Çarşamba Nisan 2, 2025

Emperyalist savaşa karşı halkların aktif direnişi için ileri

Emperyalist savaşa karşı barış daha güçlüdür. Çünkü dünya işçi sınıfı ve ezilen halklar barıştan yanadır. Savaş isteyen ve savaş çıkaran ise bir avuç emperyalist tekeller ve onların emperyalist devletleridir.

Rus emperyalistlerinin Ukrayna’ya işgal amaçlı askeri saldırıları, peşinden nükler tehditler, başta, baş savaş kışkırtıcısı ABD olmak üzere Batılı emperyalistlerin ve bunların savaş örgütü NATO’nun savaşı körükleyen çabaları, aşırı silahlanmaları, dünya halkaları için büyük bir yıkımın hazırlığının göstergeleridir.

Savaş, Rusya-Ukrayna arasında değil, esas olarak ABD-AB ile Rus ve daha genelde ise Çin emperyalizmi arasında süren bir savaştır. Bu nedenle de, süreç daha büyük bir emperyalist savaşa doğru hızla evrilmektedir. Daha şimdiden ekonomiler, savaş ekonomisine dönüştürülmeye başlandı ve Alman emperyalizmi, ordusunu daha fazla silahlandırmak için 100 (yüz) milyar avroluk fon ayırdı. Bunu diğer AB ülkeleri izleyecektir.

Emperyalist savşata sadece ve sadece halklar ölür. Savaşı çıkaran taraf, yani emperyalist tekeller ve onların devleti ise; ölen, yoksullaşan ve tüm acılara maruz bırakılan halkların kanı üzerinden karlarına kar katarlar. Sermayelerini daha da büyütürler. Silah ve finans tekeleri doymaz bilmez bir şekilde savaşı körükler.

Emperyalist tekeller, kendi aralarındaki pazar çıkarlarını, bütün işçi ve emekçilerin “çıkarı” olarak göstermeye ve kanlı savaşlarının aktif birer taraftarı ve savaşçısı olarak savaş sahasına sürerler ve bunu “ulusun birliği” adı altında propaganda yaparak gerçekleştirmeye çalışırlar.

Bugün dünyanın her yanında, işçiler ve emekçiler; “SAVAŞA HAYIR”  sloganlarıyla soklara çıkmış ve çıkmaya devam etmektedirler. Bunu daha da büyütmeliyiz. Emperyalist savaşa karşı barış cephesinin büyümesi, savaş yanlısı emperyalist cepheyi küçültecek ve zayıflatacaktır.

Bütün bu nedenlerden dolayı, emperyalist savaşa karşı en aktif direnişe geçmeliyiz. Emperyalistlerin savaşını durduracak yegane güç; dünya işçi sınıfı ve ezilen halkların birleşik gücüdür. Halkın aktif direnişidir. Barışı açıktan savunmaktır. Çünkü, emperyalist savaşa karşı, öncelikle barşı savunmak, doğayı ve tüm canlıları korumak için yaşamsal öneme sahiptir.

Ancak, şunu da bilmeliyiz ki; kapitalist-emperyalist sistem var oldukça savaşlar kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle, barışı savunurken, kapitalist-emperyalist sisteme karşı da mücadele etmeliyiz.

Kapitalist-emperyalist sistemin alternatifi sosyalizmdir. Sosyalizm, bütün dünya halklarının ve işçi sınıfının barış içinde yaşayacağı bir toplumsal sistemdir. Kapitalist-emperyalist sistemi yıkmadan barışı yeryüzüne hakim kılmanın yolu yoktur.

 Bu nedenle, acilen, sosyalizm ve barış için sokaklara çıkmalı ve aktif direnişe geçmeliyiz.

Rus Emperyalizmi Derhal Ukranya’da Bütün Askeri Güçlerini Çekmeli!

NATO Derhal Dağıtılmalı!

Bütün Nükler, Kimyasal ve Büyük Konvensiyonel Silahlar Derhal İmha Edilmelidir!

Yabancı Ülkelerde Bulunan Bütün Askeri Üsler Derhal Kaldırılmalı!

Emperyalist Savaşa Karşı İnadına Barış!

Savaşların Kaynağı Kapitalist Sisteme Karşı İnadına Sosyalizm!

5479

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Yusuf Köse

İşaretlesiniz de Fişleseniz de Biz Aleviyiz!

İktidarın asimilasyon politikaları her yeni günde, bir  önceki günü aratır şekilde ve değişik yöntemlerle, değişik rollere soyundurulmuş Hızır Paşalar ve piyonlarla devam ediyor..

Ben İstanbul Surlarinin Dibinde Şehit Düsecegim

           Türkiye Devrimci Hareketi 1980'li yıllarda tartıştığı konuların başında Kürt Sorunu ile SSCB'nin  halen sosyalist mi ?, emperyalist mi ? diye üzerinde şiddetli tartışmaların  yürütüldüğü bir süreçten  geçerek bugünlere geldi.

“ ‘Neo’su ve ‘sol’u ile liberaller nedir, neye yarar?”

“Düşmanlarımızın en güçlüsü içinizdedir.”[1]

 

“… ‘Neo’su ve ‘sol’u ile liberaller nedir, neye yarar?” sorusunun yanıtı; onların “6N 1K”sına dair tahlili “olmazsa olmaz” kılar.

“5N 1K değil miydi?” denecek olursa…  Hayır, sadece “Ne?”, “Ne zaman?”, “Nerede?”, “Nasıl?”, “Neden?”, “Kim?” sorularıyla yetinemeyiz; bunlara “6N”yi yani “Nereden?” sorusunu da eklemeliyiz…

Konuya bu kadar geniş perspektifte eğilme ihtiyacı, liberallerin “önem”inden değil, onların manipülasyon güçlerini teşhir etmenin ve okuyucuya saygının gereği.

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Olgularla gençlik ve gelecek(sizlik)[1]

 

“Gençliğe, yaşlılıktan çok hürmet etmeliyiz.”[2]

Søren Kiergegaard’ın, “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönük anlarız,” uyarısının altını çizerek ekleyelim: “Gençlik ve Gelecek(sizlik)” meselesi, sürdürülemez kapitalizm koşullarında çürümenin diyalektiğinden bağışık ele alınamaz.

“Çürümenin Diyalektiği”ne gelince onu da Hilmi Yavuz’un, ‘Yara Şiirleri’ndeki dizelerinden şöyle aktarabiliriz:

“her şey akıyor

her şey akıyor, panta rei ve irin

akıyor kalbimize, senin ve benim;

yazdıkları taş levha üstüne, kirle

Mücadele boyu bir yasam : Schafik Jorge Handal [*]

“Hayır, hiç yenilmedik, çekildik yalnız Ve şimdi olduğumuz yerde Ve ayaktayız Diyorlar ki elbette doğru Kim katılmak istemez onlara.”[1]

Kentin merkezindeki küçücük meydanda kurulan derme çatma kürsüden, çevresinden kendisine laf atanlara, soru soranlara söz yetiştirirken, esprileriyle çevresindekileri kahkahalara boğarken, ona “gerilla komutanı” demeye bin şahit isterdi. Ama öyleydi işte…

Şefik Handal… Ya da El Salvador’daki adıyla Schafik Jorge Handal… 

Haklarını Tavizsiz Savunan Dirençle Karşılaştığımda - 2

 

Elimdeki egemenliği son kırıntısına kadar korumak, sürdürmek isteğini arzusunu daha da hırsla taşımaktayım.

Şimdi bazı hemcinslerim beni eleştirecekler, yargılayacaklar, belki de bu ne saçmalama, yolunu şaşırmış ya da olamaz diyecekler. Varsın desinler. Çünkü gerçekler görülmedikçe, kavranmadıkça bu sorunlarımız daha da artarak devam edecektir. İktidara karşı savaş halindeyken kendi iç dünyamızdaki benzer iktidar zaafını farkında olarak ya da olmayarak süregelen tutsaklık devam edecektir.

Yine ve yeniden geldik; BURADAYIZ![1]

“Durgunsa ya da suskunsa insan,

mutlak bir nedeni vardır.

Suskunluğa aldanma,

herşeyin bir zamanı var!”[2]

 

Zorbalığın zulmüyle insan(lar)ın yıldırılmaya, sömürülmeye çalışıldığı her yerde teslim alınamayanlar, diz çökmeyenler, başkaldıranlar hep vardı, var oldu, var olacaktır…

Ayakta alkışlanmayı hak eden Gezi/ Kızılay/ Gündoğdu (vd’leri) gerçeği bunu kanıtladı…

SÖYLEŞİ: Okuryazarlik üzerine[1]

“Bir yazarı okumak, yalnızca

neler söylediğini öğrenmek değildir;

onunla birlikte yollara düşmek,

onun eşliğinde yolculuğa çıkmaktır.”[2]

 

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-2



Yel Degirmenlerine Karsi Savasa Katil; Akima kapilma:Atomu Parcalayacagiz-2

DHF Cevresindeki arkadaslarin 'Cok Partili Sosyalizm' tartismalarina bir katki olarak yayinladigimiz makaleminizin ikinci kismini yayinliyoruz 

Bir kez daha, “Terör” mü?[1]

“Dünyayı fethetmek zorunda değiliz. Bize onu baştan yaratmak yeter.”[2]

Sayfalar