Topal Osman seven Yeşil de sever: Ali Duran Topuz
Topal Osman da seferberliğe çağrıldı. Seçim kampanyasına. Önce iktidar partisinden Nurettin Canikli, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirmek için andı bu milli servet değerinde olduğu anlaşılan ismi. Hiç altta kalır mı İmamoğlu, Topal Osman’a bağlılığını ilan ediverdi.
Tarihi bir figür bu Topal Osman, anlaşılan. Kapışılamayan bir figür.
Bu yazıda, doğduğum bölgede, Koçgiri’de Topal Osman figürünün hafızada nasıl yaşadığını anlatacağım. İzninizle, Kürtçe olacak işin içinde. Eski Başbakan, TBMM Başkanı, Ulaştırma Bakanı ve kendisini İstanbul Belediye Başkanı ilan eden Binali Yıldırım konuşuyorsa, Kürt olan ben niye konuşmayayım?
Hem “Kürdistan” demeyeceğim üstelik; malum Kürtçe konuşmak da Kürdistan demek de sadece iktidar mensuplarına hak, Kürtlere zinhar nahak. Kürtçe lazımsa devlet konuşur, Kürdistan lazımsa devlet var eder.
Değilse yok eder.
Neyse…
ŞARKILARDAKİ HAFIZA
Buyrun, bir Koçgiri halk şarkısı, tercümesi beraber:
Gaza Pulumurê bi çekem e
Giran giran çumi cem e
Min go de mala te bi şewitî Topal Osmanê xwînî
Li gencê d’me xist ji xelkê me ra vekir mahkeme
Pülümürün yaylası meşelidir
Ağır ağır gittim yanına
Dedim evin yansın kanlı Topal Osman
Gençlerimizi vurdu, halkımıza dava açtı/güttü
Dilo yêman keko yêman
Çiyan girt berf û duman
Me ra bişîn Şah ê Merdan
Dilo yêman keko yêman
Yüreğim aman kardeşim aman
Dağları aldı kar duman
Bize yolla Şah-ı Merdan
Yüreğim aman kardeşim aman
Yerî yerî aşîr yerî
Meftay di me me ra kirin e koza dêrî
Bûkê di teze kuştin
Girtin e zêrê d’sêrî
Yürü yürü aşiret yürü
Ölülerimizi bize ettiler kapı kilidi
Taze gelinleri öldürdüler
Aldılar alınlarındaki altınları
Dilo yêman keko yêman
Çiyan girt berf û duman
Me ra bişîn Şah ê Merdan
Dilo yêman keko yêman
Kopruyen binê Pulumurê dûdû sisê ne
Zava bûkê di teze kuştine
Zarê d’yek salî du salî li qucê ne
Min go de dava me bimînî mahşerê Hezretî Hûsên ê
Pülümürün köprüleri ikidir üçtür
Taze gelini damadı öldürmüşler
Kucaklarında bir iki yaşlarında çocuklar
Dedim davamız kalsın mahşere Hazreti Hüseyin’e
ŞARKIDA İKİ KRİTİK AN
İki yerin üstünde duracağım.
Biri, “Meftay di me, me ra kirin e koza dêrî.”
Ölülerimizi bize kapı kilidi yapmışlar. Ölüler nasıl kapı kilidi olur? Kilit, malum, açılmayı engelleyen düzenek. Ölüler, kapıların açılmasını engelliyor.
Ölülerle kapı kilitlenmiş.
Kürtçede (En azından Koçgiri Kürtçesinde) kapı “alınır”, kapıyı kapatmak, kapıyı “almak”tır. Kapatılan kapı, açılabilir elbette. “Kilit” ise, kapının bir daha açılmaması demektir. “Dêrî koz e” denildiğinde, kapı kilitlidir, denildiğinde, o kapı bir daha açılmaz. Ocak sönmüştür, Türkçesi.
Ölülerimizi kapımıza kilit yaptılar.
Kapımızı açılmaz hale getirdiler.
Ocağımızı söndürdüler.
Ocak söndürendir, Topal Osman.
***
İkinci üstünde duracağım yer:
Bûkê di teze kuştin
Girtin e zêrê d’sêrî
(Taze gelinleri öldürdüler)
(Aldılar alınlarındaki altınları)
Bu sinematografik imge, şarkıda adı geçen ünlü kıyıcı Topal Osman’a hâlâ süregiden sevgi ve saygıyı anlamaya yarayacak anahtarı içinde taşıyor: Topal Osman, Ermeni soykırımında faal rol oynamış bir Osmanlı subayı. Yine Pontus Rumlarının kıyım-kovulma sürecinde faal rol oynamış biri. Koçgiri’de görevlendirilmesi, Ermeni ve Rum kıyımlarındaki başarısına referansla yapılmış olmalı. Topal Osman adına heykel var, zaman zaman anılıyor, TRT’de adına yakılmış şarkılar çalınıyor. Bir “katil” olarak bizzat Mustafa Kemal’in izniyle, Mustafa Kemal’in de suçlandığı bir cinayette oynadığı rol yüzünden öldürülmüş olmasına rağmen, bir “mücrim” değil devlet nezdinde de (yoksa niye TRT çıksın şarkıları?) “toplum” nezdinde de: O şarkıları kim dinliyor?
ALTINLARA UZANAN ELİN GEÇMİŞİ
Biz şarkıdaki ana dönelim: Taze gelinler öldürülüyor ve alınlarındaki altınlar alınıyor. Kim alıyor o altınları? Topal Osman ile birlikte kim varsa o, onlar. Koçgiri küçük bir aşiret, mesela Pontus Rumlarına göre nüfusu çok az, Ermenilere göre çok çok az. Topal Osman ve beraberindekiler Pontus etnik temizliğinde ve Ermeni soykırımında o altınlardan almamışlar mıdır? Koçgiri’ye, oralarda geliştirdikleri zulüm teknikleriyle gelmemişler midir? Koçgiri şarkısı, sadece Koçgiri’de bir kere görülmüş bir hikâyeyi değil, o enstantanenin “alındaki altınlara” uzan elin geçmişini, tarihin de kaydediyor değil midir?
O altınlar, lanetli paydır. O altınların gittiği kursaklar, o altınların o kursaklara gitmesini onaylayanlar, Topal Osman ve beraberindekilerin ve diğer sayısız Topal Osmanların öyküsünü nasıl hatırlar ve hatırlatmak ister? Bir kahraman. Milli bir evlat. Bağlı kalınacak bir figür, sosyal demokrat bile olsanız… O altınların öyküsü, o kanlı servet transferi, bugün yaşadığımız felaketlerin, yanan ateşlerin yer altında oynaşan magma ateşi değil midir?
KANLI TOPAL OSMAN…
Birkaç Topal Osman’lı Koçgiri şarkısı daha var aklımda. Birinde,
“Topal Osmanê xwînî” deniliyor, “Gêncê di me avet çahalan.”
“Kanlı Topal Osman/Gençlerimizi attı çukurlara.”
Çukurlara atılan sadece gençler değildi elbette ama gençlere daha çok yanmak, bir söz imkanı varsa onu da gençler için kullanmak acılı toplumların sık görülen adetlerinden.
MÜTEGALLİBE HAFIZASI DA FAAL
Tekrar edelim: “Arşiv devletinse hafıza bizimdir.”
Arşiv devletindir, ister açar ister açmaz ister öyle sunar ister böyle sunar. Hafıza bizimdir, işte bu Koçgiri şarkısı bir hafıza şarkısıdır. Tarihi yazılmamışsa da, yazılmayacaksa da, hafıza buradadır.
Altını alan ellerin de bir hafızası var, bugünlerde iş başında gördüğümüz hafıza. Tarihi bir seçim var, 23 Haziran’da. Geçmiş, gelecek, doğru, yalan… hepsi, her şey seferber ediliyor seçim için. Seferberlik içinde Dersim de konuşuluyor, Pontus da, Topal Osman da imdada çağrılıyor, Mustafa Kemal de… Mütegallibe tarihi kendisini her an yeniden yazıyor. Altınları alınanlar konu dışı, altını alan eller birlikte yazıyor bu tarihi.
Topal Osman, yakın tarihin kanlı figürlerinden Yeşil’e benziyor bir yanıyla. Benzer “pis” görevlere koşulmuş devlet tarafından, ya da kendi koşmuş devlet de beğenmiş işlerini. Yeşil’in sonunu bilmiyoruz, Topal Osman’ın biliyoruz. Bugün Topal Osman’ı davet edenler, Yeşil’i de edebilir, bu akılla. Hiç altını alınanlarla altını alanlar birlikte yazabilir mi zaten herhangi bir tarihi?
NOTLAR
1)
Topal Osman hakkında internette bulunabilecek yakın tarihli ve derli toplu bir kaynak.
2)
Şarkıyı Koçgirinin değerli sanatçılarından Metin Öztem söylüyor, buyrun:
https://www.youtube.com/watch?time_continue=2&v=E2dE89ccjbw
Kaynak: Gazete Duvar.7 Haziran 2019
Son Haberler
Sayfalar
TC’nin çıkmaz Sokağı!
Tezkere, Kobanê “Çözüm Süreci”, IŞİD, Ortadoğu
(IŞ)İD’in Kobanê üzerinde geliştirdiği saldırı Kürt meselesindeki ve bölge içindeki dengeleri hemen “türbülansa” sokmayı başardı. Kürt ulusal hareketi Kürt meselesini doğal ve haklı olarak bölgesel gelişmelerin sadece bir parçası ve uzantısı olarak ele alıyor. TC’nin de meseleyi hem iç hem de dış sorun olarak ele aldığı, “çözüm süreci” denen gelişmenin en önemli itim güçlerinden birisinin de bölgesel gelişmeler ve TC’nin bölge politikası olduğu bilinmektedir.
(IŞ)İD Kürtlere Niye Saldırır?
(IŞ)İD, Ortadoğu’nun yeni fenomeni ve emperyalistlerin yeni umacısı. (IŞ)İD emperyalist gericiliğin kendini daha rahat gerçekleştirmesi ve politik yönelimine yeni olanaklar yaratması için arayıp da bulunmayacak bir umacı oldu. Her ne kadar emperyalist güçler ve Ortadoğu’nun gerici egemenleri için şu an kullanılacak bir umacı (heyula) olsa da, Kürtler, Şiiler, Hıristiyanlar ve tüm diğer farklı inanç ve milliyetler için bunun ötesinde en vahşi biçimlerle ölüm, kan, zulüm anlamına geliyor. (IŞ)İD girdiği her yeri insansızlaştıran, kurutan, çölleştiren bir politika izliyor.
Kanlı eserinizle övünebilirsiniz
Tarih şahittir ki, Kobani protestolarında ortaya çıkan kanlı tablo AKP(DEVLET), HDP ve HÜDAPAR'ın ortak eseridir. Bilindiği gibi HDP ve KCK'nin çağrısıyla sokağa çıkan kalabalığa ilk kurşun Muş Varto'da sıkıldı ve bir genç polis kurşunuyla can verdi. Sinirler zaten gergindi, gencin ölüm haberi büyük bir öfke patlamasına neden oldı. Düzenin çarpıklıklarına ve adaletsizliğine karşı isyan halinde olan gençler ve halkın arasına karışan maskeli provokatörler birçok şehirde polislerle çatıştılar.
Topunuz IŞİD'siniz.
Evet, siz IŞİD'ci ve yargısız infazcısınız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Gümüşhane'de milyonların gözünün içine baka baka, "Bingöl'de iki polisimizi şehit eden teröristler öldürüldü," dedi kükreyerek. Kürsü kahramanı Tayyip Erdoğan'ın sözünü ettiği kişiler karayolunda jandarmanın, "Dur,"ihtarına uymadıkları gerekçesiyle hedef gözetilerek öldürülen insanlardır.
İlk can yakıcı soru şudur: Öldürülen bu dört kişinin Bingöl saldırısına katıldıklarını nereden biliyorsunuz?
TC’nin imdadına koşmak bize mi kalmış? - Dursun Ali Küçük
Serhildanlari selamliyorum!
Kürdistan halkı ve herkes savaş içindedir ve savaş yürütüyor. Kürdistan Federasyonu ve Batı Kürdistan’da savaş çok çıplak yürütülüyor. İran ve Türkiye’de fiilen savaş hali var. İran sömürgeciliğine karşı silahlı mücadele veren grup ve gruplar çıkıyor ve başlattılar. Gerillayı geliştirmeleri olumludur. İran’da idamlar sürüyor ve legal anlamda hiçbir faaliyete izin vermiyor.
Kürtlerin son savaşı mı?
Türk devletinin desteğinde İŞİD’in Kobane’ye yoğun saldırısı ve yaşanan insanlık dramı nedeniyle Türkiye’de, başta PKK taraftarları olmak üzere tüm ilerici kamuoyunu ayağa kaldırması önemli bir gelişmeydi.
“Kobanê Direnişi İçin Yaşamı Durduralım!”
IŞİD saldırılarına karşı destansı bir şekilde sürdürülen Kobanê direnişi destan yazmaya devam ediyor. Bu direniş sürerken; Dünyada ve Türkiye'de bu direnişi sahiplenmek için sokağa çıkan halka, olanca gücüyle saldıran TC onlarca insanı katletmeye devam ediyor. T. Kürdistanı başta olmak üzere, devlet baskısına boyun eğmeden sokaklara dökülen halkın direnişi sürerken; daha önce de direnişi büyütme çağrısı yapan Partizan, tüm güçlerine seferberlik çağrısında bulundu.
Dünya Suriye’deki Devrimci Kürtleri Neden Görmezden Geliyor-David Graeber
Suriye Savaş Alanında demokratik bir deneyim IŞİD tarafından yok ediliyor. Dünya kamuoyunun bundan bihaber hâliyse tam anlamıyla skandal.
Kobani bize zafere odaklanmanın yolunu gösteriyor
Kürdistan'da ve Türkiye'de ok yaydan çıktı. Sözün bittiği, pratik eylemlerin başladığı an bu andır. Zafere odaklanmak için ölümüne direniş!
Aslında anlatılacak hem çok şey var, hem de o kadar anlatılıyor ve yazılıyor ki her şey karman çorman bilgi kirliliğinden tutalım da “Kobani’nin düşmesinden” veya “ha düştü düşecek “çığırtkanlıklarını görmekteyiz. Dün halefi Davutoğlu, bugün Antep’te selef Erdoğan savaş naraları atarak gizli saklı bir şey bırakmadı. Suriye’ye karşı savaşın kukla baş aktörü olduğunu kendi ağzıyla açıklayarak ispatlamış oldu.
Kobane; Geçit Yok, Geçit Yok! Volkan Yaraşır
Tarih ve devrim kaotik bir süreçtir. Atılım ve geri dönüşleri içinde taşır. Rojava Devrimi, Kürt Özgürlük hareketi kadar Mezopotamya ve Anadolu coğrafyasında sarsıcı etkiler yarattı. Ortadoğu’nun hegemonik güçler tarafından yeniden dizaynını engelleyen en önemli faktör olarak öne çıktı. Aslında Rojava pratiği yıkıcı etkilerini yeni gösteriyor. Bir nevi devrim, dalgasal ve dip sarsıntılarını dışavurmaya başladı.
Ölümüne seyirci kaldığınla barışamazsın: Ohannes Kılıçdağı
Zaten hep gergin olan ülkemiz ve bölgemiz bir kere daha ‘bıçak sırtında’. Bu sefer başrollerden biri, caniliği bu coğrafyaya bile (“Oryantalizm yapma” diyenler sıranın sonuna geçsin) fazla gelen IŞİD’e ait. Başrole yükselmesinde AKP idaresindeki Türkiye devletinin doğrudan desteği olup olmadığı tartışılıyor. Birçok iddia olmasına rağmen, hükümet ve onun savunucuları bunların hiçbirinin doğrudan desteğe dair somut delillere dayanmadığını söylüyorlar. Gerçektende söylenenlerin hiçbiri bu desteği tartışılmaz biçimde ispatlamaya yetmeyebilir.