Karadeniz'in utanç tablosu;Ünye'nin soytarı çocukları:Tamer Çilingir
52 soytarı, üzerinde ilkokul önlükleri ellerinde bayraklarla Mustafa Kemal’in türbesini ziyaret etmişler 10 Kasım’da. Kendilerine ’’Ünye’nin Dünkü Çocukları’’ adını vermişler. Aralarında 40 ila 60 yaşlar arasında esnaf, emekli, siyasi parti temsilcileri ve öğretim üyelerinden kişiler bulunuyormuş. Grubun başkanı olduğunu söyleyen Ordu Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Görevlisi Ahmet Erkan Birben, beyaz yakalı önlüğü ve bayraklarıyla muhabirlere poz verirken, bağıra çağıra bir marş söylüyor aynı zamanda. Hani orijinal adı ’’Tre Trallande Jäntor’’ olan İsveç şarkısı, ama beyefendi ’’gençlik marşı’’ diye söylüyor.
(Gençlik Marşının orjinali https://www.youtube.com/watch?v=_JeTRCs8eX0 )
(Ünyenin Dünkü Çocuklarının hali https://www.youtube.com/watch?v=dmL1s80kkJM )
Muhabirlerin sorularına, unutulan kültürleri yeniden yaşatmak için ilkokul birinci sınıf çocuklarından itibaren özel günlerde etkinlikler gerçekleştirdiklerini, Mustafa Kemal’in manevi huzuruna da beyaz yakalı siyah önlükle çıkmak istediklerini söylüyor.
Grubun son dönemlerde örgütlediği diğer etkinlikler ise, 23 Nisan ve 19 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilmiş.
Unutulan kültürleri yaşatmak yalanı…
19 Mayıs’ın Ünye ve tüm Pontos için anlamı soykırımıdır, sürgünlerde açlıktan, susuzluktan ve soğuktan ölümdür. 19 Mayıs Ünye ve tüm Pontos’un kana bulanması demek olan, Rumların soykırıma uğratılmasıdır. Ünye, Pontos’un hem Osmanlı’ya hem de Mustafa Kemal ve çetelerinin saldırılarına karşı direnmiş önemli Rum yerleşim birimlerinden biridir. Ünye’nin her sokağında, her metrekaresinde Rum kadın ve çocuklarının kanı vardır. Ünye, tek taşı bile olmayan binlerce Rumun mezarıdır aynı zamanda. Soykırımcıların katliamlarına karşı örgütlenen Rum partizanlarının ailelerine, kardeşlerine, çocuklarına kıyıldığı yerdir Ünye.
’’Ünye’nin Dünkü Çocukları’’ adlı bu grubun ’’unutulan kültürleri yaşatmak için’’ yola çıktıklarını söylemesi kocaman bir yalandır. Onların yapmaya çalıştıkları unutulan kültürleri yaşatmak değil tam tersine yaşanmış bu zalimlikleri unutturmak, yeni kuşakları yalanlarla kandırmaktır. Bütün bu soytarılıklarının anlamı budur.
Gizli Boykot Komitesi özentileri…
Ünye, ırkçı ittihatçı ve Kemalistler için her dönem önemli olmuştur. Bundan tam yüz yıl önce; 13-14 Haziran 1914 gecesinde Ünye’de dağıtılan bir bildiriden sözetmek istiyorum. Bildirinin altındaki imza ’’ ’’Gizli Boykot Komitesi Şubesi’’dir. O gece Ünye’de Pazar yerindeki her yere ve meclis üyesi G.Thomaides’in ve Rum okulu müdürü G. Papamarkos’un evlerine yollanmıştır özellikle:
’’Rumlara dostça uyarımızdır. Siz Rumların Türkiye’de yaşamaya devam etmelerinin mümkün olmadığını biraz aklı olan herkes anlar. Bu inkar edilemez bir hakikattır.
(…)
Hayatta kalmak istiyorsanız, beklemeyin! Gidin! Samimi tavsiyemizi dinleyecek olursanız,
dostluk namına, yakın gelecekte sizi tuz gibi eritecek olan o ordu karşısında baş eğmek dışında başka çareniz olmadığını söylemek istiyoruz. ’’ (*)
Bu ‘’dostça’’ bildirinin ardından, 1923 yılına kadar bütün Karadeniz kana boyanmış, 353 bin Pontoslu Rum katledilmiş, 200 bine yakını da Mübadele Anlaşması adı altında sürgün edilmişti. Geride kalanlar ise asimilasyona uğratılmıştı.
’’Ünye’nin Dünkü Çocukları’’ ismiyle ortaya çıkan grubun bu 52 soytarısının, yüz yıllık tarih sahnesinde henüz hesaplaşılmamış, adaletin vuku bulmadığı soykırımı sürecinin mağdurlarının tarafında değil, açıkça katliamcıların tarafında yer tutmaları, Ünye ve Karadeniz açısından büyük bir utançtır.
Ünye ve Pontos’un diğer şehir ve kasabalarında her geçen gün, resmi tarihin kanlı geçmişine ilişkin gerçekler açığa çıkıyor tek tek. ‘’Vatan, millet, bayrak’’ söylemleri, ırkçı, şoven propagandalar artık eskisi gibi etkili olmuyor.
Karadeniz / Pontos kimliğini arıyor. Mezarından çıksa da Gizli Boykot Komiteleriniz, İttihatçı liderleriniz, türbesinde soytarılık yaptığınız Mustafa Kemal’iniz, Topal Osmanlarınız, Nurettin Paşalarınız, artık bunun önüne geçemeyeceksiniz. Resmi tarihinizin de, sahte cumhuriyetinizin de maskesi düştü artık.
(*) Resmi Belgelerle Avrupa Savaşından Önce Türkiyeli Rumlar Üzerindeki Zulüm, Alexander Papadopoulos, Pencere Yayınları, Ocak 2013, Sayfa 134
Son Haberler
Sayfalar
Farklılıkları ve Renkleri Tanımamak19. ve 20.Yüzyılın Siyaset Anlayışıdır-Dursun Ali Küçük
Yeni yıl vasıtasıyla Gürcistan cezaevinde tutsaklık koşullarında 2005 yılında yazdığım bu yazımı sizlere sunuyorum. Aynı zamanda kendi kendimle hesaplaştığım bir süreçti.
Bir Çatı Altında Toplanma - Hiciv -
Konumuz değil....
Başka zaman...
Yakında ...
Pek yakında ...
Çok yakın...
Çok çok yakın da....
Bir süredir bir çatı altında toplanma...
Çağrılarının yapılmadığını görüyorum.
Aslında bence bir çatı altında toplanma...
Çağrıları yapmanın tam zamanı.
Diyaletiğin dansı! H. GÜRER
“Diyaletiği anlamak,değişim/dönüşüm ve hareketin sürekliliğini,karşıtların birliğini ve çatışmasını anlamaktır!”
Bir savaş suçu:Roboskî katliamı
“Anlamak hatırlamaktan çok daha önemlidir,her ne kadar anlamak için hatırlamak gerekse de.”[1]
Hani Erdoğan’ın, “Oturuyorlar kalkıyorlar Roboskî diyorlar! Orası Roboskî değil, Uludere Ortasu! Ama onlar da kaçakçılık yapıyorlardı, karıştırmış olamaz mı?” dediği yerde; “Gökten insan ve katır parçaları yağıyordu” diye özetliyordu “O” vahşeti; devlet katliamından sağ kurtulan dört kişiden biri olan Servet…[2]
Yer Roboskî’ydi; toplu -taammüden!- cinayetle katledilenlerse Kürt’tü!
Koca bir yılı geride bırakırken
Koca bir yılı geride bırakırken etraf toz-duman,siyaset te şeytani politikalar at başı gidiyor.Her yerde guzel bir yıllı geride bıraktığınızda n söz edilmektedir.
Sevgi’nin Üvey Ninesi
Evdeki abileri ise, ısrarla evlenmesini, başlarından def etmekti emelleri, onlara sanki bir ağırlık gibiydi kadersiz, yufka yürekli, kaybettiği gözü yüreğinde büyümüşcesine, bir melek kadar iyi olduğu halde, başlık bile almayacaklardı, ‘’Yeter ki evden gitsin!’’ istiyorlardı.
KDP’nin amacı nedir?
Kürt ulusal birliğine en fazla ihtiyaç duyulduğu böylesi bir dönemde KDP’nin KCK Eşbaşkanı Sayın Cemil Bayık ve HDP Eşbaşkanı Sayın Selahattin Demirtaş’a yönelik açıklaması, talihsiz olmadan da ötedir. KDP’nin yaptığı ne Kürt birliğine ne de mantığa hizmet eden bir saçmalıktır. Öyle ki, delilere mal edilemeyecek olan bu açıklama iyiden iyiye hesap edilerek yapılmıştır.
Kapitalizmi yıkıp geleceğimizi kazanmalıyız
Yüzyıllardır insanlığın yaşamını gaspetmiş olan kapitalizm, ne barışı ne de refahı getirebildi.
Makinalaşma arttıkça üretim arttı, üretim artıkça, çalışanlar daha fazla yoksullaştı, mülksüzleştirilenler daha fazla işsiz kalmaya başladı. Kapitalizm, kan deryası içinde doğdu ve kendi süreti gibi bir dünya yarattı.
HDP Merkez Yönetimine Açık Mektup
Yüksekova halkının aşağıdaki feryadı olmasa ve diken üstünde tuttuğunuz milyonlarca insanın gözü ve kulağı size kilitlenmese bu açık mektubu yazmazdım. Bana hiddetleneceğinizi biliyorum. Yanlışlıklara sessiz kalmak ruhunu satmak ve böcekleşmektir. Bu sınıf insanlardan biri olmak istemediğim için, halkın etrafında ördüğünüz sessizlik duvarına seslenmek istedim.
Halkın Günlüğü’nün yolu: Demogoji, takıntı, idealizm ve revizyonizmde ısrar! Nürnberg Partizan
Halkın Günlüğü’nün 90. Sayısında Partizan Özel Sayı'sında MKP 3. Kongre'sine yönelik eleştirilere karşı “Dogmatizmde Israr Bismarc’ı Aratır” ve “Borsalar Meselesinde Anlamayan Ve Çarpıtan kim?” başlıklı birbirinin devamı olan iki yazı yayınlandı.
Faşizmden demokrasi dersleri ve aşılamayan korku! ÖZGÜR GELECEK
Devletin ve onun direksiyonundaki AKP’nin Kürt hareketiyle “barış ve müzakere” politikası “yeni evreye” girerken, buna paralel olarak zihniyet ve anlayışı bir türlü yeni evreye girememektedir.
Devlet bir yandan Abdullah Öcalan’ın hazırladığı müzakere taslağının olgunlaştırılmasına olanak sunup bunun üzerinden sürecin başlatılabileceği imajı yaratırken, diğer yandan ise Kürt hareketini atıllaştıracak ve mümkünse çürütmeye çalışacak ideolojik ve psikolojik saldırılar gerçekleştirmektedir.