Pazar Haziran 2, 2024

TKP-ML Avrupa Komitesi: Kuruluşunun 50. Yılında Partiyle Devrim Yürüyüşümüz Devam Ediyor!

1972-2022… Kesintisiz süren 50 yıllık devrim yürüyüşümüz, partimizin yol göstericiliğinde devam ediyor.

24 Nisan 1972, Türkiye ve T. Kürdistanı açısından kritik önemde bir tarihtir. Yeni bir sayfanın açıldığı bir milattır.

Kaypakkaya yoldaşın komünist bir önder olarak ortaya çıkışı bir rastlantı değildir. TKP-ML’yi ortaya çıkartan şartlar, ülkemizde ve dünyadaki gelişmelerin izdüşümü olmuştur. Kaypakkaya yoldaş, genç bir komünist olarak gençlik hareketi, işçi grevleri, köylülerin toprak işgalleri ve 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nden çıkardığı derslerin yanısıra, dünyadaki gelişmeler ve özellikle de Mao Zedung yoldaşın görüşleri, BPKD, 1968 gençlik eylemleri ve yarı-sömürgelerdeki anti-emperyalist direniş ve halk savaşlarını incelemiştir ve tüm bunlar partimizin kuruluş dönemindeki temel felsefi görüşlerin oluşmasında önemli bir yer tutmuştur.

Kaypakkaya bütün bunları büyük bir titizlikle, bilimsel bir analizle ele alarak çıkardığı sonuçlarla partimizin asgari programını şekillendirdi.

Partimiz, ülke gerçekliğini inceleyerek çok uluslu bir ülke olduğunu, başta Kürt ulusu olmak üzere, azınlık milliyetlerin varlığını ortaya koydu. Kemalist faşist diktatörlüğün yıkılması ve Demokratik Halk Devrimi’nin gerçekleştirilmesi mücadelesinde, işçi sınıfının öncülüğünde, köylüleri örgütleyerek, tüm milliyet ve azınlıkların ortak mücadelesiyle, halk savaşı stratejisiyle DHD’yi gerçekleştirme mücadelemiz 50 yıldır kesintisiz devam ediyor.

Geride kalan 50 yıllık sınıf mücadelesi tarihimiz, başarı ve eksiklerimizin toplamıdır.

Bu tarihte yüzlerce ölümsüz yoldaşımızın canlarını devrim uğruna feda etmeleri vardır.

50 yıllık mücadele tarihimizde, düşmana vurduğumuz sayısız darbeyle düşmanın korkulu rüyası olduk.

50 yıllık mücadele tarihimizde, hapishaneler sınıf mücadelesinin ayrılmaz bir parçası oldu. Birçok yoldaşımızı, direnişlerde, ölüm oruçlarında, açlık grevlerinde kaybettik. Tüm baskı ve katliamlara karşın hapishaneleri birer direniş kalesine dönüştüren parti militanlarımız, sayısız firara imza atarak tarihe partimizin adını yazdırdı.

Partimiz, 50 yıllık mücadele tarihinde işçi sınıfıyla, köylüler, kadınlar ve gençlik içindeki çalışmasıyla öncü misyonunu yerine getirme karalılığından taviz vermedi.

Partimizin kuruluşunun 50. Yılında, devrim yürüyüşümüz cesaret ve karalılıkla devam ediyor.

Parti 1. Kongremiz, DHD mücadelemizde yeni açılımlar yaparak, eksik ve zaaflarının üzerine giderek, partide yoğunlaşma, savaşta kararlılık perspektifiyle mücadeleyi daha ileri taşımada tarihi bir adım attı. 1. Kongremiz ayrıca Komünist Kadınlar Birliği ile ileriye doğru tarihsel bir adım atmıştır.

Partimiz, yakına ama ileriye doğru adımlarıyla 50. mücadele yılında umudumuzun öncü gücü olarak yeni mücadele dönemine çok daha deneyimli bir adım atmış bulunuyor.

Partimiz, 50 yıllık mücadele tarihinde kardeş ve dost partilerle sürekli bir ilişki içinde oldu. Enternasyonal ilişki ve birlikteliklere önem vererek bu alanda büyük başarılara attı. Bugün de geliştirdiği enternasyonal ilişkilerle önemli adımlar atmıştır ve bunu daha ileri taşımada kararlıdır.

Kuruluşunun 50. yılında partimizi çok daha zorlu yıllar bekliyor. Bunun bilincindeyiz. 50. kuruluş yılında tüm parti komitelerimize, militanlarımıza, yoldaşlarımıza, hepimize çok daha büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Bizler üzerimize düşen sorumluluğun bilince olarak, partimizi ileri taşımada kararlıyız.

Yaşasın Partimizin 50. Kuruluş Yılı!

Yaşasın Marksizm Leninizm Maoizm!

Yaşasın Halk Savaşı!

Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!

Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist

Avrupa Komitesi  22 Nisan 2022

2343

Paris katliamının failleri ve düşünülmeyenler

 

KÜRT MESELESİNDE EVRİM Mİ KANSIZ DEVRİM Mİ?

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayret verici çalımının gölgesinde süren Devlet-Öcalan görüşmesi -bana ümit vermese de- tereddütsüzce desteklenmelidir. Desteklenmelidir, çünkü anlaşma sağlanırsa hiç değilse savaş duracak ve artık gençler ölmeyecek. Bir de cezaevlerindeki binlerce insan dışarı çıkacak. Sadece bu iki nedenle de olsa görüşmelerin mutabakatla sonuçlanması için taraflar adım atmaya teşvik edilmelidir.

 

KÜÇÜK BURJUVAZİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ARADIĞI YER

Küçük burjuva aydınları sosyalizmi sevmezler. Gerçekte, onların sevdiği düzen, kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin kendilerine dokunmamasını isterler. Onların tek istekleri; “özgürce yazmak”, “özgürce sanatlarını gerçekleştirmek”... Ancak, bu kutsal “özgürlüğün” içinde, kapitalist sistem tarafından ezilen işçi ve emekçilerin özgürlüğü yoktur. Onlara göre, işçi ve emekçilerin görevi; kapitalist iş bölümü gereği sermaye sahibine artı-değer üretmek...

İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK)”?[*]

 

“Biri kurbağa öper,

biri yüzyıllarca uyur,

biri 7 cüceyle yaşar,

biri kuleye kapatılır.

Bir masal prensesi olsan bile

kadınlık zor.”[1]

 

1. Arap-İslâm İmgeleminde Kadın: Arzu ve Tehlike

 

ZİNDANLARDAKİ ÇIĞLIK, BÜYÜK ÇIĞI OLUŞTURACAK…[1]

 

“Tarih, gelecek için

kavga verip, yitirmiş bile olsa,

insanlık için vuruşanları

hiç unutmaz.”[2]

 

Şu an elim tuttuğum 29 Ekim 2012 tarihli mektup Erzurum H-Tipi Kapalı Cezaevi’nin B-Blok’undaki 4. Odadaki Muzaffer Yılmaz’dan geldi…

Büyük kalıcı tarihsel projeleri birlikte inşa edelim...

12 Mart,12 Eylül ve daha sonraki süreçlerden günümüze dek Türk Devletinin zulmüne maruz kalmış, ülkesini, terk etmek zorunda bırakılmış, Ailesinden, eşinden, dostundan, kardeşinden, yoldaşından ve uğruna mücadele yürüttüğü halkından nedeni ne olursa olsun kopmak zorunda kalmış; kimileri işkence görmüş, kimileri uzun yıllar zindanlarda kalmış 120 civarındaki Sürgün 15 Aralık 2012 tarihinde Köln’de bir araya gelerek Avrupa’da Sürgünde yasayan İnsanların sorunlarına sahip çıkmak, bulundukları ülkelerden imkanları ve olanakları ölçüsünde Sürgünlüğe yol açan Türk Devletinin bugünde devam eden ba

Kaypakkaya Partizan ve Yol Ayrımları

        Bir görüşü savunmanın en mutlu yanı o görüşün çoğalması ve kitleselleşmesidir. Eğer yaptığınız iş buna hizmet ediyorsa, adımlarınız hep ileriye dönükse anlam kazanacaktır, tatmin edici olacaktır. Yaptığımız işlerin özeleştirisini yaptığımız kadar eleştrilerini de yapmalı ve gerekirse çıkmaza girildiğinde dönüp kendimize bakıp ne yapıyorum denilmelidir. Gittiğimiz yol 1 adım ileri 2 adım geri gidiyorsa burda durup düşünmek ve ortaya çeşitli tespitler koymamız gerekmektedir.

BARIŞ GÜVERCİNLERİNE KURŞUN SIKILMAZ

 

Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) Leyla Şaylemez

 

Her biri birbirinden değerli onurlu üç Kürt siyasetçisi ,Farklı dönemlerde KUH katılmış adeta nesilden nesile devam eden  kurtuluş hareketinin bayraklaşan isimleri,

PKK nin kurucu kadrolarından olan, mücadelenin bütün aşamalarında alnının akıyla çıkan, düşmanın dahi  saygı duyduğu devrimci bir kadındır Sakine Cansız,

Cezaevi resimlerine bakıldığında zayıf, çelimsiz, üflesen düşecek gibi görünmektedir.

“Yarı-Feodal” Brezilya...?

 11.01.2013 tarihinde Özgür Gelecek gazetesinin internet portalında; “Süreç devrimcilerin lehine dönecektir!” adlı bir yazı okudum. Sanırım Brezilya Komünist Partisi (Maoist)’e ait. Yazının altında böyle bir imza yoktu. İsim konusunda yanılmış olabilirim. Burası çok önemli değil. Benim açımdan önemli olan, yazının Brezilya ile ilgili değerlendirmesiydi. Esas olarak da, böyle bir değerlendirme yazısının kendine “Maoist” diyen bir örgüt tarafından yapılmasıdır. Eğer, kendisini “Maoist” olarak adlandırmasaydı, böyle bir yazı yazma ihtiyacı da duymazdım.

 

AKP’nin Eğitim Sistemi: Milliyetçi, Maneviyatçı Ve Piyasacı…[*]

 

“Bilginin iktidarla ilişkisi

sadece uşaklıkla değil,

hakikâtle de ilgilidir.”[1]

 

Sürdürülemez Kapitalist Krizin Topoğrafyası[1]

 

Krizin içindeyiz.

Krizle sarsılıp, savruluyoruz.

Her gün, her an krizin “sonuçları”ndan etkileniyoruz.

Vs., vd’leri…

Bunlar böyleyken; hâlâ krizi “tartışıp”, “konuşuyoruz”.

“Hâlâ” dememek için sürdürülemez kapitalist krizin topoğrafyasını çıkarmak gerekiyor.

Sayfalar