürekkepleri kuruyup, üst üste istifledikçe keyfimize diyecek yoktu doğrusu ; rotatif misali çalışıyordu körpe kollarımız ; rotatif ne kelime….ertesi günkü mitingde dağıtılacak binlerce bildiriyi, o gece sabaha kadar sadece biz üçümüz basacaktık.

Sayfalar