Pazartesi Mayıs 20, 2024

Düzen partilerine “TEK BİR OY BİLE YOK!”

Yerel seçim süreci, egemenlerin politik temsilcileri olan partilerin gerçekliğini anlama-kavrama açısından emekçilere önemli olanaklar sunmaktadır. Burjuva düzen partilerinde aday belirleme süreciyle birlikte yaşanan utanç verici gelişmeler bir kez daha göstermektedir ki onların halka değil kendilerine hizmet gibi dertleri vardır. Bunun için birbirleriyle dalaşıp, kapışıyorlar, kavga edip küsüyorlar.  Aradıkları, düşündükleri tek şey, kendi sınıf çıkarları; dert ettikleri ise daha fazla olanak elde ederek, zenginliklerini büyütmektir. Egemen sınıf temsilcileri daha fazla yetki, mevki; daha fazla rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık için olanak elde etmek için çalışıp çabalarken, devrimciler-ilericiler ise “halka daha fazla nasıl hizmet ederim” diye çalışmalarını yürütür. Birbirine karşıt iki sınıfın duruş-tavır, çalışma ve yönelimleri arasında hiçbir benzer ve ortak yan yoktur. Bu gerçeklik seçim sürecinde bir kez daha görülmektedir ve görülmeye devam edilecektir.

Seçim süreci, ülke bütününde ezen ve ezilen sınıflar arasında çatışma, kapışma, birbirleri üzerinde üstünlük kurmaya çalıştıkları bir mücadele dönemi olacaktır. Sınıflar arasında uçuruma varan eşitsizlik ve dengesizlik içinde geçen seçim sürecinde sömürücü, soyguncu, rüşvetçi ve hırsızların ellerinde her türlü maddi-manevi olanak, zengin araçlar varken sömürülen-ezilen emekçilerin ellerinde sadece gerçekler ve yaslanıp dayanacakları sadece yoksullar vardır.

Bir arayış içinde olan emekçiler için seçim süreci; daha fazla bir araya gelip yan yana olmaya çalıştıkları/çalışacakları, söz alıp kendi yaşamları ve gelecekleri hakkında konuşmaya başlayacakları bir süreç olacaktır. Bu süreç doğru değerlendirilip, etkin bir müdahale pratiği örgütlenirse, kitleleri devletten koparmanın, devrime yakınlaştırmanın çalışmasına çevrilebilir. Sınıf bilinçli proleterler bu süreçte daha aktif, etkin ve örgütlü bir rol oynadıkları zaman egemenlerin şimdiye kadar halka dayattığı sorunlarından, aldatma ve yalana dayalı etki gücünden halkı kurtarma, sömürülüp ezildiklerinin farkına vardırma, olanakları yaratılabilir. İlk iş, ilk görev, sınıflar arasındaki uçuruma varan gerçekliğin farkındalığını yaratarak, kitleleri egemenlerin etkisinden yalan ve aldatmacalarından koparmak olmalıdır. 

Bu zemin güçsüz ve zayıftır. Güçlü yüklenilmesi gereken yer burasıdır. AKP’den umarı olanları, MHP’ye heves edenleri, CHP’den sol bir çıkış umut edip “düzelecek” diye yıllardır bekleyenleri uyarmak, bilinçlendirip, aydınlatmak ve örgütlemeye çalışmak esas görev olmalıdır. Bu elbette zahmetsiz, emeksiz, kolay ve kendiliğinden olmayacaktır. Bu; bir çalışma, bir hamle, bir kapı çalma, bir konuşma ve bir ikna çalışmasıyla başarılamayacaktır. Uzun bir zamanı alacağını düşünerek seçim sürecinde yürütülecek kitle çalışmasında hayal kırıklığına uğramadan,  karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmadan hemen sonuç alma yanılgısına düşmeden çalışma yürütmek gerekir.  Yorulmak bilmeden her defasında daha ileri bir bilinç ve daha donanımlı bir şekilde, daha ileri bir örgütlemeyle kitlelerin uyanışı, bilinçlenip aydınlanması ve örgütlenmesi için çalışılmalıdır. Bazı yerlerde uzun bir çalışma sonucu hedefe varılacakken, bazı yerlerde daha az bir zamanda sonuca gidilebilir. Sabır ve dirayetle, bilinç ve kararlılıkla, ciddi örgütlülük yaratarak çalışmaları yürütmek gerekir.

Bir insanı, bir evi, bir sokağı ve bir mahalleyi uyandırmak, ikna edip inandırmak için  bazen bir ay çalışılır, bazen bir insanı, bir evi, bir sokağı, bir mahalleyi ikna edip uyandırmak ve inandırmak için bir yıl, hatta daha fazla süreli bir çalışma yürütmek gerekebilir. Bu sabır gösterilebilecek midir? Bolşevik sabır bunu yapmayı emrediyor. Kaypakkayacı devrimci çalışma ruhu bunu gerektiriyor!

Sınıf bilinçli proleterleri ağır sınavların, zorlu görevlerin beklediği bir gerçektir. Seçim çalışmalarının sonucunu bütün içinde küçük bir parçada olsa bile belirleyecek olanların bir yerinde proleter devrimciler vardır. Bu unutulmamalıdır. Gerçekleri halka anlatma nedenleri ve gerekçeleri herkesten daha fazla olanlar, proleter devrimcilerdir. Herkesten daha fazla devrimcilik yapma hakları ve meşrulukları olanlar yine proleter devrimcilerdir. Düşünceleri ve amaçları en temiz ve devrimci olanlar proleter devrimcilerdir. Bundandır ki seçim sürecini devrimci kitle çalışmanın bir parçası olarak kitlelere propaganda ve ajitasyon çalışmasının zengin ve çeşitli yöntem ve araçlarını kullanarak yürütmenin bir nedeni haline getirmek için öncelikle algıları–kavrayışı güçlendirmek gerekir. Öncelikle seçim çalışması yürüten faaliyetçilerin kafaları açık ve kendileri net olmalıdır. Öncelikle faaliyetçiler, ideolojik-örgütsel-psikolojik olarak hazırlanmalıdır. Ortaya çıkacak zorluklar ve engeller karşısında öncelikle kendileri öngörülü-örgütlü ve hazırlıklı olmalıdır. Önce kendi kafalarındaki sorulara ikna edici-yeterli yanıtlar bulmalıdırlar.  

Asgari bir düzeyde düşünsel-psikolojik-örgütsel hazırlık yapılarak seçim çalışmasına katılmak gerekir. Süreç içinde yürütülecek devrimci çalışmalar içinde faaliyetçiler gelişip-yetkinleşecektir. Faaliyetçilerde sıkılma, utanma, çekinme, tereddüt etme, yeterince hazır olmama durumları yaşanabilir. Kitle çalışması içinde var olan gerilikler ve acemilikler adım adım aşılacaktır. Çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa doğru adımlar pratik çalışma içinde atılacaktır. Yeter ki çalışmalarda güçlü bir istek olsun! Yeter ki hata yapıldığında kolay düzeltme yoluna gidilsin, gerisi elde edilecek şeylerdir. Korkmadan, çekinmeden, haklı ve meşru olunduğunun cesareti ve onuruyla hareket edilsin. Engeller birer birer aşılacaktır. Bilemediğimiz, yanıtını aradığımız her şeyi kitle çalışmasının pratiği içinde emekçi halkımız bizlere öğretecektir.

Aynı zamanda mücadelenin pratiği ve sonuçları bizlere öğretmenlik yapacaktır. Hiç kimse, her şey hakkında tam bir bilgiye ve fikre sahip olarak mücadeleye başlamaz. Aranıp bulunması, olunması istenen her şeyin yanıtı devrimci pratik içinde halkla, yoldaşlarla ve bilimle aranıp, bulunacaktır. Seçim sürecinde diğer çalışmalarda olduğu gibi devrimci bir çaba içerisine girilip, süreci-çalışmaları-gelişmeleri kavramak için tavizsiz, uygulamada cüretli olunduğunda sınırlı küçük güçlerle büyük işler başarılır. Kitleler içinde proletarya partisinin etki gücü artırılabilir.

Seçim süreci ne her şeydir ne de hiçbir şeydir. Seçim sürecine çok şey yükleyip, ondan çok şey bekleyenler yanılgı içindedir. Ancak seçim sürecini önemsemeyen, küçümseyip ciddiye almayan, devrimci çalışma yürütmeyenler de yanılgı içindedir. Her süreci her çalışmayı kitlelerin sınıflara dayalı toplumsal gerçekliğini görüp, mevcut iktidarın kendi iktidarları olmadığının farkına varıp uyanışa geçtiği adım adım bilinçlenip örgütlenmeye başladığı bir süreç olarak ele almak gerekir. Bu bilince sahip olanlar her çalışmaya ve göreve ciddiyetle yaklaşıp gerekli önemi gösterebilir.

Sandıktan demokratik halk iktidarı-sosyalizm çıkmaz. Bu bir gerçektir. Ancak seçim süreci demokratik halk devrimini örgütlemenin bir basamağı, bir adımı, bir olanağı haline getirilebilir. Bu tamamen bizlerin devrimci duruşuna, çalışmamızın niteliğine, örgütümüzün etki gücüne bağlı bir durumdur.

Kitlelerin en temel ekonomik-siyasi hakları uğruna mücadele etmek, bu haklar uğruna kitlelere önderlik etmek proleter devrimcilerin görevidir. Reformların bile büyük mücadeleler verilmeden, sayısız bedeller ödenmeden kazanılamadığı bir ülkede yaşıyoruz. Reformlar devrimin yan kazanımlarıdır. Proleter devrimciler reformlar için mücadeleyi ret etmez. Ancak mücadelelerini reformlarla sınırlandırmaz. Onların istediği koca bir devrim dünyası vardır. Bu süreçte uyanış, ayağa kalkış, kendi kaderini ellerine alma, kendileri için konuşup söz alma karar verip kararları uygulama gibi birçok konuda birçok pratikte ileri doğru adımlar atılabilir.  

90355

Ercan Binay’dan mektup var Abdullah KALAY’a özgürlük!

“Zulümle abad olunmaz.”[2]

 

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Cumhuriyet Bayrami' Ve Bagimsiz Turkiye Hangi Sinifin Ideolojisidir?

 

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.

Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

 

Solu Liberalleştirmek

 

Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi. 

Kürdistan ve "Demokratikleşme"

Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP


Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!

 Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!

 Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!

Bölünmek için Birlesin


Bölünmek için Birlesin!

Bir Maoist hayati iki ucundan kavrar her zaman; Burjuvazi ve Proleterya ucundan. Birin iki oldugunu kavramamis bir kafa Marksist bir kafa degildir.
Komunist partiler icin Demokratik-Merkeziyetcilikin tek bir anlami vardir; Demokrasi KP lerde Burjuvaziyi temsil eder; Merkeziyetcilik Proleteryayi temsil eder....

Yaranın Merhemini cellattan mı isteyecegiz!

           Yeğişe Çarents   15 Mart 1921  Yer Berlin Charlottenburg semti,

   İttihat ve Terakki Cemiyeti başkanı,İç işleri bakanı,1915 Ermeni Soykırımı'ndan birinci de rece sorumlu,1,5 milyon Ermeni'nin ölümüne sebep olan Tehcir kararnamesi'nde imzası bulunan Talat Paşa Erzincanlı Soğomon Tehleryan tarafından öldürüldü.  Ermeni soykırımı'nda ölenlerin İntikamını almak için Talat Paşa Berlin'in en işlek caddesinde gündüz vakti ensesinden vurularak Ermeni halkı adına cezalandırıldı.Kaçarken polisler tarafından yakalandı.Direniş göstermedi.

Şiirin Şairleri, Şairlerin Şiiri -

“Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her satırını çizip notlar düştük kıyılarına”[1]

“Herkes gider, şiir kalır,” der İbrahim Tenekeci.Doğrudur; öyledir…

Şiirin tarihi şaire doğru akarken; “Şiir kelime kaynar. Bir kazandır, dumanlar tüter içinden,” der Ahmet İnam…

İnsan ruhunun ve yaşamın derinliklerine nüfuz eden şiir ölmez, öldürülemez; çünkü ölümsüzdür…

Hayır; ‘Buz’[2] başlıklı yapıtı ile ‘2011 Turgut Uyar Şiir Ödülü’ne değer görülen Osman Özçakar’ın, “Şiir biraz da sözcüklerle manipülasyon yapma işidir,” tespitine katılmak mümkün değil.

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir

 
 
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

Sayfalar