Pazar Nisan 28, 2024

Daha Neyi Bekliyoruz?

Yazıya ülkedeki tüm demokrasi güçlerini, toplumsal dinamikleri, siyasal yapı ve  kurumları, dostlarımızı, canlarımızı, Zorunlu Din Dersine karşı başlatılan ve önemli bir hak alma mücadelesi olan “Oturma  Eylemleriyle” dayanışmaya davetle başlayayım..

Demokrasi mücadelesinde bazen bir çığlık, bazen sessiz bir duruş, ya da bir oturma eylemi,  Plaza De Mayo Anneleri ile Cumartesi Annelerinin Oturma Eylemlerinde olduğu gibi çığ misali büyüyerek tüm ülkeye, hatta başka ülke ve kıtalara da ulaşabiliyor.

Arjantin’de 77 yılında cunta tarafından evlatları, eşleri, babaları katledilen beyaz başörtülü Plaza De Mayo Annelerinin çığlıklarının, direnişlerinin birçok ülkeler, denizler ve okyanusu aşıp Galatasaray Meydanındaulaştığı gibi. Buenos Aires’in Mayıs Meydanında “Nunca mas” (bir daha asla) çığlığıyla başlayan o görkemli direniş, 1995 yılında Galatasaray Meydanına ulaştı ve önce “Kaybedenler Kaybedecek”, sonra da “Failler Belli, Kayıplar Nerede” çığlığıyla ülke gündemindeki yerini aldı ve bu Cumartesi 506. oturma eylemiyle devam edecek.

İşte tam da bu süreçte 11 haftadır bir başka oturma eylemi de başladı ve ülkenin çeşitli şehirlerinde sürdürülüyor. Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSAKD) İstanbul Şubeleri, Alevi çocukları için adeta işkenceye dönüşen, Alevilerle Aleviliğin asimilasyonu için 12 Eylül faşist darbesi sonrası ve özellikle de AKP iktidarınca sürdürülen eğitim politikalarına karşı “Zorunlu Din Dersine Hayır” ve “İmam da, Hatip de Olmak İstemiyoruz” şiarıyla süresiz oturma eylemi başlattık. Bu eylemlerinin amacı, bir asimilasyon aracı olan Zorunlu Din Derslerinin kaldırılması, tüm eğitim sisteminin giderek İmam Hatipleştirilmesi, 4+4+4 formülüyle de çocuk imam, çocuk gelin uygulaması ve eğitimin gericileştirilmesi projesine son verilmesi, eşit yurttaşlık taleplerimizin duyulması, karşılanması mücadelesidir.

Kadıköy Altıyol Boğa Heykelinde her hafta Pazar günleri saat 13:00-14:00 arasında 1 saat olarak gerçekleştirilmeye başlanan ve sonraki haftalarda Ankara, İzmir, Adana, Erzincan ve Malatya’da da sürdürülen oturma eylemleri Alevilerin ve Alevi çocuklarının çığlıkları olarak ülkeye yayılmaya başlandı. Ancak bu çığlığa güç katılması kaçınılmaz bir zorunluluk olarak orta yerde durmaktadır. 

Ülke medyası ve basını ki, büyük kısmı iktidarın işbirlikçisi ya da baskısı altındadır, bu “Oturma Eylem”lerine ya duyarsız davranıyor, ya görmezden geliyor ve haber yapmaktan, kamuoyunu bilgilendirmekten kaçınıyor. Biz, iktidarla işbirliği içinde olan, iktidarın borazanlığını yapan, iktidardan korkanların bu tavırlarını anlıyoruz.

Ama öte yanda demokrasi cephesinde olan, olduğunu iddia eden, düzene muhalif basın ve medya kuruluşlarının bu konudaki duyarsızlıkları ve ilgisizliklerini hiç anlamıyoruz ve anlamamız da mümkün değil. Hele konu ile birinci dereceden ilgisi olan, adında “Eğitim” sözcüğü olan, demokrasiden, eşitlikten, insan haklarından yana olan bir sendikanın bugüne kadar eğitim öğretimle, bu asimilasyoncu ve gerici din dersleri uygulamasıyla ilgili ne bir demeç, ne bir eylem gerçekleştirmemiş olması son derece üzücü, bir o kadar da şaşırtıcıdır.

Buradan özellikle Eğitim-Sen’e ve tüm dost kurumlara bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Ve diyoruz ki: gericiliğin ve şeriat özleminin tüm toplumu her gün biraz daha baskı altına almasına, eğitim-öğretimin, tüm sosyal yaşamı islami faşizme göre dizaynetmesine rağmen, daha neyi bekliyorsunuz? Konuşmanız, alanlara çıkmanız için daha neler olması gerekiyor? Bilmelsiniz ki, bu zehir sadece Alevi çocuklarını değil, herkesi zehirleyecek. Bunun farkına ne zaman varacak bu dostlarımız? 

Ülkedeki demokrasi güçleri ve dinamiklerinin, yani siyasi partilerin, siyasi örgütlenmelerin, sendikaların, meslek örgütlerinin, yöre derneklerinin ve bazı Alevi örgütlerinin de bu konuda duyarsızlıkları asla kabul edilemez. Bu dostların biran önce geleceğimizi ilgilendiren bu acil konuda duyarlılık göstereceklerini ümit ediyoruz

Bu dinamiklerin ve temsilcilerine anımsatmak isteriz ki, gerçek laiklik sorunu da, Zorunlu Din Dersleri de, Eğitimin gericileştirilmesi, çocukların imam ya da hatipleştirilmesi hiç bir şekilde sadece bir Alevilik ve sadece Alevilerin sorunu değildir.. 

Bu sorun demokratların, sosyal demokratların, devrimcilerin, sosyalistlerin, komünistlerin ve gerçek laiklikten, demokratik bir ülke hedefi olanların, adı “eğitim” ile anılan sendikaların, meslek örgütlerinin sorunudur. Bu sorun demokrasi isteyenlerin sorunudur..

Başladığım çağrı ile bitireyim.. Tüm demokrasi güçlerini, dostları, devrimci dayanışmaya, yanımıza davet ediyor ve kendisine  insanım diyen herkesi bir hak alma ve demokrasi mücadelesi olan Oturma Eylemlerimize bekliyoruz….

Erdal YILDIRIM

PSAKD Kadıköy Şube Yöneticisi

6 Aralık 2014, İstanbul

78529

Erdal Yıldırım

2012 yılı sonlarından itibaren sitemize yazılarıyla yeni bir soluk katan yazarımız genellikle Aleviler ve sorunları üzerine makaleler yazmaktadır.

erdalyildirim@kaypakkaya-partizan.net(hazırlanıyor)

Erdal Yıldırım

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Sayfalar