Perşembe Mayıs 9, 2024

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Eylemleri genellikle faşist AKP ve MHP’li patronların işyerlerini, grevdeki işçilerin çalıştıkları  şyerlerinin sahibi şirketleri, ekolojiyi tahrip eden şirketleri, Erdoğan faşizminin polisini, bekçisini ve bazen de askeri konvoylarını hedef alıyor.

HBDH militanları, eylem gruplarına değişik dönemlerdeki devrimci şehitlerin adlarını vererek onların anılarını  mücadelede yaşatıyorlar. Ayrıca her eylemi şehit düşen devrimcilere ve halka adıyorlar. Böylece güncelde mücadeleyi geliştirmeye çalışırlarken, yakın tarihin devrimci şehitlerini ve içinde yeraldıkları mücadeleleri örnek göstermeye özen gösteriyorlar.

Erdoğan faşizmine karşı kentlerde devrimci mücadele iki başlıca yoldan örgütlenmeli ve geliştirilmeli. Bu, komünist, devrimci ve demokratik güçlerin birleşik mücadelesinin ihtiyacıdır.

HDBH milisleri, kentlerde olması gereken iki başlıca mücadele yolunun, devrimci zor kullanarak direnmenin görevini büyük ölçüde omuzluyorlar.

Yıllarca bu devrimci görevi yapageldiler. Ve Erdoğan faşizmine karşı korkusuzca mücadele etmede esin kaynağı oldular. Olmaya devam ediyorlar.

HBDH eylemlerinin haberlerini faşist medya da burjuva medya da bilinçli olarak vermiyor. Faşist medya ”mezar sessizliği” sağlandığı yanılgısı hakim olsun diye elbette vermeyecek. Burjuva muhalif medya ise, halkçı ve devrimci mücadele gelişmesin diye son derece bilinçlice haber yapmıyor.

Fakat antifaşist medyanın hatırı sayılır sayıdaki bölümü de HBDH eylemlerine yer vermiyor. Bunun iki nedeni olabilir.

Birincisi ceza almaktan çekindikleri için. Oysa bunun faşizmi yenilgiye uğratma mücadelesine hiçbir yararı yok, tersine zararı çok.

İkincisi, sözkonusu yayınların izlediği siyasi çizgi, bu mücadele biçimini kendisine yabancı görüyor. Sözkonusu yayınlar bu nedenle de HBDH milislerinin eylemlerine  yer vermiyor. Bu tutumun faşizme karşı birleşik mücadeleye zararı var. Çünkü benimsemediği yöntemle de olsa faşizme darbe vuran her mücadelenin haberini yapmak, propaganda etmek,  her devrimci, antifaşist, demokratik, sosyalist akımın ve yayınlarının omuzlarındaki görevidir.

Faşist rejim, seçimi baskı ve hileyle kendi lehine sonuçlandırdıktan sonra, şimdi kitle desteğini daha pervasızca  şakşakçısı yaparak saldırganlığını sürdürecek. Dahası tırmandırmayı deneyecek.

Bu ağır koşullarda bir yandan kitlesel direnişi geliştirmeye, geliştirmek için cesarete dünden daha çok ihtiyaç var. Diğer yandan devrimci zor yoluyla direnmeye, direnmek için cesarete ihtiyaç var. HBDH milislerinin cesaret verici, esinlendirici mücadelelerinin haberlerini vermek bu nedenle antifaşist yükümlülük, sorumluluktur.

Diğer mücadele yöntemi, kitle eylemlerini faşizme karşı geliştirmektir. Bu mücadele yöntemini yükseltmede zorlanan devrimci ve demokratik güçler, mutlaka eksikliklerini ve hatalarını aşmalı. Vurgulamak gerekir ki, bu başarısızlıkta HBDH’ın hiçbir payı yoktur.

Bu ağır koşullarda yüzlerce devrimci zor eylemiyle faşizmin mezar sessizliği yaratma amacını bozguna uğratan HBDH milisleri halkın aslanlarıdır.

Halkın aslanlarının saflarında yeralmak, onların mücadelelerine katılmak, yardım etmek, haberlerini yaymak, faşizmi yıkma mücadelesini omuzlama onurudur. Tıpkı şimdi Batı Şeria’da genç Filistinli kuşağın, İsrail siyonizminin zulmüne karşı Aslanlar Yuvası örgütlenmesinde yer alarak meydan okumalarının onur vericiliği gibi.

HBDH milislerine, halkın aslanlarına şan olsun!  Faşizme karşı mücadeleleri sürekli olsun!

1280

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Çakma komünistler! (Deniz Aras)

Her genç Kaypakkayacının biraz da alaycı bir alaycı mutlaka karşılaştığı bir cümledir “Köylü devrimcisi”! Kastedilen elbette İbrahim Kaypakkaya ve onun görüşlerini savunanlardır. Bu tanımı yapanlar için zaman mefhumu sanki bir avantaj olarak kullanılır. Zaman geçtikçe Kaypakkaya’nın görüşlerinin eskidiği sanılır ya da umulur. Kaypakkaya artık eskide kalmıştır ve şimdi “yeni şeyler” söyleme zamanıdır!

Siyasi Tutsakların Tecridi Kırma Mücadelesinin Neresindeyiz? (Yorum)

Emperyalist kapitalist sisteme karşı mücadele eden devrimcilere, komünistlere karşı hemen her ülkede gözaltı ve tutuklama sistematik bir şekilde devam ediyor.

Bu sistematik durum, bu faşist devletler nezdinde tutuklananların her gün daha da derinleşen br şekilde tecrit altında bırakılması anlamına da geliyor.

Egemenler dünyanın dört bir yanındaki devrimci ve komünistlere dönük saldırılarını, katletmekle bitiremediğinde esir alma, tutsaklar üzerinden muhalif güçleri, toplumu sindirme, hapishaneleri bu sindirmenin en önemli aracı haline getirmek hedefiyle yürülüğe sokmaktadır.

Artsakh (Dağlık Karabağ) Tehciri: Stalin Düşmanlığı ve Sosyalizme Saldırı

Uluslararası alanda sömürü, baskı, saldırı ve ilhaklar son dönemlerde katbekat artmış ve katmerli boyutlara tırmanmıştır. Emperyalist devletler ve onların güdümündeki gerici devletlerin, tüm ezilen sınıflar ve toplumlar üzerindeki saldırı furyası, had safhaya ulaşmış durumda. Öyle ki, uluslararası hakim sistem bir taraftan mevcut sorunların bedelini giderek ezilen yığınlara ve mazlum uluslara daha fazla yüklerken diğer taraftan saldırılarını da daha acımasız ve daha şiddetli boyutlara tırmandırmış durumdadır.

Garod – “Hasret” (Nubar Ozanyan)

Halkların coğrafyaları suç ve cinayet örgütü gibi çalışan devletler tarafından zorla boşaltılıyor. Soykırım, işgal, tehcir zulmüyle toprakları cehenneme dönüşen halklar; belirsizliğe, bilinmezliğe, karanlığa doğru zorla sürülüyor. Boyunlarında geleceksizlik zinciriyle birlikte adına yaşamak denilen zulme mahkum ediliyor.

Gerilla, haktır ve halktır (Nubar Ozanyan)

Sınırları ateşten ordularla kuşatılmış her dört parça toprakta, yaşam ve var olma hakkı ellerinden zorla gasp edilmiş Kürt halkının, direnme ve isyan etmekten başka çıkış yolu var mıdır? Kürtlere, ezilenlere kıyamet yaşatılırken her bir karış toprağına ölüm yağdırılırken, en dezavantajlı koşullar altında gerilla, çıplak elleri ve cesur yürekleriyle özgürlükleri uğruna savaşmaya devam ediyor.

TURAN TALAY’IN ANISINA…

Onu maalesef ki çok erken denilebilecek bir yaşta, henüz 68’indeyken, 11.10.2023 tarhinde yitirdik. Bu ani ve erken ölümü tüm sevenlerini, yoldaşları ve dostlarını derinden sarstı ve acılara boğdu.

Akciğer kanserine yakalanmıştı. Hastalık, özelliklede ikinci kez nüksettikten sonra çok hızlı ve sinsi bir şekilde gelişti. Öyle ki doktorların her şeyin normal göründüğünü söylediklerinin kısa bir süre sonrasında yapılan muayende, kanserin kafaya sıçradığı ve de yayıldığı tespit edildi. Artık tıbben yapılabilecek bir şey de yokmuş. 

Emperyalist Kamplar Arasına Sıkıştırılmış Bir Halk: Filistin

Filistin-İsrail sorunu olarak bilinen ve esas olarak da Filistin topraklarında İsrail'in kurulmasının teorik ve politik temeli 1890'lı yılların sonunda atılıyor. 1. emperyalist paylaşım savaşıyla koşullar olgunlaştırılıyor. 2. emperyalist dünya savaşı sonrası ise emperyalist burjuvazi, Filistin'i parçalamayı ve orda İsaril devleti inşa etmeye karar veriyor ve bunu Filistin halkının soykırıma uğratma pahasına gerçekleştiriyorlar. Alman emperyalizmi tarafından soykırıma uğratılan yahudi halkı, bir başka ulusu (Filistinlileri) soykırıma uğratarak kendi ulusal varlığını inşa ediyor.

Hazan Ayının Şehitleri

Kasım, proletarya partisinin en değerli kadro, komutan ve savaşçılarının katledildiği aylardandır.  Hüzün ve öfkenin birlikte yaşandığı aydır. III. Konferans delegelerini, komünist önder Mehmet Demirdağ’ı ve Aliboğazı şehitlerini hep bir hazan ayında kaybettik. Zafere açılan kapıyı adım adım aralayan, özgürlüğe giden yolu damla damla döşüyen Kasım ayı şehitlerimiz tarihin yüceliğine kavuşanlardır. Onlar, yarınların mutlak yenenleri olarak yazılacaktır parti ve devrim notlarımıza.

“Durum İyidir, Gerçekler Devrimcidir”

Yaşadığı dönemin özelliklerini anlayarak, savaşın hükmüne, zorun değiştirici rolüne inanan, sınırlı yaşamını sınırsız davaya adayan önder yoldaş Mehmet Demirdağ ölümsüzdür! Özgürlüğü ve kurtuluşu herkesten ve her şeyden daha fazla isteyen bu uğurda emeğin eğittiği bilinçle savaşarak şehit düşen proletarya partisinin dördüncü genel sekreteri Mehmet Demirdağ yoldaşı üstlendiği öncü pratik ve önder duruşuyla tanırız.

Yalım Nubar’dan Ozanyan Nubar’a Süren Hikaye Bizim!

Botan’dan Yozgat’a dek uzanan toprakların bağrından çıkıp İstanbul Ermeni yetimhanelerinde okumaya gelip, orada bilge önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın devrimci görüşleriyle tanışan ve tutkuyla bağlanan yoksul Ermeni çocukların hikayeleridir, Ermeni devrim şehitlerimizin hikayeleri.

Onları doğdukları topraklardan koparıp buruk ve sancılı bir şekilde İstanbul yollarına düşüren tarihsel gerçeklerin yanında yokluk ve yoksulluktur da. Onları İstanbul yolculuğuna çıkaran çaresizlik, yalnızlık, sahipsizliktir.

Mısır'ı Mesken Tutan Türk Tekelleri

Deutsche Welle (DW)'de Aram Ekin Duran'ın, „Türk Şirketleri Mısır'a Kaçıyor“ adlı bir haberi yayınlandı. Sıradan bir haber gibi gözüküyor, ama, Türkiye ekonomisinin ve Türk devletinin niteliğini araştıranlar, sorgulayanlar için küçük bir haber olmaktan öte bir anlam taşıyor. Özellikle de kendine ML ve Maoist diyen komünist örgütler için daha fazla önem taşıması gerekiyor.

Sayfalar