Çarşamba Mayıs 15, 2024

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:PKK’nin 43. Direniş Yılını Kutluyoruz!

Partiya Karkêran Kurdistan-PKK’nin (Kürdistan İşçi Partisi) 43. kuruluş yılını en içten devrimci duygularımızla selamlıyor, geliştirilen mücadelede, elde edilen kazanımlarda başarılarının devamını diliyoruz.

PKK, Kürt Ulusal Özgürlük mücadelesinin şüphesiz en ileri mevzisidir. Bu alanda yaratılan bunca değerlerin ve kazanımların yürütülen silahlı mücadelenin, gerilla mücadelesinin bir sonucu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Beş bin yıllık Kürt tarihini 43 yıllık mücadele tarihi boyunca yeniden yazmış, özgür Kürt kimliğini Kürdistan dağlarına kazımıştır. Dört parçaya ayrılmış bir Kürt ulusu gerçekliği ve özgürce ayrılma hakkının faşist gerici ve işbirlikçi devletlerce gasp edildiği, milli zulmün yaşatıldığı koşullarda PKK, Kürt ulusunun özgürce ayrılma hakkının ve ulusal demokratik taleplerin mücadelesini başarıyla sürdürmüş, gelinen süreçte birçok alanda kazanımlar elde etmiştir.

Bugün Batı Kürdistan’da yaratılan Rojava Devrim kazanımlarının temeli, 43 yıllık kararlı ve örgütlü mücadelede yatmaktadır.

Rojava Devrimi ile, Kürdistan dağlarında özgürleşen Kürt kadını bu devrime rengini vermiş ve Ortadoğu coğrafyasında kadının geleceğini bölge halklarına göstermiştir. PKK’nin 43 yıllık mücadele kazanımlarının en önemlisi de Kürt kadınının kendi özgürlüğünü eline almasıdır. Bu aynı zamanda bölgedeki devrimci mücadele acısında önemli bir eşiktir.

Emperyalizm ve proleter devrimler çağında, PKK’nin Ortadoğu’da yarattığı bunca kazanıma ve değere rağmen Kürt ulusunun ulusal-demokratik talepleri tam anlamı ile karşılanmış değildir. Özellikle TC faşist devletinin Kürt ulusuna karşı yürüttüğü imha girişimleri yine gerillanın muazzam direnişi ile karşılanmaktadır. Rojava’ya yönelik saldırılar, yine başta Kürtler olmak üzere çeşitli milliyet ve halklardan Kuzey-Doğu Suriye halklarının direniş güçlerince karşılanmaktadır. Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi Kürt ulusu açısından devrimci bir direniş cephesi anlamını taşımaktadır.

KDP’nin önderlik ettiği Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi’nin işbirlikçi ve ihanet politikasına rağmen Kürdistan’ın genelinde Kürt halkı seçimini esas olarak devrimci direnişten, PKK’den yana kullanmaktadır. Gerilla mücadelesi bu anlamda Kürt halkının kalbinde derin bir yer edinmiştir. Garê, Avaşîn, Behdinan, Heftenîn, Zap, Werxelê gibi Medya Savunma Alanlarının birçok yerinde işgalci TC güçlerini yenilgiye uğratmaktadır. TC’nin kimyasal silahlarına rağmen gerillanın mücadelesi kırılamamakta aksine faşist Türk ordusuna ağır darbeler indirmektedir. Yine TC’nin PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde 22 yıldır uyguladığı tecrit ve işkenceye rağmen Kürt Ulusal Özgürlük Mücadelesi durdurulamamıştır. Kürt ulusunun tüm demokratik örgütlenmelerine yönelik baskılara, tutuklamalara ve işkencelere rağmen sokaklardaki Kürt halkının haykırışını geriletememiştir.

Kürt Ulusal Özgürlük Mücadelesi aynı zamanda Türkiye’de yürütülen devrimci mücadelenin önemli bir parçası haline de gelmiştir. PKK, faşizme karşı birleşik mücadelenin, HBDH’ın oluşumunda ve geliştirilmesinde önemli bir yerde durmaktadır. Bugün TC faşizmi altında zulme uğrayan tüm ezilen kesimlerin kurtuluş umudu birleşik mücadelede yatmaktadır.

Emperyalistlerin ve bölgedeki en azılı işbirlikçisi olan faşist TC’nin önümüzdeki süreçte yeniden bölgeyi kana bulayacak pratikler sergileyecekleri bir sır değildir. Bu anlamda Kürt Ulusal Özgürlük Mücadelesi başta olmak üzere tüm devrimci-demokratik ve yurtsever kesimlerin birleşik mücadeleyi büyüteceklerine olan inancımızla, PKK’nin 44 yıllık ulusal özgürlük mücadelesini selamlıyoruz.

  • Yaşasın Kürt Ulusunun Özgürce Ayrılma Hakkı!
  • TC faşizmini yıkacak, Demokratik Halk İktidarını kuracağız!
  • Yaşasın Birleşik Mücadelemiz! Yaşasın HBDH!
  • İleri… Daha ileri…

TKP-ML

ORTADOĞU PARTİ KOMİTESİ

26 KASIM 2021

2476

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Mısır'ı Mesken Tutan Türk Tekelleri

Deutsche Welle (DW)'de Aram Ekin Duran'ın, „Türk Şirketleri Mısır'a Kaçıyor“ adlı bir haberi yayınlandı. Sıradan bir haber gibi gözüküyor, ama, Türkiye ekonomisinin ve Türk devletinin niteliğini araştıranlar, sorgulayanlar için küçük bir haber olmaktan öte bir anlam taşıyor. Özellikle de kendine ML ve Maoist diyen komünist örgütler için daha fazla önem taşıması gerekiyor.

Hesaplaşma mı? Kutlama mı?

Faşist TC devleti hem ülke içinde hem de bölgesel düzeyde, resmi ve sivil militarist güçleriyle başta Kürt halkı olmak üzere demokrasi ve özgürlükten yana olan herkesi yok etmek ve devlet terörüyle susturmak için çalışmaya devam ediyor. Bu süreç aynı zamanda TC’nin kuruluşunun da yüzüncü yıl dönümüdür.

TC, yüz yıl önce Osmanlı yıkıntıları üzerinde tekçi bir zihniyetle kuruldu. Ermeni soykırımında, diğer azınlık halkların yok edilip sindirilmesinde aktif rol alan ittihatçı birçok ırkçı kadro da kuruluş sürecinde rol aldı.

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

Sayfalar