3 Ağustos 2014 Ezidi Soykırımı! -Dursun Ali Küçük

Bu kaçıncı uygulanan soykırım fermanı?
Sömürgeci devletler ve İslam ne çok kırdı Ezidileri..
O kadar kırıldı ki, bu gün Ezidilerin çoğu Kürdistan'ın dışında sürgün..
Ezidi Kürt Aydını Kerem Ankusi: "atalarımız inançlarını bırakmadıkları için Kürdistan dan çıkarıldılar ve buralara kadar geldik". diyordu.
Ülkemizden soykırım ve sürgün ile kovulmakla da yok olmayla yüzyüzeyiz diyordu...
Biliyormusunuz; Şengal ve Ezdihan Kürdistan'a bağlanmalıdır. ve En çok da BM denetiminde Kürdistan'a bağlı Ezdixan olamalıdır.
Özerk olsunlar, biraz kendi başlarına yaşasınlar...
Kürdistan partileri yapabiliyorlarsa sadece güvenlikleri konusunda en çok yardımcı olsunlar...
şengal ve Ezdixan yaşamalıdır. Özgür olmalıdır..
Sunni İslam ve Şii İslam Ezidiler için aynıdır, hiç farketmiyor...
Kürdistan Parlamentosu bugün gerçekleştirdiği olağanüstü oturumda karar alarak, 3 Ağustos’u “Ezidi Soykırım Günü” olarak ilan etti.
Evet 3 Ağustos Ezidi soykırım günü olsun..
Buna ortak imzamızı basalım...
Bunu BM ve uluslarası kuruluşlara taşıyalım..
3 Ağustos bütün ezidi soykırım ve fermanlarının soykırım günü olsun...
Ezidi Kürt halkımızda bu konuda ortaklaşa sağlayarak özellikle bu konuyu işleyebilir.
Kürdistan'a bağlı olsun. Ezidilerde Kürttür. İnançları ayrıdır.
Ama sömürgeci devletler yanında İslam ve müslüman topluluklarda Ezidi soykırımlarında rol oynamışlardır. Buna Kürt Müslümanları da dahildir.
Kürdistan Parlamentosu aynı zamanda bir müslüman topluluğun çoğunluğunu temsil eden olarak, Müslüman topluluk adına Ezidilerden özür dilemeliydi.
Bu özürü dilerse Kürtler içinde bir çığır açardı. Doğru yapardı.
*Bu gün üzerinde neden duralım:
Çünkü Ezidi soykırımını her devlet ve ülke tarafından kabulü yönünde çalışırsak, Ezidilere Ezdixan-Şangal de alan açacağız. Bunun siyaset ve diplomasi atağını karalıca yürütmenin sayılmayacak kadar yararı vardır...
Ezilileri çekişmelerin dışına çıkaralım..
Yazık ve günahtır..
Ayıptır.
Özellikle Kürt partileri Ezidiler üzerinde kendi çatışmalarını ve kavgalarını yürütmemelidir..
Yapabiliyorsak hep zülme uğrayan ve Kürdistan'da bile dışlanan bu topluluğa ve Kürtlerimize sahip çıkmalıyız..
Ezidi soykırımları ve fermanları Kürtlük yanında özellikle ve birinci derecede Ezidi oldukları için uygulandı.
Hani Kürtdüz, onlarda Kürtçe konuşuyor, ne fakeder, hepimiz eziliyoruz deyip yuvarlama yapmak doğru olmaz.
Bu tavır, soyasl-şöven ve ümmetçi ezen ulus mensuplarının bize gösterdiği tavırdır.
Bizde kendi içimizde aynısını Ezidilere uygulayamayız..
Sadece sömürgeci devlet ve onların İŞİD gibi piyonları değil, bütün İslamı savunanlarda ve hatta Kürt müslümanları da Ezidilerden özür dilemelidir.
Bizlerinde kaç kez Ezidilere özür borcumuz var..
Bizde kendi tarimizde Ezidilik ve bu inanca uygulanan soykırım ve fermanlardaki ortaklığımızı görmeliyiz.
*İslam ne renkten olursa olsun ve hele siyasi İslam Ezidi soykırımcılarının baş argümanıdır ve mimarıdır.
İŞİD in Ezidilere yaptığını TC Kürdistan'da Dersim, Amed, Xarpet, Çolik, geli izlan vb vb yerlerde yaptı..
Türklerin cumhuriyetin kuruluşu ile Kürdistan ve Kürtler üzerindeki uyguladıkları hiçte İŞİD'in yaptıklarından geri değildir.
Son Ezidi soykırımı içinde saydıklarımız olmakla birlikte İŞİD Bağdat üzerine yürüyordu.
Yönlerini Kürdistan'a ve Şengal'e çevirdiler.
BU işin baş mimarlarından biri TC'dir..
Ezidilere uyguladığını İŞİD eliyle KObani vb Kürt kentlerine uygulatmak istedi.
Bu plan tutmadı..
Kobani direnişi ve Kürtlerin birliği ve Koalisyonun desteğiyle bu plan suya düştü.
Hala da TC fırsat eline geçerse Rojava politikası orayı tamemen soykırm ve yok etmek ve daha çok da sürmek, kovmak üzerine kuruludur..
Ezidi fermanları...
Ezidi soykırımları...
Kınamak ne çare...
Bu işe bir çözüm bulmak için çalışmalıyız..
Ezdixan ve şengal'e BM denetiminde ve uluslararası güvenlik eşliğinde Kürdistan güvenliğini sağlarsa özgürleşebilirler...
Bu inanç topluluğunu koruyalım ve yaşatalım...
hani kantonları çok seviyoruz ya..
Ezdixan-Şengal'de Kürdistan'a bağlı bir kanton olsun..
İsviçre türü bir kanton..
Gerçi İsviçre kantonları etnik kimliklere ve dillere dayanıyor..
Ezidiler Kürtçe konuşuyor, etnik kimliği farklı değil ama inanç kimliği farklıdır..
Daha doğrusu Ezidilerin Vatikan'ı olsun Ezdixan ve Şengal..
Son Haberler
Sayfalar

AKP’nin Eğitim Sistemi: Milliyetçi, Maneviyatçı Ve Piyasacı…[*]
“Bilginin iktidarla ilişkisi
sadece uşaklıkla değil,
hakikâtle de ilgilidir.”[1]

Sürdürülemez Kapitalist Krizin Topoğrafyası[1]
Krizin içindeyiz.
Krizle sarsılıp, savruluyoruz.
Her gün, her an krizin “sonuçları”ndan etkileniyoruz.
Vs., vd’leri…
Bunlar böyleyken; hâlâ krizi “tartışıp”, “konuşuyoruz”.
“Hâlâ” dememek için sürdürülemez kapitalist krizin topoğrafyasını çıkarmak gerekiyor.

Neo-Liberal Türkiye'de Muhafazakârlaşma/ Düşkünleşme Diyaletiği[*]
“Yükselen her şey düşecektir.”[1]
Bir ‘Millî Gazete’ yazarı, Türkiye’de son yıllarda fuhuş,[2] uyuşturucu kullanımı, cinayet, gasp ve tecavüz gibi olayların hızla arttığına, içki kullanım yaşının 11’e düştüğüne,[3] boşanmaların arttığına,[4] kadınlara yönelik şiddetin yoğunlaştığına[5] vb. işaret edip soruyor: “Bu nasıl ‘Muhafazakârlık’?”

Alevilerin cennette zaten işi yok
TRT’de yayınlanan Açı programında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner’in Şiilik ve Şiilerle ilgili söylediği bir söz günlerdir sosyal medyada “Aleviler cennete gidemez” şeklinde yer alıyor ve kendisine ‘Aleviyim – Kızılbaşım’ diyen kimi basın yayın organları, kişi ve kurum temsilcilerince de Alevilere yapılan bir hakaret olarak algılanıyor ve kamu oyuna da öyle yansıtılıyor.

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER
Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları
BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri
“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks
İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN
“Son kötü günleri yaşıyoruz belki
İlk güzel günleri de yaşarız belki
Kekre bir şey var bu havada
Geçmişle gelecek arasında
Acıyla sevinç arasında
Öfkeyle bağış arasında//
Biz kırıldık daha da kırılırız/
Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]
“ben hiç başlamamış bir dündeyim.
yağmur yağacak...
hiç başlamamış bir yarın çok var.
hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]
Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.
Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.