Pazartesi Mart 31, 2025

Oyuna gelen savaşmak zorunda kaldı.[ismail cem özkan]

Rusya Ukrayna’yı işgal etti ve büyük bir zafiyet ile karşılaştı. Evdeki hesap savaş alanına uymadı ve haftalardır işgal ettiği toprak parçası dağın fare doğurması kadar, Rusya bir arpa boy yol alamadı...

Peki, bunda en büyük rol / sorun nedir?

Savaş bir örgütlenme modelidir. İyi örgüt olursanız savaşı yürütürsünüz...

Peki, örgütlenme ya da örgüt nedir?

Hep anlatılan saç ayakları vardır, genelde üç rakamlı ile başlar cümleye…

Para, istihbarat, lojistik…

Peki, Rusya üç saç ayak konusunda konuda ne kadar başarılı?

Rus istihbaratı, batı denilen emperyal devletlerin istihbaratı denetimi ve bilgi akışı içinde yer aldığını savaşa başlamadan elde ettiği istihbarat bilgilerin uydurulmuş olduğu gerçeği ile karşılaştı. Kısaca istihbarat bilgilerini batı istihbaratının verdiği bilgiler kadar olduğu gerçeği ile yüzleşti... Savaş, istihbarat yalanların döküldüğü, gerçeğin ortaya çıkması ile yol alır.

Rus ordusunun konvoy halindeki ordusu Kiev'e doğru yol alıyor, normal hızla gitmiş olsa bile çoktan Romanya’ya varmış olması gerekliydi... Konvoy bir çok sorun ile yüzleşti, düz ovada giderken almış olduğu istihbaratın yanlış olduğu gerçeği yanında askerini, silahları taşıyacak lojistik alt yapısının çok ağır ve hantal olduğu gerçeği ile yüzleşti...

Putin, askerlerini hafif silahlar ile hedef odaklı hareketini kolaylaştıracak alt yapısı olmadığı gerçeği ile sahadan verilen raporlar ile karşılaştı...

Suriye iç savaşında Rusya elindeki tüm bilgileri Amerikalılara kaptırdı… Ortak düşmana ortak hareket etme ve düşmana karşı kullanılan silahların aynı zamanda dost müttefiklerinde bilgilerini toplayacak kadar teknik alt yapıya sahip olduğunu geri teknoloji sahibi ülkenin bunu anlaması zordu.  Rusya teknolojik olarak geri kaldığını farkında bile değildi, çünkü konvansiyonel silahlar üzerine kafa yorarken, Amerika dünyanın değişik yerlerinde işgal kuvvetleri ile bir çok silahı denemiş ve geliştirmişti…

Amerika, Suriye savaşında Rusya’nın gerçek gücünü alanda test etmişti...

Türk uçakları ile vurulan bir Rus uçağının düşürülmesi ve pilotunun teslim alınması... Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesi olayı ve sonrası gelen tepkisi bir testin sonucuydu ve Rusların gerçek gücü ve Putin'in zayıf yönleri istihbarat tarafından tespit edilmişti. Ona benzer bir çok olay bulabilirsiniz…

Ve Putin batı tarafından iğnelenerek Ukrayna işgaline giden süreci başlatılmıştır...

Kışkırtılmıştır Putin ve o kışkırtılmaya yani kavgaya hazırlıksız yakalanmıştır...

Rusya’nın eski istihbaratı yoktur ve var olanlarda batının istihbaratı denetimi ve yönlendirmesi altında...

Saç ayağında üçüncü ayak olan para...

Amerika sıcak savaşa girmeden parasal olarak Rusya’yı kucağından aşağıya atmıyor, aksine kendi kucağından başka çıkış yolu olmadığını Putin’in burnunu sürte sürte kabul ettiriyor...

Rusların parası yok...

Para üretim demektir ki, kolay yoldan para kazanan ve zengin olan (göreceli) Rusya’nın çöküşü bir iki haftalık savaşta bile ortaya çıkmıştır...

Rusya sanayisi ve üretim ilişkileri açısından artık orta çağ görünümündedir...

Batı üretim, savaş kabiliyeti, istihbarat açısından Ruslardan çok ileride...

Omuzdan atılan füzeler ile Ruslara karşı hibrit savaşı veriyor batı emperyalizmi, basit, taşınabilir, tek kişilik ordu, diğer anlamda gerilla tarzı ile hareket eden hibrit savaşın öğeleri ile düzenli ordu kaybediyor... Bunu Arap Baharı, Afganistan, Suriye, Irak, Yemen’de… batı bilgi birikimi ve pratik sonuçlarını kaydetmiş ve orada gelişmelere çok uzaktan bakan Ruslar batının çok gerisinde kaldığını yaşayarak öğrendi...

Evet, batı için Ukrayna’da kazanma gibi bir öngörüsü yok, zaten gözden çıkarılmış ve sarı saçlı mavi gözlü mülteciler ile yetişmiş insan gücü ve beynini şu anda batı emperyalistlerin hizmetinde, üstelik çok ucuz olarak...

Ukrayna'da geliştirilen biyolojik ve kimyasal silahlar ve Çernobil deneyimi ile oluşan bir birikimin batının hizmetinde olduğunu söylemek abartılı olmasa gerek...

Ukrayna'da var olan Nazi örgütlenmesi tesadüfen ortaya çıkmış bir model değildir, sağa kayan batının hizmetinde olacaktır... Naziler toplumun dönüşümünde kullanılan sadece piyonlardır... Ukrayna değişiminde devlet olmayan devletin içinde verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmiştir... Üstelik Yahudilerin hakim olduğu bir bürokratik yapı içinde Yahudilerin onayını alarak geliştirilmiştir...

Putin, kendi ülkesinde geliştirdiği Nazilerin deneyiminden elbette haberi vardı ve devletin denetimi altındaydı, o Nazileri de Rusya üzerinden denetleyeceğini düşünüyor, komünistlere karşı girişilen katliamlarda kullanılmıştır... O Rus devleti için kullanılan Naziler Ukrayna’da Rus fobisi konusunda kullanılacağını sanırım önceden hesaplayamadı, çünkü ona öyle bir ortam sonuldu ki; savaş ağının içine düştüğü ama o düştüğünü anlayacak kadar öngörülü değildi. Çünkü, elinde kendi kanallarından gelen istihbarat bilgisi yoktu, var olanlar hepsi uydurulmuş bilgilerdi…

Sonuç, Ukrayna’da batı bir tuzak kurmuştur, orada kazanan batı emperyalistleri ve silah sanayisi olacaktır…

Kaybedeni zaten hepimiz görüyoruz...

İktidar kendisini çok güçlü gördüğü an, istihbarat bilgilerine "tek kendisi" sahip olduğu hissine kapıldığı andır... Para zaten devletten, lojistik devletten, bilgi de devletten olduğunda oluşturulan atmosferin içinde iktidar sadece bir piyon olur...

Putin Ukrayna’da kazanır ama savaş sonrası elinde hadım edilmiş bir Rusya kalacaktır... Batı emperyalist devletleri tarafından biçimlendirilmiş, onların isteklerine uygun bir Rusya yeni dünya düzeni içinde yerini alacaktır. “Oligark”ların elinde toplanmış olan kara para batı emperyalist devletlerin hizmetinde olacak ve batılı şirketler oligarkların artı değer olarak ürettiği ne varsa onlara el koyacaktır...

Devlet eli ile zengin olmuş mafya örgütlenmesi yerine ülkemizde olduğu gibi küresel şirketlerin şubesi ya da onlar için merdiven altı üretim yapan taşeron işletmeler olacaktır... Evet, dünya zenginler listesinde bireysel olarak Ruslar olacaktır, fakat o zenginlerin olması Rusya’nın küreselleşmiş kapitalist sistemin içinde sorun çıkarmayan, ona hizmet eden bir devlete dönüştüğüne şahitlik edeceğiz...

NATO, kara para olduğu sürece var olacaktır, onun varlık sebebi kara parayı kontrol etmek ve kendisine (sisteme) karşı oluşacak düşmanları oluşum halindeyken tam kontrol altına almaktır...

Bundan bize bir çok ders notları çıkmıştır ama kimse ders notlarına bakmayı düşünmüyor, savaşa girmeyen bizde ekonomik “tusinami” dalgası vurdu ve biz tusinamiden sonra elimizde ne kalacağını tartışıyoruz...

Devrimci siyaset yapanlar bu savaşı her boyutu ile kayda almalıdır, istihbarat, devletin veya başka devletlerin istihbarat bilgileri ile hareket ediliyorsa, 12 Eylül yenilgisinden daha ağır yenilgilere hazırlıklı olmak anlamına gelir...

Parasız, istihbaratsız, lojistik alt yapısı olmayan her hareket sadece birilerin oyununda piyon olur… Kahramanlık öyküleri çok olur, destanlaştırılmış anılar ortalıkta dolanır ama sonuç örgütsüz bireylerin hayal kırıklığından oluşan büyük bir çöplük yaratılır...

İsmail Cem Özkan

4758

AKP’nin Eğitim Sistemi: Milliyetçi, Maneviyatçı Ve Piyasacı…[*]

 

“Bilginin iktidarla ilişkisi

sadece uşaklıkla değil,

hakikâtle de ilgilidir.”[1]

 

Sürdürülemez Kapitalist Krizin Topoğrafyası[1]

 

Krizin içindeyiz.

Krizle sarsılıp, savruluyoruz.

Her gün, her an krizin “sonuçları”ndan etkileniyoruz.

Vs., vd’leri…

Bunlar böyleyken; hâlâ krizi “tartışıp”, “konuşuyoruz”.

“Hâlâ” dememek için sürdürülemez kapitalist krizin topoğrafyasını çıkarmak gerekiyor.

Neo-Liberal Türkiye'de Muhafazakârlaşma/ Düşkünleşme Diyaletiği[*]

 

“Yükselen her şey düşecektir.”[1]

 

Bir ‘Millî Gazete’ yazarı, Türkiye’de son yıllarda fuhuş,[2] uyuşturucu kullanımı, cinayet, gasp ve tecavüz gibi olayların hızla arttığına, içki kullanım yaşının 11’e düştüğüne,[3] boşanmaların arttığına,[4] kadınlara yönelik şiddetin yoğunlaştığına[5] vb. işaret edip soruyor: “Bu nasıl ‘Muhafazakârlık’?”

Alevilerin cennette zaten işi yok

 

TRT’de yayınlanan Açı programında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner’in Şiilik ve Şiilerle ilgili söylediği bir söz günlerdir sosyal medyada “Aleviler cennete gidemez” şeklinde yer alıyor ve kendisine ‘Aleviyim – Kızılbaşım’  diyen kimi basın yayın organları, kişi ve kurum temsilcilerince de Alevilere yapılan bir hakaret olarak algılanıyor ve kamu oyuna da öyle yansıtılıyor.

 

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER

 

Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

 

Nepal Halkı'nın Kerenski'ye değil Lenin'e ihtiyacı var ve Nepal Devrimi'nin Sorunları

 

Giriş:

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

Sayfalar