Cumartesi Haziran 1, 2024

Halkın Günlüğünde Malumun İlanı

Darısı şimdi olmasa da gelecekte herkesin başına.

Bir kez daha Dadaistçe yazmak.  

Ortak yaşamlardır hayatı değiştirecek olan.

Nasıl yaşıyorsan öyle .......

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver.

1 ) Bu memlekette  yönetenlerin yönetememe hakları olamaz ( mı  )  yahu ?

2 ) Cenazemiz vardı. Akrabalar bulundukları her şehirde gelmişti.  Dualar okunurken memleketteki dua okuyanların da  Almancı mıdır köylümüdür diyerek davranış farklılıklarına  kahkahalar uçuşturuyorlardı. Seçimler hakkında da bu AKP gitsin de hangisi iktidar gelirse gelsin diye temenlide bulunuyorlardı. Akrabaların sınıfsallığına  bakacak olursak da gören feodal dese kimi işçi, kimi  işsiz, kimi öğretmen, kimi akuvat... ama hiç biride toprakla evini geçindirmiyor daha doğrusu toprağı olan dahil toprakla evini geçindiremiyordu. 

İşte böyle bir şeydir üretim ilişkilerinde olan değişiklik. Adına da ne desek ... 

Komprador demek hayatı dondurmak demekte değil.

Köylü demekle köylü yaşamıyor. Sanayi işçisi demekle de yarın  tüm sanayi işçilerinin tüketici toplum olmak zorunda kalınmayacağı da söylenmiyor. Komprador demek sömürgecilerin etkisiyle yaşanılmak zorunda kalan her sosyo ekonomik yapıda sömürgecilikle organik bağı olan sınıftır da  demek.

3 ) Beş on kuruş param vardı. AKP, Gülencilerle kapışıp Gülencilerde kutulabilmek için ordunun kucağına oturunca götürüp Gülencilerin bankasına yatırdım.  Birbirlerinin bu kadar kirli çamaşırlarını ortaya dökerlerken dedim ki proleter köylü olmanın bir vazifesi. Gülenciler  ne kadar ayakta kalırlarsa kapitalizmin teneffüs alma boruları olan partilerlerden, burjuva devrimlerinden medet umanlar da inandırıcılığını o kadar yitirir.

4 ) Artık yeniden işsizim  

Teori pratikten çıkar dedik . 

Vardım gittim.  Hiç bir kolektifliğe iştirak etmeyen yerelin olmadığı pratiğe. Herkesin gözü yeni gezilerde. Hadi yine vaz geçtim  Geziye köyler hiç katılmış mı katılmamış mı diye düşünmelerinden. Anladım ki   meğersem benim gözlerim onlarda onlarında gözleride sokaklarda ( bendeymiş ). Öyle olduktan sonra dedim ki  teoride benim pratikte. Yazdıklarımda   pratiği içerisinde esasla tali çelişkisinde  besleniyormuş. Bende köylülerden  ( yerelden de ) yana tavır almışım.

 5 ) Eşim bas bas bağırıyor. AKP 'yi sevmem ama bu sever vallahta billahta AKP 'ye oy verecem.

Sömürgecilik bir ülkede proletaryanında ortaya çıkmasının motoru olmaya görsün.

Helede ki Sömürgeciliğin değişen ihtiyaçları da  sürekli sosyo ekonomik yapıyı değiştirmeye görsün. 

Acaba  kaç tane insan sömürgeciliğin ihtiyaçları nedeniyle sürekli değiştirilen sosyo ekonomik yapılarda  üretim ilişkilerini sürdürebilmek için çabalayan, savaşı dahil göze alabilen işverenin, ağanın  yok edişlerini seyir etmekte haz almaz.

Haz alırken de:

Hangi devrimcide hangi sınıfın ilerici hangi sınıfın gerici olduğunu yeteri kadar tahlil edebilerek proletarya köylünün  AKP ' lerde, 12 Eylüllerde medet ummamasını sağlayabilir.

6 ) Hemi ... Kardeşim ben mi yazdım ben mi  dedim  esas kapitalizmle bağı en az olan sınıf esastır diye. 

Kalemler esas köylüdür diye yazamaz hale gelmişse:  Köylünün tüm özellikleri gözlenebilen  yereldir ayrı yeten  kapitalizmle bağı en az olan proletarya sınıfı içerindeki grup.

Ve  ( tüm ) ortak yaşamlardır hayatı değiştirecek olan.

 7 )  Yerel Nerede ?  

Hiç  kolektifleri gezmiyor musun ? 

Helal olsun Halkın Günlüğüne.

Devrimci tarihte çok az siyasi hareket çıkmıştır Halkın Günlüğü gibi. 

Halkın Günlüğünün tabanına bak ne kadarda doğru bir   yapısal değişikliğe gittiklerini sizde göreceksiniz.

Nasıl yaşıyorsa öyle söylüyor.

Sende  Nasıl yaşıyorsan öyle ........

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver.

93327

Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir

 
 
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

İtiraz ahlaki[*]

 

“İnsanlarda eksik olan

güç değil iradedir.”[1]

 

Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.

İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.

Devletin Sokak Çeteleri Mafyanın Ortak Organizasyonuna Karşı Devrimci Tavır Ne Olmalıdır! HASAN AKSU.

Bu gerçeklik bugüne has bir karşı devrimci bir organizasyon değil. Devletin başında olanların derin organizasyonudur ve de süreklilik göstermektedir.

Bu Dünya Komünizmi de Yaşayacaktır!

 

Ekim Devrimi’nin 96. Yılını Kutlarken!...

Sınıf bilinçli bir devrimcinin,
her zaman devrim beklemesi,
onun düşünce ve eylem
diyalektiğinin bir gereğidir

ÇIRILÇIPLAĞIM SOKAK ORTASINDA UTANIYORUM!

Yoksullar için bir cehenneme dönüşen dünyanın şu utançlı haline bir bakın! İçinde çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kaçak göçmen bindikleri tekne alabora olunca, İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında denizin zifiri karanlığında kaybolup gittiler.

         Dünyayı aralarında ülke ülke parselleyen kudretlilerin para havuzları dolarlarla dolup dolup taşarken, yoksulluk mengenesindeki bu insanlar bir lokma ekmek için bin bir umutla yollara düşmüş, bilmeden ölüme koşmuşlardı.

Aşk ve Sanatın hayatı yani Gezi, Kızılay, Gündoğdu, vd’leri 1

“İyi ki hatırlattın

Başkaldırı diye bir şey var

İsa’dan beri insanı güzelleştiren

Şimdi daha güzel her şey

Daha insan herkes.”[2]

 

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Geri dönüp baktığımda

Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa  “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor. 

Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.

Sayfalar