Pazar Mayıs 19, 2024

Durum iyidir !Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

15 Temmuz akşamı faşist klikler arasında iktidara hâkim olma kavgası yeni bir boyut kazandı. Hâkim sınıflar arasında süregelen çelişkinin özü uzlaşmaz bir çelişkidir. Bu uluslar arası emperyalist devletlerin sermaye egemenlik savaşının bir parçasıdır. Faşist klikler arası darbe girişimleri, çatışmalar, öldürmeler, idamlar vb. yeni bir şey değildir. Bu yüzyıllık TC tarihine bakıldığında çokça görülür. Tarih, Ermenilere, Kürtlere, Araplara, Alevilere vb. yapılan soykırımla, katliam ve akıl almaz işkence, zulümle doludur. İttihat ve Terakki’den günümüze bu böyle oldu.

Peki, bugün durum ne? Faşizm kendi içerisinde iktidara hâkim olma dalaşında çatırdıyor. Hâkim faşist klikler arasındaki çelişki giderek derinleşiyor. Görünen o ki, gelecekte hâkim sınıflar arasında it dalaşı daha da derinleşecektir. Yarın hangi faşist klik kiminle nikâh kıyar şimdiden kestirmek mümkün değil. İki ucu boklu değnek, biri birinden beter. Bırakın yesinler birbirini bu katiller sürüleri... Hangisi işbaşına gelirse gelsin, değişen bir şey olmayacak, faşizm dozajını artırarak devam edecek. Hâkim sınıflar arasında ki dalaşta bir tasfiye hareketidir. Burada herhangi birine bizlerin taraf olmasını düşünmek deli saçmasıdır.

Faşist diktatörlük bilindiği gibi 12 Eylül askeri faşist yasalarıyla ülkeyi yönetmektedir. Bazı çokbilmiş aklı evvellerin dediği gibi "Erdoğan demokrasiyi getirecek, Kürt sorununu birlikte çözecek "safsataları da böylece bitmiş oldu. Parlamenterist açık faşist darbeci faşizm daha da koyulaşarak, katliamlarını artırarak devam ettirecektir. Öncelikle kavranması gereken Parlamentosu maske olan yeni kılıf ve yöntemlerle faşizm varlığını daha fütursuz zulümlerle devam ettirmek istemektedir. Görülmesi gereken o ki, parlamentoya bel bağlamak, demokrasi ve özgürlüklerin parlamenter sistemle geleceğini, söylemek, ona bel bağlamak karanlığa daha çok gömülmeyi istemektir. Tamda bu özce de hangi yönetim şekliyle halklarımızın karşısına çıkarsa çıksın birinden birine mut bağlamak imajı vermek faşizme hizmet etmekle eş değerdedir…

Faşizm kendi iç hesaplaşmasını kısa zamanda tamamlayacaktır. Bu şu veyahut bu kliğin hâkimiyetiyle sonuçlanır bu o kadar önemli değil. Bilinen şu ki, değişen hiçbir şey olmayacaktır. Aksine, faşizmin tüm katliam soykırım okları başta azınlıklara ve halklara yönlendirilecek, 12 Eylülde olduğu gibi, devrimci, sosyalist, demokrat ve aydınlara yönelecek, "silindir gibi, ezip geçmek" isteyecektir. Erdoğan planını adım adım yürürlüğe koydu, koyuyor. Önemli ölçüde de başarıda gösterdi. Ancak gelecek neyle sonuçlanır orası kesinlik kazanmış değil. Bu hesaplaşmada birden çok emperyalist devletin sermaye savaşı yatıyor. Devrimcilerin görevi yaşanan sermaye savaşlarını, hâkimiyet kurmak için birbirlerini en zalim ve aşağılık şekilde bertaraf etmelerini iyi okumak olmalıdır. Bu çelişkilerden demokratik halk iktidarları için nasıl faydalarınızı hesaba katmalıyız. Çünkü, düşmanımız ciddi çelişkiler, iç çatışmalar, yaşıyor, devlet düşünemediğimiz kadar kaos ve kriz yaşıyor. Yarın neler olacağı şimdiden belli değil...                

Hepimiz bunun bilincinde olmalı, devrimci dayanışmayı, halkların birliğini faşizme karşı savaşmak için ön plana çıkarmalıyız. Örgütlerin birliğinden öte çeşitli milliyetlerden halklarımızın tabandan gelen birliğine ihtiyacımız var. Bugün bu birliğin temeli iyi atılırsa eğer, yarın faşizme karşı yürütülen demokrasi ve bağımsızlık mücadelemizin zaferle taçlanması hayal değil gerçeğe dönüşecektir. Yeter ki geçmişte yaşadıklarımızı doğru tahlil etmeyi becerebilelim. Benmerkezci anlayışlardan kurtulmalı, faşizme karşı halkların örgütlülüğü esas almalı her alanda demokrasi ve bağımsızlık mevzileri oluşturmalıyız. İçinde bulunduğumuz durum bize bunu emrediyor.

Ezilenlerin önünü açacak çok önemli bir fırsat doğmuştur bugün. Yönetenler, hâkim klikler kanlı bir çatışma içerisinde, birbirlerini yiyorlar. Ülkemiz büyük bir altüst oluş yaşıyor. Dünkü stratejik güçleri bugün dağılmış durumda. Faşizmin hangi kanlı kliği, hangi darbeci halk düşmanı kliğinin iktidarı devam ettireceği belirsizlik taşıyor. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, tarihin en zalim panislamist-pantürkist faşist Erdoğan kliğinin saltanatı çatırdadı, eskisi gibi güçlü ve kendine güven içinde yatağa giremiyor. En yakınına dahi güven duymama şüphecilik korkuları yaşıyor. Kürt ulusunu acımasızca yakıp yıkması, kadınların, çocukların, gerillanın acımasızca boyunlarını koparması resimler servis etmesi bundandır. Eli kanlı zalimin bastığı zemin kaygan, toprağı geleceği karanlık bir bataklık. O yıkılmaz faşist saray derlenip toparlanırsak mevzileri sıklaştırırsak, örgütlenirsek güçlü bir vuruşla yıkılacaktır. Çünkü emperyalizm ve faşizm" kâğıttan kaplandır" Başta Aleviler olmak üzere tüm azınlık halkımız Irak'ta, Suriye'de yaşananları yaşamak istemiyorsa, bugün büyük bir kaos ve korku yaratma provası olan darbe planı yarın halklarımıza neler getireceğini görmemizi sağlıyor. Devrimci güçler; faşist Türk devletine, Türk devleti ve emperyalist sermaye tarafından her yerde örgütlenen IŞID ve diğer İslamcı faşist çetelere karşı, ırkçı faşist Ülkücü, Alperen, Osmanlı ocakları gibi kontra mafya çetelerine karşı halkların korunmasında güvencemiz ve teminatımızdır.

Artık durup ölüm ne zaman gelecek diye beklemenin daha büyük ölümlere, soykırımlara, yıkım ve yurdumuzdan, toprağımızdan kopmamıza yol açacağı açıktır. Bugün parlamenter faşizmin yaptığı zulüm ve katliam 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğünden daha pervasız, daha katmerlidir. Sıkıyönetim, olağanüstü hal vb. kararlar almakla, halklarımızı bunla tehdit etmekle korku salınmak isteniyor. Zaten, devleti yöneten darbeci faşist kanlı bir kliktir, yarın parlamentoyu fes etse ne yazar, etmese ne yazar. Pratikte parlamentonun işlerliği ortadan kalkmış, işlevini yitirmiş her türlü yetkisi elinden alınmıştır. Erdoğan faşist kliği devletin tüm kurumlarını ele geçirmiştir. Bugün baş düşmanımız devleti yöneten faşist Erdoğan kliği ve onunla ittifak halinde olanlardır. Bu diğer faşist kliklerle mücadelemizi tatil etme anlamına gelmez, gelmemeli de... Buradaki gerçek şu ki, okun sivri ucunu asıl kime yöneltmeliyiz. Bu bu kadar açık ve net, düşman klikler arasındaki, dalaş iyidir, çatışma iyidir. Bu düşmanın zayıflamasına, güçlerinin dağılmasına yol açar hepsi bu... Biz düşmanlarımızı doğru tespit edersek, öncelikleri okun sivri hedefine korsa doğru yapmış olur düşmanın yaşadığı çelişkilerden devrim güçleri için yararlanmış oluruz.

Devrimin dostları mutlaka bir araya gelmeli, mevzilerini güçlendirmek için olağanüstü çaba harcamalıyız. Bilinmeli ki her şey devrim güçlerinin lehine, morallen de bu böyle. Şartlar, koşullar geçmişten daha elverişli. Yeter ki bunu görelim, şu veya bu bakışla ittifaklar kurmalı, dayanışma ve eylem birliklerini faşizme karşı kalıcı kılmanın yollarına bir taş da biz döşeyelim. Evet, bilmeliyiz ki, faşist diktatörlük yarın tüm devrim güçlerini ezip geçme hareketi başlatacaktır. Bu geçmişte yaşanan deneyimlerle biliniyor. Faşizme bu fırsatı vermemek için, Kürt ulusal kurtuluş hareketiyle her bir mevzide ittifaklar, eylem birlikleri esas olunmalı, devrim güçleri derlenip toparlanmalı, mücadeleyi kendiliğindenliğe terk etmemelidir. Bu Aleviler için de geçerlidir. Kürdistan’da yaşanan imha ve soykırım yarın Türkiye'nin dört bir yanına yayılabilir. Faşist Türk devleti bunu istiyor. Faşizme karşı meydanları, mevzileri boş bırakmayalım, terk etmeyelim. Kararlı ve örgütlü mücadele bilinmeli ki bizi faşist diktatörlükten kurtaracaktır. Kısaca durum kötü değil, iyidir. Durum halklar ve devrim güçleri lehinedir. Nerde olursak olalım ses vermeliyiz. Baskı ve zulme boyun eğmemeliyiz. Herkes yapabileceğini yapma sorumluluğu taşırsa eğer, faşizm belasından kurtulmanın yolunu yakalamış oluruz.

   20 -7-2016  Hasan Aksu

44880

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Cumhuriyet Bayrami' Ve Bagimsiz Turkiye Hangi Sinifin Ideolojisidir?

 

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.

Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

 

Solu Liberalleştirmek

 

Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi. 

Kürdistan ve "Demokratikleşme"

Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP


Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!

 Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!

 Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!

Bölünmek için Birlesin


Bölünmek için Birlesin!

Bir Maoist hayati iki ucundan kavrar her zaman; Burjuvazi ve Proleterya ucundan. Birin iki oldugunu kavramamis bir kafa Marksist bir kafa degildir.
Komunist partiler icin Demokratik-Merkeziyetcilikin tek bir anlami vardir; Demokrasi KP lerde Burjuvaziyi temsil eder; Merkeziyetcilik Proleteryayi temsil eder....

Yaranın Merhemini cellattan mı isteyecegiz!

           Yeğişe Çarents   15 Mart 1921  Yer Berlin Charlottenburg semti,

   İttihat ve Terakki Cemiyeti başkanı,İç işleri bakanı,1915 Ermeni Soykırımı'ndan birinci de rece sorumlu,1,5 milyon Ermeni'nin ölümüne sebep olan Tehcir kararnamesi'nde imzası bulunan Talat Paşa Erzincanlı Soğomon Tehleryan tarafından öldürüldü.  Ermeni soykırımı'nda ölenlerin İntikamını almak için Talat Paşa Berlin'in en işlek caddesinde gündüz vakti ensesinden vurularak Ermeni halkı adına cezalandırıldı.Kaçarken polisler tarafından yakalandı.Direniş göstermedi.

Şiirin Şairleri, Şairlerin Şiiri -

“Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her satırını çizip notlar düştük kıyılarına”[1]

“Herkes gider, şiir kalır,” der İbrahim Tenekeci.Doğrudur; öyledir…

Şiirin tarihi şaire doğru akarken; “Şiir kelime kaynar. Bir kazandır, dumanlar tüter içinden,” der Ahmet İnam…

İnsan ruhunun ve yaşamın derinliklerine nüfuz eden şiir ölmez, öldürülemez; çünkü ölümsüzdür…

Hayır; ‘Buz’[2] başlıklı yapıtı ile ‘2011 Turgut Uyar Şiir Ödülü’ne değer görülen Osman Özçakar’ın, “Şiir biraz da sözcüklerle manipülasyon yapma işidir,” tespitine katılmak mümkün değil.

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir

 
 
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

İtiraz ahlaki[*]

 

“İnsanlarda eksik olan

güç değil iradedir.”[1]

 

Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.

İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.

Sayfalar