Perşembe Mayıs 30, 2024

''Göğü fethetmeye çıkan kahramanlar 'dan NUBAR OZANYAN dövüşerek güneşe gömüldü! Mustafa Çalışkan

''Göğü fethetmeye çıkan kahramanlar 'dan NUBAR OZANYAN 
dövüşerek güneşe gömüldü!

Yaşam ve ölüm hayatımızın başından itibaren birer parçası. Önemli olan ne kadar yaşadığınız değil,yaşadığınız süreye neleri sığdırabildiğiniz.  Ezilmiş,soykırıma uğramış mazlum halkların bağrında çıkan  yüzlerce direniş kahramanları tarih yazarak anılırlar. Soykırıma uğrayan Ermeni'lilere mensup sosyalist Hınçak Partisi yöneticisi Paramaz'ın (Matteos Sarkisyan) kendisi ve darağacına gönderilen 19 partili arkadaşı adına idam sehpasında son söz olarak; “Bedenimizi ortadan kaldırabilirsiniz, fakat idealimizi asla. İdealimiz sosyalizmdir. Yaşasın sosyalizm!” haykırarak idama meydan okudular.. 

Tarihte yok sayılan,inkar edilen Ermeni soykırımı ve katliamı karşısında,eksikliğine rağmen KAYPAKKAYA 'nın devrimci duruşu,TKP/ML saflarında Ermeni Sosyalistleri örgütlendi..ARMENAK BAKIRCIYAN faşizmin kurşunlarında,NUBAR YALIM Mit'in saldırısında,HRANT DİNK kahpe pusuda katledildiler.. NUBAR OZANYAN;PARAMAZ ve 19 yoldaşlarının,ARMENAK BAKIRCIYAN,NUBAR YALIM ve
HRANT DİNK'in mirasını Rojova direnişinde yaşattı. Marx'ın Paris komün için "Komün tüm dünya emekçilerini Fransa'ya ilhak ediyordu " Sözleri,adeta Rojava için de geçerliydi.Dünya sosyalistlerininkalbi Rojova da atıyordu. Başta Türkiye'li,Kürdistan'lı devrimciler,ilerciler olmak üzere yüzlerce sosyalistler Rojova da İşid çetelerine karşı mücadeleye akın ettiler. NUBAR OZANYAN TKP/ML saflarında yönetici bir Komutan olarak,Rojova da İşid çetelerine karşı mücadelenin en önünde savaşarak 14 Ağustos 2017  de dövüşerek güneşe gömüldü.
NUBAR OZANYAN 40 yılı aşkın TKP/ML saflarında aralıksız mücadeleyi sürdürür. O,Paris'in FAKİRİ gün gelir cepinde meteliksiz dolaşır,gün gelir epindeki son kuruşuna kadar paylaşır. Mültecilerin ve her kesimin yardımına koşan güleç yüzlü ve espiri dolu  FAKİR. Örgütlü mücadelenin önemini  kavrayarak TKP/ML saflarında örgütlü yerini alır.  O adeta  bir hammal gibi irili-küçüklü hiçbir  görevi küçümseden  faaliyete koyulur. Partinin  en zor anında,bugün Rojova'ya giden  yolun başlangıcı olarak 1990-1991 yılında TKP/'nin  Orta-Doğu Bekaa Vadisinde askeri kampa gönüllü olarak kendisini sunar ve yer alır. Kamp yaşamı boyunca öğrenme azim ve yaratıcılıkta durmak bilmeden yeni şeyler yaratır. Kampın komünar yaşam koşullarında adeta örnek bir birisi olarak espiri dolu,güleç yüzlü yoldaşlarına moral olur. Kampın sadece  insanı  boyutu ile ilgilenmez,aynı zamanda yüreği hayvan sevgisi ile dolu Kampın köpekleriyle ilgilenir, onları eğitirdi. Hatta bir seferinde kendisine  takıldım "yav Nubar böyle giderse biz herhalde hayvanlar kampı kuracağız" kıs kıs güldü. Balbek'ten Bekaa'ya dönerken ufak bir köye uğradık. Ermeni'lilerin yaşadığı bir köy Nubar Ermenice sohbete daldı. Sohbet  koyulaştı ve TKP/ML'yi köylülere anlatıyordu. Ertesi gün bir araba o köyden Ermeni'liler Kampa ziyarete geldiler. Ve ilişki böylece gelişti ve bize çok yardımları oldu.Işte Nubar yoldaşın böyle bir özelliği de var. Arabayla seyahatlerde mutlaka bir kimlik gerekiyordu. Biz PKK'li dostların kimlikleriyle dolaşıyorduk,Nubar "yoldaş biz niye kendi kimliğimizi yapmıyoruz" deyince,dikkate alarak 5 dilden parti ismi ve kırmızı renk üzerine sarı yıldızı koyarak TKP/ML kimliğini çıkarttık. Nubar çok mutlu olacakki " ha şöyle yoldaş ya,şahane,bizim de bir kimliğimiz var".Ben yine takıldım Nubar'a "ne yani Nubar yoldaş biz kimliksizmiyiz ki" tebessümle güldü. NUBAR yoldaş Askeri kampın, gülü,morali ve neşesiydi.. İşte bu başlangıç Nubar yoldaşı Dersim'e taşıdı. Rojoavaya taşıdı. Onu Rojava'nın askeri komutanı Olarak İşid çetelerine karşı Rojava devrimini koruyarak ölümsüzleştirdi. NUBAR,için ne yazılsa az.

Onu ve 40 yılı aşkın  mücadelesini, alçak gönüllüğünü,sevecen güleç yüzünü,komutanca duruşunu yapraklara arasına sığdırmak mümkün değil.Onun pratiği mücadelesi ve duruşu zaten yeteri kadar kendisini anlatıyor. NUBAR OZANYAN , Marks'ın Paris komünarları için dediği gibi "GÖĞÜ FETMEYE ÇIKAN KAHRAMANLAR" dövüşerek güneşe gömüldüler!

Mücadele yoldaşı Mustafa Çalışkan''

40907

Din Kardeşligi masali ve türban sovu

AKP meclisteki türbanlı milletvekili şovuyla halkı uyutma yolunda kendisine yakışır bir adım daha atmış oldu. Oysa din, türban ya da özgürlük diye bir dertleri yok. Onlar ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmanın ve hizmet ettikleri bu düzenin ezen- ezilen, sömüren- sömürülen çelişkisini halkın gözünden kaçırmanın derdinde. Türbanı bu korkunç düzeni saklamak için bir şal olarak kullanmaktadırlar. Tuhaf olan şu ki, türban takan kadınların çoğu da bu düzenin mağdurlarıdırlar. Ne var ki onlar bunun farkında değil. Biraz düşünseler iyice esaret altına girdiklerini göreceklerdir.

Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken …[*]

“Karanlık saatler geldiğinde,

o zamanın insanı da gelir.”[1]

 

Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken söylenmesi gerekeni, gecikip, lafı dolandırmadan hemen belirteyim: Büyük bir alt üst oluşun içindeyiz…

Bu kadar da değil; her şey daha da ağırlaşarak vahimleşecek; veya tarih müthiş hızlanacak; ya da sık sık Montesquieu’nun, “Ne mutlu tarihi sıkıcı olan halka” sözü anımsanacak…

Ercan Binay’dan mektup var Abdullah KALAY’a özgürlük!

“Zulümle abad olunmaz.”[2]

 

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Cumhuriyet Bayrami' Ve Bagimsiz Turkiye Hangi Sinifin Ideolojisidir?

 

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.

Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

 

Solu Liberalleştirmek

 

Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi. 

Kürdistan ve "Demokratikleşme"

Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP


Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!

 Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!

 Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!

Bölünmek için Birlesin


Bölünmek için Birlesin!

Bir Maoist hayati iki ucundan kavrar her zaman; Burjuvazi ve Proleterya ucundan. Birin iki oldugunu kavramamis bir kafa Marksist bir kafa degildir.
Komunist partiler icin Demokratik-Merkeziyetcilikin tek bir anlami vardir; Demokrasi KP lerde Burjuvaziyi temsil eder; Merkeziyetcilik Proleteryayi temsil eder....

Yaranın Merhemini cellattan mı isteyecegiz!

           Yeğişe Çarents   15 Mart 1921  Yer Berlin Charlottenburg semti,

   İttihat ve Terakki Cemiyeti başkanı,İç işleri bakanı,1915 Ermeni Soykırımı'ndan birinci de rece sorumlu,1,5 milyon Ermeni'nin ölümüne sebep olan Tehcir kararnamesi'nde imzası bulunan Talat Paşa Erzincanlı Soğomon Tehleryan tarafından öldürüldü.  Ermeni soykırımı'nda ölenlerin İntikamını almak için Talat Paşa Berlin'in en işlek caddesinde gündüz vakti ensesinden vurularak Ermeni halkı adına cezalandırıldı.Kaçarken polisler tarafından yakalandı.Direniş göstermedi.

Şiirin Şairleri, Şairlerin Şiiri -

“Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her satırını çizip notlar düştük kıyılarına”[1]

“Herkes gider, şiir kalır,” der İbrahim Tenekeci.Doğrudur; öyledir…

Şiirin tarihi şaire doğru akarken; “Şiir kelime kaynar. Bir kazandır, dumanlar tüter içinden,” der Ahmet İnam…

İnsan ruhunun ve yaşamın derinliklerine nüfuz eden şiir ölmez, öldürülemez; çünkü ölümsüzdür…

Hayır; ‘Buz’[2] başlıklı yapıtı ile ‘2011 Turgut Uyar Şiir Ödülü’ne değer görülen Osman Özçakar’ın, “Şiir biraz da sözcüklerle manipülasyon yapma işidir,” tespitine katılmak mümkün değil.

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Sayfalar