Perşembe Mayıs 23, 2024

TKP/ML TİKKO Kobanê: Newroz'u Kuşan, İsyanı Harmanla!

"Newroz'u Kuşan, İsyanı Harmanla!

Bu yıl halkımızın direniş ve serhildanlarının günü olan Newroz bayramını karşılarken, Kobanê direnişi, 6-7 Ekim serhildanı ve bütün Rojava direnişi tüm sıcaklığıyla Newroz’a doğru akmaktadır. Direniş bayrağı diktiğimiz Kobanê sokaklarından, başta Amed, Dersim, İstanbul olmak üzere tüm şehirlere, Newroz’un isyan şiarıyla sesleniyoruz;

Halkımız,

Köleci toplumdan beridir, yüzyıllarca, destansı direnişler yaşanmış ve bu direnişler Newroz gibi dünya halkları nezdinde farklı cisimleşmiştir. Sömürü ve zulüm boyunduruğu altındaki ezilen halklar isyanlarla, direnişlerle vücut bulmuş ve bu tarih ile sembolleşerek günümüze kadar süregelmiştir. Newroz bir halkın zalimlere karşı verdiği mücadele, isyan, direniş bayrağının sembolüdür. Newroz, Rojava’da, Kobanê’de halkımızın emperyalist saldırganlık ve DAİŞ vahşetine karşı verdiği mücadelenin kendisidir. Newroz, bir ulusun yok sayılmasına, imha, inkârına karşı gelişmiş ve ortaya çıkmış haklı bir öfkedir. Newroz, ezilenlerin emperyalizme ve o’nun yerli uşaklarına attığı tokattır. Newroz, Gezi’dir, Paris’tir, Stalingrad’dır, Madrid’dir, Kobanê’dir, Filistin’dir…

Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Boşnak, Macar milliyetlerinden halkımızın yani biz ezilenlerin isyan bayrağıdır. Nasıl ki dünyanın dört bir yanında ismi değişse de yaşanan Newrozlar gibi. Bu anlamda isyan bayrağımızı kuşanarak, alanları zapt edelim.

Yoldaşlar,

Sizlere çağrımızdır;

Newroz’un yakıcı sıcaklığıyla kavrulan zulüm ve sömürü efendilerine karşı öncü misyonumuzu dünden daha fazla azimli, daha fazla kararlı ve daha fazla inatçı bir şekilde yerine getirmeliyiz. Bugün dünyanın her karış toprağından, topraklarımızı satan, doğamızı yok sayan, sömüren, ezen, katleden bir avuç asalak takımına karşı öfke yükselmekte ve devrimci durum dalga dalga büyümektedir. Görevlerimize sıkı sıkıya bağlanalım, Newroz’u kuşanalım ve isyanı harmanlayalım.

Newroz’un bu sene önemi halihazırda politik gerçeklik nedeniyle ortadadır.  Bir yandan yüzyıllardır bir imha, inkâr politikasının devamı olan, yüzyıllardır bir imha-inkâr politikasının devamı olan, boğulmaya çalışılan Rojava gerçekliği öte yandan ülkemizde iç güvenlik paketleriyle, katliamlarla, hırsızlıklarla bunlara binaen politik bir dizi argümanlarla yaratılmak istenen korku imparatorluğuna karşı daha gür bağırmalıyız; "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!"

Newroz ile birlikte, Kobanê direnişi bütünleşmiştir. Gelin, Newroz'un sıcaklığıyla Kobanê inşasında sesimizi daha gür duyuralım. Avrupa, Türkiye-T.Kürdistanı'ndan Kobanê'de yaşamın inşasında sesimizin olması direnişin bir parçasını oluşturmaktadır. Bu anlamda, sendikalara, DKÖ'lere bu direnişin bir parçası olma, bu direnişin sesi olma çağrısında bulunuyoruz.

Bijî 21'ê Adarê, Bijî Newroz, Bijî Berxwedana Kobanê!

Bijî Marksîzm, Lenînîzm, Maoîzm!

Bijî Partî Me TKP/ML,  Artêşê Gel TÎKKO, TMLGB!                                                                       

TKP/ML TİKKO Kobanê Komitesi"

 

57413

İtiraz ahlaki[*]

 

“İnsanlarda eksik olan

güç değil iradedir.”[1]

 

Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.

İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.

Devletin Sokak Çeteleri Mafyanın Ortak Organizasyonuna Karşı Devrimci Tavır Ne Olmalıdır! HASAN AKSU.

Bu gerçeklik bugüne has bir karşı devrimci bir organizasyon değil. Devletin başında olanların derin organizasyonudur ve de süreklilik göstermektedir.

Bu Dünya Komünizmi de Yaşayacaktır!

 

Ekim Devrimi’nin 96. Yılını Kutlarken!...

Sınıf bilinçli bir devrimcinin,
her zaman devrim beklemesi,
onun düşünce ve eylem
diyalektiğinin bir gereğidir

ÇIRILÇIPLAĞIM SOKAK ORTASINDA UTANIYORUM!

Yoksullar için bir cehenneme dönüşen dünyanın şu utançlı haline bir bakın! İçinde çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kaçak göçmen bindikleri tekne alabora olunca, İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında denizin zifiri karanlığında kaybolup gittiler.

         Dünyayı aralarında ülke ülke parselleyen kudretlilerin para havuzları dolarlarla dolup dolup taşarken, yoksulluk mengenesindeki bu insanlar bir lokma ekmek için bin bir umutla yollara düşmüş, bilmeden ölüme koşmuşlardı.

Aşk ve Sanatın hayatı yani Gezi, Kızılay, Gündoğdu, vd’leri 1

“İyi ki hatırlattın

Başkaldırı diye bir şey var

İsa’dan beri insanı güzelleştiren

Şimdi daha güzel her şey

Daha insan herkes.”[2]

 

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Geri dönüp baktığımda

Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa  “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor. 

Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.

Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.

 

AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları

Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise,  “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı. 

 

Sayfalar