Cuma Nisan 26, 2024

TKP/ML-TİKKO Rojava Komutanlığı: “Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı cüret ve kavga ile anıyoruz!”

18 Mayıs 1973’te Amed işkecehanelerinde düşmanın her türlü insanlık dışı işkencelerine karşı “ser verip, sır vermeyen” duruşuyla düşman kalelerinde kızıl kaleler fetheden partimiz TKP/ML’nin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaşı cüret ve kavga ile anıyoruz.

Kaypakkaya yoldaşı komünist önder kılan ülkede gelişen sınıf mücadeleleri, Çin Kültür Devrimi’nin ülkemiz halkı üzerinde yarattığı etkinin sonucu olarak, yeni bir dünya yeni bir gelecek için Kaypakkaya yoldaşın devrimci fikirleri üretmede yepyeni bir dönemin başlamasının maddi temellerini yaratır. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in bilimsel dünya görüşü ışığında sosyo-ekonomik yapı, sınıflar tahlili, Kemalizm tahlili, ulusal sorun, halk savaşı, devrimimiz ve temel görevlerimiz gibi temel meselelerde Türkiye-Türkiye Kürdistanı halkının kurtuluş yolunun güzergahını ortaya koymuştur. Kaypakkaya yoldaşı dönemin önderlerinden ayırt edici yanlarından biri, Kemalizm tahlilidir. Kemalizm’in halk kitlelerine, ezilen ulus ve milliyetlere uygulanan sömürü ve baskı olduğunu en berrak şekilde ifade etmiştir. Kemalizm’in gerici faşist ideolojinin temsili olduğunu ifade ederek reformist- revizyonist akımlardan ayrışmıştır.

Kaypakkaya yoldaşı dönemin önderlerinden ayırt eden ikinci bir yan ise; ulusal meseleye dair tezleridir. Türkiye’de sadece Türk ulusunun olmadığını, aynı zamanda Kürt ulusu başta olmak üzere azınlık milliyetlerin olduğunu kabul etmiş; çeşitli ulusların varlığını kabul etmekle yetinmemiş, ulusların tam hak eşitliği perspektifiyle Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı savunmuştur. Kürt ulusunun gerçek anlamda kurtuluşa ancak ve ancak Demokratik Halk Devrimi ile varacağı, bu görevin Proletarya Partisi’nin omuzlarında olduğunu bilimsel tezleriyle ortaya koymuştur. Kürt ulusuna uygulanan imha, inkar ve baskılara karşı Kürt Ulusal Hareketin faşist diktatörlüğe karşı yürüttükleri mücadelede demokratik muhteva taşıyan her türlü hak taleplerinin desteklenmesi gerektiğini en açık bir şekilde teorisi ve pratiğiyle somutlaştırmıştır. Bugün gerek Türkiye-Türkiye Kürdistanı gerekse de Rojava’da Proleterya Partisi’nin uyguladığı, önder yoldaşın çizdiği güzergahtır.

71 dönemin komünist ve devrimci önderleri; Kaypakkaya yoldaş, Mahir Çayan ve Deniz Gezmişlerin faşist diktatörlüğe karşı birbirleriyle dayanışma içerisinde olmaları halkımızın ve bizlerin bilincinde aynı dava uğruna mücadele etme, ortak mücadele örgütlülükleri oluşturma anlayışı yaratmıştır. Bugün bize bırakılan bu değerli miras Proletarya Partisi öncülüğünde halk kitleleri tarafından bir halk kültürü olarak yenilenmektedir.

Komünist önder yoldaşı andığımız bugün de 18 Mayıs 1977’de TC ajanları tarafından Antep’te katledilen Kürt Ulusal Hareketin kurucularından Haki Karer’i ve Antep, Amed’de başlayan, bugün dört parça Kürdistan’da sürdürülen Kürt ulusunun özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşen yoldaşları saygıyla anıyoruz. Anılarını demokratik halk devrimi gerçekleştirme sözüyle yineliyoruz.   

Katledilişinin 44. yıldönümünde önder yoldaşı anmak sadece bugünle sınırlı tutmuyoruz, tutulamaz da. Önder yoldaşı yaratan nesnel gerçeklerden kopuk anılamaz, yaşatılamaz. Tam da gelişen sınıf mücadelesinin içinde alınan politik-askeri taktiklerde anılır, yaşatılır. Bu nedenle önder yoldaşın bizlere devrettiği şanlı proleterya ideolojisini temsil eden partimizi korumak, büyütmek,  geliştirmek ve ideali olan demokratik devrim, sosyalizm ve komünizmi gerçekleştirme en temel görevlerimizdendir. Önder Kaypakkaya yoldaşa, halkımıza olan sorumluluğumuz bunu gerektiriyor.

Kaypakkaya yoldaşı anmak, yaşatmak; canını feda ettiği proleterya ideolojisini yaşatmaktır.

Önder yoldaşı yaşatmak;  Proletarya Partisi’nin politika ve taktiklerinin yaşam bulması için çaba harcamaktır.

Önder yoldaşı anmak; politik örgütsel görevlere sıkı sıkı sarılmaktır.

Önder yoldaşı anmak; onun çizdiği güzergahtan ilerlemektir.

Önder yoldaşı anmak; Vartinik kıvılcımını ülkenin dört bir yanına yaymaktır.

Önder yoldaşı anmak; halk savaşını büyütmektir.

Önder yoldaşı anmak; Aliboğazı’nda kahramanlık destanı yaratan 12’ lerin ayak izlerinden yürümektir.   

Komünist önderimiz Kaypakkaya yoldaş ölümsüzdür!

Aliboğazı şehitleri savaş yeminimizdir!

Mayıs ayı şehitleri ölümsüzdür!

Kahrolsun faşizm ve her türden gericilik!

Yaşasın halk savaşı!

42156

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Proletarya Partisi

Artsakh (Dağlık Karabağ) Tehciri: Stalin Düşmanlığı ve Sosyalizme Saldırı

Uluslararası alanda sömürü, baskı, saldırı ve ilhaklar son dönemlerde katbekat artmış ve katmerli boyutlara tırmanmıştır. Emperyalist devletler ve onların güdümündeki gerici devletlerin, tüm ezilen sınıflar ve toplumlar üzerindeki saldırı furyası, had safhaya ulaşmış durumda. Öyle ki, uluslararası hakim sistem bir taraftan mevcut sorunların bedelini giderek ezilen yığınlara ve mazlum uluslara daha fazla yüklerken diğer taraftan saldırılarını da daha acımasız ve daha şiddetli boyutlara tırmandırmış durumdadır.

Garod – “Hasret” (Nubar Ozanyan)

Halkların coğrafyaları suç ve cinayet örgütü gibi çalışan devletler tarafından zorla boşaltılıyor. Soykırım, işgal, tehcir zulmüyle toprakları cehenneme dönüşen halklar; belirsizliğe, bilinmezliğe, karanlığa doğru zorla sürülüyor. Boyunlarında geleceksizlik zinciriyle birlikte adına yaşamak denilen zulme mahkum ediliyor.

Gerilla, haktır ve halktır (Nubar Ozanyan)

Sınırları ateşten ordularla kuşatılmış her dört parça toprakta, yaşam ve var olma hakkı ellerinden zorla gasp edilmiş Kürt halkının, direnme ve isyan etmekten başka çıkış yolu var mıdır? Kürtlere, ezilenlere kıyamet yaşatılırken her bir karış toprağına ölüm yağdırılırken, en dezavantajlı koşullar altında gerilla, çıplak elleri ve cesur yürekleriyle özgürlükleri uğruna savaşmaya devam ediyor.

TURAN TALAY’IN ANISINA…

Onu maalesef ki çok erken denilebilecek bir yaşta, henüz 68’indeyken, 11.10.2023 tarhinde yitirdik. Bu ani ve erken ölümü tüm sevenlerini, yoldaşları ve dostlarını derinden sarstı ve acılara boğdu.

Akciğer kanserine yakalanmıştı. Hastalık, özelliklede ikinci kez nüksettikten sonra çok hızlı ve sinsi bir şekilde gelişti. Öyle ki doktorların her şeyin normal göründüğünü söylediklerinin kısa bir süre sonrasında yapılan muayende, kanserin kafaya sıçradığı ve de yayıldığı tespit edildi. Artık tıbben yapılabilecek bir şey de yokmuş. 

Emperyalist Kamplar Arasına Sıkıştırılmış Bir Halk: Filistin

Filistin-İsrail sorunu olarak bilinen ve esas olarak da Filistin topraklarında İsrail'in kurulmasının teorik ve politik temeli 1890'lı yılların sonunda atılıyor. 1. emperyalist paylaşım savaşıyla koşullar olgunlaştırılıyor. 2. emperyalist dünya savaşı sonrası ise emperyalist burjuvazi, Filistin'i parçalamayı ve orda İsaril devleti inşa etmeye karar veriyor ve bunu Filistin halkının soykırıma uğratma pahasına gerçekleştiriyorlar. Alman emperyalizmi tarafından soykırıma uğratılan yahudi halkı, bir başka ulusu (Filistinlileri) soykırıma uğratarak kendi ulusal varlığını inşa ediyor.

Hazan Ayının Şehitleri

Kasım, proletarya partisinin en değerli kadro, komutan ve savaşçılarının katledildiği aylardandır.  Hüzün ve öfkenin birlikte yaşandığı aydır. III. Konferans delegelerini, komünist önder Mehmet Demirdağ’ı ve Aliboğazı şehitlerini hep bir hazan ayında kaybettik. Zafere açılan kapıyı adım adım aralayan, özgürlüğe giden yolu damla damla döşüyen Kasım ayı şehitlerimiz tarihin yüceliğine kavuşanlardır. Onlar, yarınların mutlak yenenleri olarak yazılacaktır parti ve devrim notlarımıza.

“Durum İyidir, Gerçekler Devrimcidir”

Yaşadığı dönemin özelliklerini anlayarak, savaşın hükmüne, zorun değiştirici rolüne inanan, sınırlı yaşamını sınırsız davaya adayan önder yoldaş Mehmet Demirdağ ölümsüzdür! Özgürlüğü ve kurtuluşu herkesten ve her şeyden daha fazla isteyen bu uğurda emeğin eğittiği bilinçle savaşarak şehit düşen proletarya partisinin dördüncü genel sekreteri Mehmet Demirdağ yoldaşı üstlendiği öncü pratik ve önder duruşuyla tanırız.

Yalım Nubar’dan Ozanyan Nubar’a Süren Hikaye Bizim!

Botan’dan Yozgat’a dek uzanan toprakların bağrından çıkıp İstanbul Ermeni yetimhanelerinde okumaya gelip, orada bilge önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın devrimci görüşleriyle tanışan ve tutkuyla bağlanan yoksul Ermeni çocukların hikayeleridir, Ermeni devrim şehitlerimizin hikayeleri.

Onları doğdukları topraklardan koparıp buruk ve sancılı bir şekilde İstanbul yollarına düşüren tarihsel gerçeklerin yanında yokluk ve yoksulluktur da. Onları İstanbul yolculuğuna çıkaran çaresizlik, yalnızlık, sahipsizliktir.

Mısır'ı Mesken Tutan Türk Tekelleri

Deutsche Welle (DW)'de Aram Ekin Duran'ın, „Türk Şirketleri Mısır'a Kaçıyor“ adlı bir haberi yayınlandı. Sıradan bir haber gibi gözüküyor, ama, Türkiye ekonomisinin ve Türk devletinin niteliğini araştıranlar, sorgulayanlar için küçük bir haber olmaktan öte bir anlam taşıyor. Özellikle de kendine ML ve Maoist diyen komünist örgütler için daha fazla önem taşıması gerekiyor.

Hesaplaşma mı? Kutlama mı?

Faşist TC devleti hem ülke içinde hem de bölgesel düzeyde, resmi ve sivil militarist güçleriyle başta Kürt halkı olmak üzere demokrasi ve özgürlükten yana olan herkesi yok etmek ve devlet terörüyle susturmak için çalışmaya devam ediyor. Bu süreç aynı zamanda TC’nin kuruluşunun da yüzüncü yıl dönümüdür.

TC, yüz yıl önce Osmanlı yıkıntıları üzerinde tekçi bir zihniyetle kuruldu. Ermeni soykırımında, diğer azınlık halkların yok edilip sindirilmesinde aktif rol alan ittihatçı birçok ırkçı kadro da kuruluş sürecinde rol aldı.

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

Sayfalar