Perşembe Mayıs 2, 2024

TKP/ML Ortadoğu Parti Komitesi “TKP/ML-TİKKO Rojava Komutanı Orhan Yoldaş ölümsüzdür!”

TKP/ML-TİKKO Rojava Komutanı Orhan Yoldaş ölümsüzdür!

Rojava’nın yiğit komutanı, kod adı Orhan Bakırcıyan olan Nubar Ozanyan yoldaş  40 yıllık devrimci savaş yaşamının her bir tarihi adımında devrim yürüyüşünü güçlendirmek,  halk savaşını büyütmek, özgürlük savaşımını  çoğaltmak için savaştı. Üyesi olduğu partimiz TKP/ML’ nin, komutanı olduğu TİKKO’ nun korkusuz ve yiğit savaşçısı olarak yaşadı ve ölümsüzleşti. Yaşamını halk ve sınıf düşmanlarına darbe vurmaya adadı. Bir yandan partinin ideolojik-politik-örgütsel görevlerini yerine getirirken diğer yandan  gerilla savaşının komuta kademesinde savaş görevlerini başarıyla yerine getirdi.  

Parti tarihimizin farklı zamanlarında 1988-90 yıllarında Filistin’de, 91-92 yıllarında Karabağ’da, Hayastan’da (Ermenistan), 2014’ de Irak Kürdistanı’nda, 2015 Temmuzundan itibaren Rojava’da  partimiz  TKP/ML’ nin devrim ve özgürlük görevlerini yerine getirmek için sayısız TİKKO komutanı ve savaşçısını eğitip yetiştirdi. Aynı zamanda sayısız Kürt-Türk-Ermeni-Arap-Filistin-Yunan-Kanadalı-Sardinyalı-Belçikalı-Fransız enternasyonalist savaşçıyı eğitti ve yetiştirdi.Rojava’da savaşan Türkiyeli devrimci örgütlerin ve savaşçılarının savaş pratiklerini ve bilgilerini yükseltmek için savaş alanın en ön saflarında özverili çalışma ve devrimci paylaşım içinde oldu. Bundandır ki Rojava’da savaşan her özgürlük savaşçısının güvenilir ORHAN yoldaşı oldu. Rojava-Siluk direnişinde DAİŞ çetelerine vurduğu etkili ve sarsıcı darbelerle Enternasyonal Özgürlük Taburu’nun bütün savaşçılarının sevgi ve sempatisini kazanmayı başardı.  Emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı devrimci savaşın birçok ülke ve alanında ciddi devrimci sorumluluklar üstlenerek ağır görevler yerine getirdi.Paris’te devrimci faaliyet yürüttüğü süre içinde devrimci sanatçı Yılmaz Güney’in güvenilir, korkusuz korumalarından biri oldu.  

Partimiz TKP/ML’ nin Ortadoğu’da, Rojava’da örgütlenme kararının en önde ve en ileri örgütleyicisi ve pratikçisi oldu. Hem düşmana yönelik gösterdiği savaş pratiğinde hem de partinin örgütleme çalışmalarında örnek bir rol oynadı. “Bir hırka-bir lokma” felsefesinin en yoksul devrimci simgesi oldu. Emek ve mücadele dolu yaşam ve savaşımında kahramanlığın, yoldaşlığın, fedakarlığın, mütevaziliğin en ileri devrimci örneklerini yaşamıyla ortaya koydu. Partimizin önderliği altında ‘Demokratik Halk Devrimi’ uğruna yürütülen savaşımda bedel ödemekten, risk almaktan asla geri durmadı. Savaş cephesindeki konumlanma ve mevzilenmesiyle, devrimci yaşamıyla, komutanlığı ve önderliği savaş militanlığıyla birleştirmenin en ileri pratik örneklerini ortaya koydu. Öğretirken öğrenen, savaşırken savaştıran, savaşırken komutan, komutanken savaşan bir yerde durarak devrimci komutanlığın nasıl olması gerektiğini sayısız pratik örneklerle gösterdi.  

Partinin son süreçte yaşadığı sorunların çözümü için büyük bir fedakarlık örneğini göstererek özlemini sonsuz düzeyde duyduğu Dersim dağlarına yöneldi. Dersim’de ki yoldaşlarıyla buluşmak için büyük çaba ortaya koydu. Rojava’da şehit düşmeden kısa bir süre önce tekrar Rojava alanına dönerek bu alanda ortaya çıkan devrimci enerjiyi, ülkedeki gerilla savaşına kanalize etmek, Kürt-Arap-Türkmen-Süryani-Ermeni halklarının birliği ve özgürlük mücadelesini büyütmek için görevinin başına döndü.

Komutan Orhan yoldaş, savaş görevlerini yerine getirmek için  14 Ağustos 2017 tarihinde şehit düştüğünde yanında İranlı-Kanadalı-Sardinyalı  üç yoldaş yaralandı. O bütün yaşamı boyunca komünist önder Kaypakkaya yoldaşın devrim ve savaş öğretisine ve ideallerine bağlı kaldı. Halk savaşı stratejisinin yaşam bulması için  gece gündüz demeden büyük küçük görev ayrımı yapmadan elinden gelen bütün çabayı ortaya koydu.

Soykırım yaşamış, mazlum, emekçi Ermeni halkının acılarına tutunup ARARAT’ ın zirvelerine çıkarak devrimci savaşın çıtasını yükseltmeye çalıştı. Adını aldığı Ermeni fedai geleneğinin çağdaş komutanıydı. Martager yoldaş TKP/ML-TİKKO’nun yükseklere çekilmiş en iddialı, en kararlı aynı zamanda en mütevazi savaş ve direniş bayrağıdır. O,  Ararat’ın savaş zirvesinden Filistin’e, Dersim’e Ermenistan’a oradan Rojava’ya akıp giden bir devrim rüzgarıydı.

Komutası altında savaşan yoldaşları olarak onun ideallerine ve anılarına bağlı kalacağımız sözünü vererek komutan Orhan yoldaşın yolundan yürümeye devam edeceğiz. Komünist önder ‘İBRAHİM KAYPAKKAYA YOLDAŞ’IN devrim ve savaş ideallerine bağlı olan Rojava  gücü olarak şehit düşen her bir yoldaşımızın ideallerini zaferle taçlandıracağımıza söz veriyoruz.

Filistin’in–Karabağ’ın-Rojava’nın Savaş Generali Yoldaş Martager Ölümsüzdür!

Ararat’ın Korkusuz Yiğit Ermeni Fedaisi Nubar Ozanyan Yoldaş Ölümsüzdür!

Devrim ve Komünizm Şehitleri Ölümsüzdür!

Yaşasın Halk Savaşı!

 

41699

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

"Güleç yüzlü yiğit komünist şehit düştü" Osman Oğuz

Kapkara, zapzayıf bir adamdı, dışarıdan bakınca. Ama koca cüsseli olanı bile öyle bir sarardı ki karşılaştığında… Hani, “Ne çelikten irade kardeşim!” dersin ya bazılarına, öyle biri işte. Dosta candan güler, gülmek diye buna denir; düşmana ser verir, sır vermez.

İslamcı faşist diktatörlüğün korkusu

Adı resmileşmemiş, ama fiiliyatta TC artık islamcı faşist bir diktatörlüktür. Egemen sınıflar arasında bu konuda bir anlaşmazlık var. Ancak, gelişmeler bunun resmi bir hal alacağıdır.

Mussolini, Hitler ve Franco, faşizmi açıktan savundukları gibi, Erdoğan ve arkasındaki sermaye ise, açıktan “islamcı” bir iktidarı savunuyorlar. Meclis Başkanları bunu açıktan dile getirdiği, Erdoğan ve diğerleri ise teyit etti. Teyit etmelerine de gerek yok, 14 yıllık savunu ve uygulamaları islamcılığı bütünüyle yerleştirmek ve Suudi Arabistan benzeri Selefi iktidar kurmaktır.

79-ԵՐՈՐԴ ՏԱՐԵԼԻՑԻՆ ԱՆԻԾՈՒՄ ԵՆՔ ՏԵՐՍԻՄԻ ՑԵՂԱՍՊԱՆՈՒԹՅՈՒՆԸ:

79.YILINDA DERSİM TERTELESİNİ LANETLİYORUZ !

Kürt, Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani, Alevi, Ezidi halklarına mensup farklı etnik ve inanç sahibi toplulukların bir arada yaşadığı coğrafyamızda yüzyıllardır hiçbir zaman kan, gözyaşı ve acı eksik olmamıştır. Zulüm, bugün bile mazlum halkların kanları ile sulanan topraklarda en koyu ve vahşi şekilde devam etmektedir.

Parti biziz /Halil Ahmet

Belki biz olmayacagiz ama bu celik aldigi suyu asla unutmayacak,Ibrahim kaypakkaya.

Sorunlari cözme tarzimiz olaylara olgulara bakis tarzimiz ve bunlar arasindaki iliskiyi ele alisimiz nasil olmalidir.

Dogaldirki yazinin basligindanda anlasilacagi gibi parti biziz .Biz partiyiz ve dogal olarak partinin ele alinisi ve degerlendirilmesi parti onderligi ve cizgisinden bagimsiz olarak ele alinip degerlendirilemez.

Faşizme Karşı Direniş, Serhildan!

Faşist Kemalist Diktatörlük başta Kürt ulusu olmak üzere parolası mücadele ve direniş olan tüm halk kesimlerine azgınca saldırmaya devam ediyor. Hâkim sınıf kliği AKP sistemli baskı ve sömürü politikasına, katliam, gözaltı ve tutuklama terörüne geride bıraktığımız iki seçimle (7 Haziran-1 Kasım) birlikte hız kazandırmış, Kürt ulusuna, işçi ve emekçilere, kadınlara, çocuklara, LGBTİ’lere, doğaya ve yaşama karşı teyakkuza geçerek yeni bir saldırı dalgası başlatmıştır.

" Devrimci cephe hareketi "üzerine

Kaypakkaya'dan günümüze 44 yıl geçti. Yaşadığımız devrimci deneyimler bizlere önemi azımsanmayacak kazanımlar bıraktı. Bu bizler için önemli miras bu mirası doğru özümsemeliyiz, kavramalıyız ki, gelecekte Halk Cephesi’ni kurma yolunda ufkumuz açık olsun. Gereksiz polemiklerden böylece kaçınmış olunur. Eğer ki mesele doğru kavranmaz, önemsenmez ve de olsun-bitsin mantığıyla hareket edilirse ciddi yaralar alınır.  "Kaş yapalım derken, göz çıkarmış "oluruz.

PARTİ VE KAYPAKKAYA ÇİZGİSİNE SAHİP ÇIK, TEORİK TEMELLERİNİ GÜÇLENDİR, ONU KAVRA ve GELİŞTİR

Partimizin kurucusu şahsında amaç ve araç, hedef ilişkisi bağlamında kuracağımız analiz-sentez ilişkisi bizim sorunu nasıl ele alacağımızla direk ilintilidir. Tarihsel olarak olaya baktığımızda İbrahim Kaypakkaya (İK) sıradan bir devrimci önder değildi. Onu komünist yapan doğrudan savunmuş olduğu ve yaptıklarıydı, yani teori ve pratik bütünlüğüdür.

Bir ikiye bölünür / Halil Ahmet

Herşey bir çelişkidir. Bu Maoist felsefi tanımdan yola çıkarak soruna bakarsak olayları ve olguları ve bunların arasındaki iç bağlantıları doğru bir şekilde kurabiliriz.

“Hareketin kendisi bir çelişkidir veya bir ikiye bölünür” Maoist felsefi yaklaşımını nasıl ele almalıyız? Başkan Mao’nun bu noktadaki ML’ye yaptığı katkılardan biri olarak felsefe alanında çelişki yasası olduğu gerçeği de herkes tarafından kabul edilmektedir.

“Bir ikiye bölünür ama asla iki birleşip bir olmaz. İkiyi bir yapmak revizyonistçe bir yaklaşımdır.” (Mao Zedung)

TKP/ML – TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI: 24 Nisan devrimin zorlu ve onurlu yoludur!

Savunduğu devrim öğretisiyle burjuva-feodal devletin soluğunu kesen kıvılcımı-aleve, alevi tüm ülkeye yaymaya çalışırken sadece gerçeğin sesine ve gerçeğin izinde yürümeye çalışan Kaypakkaya yoldaş işçi sınıfının ve çeşitli milliyetlerden emekçi halkımızın önderi olmaya devam ediyor. Kaypakkaya yoldaşın devrim ve örgüt öğretisi, işçi sınıfının kazandığı ve sahip olduğu en ileri devrimci öğretidir. Ülkemizde hiçbir teori, hiçbir düşünce ve strateji Kaypakkaya yoldaşın ortaya koyduğu kurtuluş yolu kadar gerçekçi, uygulanabilir ve güvenilir değildir.

TKP/ML MK : 44.YILIMIZDA ŞAN OLSUN İHTİLALCİ PROLETER ÇİZGİMİZE!‏

“Yerin seni çektiği kadar ağırsın,

Kanatların çırpındığı kadar hafif…

Kalbinin attığı kadar canlısın,

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…

Sevdiklerin kadar iyisin,

Nefret ettiklerin kadar kötü…”

Yoldaşlar,

Partimiz TKP/ML kuruluşunun 44. Yılını kutluyor. Partimiz, Önderimiz İbrahim Kaypakkaya önderliğinde Şafak Revizyonizme karşı ideolojik-politik temelde örgütsel mücadelenin sonucu olarak 24 Nisan 1972’de tarih sahnesindeki yerini aldı.

Tarih Tanıktır: 24 Nisan’da Kaypakkaya Çizgisinin Doğuşuna

Yüzyılda Ülkemiz iki önemli tarihi zelzeleye tanıklık etti. 24 NİSAN. Öyle ki, her iki toplumsal olay tarihimizde silinmez ve silinmeyecek izler bıraktı. Hele ki bu silinmez tarihi olay aynı güne denk gelmişse - ki öyle- bir o kadar daha önemli ve de değerlidir. Tarihimizde bazı yaşanmışlıklar vadesi dolduğunda unutulur, tarih sahnesinde silinip giderler. Ve kendi kendini tasfiye ederler.

Sayfalar