TKP-ML Enternasyonal Büro: Şan olsun Çin Devrimi'nin70. Yılına!

“Sınıf mücadelesi, asla sona ermiş değildir. Proletarya ile burjuvazi arasındaki sınıf mücadelesi, çeşitli siyasi güçler arasındaki sınıf mücadelesi, proletarya ile burjuvazi arasında ideolojik alandaki sınıf mücadelesi uzun ve zorlu olmaya devam edecek ve hatta zaman zaman çok keskinleşecektir. Proletarya dünyayı kendi dünya görüşüne göre değiştirmeye çalışmaktadır, burjuvazi de öyle yapmaktadır. Bu açıdan sosyalizmin mi, kapitalizmin mi kazanacağı sorunu henüz gerçekten çözülmemiştir.” (Mao Zedung, Halk İçindeki Çelişmelerin Doğru Ele Alınması Üzerine, 27 Şubat 1957, Cilt 5, s. 444-445)
Ekim Devrimi’nin etkisi Çin’e ulaştığında, Marksizm Leninizm, devrimci hareketle birleşti ve Çin proletaryası ve halkının öncü ve örgütlü müfrezesi olan Çin Komünist Partisi, 1921’de kuruldu. ÇKP kuruluşundan 28 yıl sonra yani 1 Ekim 1949 tarihinde Demokratik Halk Devrimi’nin zaferini ilan etti.
Çin’de kazanılan zafer, Marksizm-Leninizm’in “evrensel gerçeğinin” Çin Devrimi’nin “somut pratiği”yle başarıyla birleştirilmesinin ürünüydü. Çin Demokratik Halk Devrimi, Paris Komünü’yle başlayan Ekim Devrimi’yle somutlanan, “insanlığın sınıfsız, sömürüsüz ve sınırsız” yürüyüşünün bir halkası ve proleter sosyalist dünya devriminin bir bileşeniydi. Bu nedenle Çin Devrimi, proletaryanın ve ezilen halkların her şeyden önce de ezilen, sömürgeleştirilen doğu halklarının uyanışının hızlandırılmasında ve devrimci eyleminin mayalanmasında çok önemli bir rol oynadı.
Uluslararası Komünist Hareketin ve Çin Devrimi’nin deneyimlerini başarıyla sentezleyen Başkan Mao; Marksizm-Leninizm’i Marksizm-Leninizm-Maoizm aşamasına ulaştırarak, Marks ve Lenin döneminde çözümlenmesi mümkün olmayan sosyalizmden geriye dönüşler, sömürge, yarı-sömürge ve yarı-feodal ülkelerde devrimin yolu ve sosyalizme geçiş gibi temel konulara cevap oldu.
Başkan Mao; Lenin ve Stalin’in sömürge, yarı-sömürge ve yarı-feodal ülkelerde devrim ilkelerini, Çin Devrimi’nin özel gelişme çizgisine yalnızca “uygulamakla” yetinmedi, sınıf mücadelesinin yeni koşullarında, bu temele dayanarak bu ilkeleri yeni tezler ve fikirlerle “geliştirerek”, Çin Devrimi’ndeki sınıf mücadelesine ışık tutmasını sağladı.
Çin Devrimi’nin zafer kazanmasında belirleyici bir rol oynayan Başkan Mao aynı zamanda devrimin sürdürülmesinde de tarihsel bir rol oynadı. Büyük Proleter Kültür Devrimi, sosyalizm koşullarında devrimi sürdürmenin ve kapitalizmi geri getirmek isteyen “kapitalist yolcu”lara karşı durmanın, “yeni tipte devrim”lerin işaret fişeği oldu. Bu devrim Uluslararası Komünist Harekete “devrimi proletarya diktatörlüğü altında sürdürme teorisi”ni kazandırmanın yanında, “sosyalizmde yaşanan geriye dönüşler”in nedenlerinin anlaşılması ve açıklanmasına da hizmet etti.
Ne var ki Başkan Mao’nun önderliğinde Çinli komünistler “kapitalist yolcu”lara -revizyonistlere- karşı mücadelelerinde büyük değerler üretip, dersler çıkartsalar da kazanımlarını kurumsallaştırmaya fırsat bulamadılar. Mao’nun ölümünün hemen ardından iktidarı gasp eden Deng Siao Ping’in önderliğinde “kapitalist yolcu”lar, “Çin’e özgü sosyalizm” maskesiyle hayata geçirdikleri reform süreciyle birlikte, Çin’de kapitalist bir düzen inşa etmeye giriştiler. İktidarı ele geçiren revizyonistler Çin’de kapitalizmi inşa ettiler ve Çin’i “komünist maskeli” emperyalist bir devlet haline getirdiler. Başkan Mao önderliğinde gerçekleştirilen ve sürdürülen Çin Devrimi’nin işçi sınıfı ve halk yararına bütün kazanımları, son kırk yılda parça parça geriye alınmış durumdadır.
Çin Devrimi’nin 70. yıldönümünde Çin artık “sosyal emperyalist” bir ülke haline gelmiş ve başta ABD emperyalizmi olmak üzere emperyalist güçlerle rekabet içindedir. Başta emperyalist kapitalist sistemin mali krizi olmak üzere, emperyalist güçler arasındaki rekabet ve silahlanma yarışı tüm hızıyla sürmektedir. Emperyalist kapitalist sistemin doğrudan ürünü olarak, dünya çapında açlık, yoksulluk ve susuzluk çeken milyonlarca insan, doğanın ve çevrenin tahrip edilmesi, iklim değişikliği, yerel ve bölgesel savaşlar, mültecilik ve göç sorunu vb. bir dizi sorunla karşı karşıyadır. Emperyalizm ve kapitalizm, insanlığı felakete götürmektedir. Bu nedenle Çin Devrimi’nin gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesinde ilham kaynağı olan düşünceler ve gerekçeler günümüz koşullarında daha bir günceldir.
Emperyalist-kapitalist sistemin dünya çapındaki krizlerini ve içine düştüğü büyük çıkmazı, işçi sınıfının ve dünya halklarının kurtuluşuna taşıyacak olan, proletarya önderliğindeki devrimci savaşlardan başkası değildir. Bugün Başkan Mao’nun emperyalizmin kağıttan bir kaplan olduğuna ilişkin tezini bayraklaştırmak ve 70. yılında Çin Devrimi’nin açtığı yolda halk savaşlarını büyütmek çok daha önemli bir hal almıştır.
Şan Olsun 70. Yılında Çin Devrimi’ne!
Yaşasın Halk Savaşı!
Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
TKP-ML Enternasyonal Büro
Ekim 2019
Son Haberler
Sayfalar

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]
“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.
Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip
çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!
Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.
Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)
Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle
“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)
26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.
Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )
Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)
Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!
Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)
Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.
Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar
Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.
Neysee...
Nerede kalmıştık.
Maltepe'de bir mayıs.
Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.
Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.
Bu keşmekeşliğin içerisinde de..
Tip'çilerin gözleri hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)
Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi.