Pazartesi Mart 3, 2025

Her yer çalkalanıyor!

Ardı arkası kesilmeyen doğal afetler, ardı arkası kesilmeyen savaşlardan kaçıp göç yollarında hayatını kaybedenler, ardı arkası kesilmeyen Türkiye topraklarına özgü 1 Mayıs saldırıları-tutuklamalar….

Ardı arkası kesilmeyen gerilla cenazelerini taşıyan eller, ardı arkası kesilmeyen Milletvekili Adayları’na dek uzanan tutuklamalar….

Bütün bu dünya döngüsü içerisinde; Avrupa’nın dört bir yanında organize edilen HDP ile Dayanışma Gecelerinin bir tanesi de, Almanya’nın Giessen şehrinde 3 Mayıs’ta gerçekleştirildi.

Her hafta düzenlenen, 17 kurum ve 100 kişilik bir Seçim Komisyonu’nun 5 kentte yürüttüğü çalışmaların ele alındığı, Avrupa Sürgünler Meclisi olarak da içinde yeraldığımız toplantılar; halkların ortak sesiyle ete-kemiğe büründü.

Ermeni-Süryani-Asuri-Ezidi-Alevi, Hapishaneler… Katliamları’nın, tarihe geçen isyanların-direnişlerin, Devrim Şehitleri’nin, çok sayıda hazırlanmış olan tarihsel panolarıyla; salona gelenlere “HOŞGELDİNİZ” denildi. Sadece Anadolu-Mezopotamya topraklarının değil, Alman Kurumlar’ın da bu ortak yürüyüşü desteklediği birçok stand açıldı.

ATİK Aktivistleri’ne yönelik tutuklama saldırısına karşı, yüzlerce insan çekinmeden dayanışmasını sundu; yüzlerce imza toplandı. Okuma-yazması olmayanlar hiç de az değildi!!!!!!

Bitlis Milletvekili Adayı Hüsamettin Zenderlioğlu’nun yanısıra; gerek toplu olarak tüm kurumların ortak açıklamaları, gerek belli kurumların tek tek açıklamaları, gerekse Giessen Belediye Başkanı’ndan-Parti temsilcilerine kadar konuşmalar sahnedeydi. Onlar için de bu bir ilkti!!! Ayrı ayrı etkinliklerde selamladıkları tüm kurumlar biraradaydı!!!

Tarihsel bir köprü sunumu niteliğinde olan Sinevizyon gösterimi sırasında yaklaşık 1000 kişilik salon doluydu. Bütün şehitleri, bütün eller ortak alkışlarıyla, zindanlardakileri özgürlüğün sembolü parmaklarıyla selamladılar! Yüzlerce el, bir koro misali aynı anda-anlaşmışçasına kendi müziğini üretti! Görülmeye-dinlenmeye değer bu anlar, unutulmayacak biçimde çocukların-gençlerin; yaşam yolculuğunun başında olanların zihinlerine yerleşti!!!

Selahattin Demirtaş’ın Tayyip Erdoğan’la birbirlerine verdikleri cevaplar gösterildiği sırada; bütün salon yeri geldi hep bir ağızdan yuh, yeri geldi hep bir ağızdan zılgıt çekti! Kürt, Ermeni, Ezidi, Süryani, Alevi….dini-dili-ulusu ne olursa olsun halklar; elele vermenin, bu tarihsel süreçte birlikte olabilmenin anlatılamaz coşkusunu yaşadılar. Bu hepimiz için gerçekten bir ilkti ve BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ!!!! Sayısı azımsanmayacak kadar çok olan genç ve çocuklar açısından bu deneyim adeta bir BAYRAMDI! Süryani Gençleri’nin neredeyse hiçbiri Türkçe bilmiyor. Kürt çocuklar da önce anadillerini, Kürtçe’yi öğreniyorlar! Aradaki tek ortak dil Almanca’ydı!

Gençlerin-çocukların gözleri; onları Avrupa sokaklarında gördüğümüz donukluklarından çok uzaktı. Çakmak çakmak ışıldıyordu. Bir tek yaz tatillerinden deneyim edindikleri kadarıyla; dillerinin-isimlerinin yasaklığının ürkütücülüğünü biliyorlardı! Burada PEGİDA karşıtı, ya da Bankalar’a karşı yürüyüşlerde; küçücük koşuşturmacalar, gaz bombaları bile ne dehşetti. Ya Anadolu-Mezopotamya toprakları!! Onların tertemiz-genç yürekleri oralarda olanların değişmesi için atıyordu, bunu birbirleriyle paylaşıp duruyorlardı. GÖZLERİ İNSANIN EN TEMİZ ÇAĞLARININ IŞIĞINDAYDI!

Nice umutları yarım kalmış, nice beklentileri sekteye uğramış, nice kayıp vermiş, Anadolu-Mezopotamya topraklarının “Darbeleri”ne yabancı olmayan bu Halklar; RÜYADA DEĞİLLERDİ! GÜNEŞE YOLCULUKTAN VAZGEÇİLMEYECEĞİ;  küçücük çocukların bile, ne için-nerede olduklarını bilmelerinden zaten hep belliydi.

ANADOLU-MEZOPOTAMYA HALKLARI, buluşmanın yasak olmadığı dünyanın birçok noktasında; UMUDA YOLCULUĞUN hiç bitirilemez olduğunu, 21. Yüzyıla yakışmayan tüm karanlıklara karşı HEM DE HEP BİRLİKTE göstermeye devam ediyorlar.

ONLAR BARAJI ÇOKTAN KIRDILAR ve AKIMA KARŞI BİRLİKTE YÜZMEYİ ÖĞRENMEYE BAŞLADILAR!

 

80029

Ganime Gûlmez

Ganime Gülmez sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Ganime Gûlmez

Katledilişinin 50. Yılı Vesilesiyle KAYPAKKAYA ve TKP-ML

Faşist T.C. Devleti tarafından, bundan 50 yıl önce bir komünist önder, aylarca süren işkenceli sorgular ardından hunharca katledildi. Buradan bir kez daha bu cinayeti kınıyor ve Türkiye-

K. Kürdistan devrimci hareketinin ender yetiştirdiği bu komünist önderi saygıyla anıyor ve ideallerine bağlı kalacağımızın sözünü yineliyorum.

Onun katli, “işkence sonucu ölüme sebebiyet verme” şeklinde olmayıp; bizzat devletin ilgili ve yetkili kurum ve kişilerince, “devletin ulvi çıkarları adına” karar altına alınan bilinçli ve iradi bir cinayettir.

Partizan’ımızı Özlüyor, Mücadelesini Örnek Alıyoruz | Hüseyin Şenol

Partizan’ımızın hayatını kaybetmesinin üzerinden tam iki yıl geçti… Dursun Çaktı’nın bize bıraktığı miras gibi; demokratik kitle örgütlenmesi anlayışının tüm alanlarda yerleşmesi olmazsa olmazımız olmalıdır…

İki yıl önce 25 Şubat’ta, daha 65 yaşında kaybettiğimiz Dursun Çaktı’yı, Partizan’ımızı özlemle anmaya devam ediyoruz ve sürekli anacağız.

Ölümün susturduğu yaşamlar (Nubar Ozanyan)

Yoksulluk, zulüm yetmiyormuş gibi depremin ve kışın beyaz zulmü de halkımızı ölüm karşısında çaresiz ve yalnız bıraktı. Devlet, yüz binlerce insanı canlı canlı toprağa gömdü. Kapitalizmin sermayesi yine halkın canı ve kanıyla yıkandı.

Depreme dayanıksız konutlar halkın mezar taşı oldu. Yoksulluk, kış, çaresizlik, ölüm ezilenleri üşütmeye devam ediyor. Kapitalist sistem, kendisiyle birlikte insanlığı hızla belirsiz bir yıkım ve sona doğru götürüyor. Her şeyi metalaştıran kapitalizm, yaşam gibi ölümü de metalaştırarak insanlığı çaresizliğe ve yıkıma doğru sürüklüyor.

Halk Düşmanı Faşist İktidar Yargılanmalıdır!

Deprem yerkürenin  doğal bir harektliliğinin sonucudur, insanlar için bir felaket haline gelmesi ise, toplumsal sistemin sınıfsal karakteriyle doğrudan ilgilidir. Bilim ve buna bağlı olarak teknolojinin gelişmediği zamanlarda insanların doğal felaketlerden daha büyük zarar görmesi doğaldı. İnsanlık doğanın hareketini öğrendikçe onunla uyumlu yaşamasınıda öğrendi.

2023 Seçimlerinde okun sivri ucunu neden hakim sınıf kliklerinden en gerici en faşist olanına yöneltmek zorundayız ?

Başta Emek ve Demokrasi Bloğu olmak üzere halk güçlerinin önemlice bir kesimi 2023 seçimlerinde Tayip Erdoğan ve AKP ve MHP dinci faşist iktidar blokunun önünün kesilmesini; günün isabetli siyasi taktiği olarak belirlemişken, ancak ne var ki bir kesim sol-sosyalist ve komünist güçler ise, bunun aksine; “bir faşisti indirip yerine bir başka faşistin gelmesi için oy kullanamayız” diyerek, cumhur başkanı seçiminde ‘boykot’ taktiğini, günün isabetli taktiği olarak ileri sürmekte.

Birazda Muziplik

1) Kadrolar sürekli birliktelik (mutluluğu dışarda arama) yarışına sürüklenir.

2) Yarışı beceremeyenler, geri kalanlar veyahutta ret edenler diskalifiye olur.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sizde bizi kandırmıyorsunuz değil mi...

Ah... devrimci demokrasiciğim... ah....

İnsanların ilişkilerini kınarken, kınadığı insanlarla bozulan arasını düzeltmeye gelenlere kınadığı ilişkilerle yakalanmak....

Ve yahutta....

Katledilişinin 50. Yıldönümünde İbrahim Kaypakkaya HESAPLAŞMA, KOPUŞ VE YENİ BİR YOL

Kafasında üstü yırtık ve yamalı kahve renkli bir kasket, sırtında yerli bir askeri parka, altında ceket, kazak… üst üste giyilmiş üç tane pantolon, ayağında bir çift beyaz yünden yapılmış ve köylerde elle örülen çorap ve onun üzerinde naylon çorap, bir çift 45 numara Çelik marka lastik ayakkabı”yla tutsak edildi.1 

Kavganın ve Mücadelenin Ozanı; Yetiş Yalnız…

İbrahim Kaypakkaya, ilgilenenler tarafından bugüne kadar birçok özelliği ile tanındı, bilindi. En yaygın bilinirliği‚ “ser verip sır vermemesidir” sanırız. Doğrudur, Kaypakkaya işkencede direndi. Onun düşmana karşı direnişi inadından veya acıya dayanıklı olmasından kaynaklanmıyordu elbette… Bunu nereden mi biliyoruz? Dönemin en azgın faşist uygulamaların yapıldığı Amed Zindanı’nda yapmış olduğu siyasi savunmadan. Kemalist faşist diktatörlüğe karşı, onun elinde tutsakken dahi örgütsel ilişkilerini deşifre etmeden, uğruna mücadele ettiği komünizm düşüncesini savunmasından biliyoruz.

“Ermenilerin hepsi ASALA olsun” (Nubar Ozanyan)

Yaklaşık 45 gündür Artsakh, vicdansız ve eşitsiz bir kuşatma altında. Artsakh halkı buz kesen soğukta direniyor. Dünya sağır ve suskun.

30. Ölümsüzlük Yılında MANUEL DEMİR/ՄԱՆՈՒԵԼ ՏԷՄԻՐ Yaşıyor! Partizanlar yaşıyor! (1)

Manuel Demir’i 30. ölümsüzlük yılında saygıyla anıyoruz. Bu vesileyle Ermeni Fedailer adıyla başlattıkları ve hayatlarını Ermeni halkının davasına adadıkları, bugün ise Partizan hareketine dönüşerek devam eden mücadelede sayısız Ermeni devrimciler Hrantlar, Hayrabetler, Armenaklar, Yalımyanlar, Ozanyanlar ve Manueller’i de anıyor ve aradan yüz yıl geçmiş olsa da bu mücadelenin devam edeceğini belirtiyoruz.

TKP-ML OPK Üyesi Ünal Orhan: Yeni Yılda Umudu ve Özgürlüğü Güçlendirmeliyiz, Güçlendireceğiz!”

Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist Ortadoğu Parti Komitesi (TKP-ML OPK) üyesi Ünal Oral ile yapılan röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Sayfalar