Pazartesi Mayıs 6, 2024

TKP/ML Enternasyonal Büro: “Devrimci Komünarlar Partisi kurucu önderi Ulaş Bayraktaroğlu ölümsüzdür!”

Devrimci Komünarlar Partisi kurucu önderleri Ulaş Bayraktaroğlu'nun IŞİD'e karşı yapılan Rakka hamlesinde 10 Mayıs 2017 tarihinde şehit düştüğünü öğrenmiş bulunuyoruz. Partimiz TKP/ML, bu büyük devrimciyi kaybetmenin üzüntüsü içindedir. Partimiz, yoldaşları ve ailesine başsağlı dilemektedir.

Ulaş Bayraktaroğlu, ömrü devrimci mücadele içinde geçen, mütevazi kişiliği ve kararlılığla, büyük küçük demeden aldığı sorumluluklarla partisi saflarında önder bir kadro olarak genç devrimciler için hep örnek oldu. Gezi direnişinin ülkeyi sarıp sarmaladığı, ayaklanmayla faşist diktatörlüğün yaşadığı korkuyla acımasızca saldırdığı günlerde, üstlendiği devrimci sorumlulukla görevlerini başarıyla yerine getiren Ulaş Bayraktaroğlu, ülkedeyken, kazandığı tecrübeleriyle Ortadoğu'ya geçerek burada da aktif görevler üstlendi. Onun tek sloganı ''kazanma ve başarı'' üzerine olmuştur. Korkusuz bir devrimci olarak, partisi, Devrimci Komünarlar Partisi'nin de içinde yer aldığı Birleşik Özgürlük Güçleri'nin komutanlığı teklif edildiğinde bu görevi tereddütsüz bir şekilde kabul ederek sorumluk üstlendi. Başarılı bir devrimci komutan olarak IŞİD'e karşı verilen mücadelede IŞİD'in korkulu rüyası oldu. Sayısız eylemde IŞİD çetelerine büyük kayıplar verdiren Ulaş Bayrakoğlu, en son katıldığı Rakka hamlesinde şehit düştü.

Ortadoğu coğrafyası çelişkilerin en yoğun yaşandığı yerlerden biri durumundadır. Bu bölgenin yer altı ve yer üstü zenginlikleri her zaman emperyalistlerin iştahını kabartmıştır. Son 100 yıldır defalarca paylaşıma maruz kalan Ortadoğu ülkelerinde yaşayan halklar hep ezilip katliama uğradılar. Araplar, Kürler, Ezidiler, Türkmenler en fazla ezilen halklar oldu. 2003 yılında Irak'ın işgaliyle yerle bir olan bu ülkede emperyalistler hakimiyetlerini kurduktan sonra, en zayıf halkadan başlayarak hakimiyet alanlarını genişletmek için yeni planlar yaptılar. Yakın bir dönem önce birçok ülkede meydana gelen 'Arap Baharı' olarak isimlendirilen ve süreç içinde emperyalistlerin denetimine giren ayaklanmaların bir devamı olarak Suriye iç savaşının çıkmasıyla, sonrasında değişen dengelerle emperyalist güçlerin müdahil olarak işgal ettikleri Suriye'de, Kürtlerin çelişkileri iyi değerlendirerek Rojova'da gerçekleşen devrim, doğallığında dikkatleri de üzerine çekti.

Türk devleti, Kürt düşmanlığının bir devamı olarak Rojova'yı hedefine koyarak burada kazılan statüyü ezmek ve kendi denetimindeki gerici güçleri buraya yerleştirerek Kürt Özgürlük Mücadelesinin önünü kesmek istediyse de başarılı olamadı. Nisan ayı içinde Türk savaş uçaklarıyla bombalanan Rojova'da Kürt Özgürlük Güçleri ve devrimci dostları Türk devletinin olası bir kara harekatında karşı koyacaklarını ilan ettiler.

Bilinmelidir ki, anti-emperyalist mücadele ve gerçek bir enternasyonalist dayanışma her zaman devrimcilerin omuzlarında yükselmiştir. Ortadoğu'ya üşüşen emperyalistlerin pazar paylaşımında ayaklar altında ezilmek istenen halklarla dayanışmak için bu coğrafyada bulunan devrimci partiler ve partimiz TKP/ML savaşçıları bedeller ödeyerek enternasyonalist görevlerini yerine getirmeye devam ediyorlar. Suphi Nejat Ağırnaslı, Halil Aksakal, Sevda Çağdaş, Muhammet Arslan, Alper Çakas, Mahir arpaçay, Sibel Bulut ve ismini sayamadığımız onlarca şehidin kanlarıyla sulanan Ortadoğu coğrafyası tam ve gerçek bir özgürlüğe kavuşana dek devrimciler bu coğrafyada savaşmaya devam edip, enternasyonal görevlerini yerine getirmeye devam edeceklerdir.

ULAŞ BAYRAKTAROĞLU ÖLÜMSÜZDÜR!

YAŞASIN ULUSLARIN KENDİ KADERLERİNİ TAYİN HAKKI!

YAŞASIN ERNERNASYONAL DAYANIŞMA VE SAVAŞIMIZ!

TKP/ML Enternasyonal Büro

40843

TKP/ML Enternasyonal Büro: “Devrimci Komünarlar Partisi kurucu önderi Ulaş Bayraktaroğlu ölümsüzdür!”

44 Yıl sonra onlar yani sonsuzlar[*]

“Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm Kahramanlıklar okudum tarihte Çağımıza yakışan vakur, sade Davranışınız geliyor aklıma.”[1]

“Üç Fidan”ın 6 Mayıs’ından veya THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) savaşçılarından, 44. yıldaki sonsuzluklarından söz etmek zor olsa da; “olmazsa olmaz”…

Madımak’tan Mercan’a, Koray’dan Dursun’a‏

Biri henüz 11 yaşında, Pir Sultan Abdal’ın elinde dünyanın en güçlü direnç, bilinç ve isyan silahına dönüşmüş Bağlamaya, Semaha ve Türkülere sevdalı, 2 Temmuz 1993’te Madımaktaki 33lerin en küçüğü Koray Kaya… Diğeri yüzyıllardır özgürlük meşalelerinin yandığı, sefer edilip zafer elde edilemeyen Jaru Diyara, Kaypakkaya’nın destanlaştığı Munzurlara, Zel dağına, özgürlüğün diyarına giden, 17 Haziran 2005 Mercan Dağlarında kimyasal silahlarla katledilen 17lerin en küçüğü Dursun Turgut..

'Osmanlıcılık' Egemenlerin Krizlerine Çok Boyutlu Çare Arayışıdır / Haluk Gerger

Uluslararası ilişkiler ve özellikle Ortadoğu üzerine çalışmalarıyla tanınan akademisyen ve yazar Haluk Gerger Siyaset Gazetesi ile dünya güç dengeleri, Ortadoğu ve Türkiye üzerine bir röportaj gerçekleştirdi

CHP, stabil bir parti mi?‏ /İsmail Cem Özkan

Yaşadığımız ülkenin ve devletin kurucu gücü olarak tanıtılan CHP aslında homojen bir parti hiçbir zaman olamadı, sürekli olarak çağın ve zamanın ruhuna uygun olarak tavır değiştirtirken kadrosu da değişen bir siyasi partidir ve o yüzden stabil değil dinamiktir.

CHP kurucu üyeleri son Osmanlı Meclisi üyeleri ve 1. Ankara’da kurulan meclistir. Osmanlı devletinden almış olduğu mirası kesintisiz olarak ileriye taşıyan parti özelliğini de korumasına rağmen, bugün kuruluş çizgisinden çok uzakta hatta hiçbir bağlantısı kalmamış konumdadır.

Koşullara Boyun Eğmek Değil, Değiştirmek Devrimciliktir!

"Bak Bill, İşte Kocakafa!”

İslamcı faşist devletin en büyük korkusu, kitlelerin direnme gücünü bütünüyle kıramamış olmasıdır. Onlar, kendi saltanatlarını rahat sürdürebilmek için, öncelikle kitleleri bütünüyle teslim alamk isterler. Teslim almanın ötesinde, bütünüyle sindirmek ve ezmek isterler. Kısa ve uzun vadeli taktikleri budur.

AKP faşist hükümeti, 14 yıldır, kitleleri teslim almanın mücadelesini veriyor ve son 6 yıldır ise, yoğun bir şekilde saldırıyor. Buna rağmen, kitleleri bütünüyle teslim alabilmiş değildir.

Yaralı Gövdeyle Yaşama Tutunmak

Yaşam binbir zorluklarla,iniş-çıkışlarla doludur. Mutluluk ve mutsuzluk'da öyle birşey. Yaşamda yanlızca mutluluk yoktur, aynı zamanda yaşamımızda yanlızca mutsuzluk denen bir kader'de yoktur. İnsanların yaşamını belirleyen içerisinde yaşadıkları toplumsal ilişkiler ve olaylardır. Bu sosyal , siyasal,kültürel ve toplumsal olaylar etkiler yaratır insan yaşamında. Hatta insanın sosyal yaşamında belirleyci rol oynar. Doğada diğer canlılarda doğanın birçok olayında,değişiminde, altüst oluşunda ciddi şekillerde etkilenirler.

Yine bir Mayıs günü...Rojava’dan bir Partizan

Ölüm kutsanmaz bizde. Kutsanan özgür yaşamdır. Ancak özgür bir yaşam için ölmek gerekiyorsa tıpkı umutla yaşama koşar gibi, cesaretle karşılarız ölümü. Öncülük kutsanmaz bizde ancak geleceği kısaltmak içinse öncülük, bir sıra neferi gibi atılırız öne. Yaşamın, savaşın, gelişimin diyalektiğinde anlamlandırırız her ölümü ve öncülüğü. 

Ortadoğu'da Öcalan'ın rolü ve Demokratik Konfederalizm‏

Hegemonik güçlerin BOP projesi türlü türlü kaos politikalarının uygulamaya alınmasıyla devam ediyor.

Yaralı kartalların sığınağı,Dersim

İbrahim Kaypakkaya -Erdoğan Yalgın

Baba Ali Kaypakkaya doğan çocuğuna muhemeldir ki, Haranlı İbrahim Peygamberin adını verdi. Dünyaya gelen (1949) bebek, İbrahim Kaypakkaya’ydı. 

Gezi heyulası burjuvazinin korkusu olmaya devam ediyor

Bugün GEZİ’nin (2013 Haziran Ayaklanması) 3. Yıldönümü. Gezi, Türkiye ve Kuzey Kürdistan işçi sınıfı ve emekçilerin tarihinde,  hep yükseklerde tutularak taşınacak bir isyan bayrağı olacaktır. 

Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri tarihe bir not düşmüşlerdir: Politik özgürlüklerin baskı altına alınması, yok edilmesine karşı sessiz kalınmayacaktır. Kutuplaştırılmaya, islamlaştırılmaya, demokratik hak ve özgürlüklerin yok edilmesi karşısında sessiz kalınmayacaktır. Gezi’nin tarihe düştüğü not budur.

Sayfalar