Cumartesi Nisan 27, 2024

Davutoğlu’nun asimilasyon seferi—ergin doğru

kaypakkaya-partizan

Başbakan Davutoğlu’nun dersim ziyareti hükümet yandaşlarının yarattığı “acılım” beklentileri koca bir fiyaskoyla sonuçlandı. Medya tarafından günlerce işlenen ve yaratılan boş vaatler balonu Davutoğlu ziyareti ile patladı.

Öncelikle Davutoğlu ziyareti sırasında dersimde oluşan görüntünün kendisi yaklaşımın kendisinin ne olacağının göstergesiydi. Şehri adeta işgal eden polis görüntüsü devletin dersim algısının değişmediğinin en bariz göstergesiydi. Dersimlinin ziyareti protesto edebilme hakkı güvenlik konsepti ile yok edilmiş ve devletin halka yaklaşımının güvenlikçi yaklaşımın ötesine geçmeyeceği bir kez daha pratikte sınanmıştır.

Davutoğlu’nun kendi yandaşları ve polis koruması altında gerçekleştirdiği ziyaretin sonucunda dersim için yaratılan büyük açılımdan ise çıka çıka “Munzur üniversitesi” ve müzenin dışında bir şey çıkmadı.

Bu ziyaret ve konuşmalar sırasında yapılacağı vaat edilen adımlardan ziyade dikkat edilmesi gereken ne söylendiğidir. Başbakanın konuşmalarının özüne baktığımızda karşımıza çıkan tablo hükümetin ve devletin dersim açısından bilinçaltı kodlarının değişmediğinin göstermiştir.

Davutoğlu konuşmalarını ne kadar da yerel değerler ile örtmeye çalışsa da altında çıkan önemli gerçek Dersim inancı açısında devletin hala Türk İslam Alevi çizgisi anlayışını sürdürdüğüdür. Alevi İslam’ı” “zorunlu din derslerinin artırılacağı” ,”Ahmet Yesevi devamcılar” vb kavramlarının tümü Alevilik üzerindeki asimilasyon çalışmalarının devam edeceğinin göstergesidir.

Dersim inancını kabul etmek yerine kendine benzeştirmeye çalışmak, inanç önderleri içerisinde işbirlikçi bir kesim yaratma çabaları AKP iktidarının dersim asimilasyon çabalarını sürdüreceğini göstermektedir.

Davutoğlu’nun ziyareti sırasında içeresinde bulunduğu çelişkiler ise Dersimliyi aldatma çabasının ne kadar sırıttığını göstermekte dedir. Seyit Rıza’nın “seyit” olduğunu hatırlayan başbakan neden katledildiğini ve mezarının nerede olduğunu açıklama cesaretini gösterememiştir. Dersim soykırımının haksızlık olduğunu söylerken özür dileme erdemliliğini göstermemiştir. Bu soykırımın bir sonucu olan Dersim isminin iadesini dahi yalan propagandalara rağmen sağlamamıştır.

Bu ziyaretin trajikomik bir yönü de Cemevine yapılan ziyaretin kendisiydi. Cemevini  “cümbüşevi, kültür evi” olarak gören bir zihniyetin temsilcisi olan başbakan  Cemevinde ne işi olduğunu izah etmelidir. Başbakanın ziyaret ettiği Cemevinin hala yasal bir statüsü olamadığı ve Cemevinin bu iktidar tarafından inanç evi olarak görülmediği gerçeği bu ülkenin ayıbıdır.

Başbakan ziyareti sırasında yaptığı konuşmalarda Dersime, Dersimliye yapılan haksızlıkları sıralarken kendisinin başbakan olduğunu unutmuş bir şekilde konuşuyor. Dersime haksızlık yapıldığını düşünen başbakan bu haksızlığı neden gidermiyor sorusu aklı başında her insanın aklına gelen önemli bir sorudur.

Kısaca patlayan bir balon ve medya yalanının ötesine geçmeyen bu ziyaret ve benzeri ziyaretlerin Dersime merhem olmayacağı açıktır. Bizler açısından gerçek olan tek şey ise Dersim’in kendi tarihsel kökleri ve değerleri ile ayağa kalkacağı gerçeğidir. Dersimli açısından yapılması gereken birlik ve beraberliğini koruyarak özerk dersim kültürünü ve sistemini inşa etmesidir. Dersimlinin kurtuluşu

ancak kendi kültür ve değerleri buluşarak ,toplumsal dayanışmacı,komünal bir yaşamı kurması ile mümkündür. Yoksa egemen zihniyetlerin Dersim için vaat edeceği tek şey, yok etme zihniyetinin ötesine geçmeyeceği gerçeğidir.

1406

Son Haberler