Pazar Haziran 2, 2024

TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı

TKP/ML TİKKO gerillaları komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 41. yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yapti ve çeşitli eylemler gerçekleştirdiler. Elimize e-posta yoluyla ulaşan açıklama ve eylemleri güncelliğinden kaynaklı okurlarımızla paylaşıyoruz:

İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

Partimiz TKP/ML’nin kurucusu İbrahim Kaypakkaya yoldaş 18 Mayıs 1973 tarihinde faşist TC devleti tarafından katledildi. Faşist devlet aylarca süren işkencelerde İbrahim yoldaştan istediğini alamayınca çareyi onu katletmekte buldu. Ancak bu sadece emperyalizm uşağı faşist TC devletinin düştüğü acizliği göstermekten başka hiçbir işe yaramamıştır. 1973’ten bu yana her 18 Mayıs başkaldırı ve direnişin, devrime dair umut ve baş eğmez mücadelenin adı olmuştur.

İbrahim yoldaş her anında mücadele olan yaşamında egemenlerin yüreğine korku salmayı başarmıştır. Bu korku o kadar derindir ki bugün bile İbrahim Kaypakkaya adı yasaklarla, saldırılarla, tehditlerle karşılaşılmaktadır.

Bu korku boşa değildir. İbrahim yoldaşın ülkemiz devriminin nasıl başarıya ulaşacağına dair ortaya koyduğu görüşler ve durmaksızın geliştirdiği pratikte faşist TC devleti kendi sonunu görmüştür. İbrahim yoldaşın Kemalizm’in gerçek yüzünü ortaya çıkarması, faşizmin dün ve bugün söylediği bütün yalanları boşa çıkarmıştır. Kürt ulusunun inkar ve asimile edilme çabasına karşı en net cevabı o vermiştir. TC devletinin emperyalizmin uşağı yüzünü o teşhir etmiştir. Devrimin gerçekliği İbrahim yoldaş’ın fikrinde ispatlanmış, pratiğinde cana kavuşmuştur. Egemenlerin yüreğindeki İbrahim Kaypakkaya korkusunun nedeni budur.

İbrahim yoldaşın partimiz TKP/ML’yi kurarak başlattığı devrim mücadelesi, 18 Mayıs’ta düşman kalesine çektiği kızıl bayrak, bugüne bir çağrıdır!

Dersim’in emekçi-ezilen halkı, bu çağrıya kulak verin!

Madenlerle, barajlarla yok edilen doğa, emperyalistlere peşkeş çekilen değerler senindir

Karakollarla işgal edilen topraklar senindir!

Uyuşturucu, fuhuş, kumar batağında boğulmak istenen gelecek senindir!

Faşist devletin bütün zalimliği, bütün hoş lafları senin alın terini sömürmeye devam etmek içindir!

18 Mayıs çağrısı bütün bunlara karşı direniş ve mücadele çağrısıdır!

Bu çağrıya ses ver! 18 Mayıs’ta İbrahim yoldaşı eylemlerle anmaya sen de katıl! Dağlarda ateş, sokaklarda sloganlarla hatırla ve hatırlat 18 Mayıs’ı!

Yağmalanan, hor görülen, çalınan değerlerini savunmak, emperyalizm uşağı faşist TC’ye karşı kazanmak için halk Savaşına omuz ver! Halk ordusunu büyüt! TKP/ML saflarında İbrahim yoldaşın başlattığı devrim mücadelesine katıl!

Onun adı zafer andımızdır, savaşarak kazanacağız!

İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

Yaşasın Halk Savaşı

 

Gerillalardan 18 Mayıs çalışmaları

Partimiz TKP/ML’nin kurucusu Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaş, halk ordusu gerillalarınca çeşitli eylem ve çalışmalarla anılmıştır.

- 18 Mayıs’a dair TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı (Mayıs 2014) imzalı bildirimiz Hozat Merkez ve Dersim Merkez-merkez köylerinde yaygın bir şekilde dağıtılmıştır.

- 13 Mayıs günü Merkez- Hozat yolu çiçekli Mevkiinde yol üzerine “İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür/ TKP/ML TİKKO” imzalı bomba süsü verilmiş pankart asılmıştır.

-15 Mayıs günü Merkez-Ovacık yolu üzerinde bulunan Ana Fatma Ziyareti’ne “İbrahim Kaypakkaya yaşıyor TİKKO savaşıyor/ TKP/ML TİKKO” imzalı bomba süsü verilmiş pankart asılmıştır. Pankart asımı sırasında çevrede bulunanlar çağrılarak bildiri dağıtılmıştır.

- 19 Mayıs günü gerillalarımız İbrahim Kaypakkaya yoldaş ve Soma’da katledilen işçiler anısına yol kesme eylemi gerçekleştirildi. Merkez-Xozat yolu Arman Köyü mevkiinde yol 1 saat trafiğe kapatılmıştır. Saat 15.15 ile 16.30 arası gerçekleşen eylemde “İbrahim’den Soma’ya katleden devlettir. Hesabını soracağız TKP/ML TİKKO” yazılı pankart altında toplanan kitleye sürece dair Ajitasyon/Propaganda yapılmıştır.

Yapılan A/P’de; partimiz propagandası yapılmıştır. Kaypakkaya yoldaşın görüşlerinin güncelliğini koruduğu vurgulandıktan sonra kitleye partimiz saflarında örgütlenme ve Halk Ordusuna katılım çağrısı yapılmıştır.

Eylemde 18 Mayıs’a ilişkin Bölge Komutanlığı’nın bildirisi okunmuş ve ardından İbrahim yoldaş ve katledilen maden işçileri şahsında devrim ve komünizm şehitleri için saygı duruşu gerçekleştirilmiştir. Saygı duruşu esnasında Partizan Andı okunmuştur. Ve son olarak şehitlerimiz anısına havaya üç el atış yapılmıştır.

Kitlenin bildiriyi alkışlarla selamlaması, saygı duruşuna yumruklarını kaldırarak katılmaları ve son olarak parti ve “İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür” sloganlarına eşlik etmeleri dikkat çekmiştir. Kitle dağılırken; arabalardan korna çalarak, el sallayarak savunma güçlerini selamladı. Eylem başarıyla sonuçlandırılmıştır.

 

TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı

Mayıs 2014

96845

Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.

 

AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları

Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise,  “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı. 

 

Kürt krallığı için mi Halepçelerde öldüler ?

 

            Gazeteler geçenlerde Mesut Barzani ile Celal Talabani'nin İstanbul'daki mülklerini sıralayınca, Halepçe'de soykırıma uğratılan Kürtler geldi gözümün önüne.

Devrim Bir Maceradır

Devrim bir maceradır. Kayıtsız kuyutsuz, şartsız koşulsuz, sorgusuz sualsiz devrim denen bir deryanın içine atmaktır kendini devrimcilik. Geriye bakmadan, arkada kalanları kara kara düşünmeden, hep ileriye yönelmektir devrimcilik.

Geceyi gündüze, yeri geldiğinde gündüzü geceye çevirmektir, yarınların getireceği yakıcılığı düşünerek, devrim denen maceranın içine hesapsızca atılmaktır devrimcilik.

Kürt siyasetinin kurtlarla bitmeyen dansi

Bir halk için tarih tekerrür ediyorsa, bu o halkın tarihten ders çıkarmadığını gösterir ki, vay o halkın haline. Burada kastedilen elbette halkın kendisi değil önderleridir. Kürtler de, önderleri tarihten pek ders çıkarmayan talihsiz bir halktır. Kürt önderleri yüz yıldan beri Türk devlet yöneticileriyle diyalog kurmaya çalışmış ama hep hüsrana uğramışlardır. Hatırlanacağı gibi daha birkaç ay önce devletle müzakere havası esiyordu Newroz' un barış güvercinleri uçurulan Kürt semalarında. Şimdi ise bir ümitsizlik rüzgârı esmekte halaylar çekilen o meydanlarda.

On’ların Öğrettiği

birer birer, biner biner ölürüz

yana yana, döne döne geliriz

biz dostu da düşmanı da biliriz

vurulup düşenler darda kalmasın…//

çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı

çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum…

sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata…”[1

 

Yukarıdaki dizeler Orhan Kotan’ın, Diyarbakır Zindanı’nda kaleme aldığı “Gururla Bakıyorum Dünyaya”sındandır; yazmaya gayret edeceklerimin özetidir sanki…

Aysel Tuğluk ve ekrad-i bi idrak

Fazla söze gerek yok.2007’de Kemalist bürokrasinin yaklaşan tasfiyesini öngöremeyip “Kurtarıcı motif, tarihsel imge Mustafa Kemal ve onun tarihsel eylemselliğinin büyüklüğü kendisini gösterdi ve gösterecek. O bir mucizedir, ölümsüzdür. Uluslaşmada temel direktir.

BAŞKALDIRININ -ÖN- DEĞERLENDİRİLMESİ[*]

“Ve bizim bir haziranımız

Bir yıl kadar yetecektir dünyaya

Çünkü yoğun ve ateşle yaşanmış

Çünkü ellerimiz, başımız ve kanımız

Hayasız pençelerini kokuyla gizleyen

Bir olgu olmayacaktır sana

Ölülerimiz toplanacaktır

Doldurulan bir kıyı gibi.”[1]

 

Erdem Aksakal’ın, “2011 yapımı ‘Ya Sonra’ filmine, Özcan Deniz aşkını şu sözlerle anlatarak başlar. ‘Masallar neden en güzel yerinde biterler? Sonra ne olur bilinmez. Biz de masallara göre sona geldik. Peki ya sonra?’

KENTİ (YOKSULLARINDAN) “TEMİZLEMEK”…[1]

“Ahlâk ve para aynı çuvala girmez.”[2]

Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım, bugün İstanbul’un en “in” mekânlarından sayılan Erenköy-Göztepe arasında geçti. O yıllarda İstanbul’un tartışmasız bir numarası Teşvikiye- Nişantaşı-Osmanbey karşısında biraz “ikinci sınıf” sayılan, ancak “sayfiye” olarak muteber, bizim gibi yaz-kış kalanların hafiften “taşralı” muamelesi gördüğü, ama geceleri Bağdat caddesinde “anahtar teslim”ine yarıştırılan lüks, spor arabalara bakıldığında, geleceğinin “parlak” olduğunu sezdiren, üç katlı apartmanlar diyarı…

KÜRDİSTAN ULUSAL KONGRESİ VE BDP’NİN TÜRKİYELİLEŞME SİYASETİ

Herşeyin içinin boşaltılarak hızla tüketildiği bir çağda yaşıyoruz. Post-modern bir cehalet her yanımızda. Düşüncelerimizin, yaşamlarımızın, ilişkilerimizin, eğitimlerimizin hatta gıdalarımızın içi boşaltılmış ve global ekonomik sistemin ihtiyacına göre yeniden düzenlenmiş durumda. Wachowski Kardeşlerin unutulmaz filmi Matrix’te anlatılan insanı metalaştıran sanal düzenin bir benzeri hepimize dayatılmış.

ANNEME İnci Taneme

“Bu akşam, annem kamerada seninle konuşmak istiyor” diye mesaj geldi erkek kardeşim Nuri’den. Bir arkadaşa misafirliğe gidecektik. Erteledik. Bilgisayarın başındaki yerimizi aldık.  Ben, Nuran ve Ezgi… Ekranın gerisinde annem ve kardeşlerim… Selamlaşıyoruz. Annemin gözlerindeki mutluluk tarif edilir gibi değil. Yüzünde bir çocuk sevinci.  

“Nasılsın anne, nasılsın babaanne?”

Sayfalar