Salı Nisan 30, 2024

TKP/ML-TİKKO Rojava Komutanlığı;“12’leri anmak, onların boş kalan mevzilerini doldurmaktır”

Durmak yok bu koşuda,

Ağıt yok dilimizde, dizlerde titreme yok.

Kaç güneş sönse de sönsün içimizde,

Hep aydınlıkta yakalayacağız ölümü...

 

Dersim Aliboğazı’nda 24-28 Kasım 2016 tarihlerinde faşist TC ordusunun düzenlediği operasyonlarda 12 yoldaşımızla, 12 devrimci yüreğimizle yine buluşmak üzere ayrıldık. Zilan, Özlem, Ekin, Ahmet, Munzur, Aşkın, Cem, Bakış, Orhan, Tuncay, Hakan ve Ferdi yoldaşlar...  Bu isimleri unutmayalım, her biri Dersim dağlarında savaş iradesi ve kararlılıklarıyla birer destan yazdılar. Bu destanı iyi okumak, anlamak ve anlatmak gerekir. Zorluklarla, engellerle dolu demokratik halk devrimi yolunda, halkların, ezilen sınıfların kurtuluşu uğruna her biri gencecik bedenlerini faşizme siper eden 12 yiğit kahraman, 12 TİKKO savaşçısı bizlerin devrim iddiası, adanmış devrimciliğin sembolü olmuşlardır.

Faşist AKP hükümeti, geçtiğimiz günlerde Şırnak’ta 2 çocuğu evlerinin içinde zırhlı aracıyla ezmiş, İstanbul’da düzenledikleri operasyonla devrimci bir genç kadını katlederek hemen her gün ezilen kesimlere sömürü, baskı ve katliamlarını katmerleştirmeye devam etmektedir.

Ölümlere alışmayalım. Alışkanlık; duygusuzluk, bilinçsizlik ve duyarsızlık yaratır. Sanki ilk defa karşılaşıyormuş gibi, aynı öfke ve kinle, aynı irade ve kararlılıkla faşizme ve gericiliğe karşı duralım.

12 yoldaşımız yaşanan bunca zulme, zorbalığa, barbarlığa karşı gelmiş, sistemden tam bağlarını kopararak özgürlüğe adım atmışlardır. Onların attıkları adımları, yürüyüşleri koşuya çevirme görevi geride kalan biz yoldaşların omuzlarındadır. Bugün hiçbir iç sıkıntının tartışmanın şehit düşen yoldaşlarımızın yürüdükleri yola taş koymasına izin vermeden, birlikte güçlü bir sahiplenme gerçekleştirerek onlara layık olalım.

Onların yazdıkları destanı, tüm yoksul emekçi semtlerde, üniversitelerde, tarlalarda ve fabrikalarda, Kürdistan dağlarının doruklarında, Rojava topraklarında okuyarak, onların savaş çizgilerini sürdürerek yaşatacağız.

12’leri anmak, bugün onların bıraktıkları mevzileri doldurmaktır. 12’ler ve şehit düşen her bir devrim şehidimizin ölümlerini zaferle süsleyecek, onlara verdiğimiz intikam ve zafer sözümüzü son mermimiz kalıncaya dek savaşarak yerine getireceğiz.

 

Söz veriyor, and içiyoruz, zafer bizim olacak!

Şan olsun 12’lere, onların yürüdükleri devrim yoluna!

Devrim ve Komünizm şehitleri ölümsüzdür!

Şehîd Namirin!

 

39579

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

“Aliboğazı’ndan Rojava’ya direnişimiz sürüyor!”

Halk ordusu savaşçıları kısa süreli aralıklarla iki farklı alanda farklı iki ayrı direniş mevzisi olan Aliboğazı ve Rojava topraklarında büyük bir kahramanlık örneği sergilediler. Birincisi Aliboğazı ikincisi ise DAİŞ çetelerine karşı direnip savaşarak, düşmana darbe vurup mevzilerini korudular.

“Sınıfsız toplum kurulana kadar kültür devrimleri gereklidir”

Büyük Proleter Kültür Devrimi (BPKD) 1966 yılında sosyalist Çin’de ÇKP MK içindeki kapitalist yolculara karşı Mao Zedung’un bizzat önderlik ettiği büyük bir devrimdi. Sosyalizmi kurmuş ve bu yolda ilerleyen bir ülkede, Çin’de, Liu Şao-Çi’nin başını çektiği parti içindeki yeni burjuvaziye karşı, Mao’nun Ağustos 1966 tarihinde “Karargahı Bombalayın” şiarıyla başlayan o büyük devrim, revizyonistlerin parti içinde alaşağı edilmesiyle başarıya ulaşmıştı.

Kutup yıldızları…

“Ey rüzgar

Eğer kış geldiyse

İlkbahar çok uzakta olabilir mi?”

Yol

Düşünce tarihinde Ad Hominem(insana yönelme, işaret etme) denilen latince bir kavram vardır.gerçi latince olmasının halk nazarında bir halta yaradığı yoktur, bu yazıya konu olacak ülkemiz yarı akıllıları veya akıllı görünmeye çalışanları, halk tarafından anlaşılmamayı bir üstünlük belirtisi olarak gördüklerinden dolayı bu türden bolca latince kelimeler kullanırlar. Ancak bu fularlı, top sakallı, ressam şapkalı “akıllılara” cevap verirken bir halta yaramaktadır.

TKP/ML-GYDK:Halk savaşını sürdürme kararlılığımızın temsilcisi şehitlerimizin adları ve idealleri sonsuza dek yaşayacaktır!

Yoldaşlar; Çeşitli milliyetlerden işçi ve emekçiler;

Burjuvazinin Cumhuriyeti Kendini Tekrarlıyor

TC’nin dünü ile bugünü arasındaki benzerlikleri yeni kuşak bilmeyebilir, ama araştırırsa kolayca öğrenebilir. 

Rol çalanların postunu delmek ancak ileri atılım yaparak mümkün!

Yeni bir zaman dilimine eski çelişkilerle girildiğinin en somut kanıtı Reina’da meydana gelen saldırı ve sonrasında yapılan açıklamalar oldu. Saldırının üzerinden saatler geçmeden bilindik sorumlular(!) açıklandı: PKK, DAEŞ, PYD-YPG... Kokteyl örgüt kavramı artık her durumda, acil kurtuluş olarak devrede.

Tutsak Partizan Serda Göçer, Hasan Karakoç’u yazdı: “Bayrak yarışı bizimkisi...”

Güneş inzivaya çekilirken, yerini karanlığa bıraktı. Gün bitimi, yerine yarını bırakacağının habercisiyken, günün son işi olarak yastığa kafamı koymadan, zindan duvarına kimsenin görmediği sadece benim görebildiğim günün bitiminin ifadesi çentiği attım. Ve her gün yaptığım gibi bugün de bizden olanların/çalınanların hesabını tuttuğum listeye yenilerini ekledim.

Sevan Nisanyan'a özgürlük,Tutuklu gazetecilere özgürlük

2 Ocak 2014'den bu yana cezaevinde bulunan dilbilimci,yazar ve turizmci Sevan Nişanyan,ceza hukuku çiğnenerek,sadece savunmuş olduğu düşüncelerinden dolayı tutuklu bulunuyor.Soykırım tartışmalarında geleneksel türk tezlerini çürüten,aynı zamanda tarihçi kimliği ile tanıdığımız,siyasal islamın ipliğni pazara çıkaran,sözünü esirgemeden,bedeli her ne olursa olsun,ister ölüm,ister cezaevi çekinmeyen ve bu yüzden AKP hükümeti'nin linç kampanyaları ile karşılaşan Nişanyan en son tutuklanarak 16 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Bir Beden İki Ruh

Komünizmi sosyalist örgülerden başka bir yerde arama.
- Doğru nedir, doğrunun cevabını kimbiliyor, doğruyu nerede bulacağım ?
- Her şey ortada kalkacak.
- Bazı ajitasyon sözler vardır pratikle çeliştiğini hissedersiniz.
- Aslında çelişmez. Her şey ortada kalkacak derken anlamsızlaştığını ( gereksizleştiğini ) ifade edersiniz.
- Anlamsızlaşmada ihtiyacı ortada kaldırdığı anlamına gelmez.

Kimse komünistleri suçlamasın

Komünizm, teorik ve pratik olarak burjuvazi için tehlikeli olmaya başladığından bu yana, burjuvazinin en büyük düşmanı komünistler olmuştur. Çünkü, burjuvazinin bütün çürümüşlüğünü, kokuşmuşluğunu ve büyük bir haksızlık üzerinde kendini var ettiğini ortaya koyan komünistlerdir.

Komünistler, sadece teorik-siyasi olarak burjuvaziye karşı olmakla kalmamış, pratik olarak da burjuvazinin karşısında yer alarak, onu yıkma ve yeni bir toplumsal sistem inşa etme başarısını göstermişlerdir. 17 Ekim 1917 Rus Devrimi bunun en gerçekçi örneklerinden biridir.

Sayfalar