Cuma Nisan 18, 2025

Fransa TKP-ML Taraftarları:TKP-ML’nin 49. Kuruluş Yılını Selamlıyoruz!

TKP-ML’nin kuruluşunun 49. yılındayız. Bugün, çeşitli milliyetlerden Türkiye işçi sınıfının gerçek öncüsüne kavuşmasının 49. yılını kutluyoruz.

Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist (TKP-ML) İbrahim Kaypakkaya’nın teorik ve pratik önderliğinde 24 Nisan 1972 tarihinde kuruldu.

Çeşitli milliyetlerden işçi sınıfının öncü örgütü olarak tarih sahnesine çıkan TKP-ML, Marksist-Leninist-Maoist ideolojiyi varlık ilkesi olarak kabul etmiştir. Kurulduğu dönemde egemen olan modern revizyonist, sosyal şovenist küçük burjuva akımlara karşı mücadele içinde ideolojik, politik ve örgütsel olarak şekillenmiş ve netleşmiştir. Bugün de bu anti-MLM akımlara karşı aynı kararlılıkla mücadele sürdürmektedir.

TKP-ML, burjuvaziye karşı devrim savaşında, her türlü pasifist ve sınıf uzlaşmacı anlayışa karşı çıkarak, proletaryanın militan mücadele biçimini sahiplenerek pratikte bunu hayata geçirdi. Lenin ve Stalin önderliğindeki Bolşevik Parti’yi, Mao Zedung önderliğindeki ÇKP’yi örnek alarak küçük burjuva akımlara karşı uzlaşmaz bir mücadele verdi. TKP-ML’nin en önemli özelliği, Marksizm’i bir dogma değil eylem kılavuzu olarak ele almasıdır. Kaypakkaya’nın önemle vurguladığı gibi “bayatı atıp tazeyi” alarak, bunu teori ve pratiğine aktarmasıdır. Partimiz TKP-ML, Demokratik Halk İktidarı kurma ve oradan sosyalizm ve komünizme kadar ilerleme amacıyla hareket eder. Bunun için, başta çeşitli milliyetlerden Türkiye işçi sınıfı olmak üzere tüm ezilenleri devrim mücadelesi saflarında örgütlemeyi önüne hedef olarak koymuştur.

Ülkemizde başta Kürt ulusu olmak üzere tüm ezilen ulusların Özgürce Ayrılma Hakkı’nı kayıtsız şartsız savunur. Ezilen ulus ve milliyetler üzerindeki ulusal baskının kaldırılmasını savunur ve destekler. Tüm farklı uluslardan işçi ve emekçilerin, burjuvaziye karşı birlikte örgütlenmesini ve savaşmasını savunur.

TKP-ML, kadınlara yönelik ayrımcılık başta olmak üzere her türlü ataerkil ve sömürücü baskıya karşı mücadele eder.

Bütün işçi sınıfı ve emekçilere çağrımız: MLM silahını kendine rehber edinen TKP-ML saflarında; emperyalizme, kapitalizme, faşizme, cinsiyet ayrımcılığına ve her türden gericiliğe karşı, Demokratik Halk Devriminin zaferi için örgütlenelim, birleşelim ve savaşalım!

Şan olsun TKP-ML’ye!

Bütün Ülkelerin İşçileri ve Ezilen Halkları Birleşin!

Yaşasın Partimiz TKP-ML, Halk Ordumuz TİKKO, Kadın Örgütümüz KKB, Gençlik Örgütümüz TMLGB!

Yaşasın Halk Savaşı!

Fransa TKP-ML Taraftarları

4990

AKP’nin Eğitim Sistemi: Milliyetçi, Maneviyatçı Ve Piyasacı…[*]

 

“Bilginin iktidarla ilişkisi

sadece uşaklıkla değil,

hakikâtle de ilgilidir.”[1]

 

Sürdürülemez Kapitalist Krizin Topoğrafyası[1]

 

Krizin içindeyiz.

Krizle sarsılıp, savruluyoruz.

Her gün, her an krizin “sonuçları”ndan etkileniyoruz.

Vs., vd’leri…

Bunlar böyleyken; hâlâ krizi “tartışıp”, “konuşuyoruz”.

“Hâlâ” dememek için sürdürülemez kapitalist krizin topoğrafyasını çıkarmak gerekiyor.

Neo-Liberal Türkiye'de Muhafazakârlaşma/ Düşkünleşme Diyaletiği[*]

 

“Yükselen her şey düşecektir.”[1]

 

Bir ‘Millî Gazete’ yazarı, Türkiye’de son yıllarda fuhuş,[2] uyuşturucu kullanımı, cinayet, gasp ve tecavüz gibi olayların hızla arttığına, içki kullanım yaşının 11’e düştüğüne,[3] boşanmaların arttığına,[4] kadınlara yönelik şiddetin yoğunlaştığına[5] vb. işaret edip soruyor: “Bu nasıl ‘Muhafazakârlık’?”

Alevilerin cennette zaten işi yok

 

TRT’de yayınlanan Açı programında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner’in Şiilik ve Şiilerle ilgili söylediği bir söz günlerdir sosyal medyada “Aleviler cennete gidemez” şeklinde yer alıyor ve kendisine ‘Aleviyim – Kızılbaşım’  diyen kimi basın yayın organları, kişi ve kurum temsilcilerince de Alevilere yapılan bir hakaret olarak algılanıyor ve kamu oyuna da öyle yansıtılıyor.

 

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER

 

Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

 

Nepal Halkı'nın Kerenski'ye değil Lenin'e ihtiyacı var ve Nepal Devrimi'nin Sorunları

 

Giriş:

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

Sayfalar