Pazartesi Mayıs 6, 2024

Kaypakkaya Haber sitesinden kamuoyuna zorunlu açıklama

Sitemizde yayınlanan bazı makale ve açıklamalardan dolayı bazı çevre ve kişiler sitemizi hedef almış bulunuyor. Sitemizi 'karşı devrimci, işbirlikçi, hain' ilan edenler hızlarını almayarak saldırılarına devam ediyorlar. Son olarak ''MLM Yolunda Partizan'' kamuoyuna yayınladığı bir açıklamayla ''Bu tavrından vazgeçmediği, kamuoyuna özeleştiri vermediği takdirde bu site bizim neznimizde karşı-devrimin aracı haline gelmiş bir internet sitesi olarak muamele görecektir.'' diyerek, kamuoyuna yaptıkları açıklamalarının gerekçelerini ise şöyle sıralamış bulunuyorlar:

“http://www.kaypakkayahaber.com/ internet sitesi uzun süredir “İsminden” anlaşılacağı üzere devrimci, ilerici temelde yayın yapmaktadır. Ancak aynı site gelinen aşamada “devrimcileri ihbar eden”, “teşhir eden”, “hedef gösteren”, “yalanlarla itibarsızlaştırmaya çalışan” bir yayın çizgisine evrilmiştir.

Özellikle Proletarya Partisi içinde baş gösteren sorunların Hizip faaliyeti ekseninde tabana doğru açılmasıyla kısa sürede yayın çizgisini Hizip faaliyetinin yarı-resmi organı gibi işletmeye başlayan bu site, artık Hizipçi faaliyetin resmi yayın organlarında yayınlanmayacak yazıların mecrası haline getirilmiştir.'' devamla: ''Temmuz ve Ağustos ayları içinde artık isim isim teşhir noktasına taşınan faaliyetleri içeren yazılar aşağıdadır'' denildikten sonra şu örnekler verilmektedir:

''ttp://www.kaypakkayahaber.com/kose-yazisi/canim-biraz-hasan-aksuyla-ugrasmak-istiyor (9Temmuz http://www.kaypakkayahaber.com/kose-yazisi/devrimci-bir-gazeteyi-hedef-almak-kimin-isi-kimin-gorevi(11Ağustos), http://www.kaypakkayahaber.com/kose-yazisi/mml-yolunda-partizanin-yalanlari-ve-gercekler (13Ağustos), http://www.kaypakkayahaber.com/kose-yazisi/mahmut-ozkana-verilen-merkezi-gorev-karistir-guvensizlik-yay-payina-duseni-alacaksin''. Yazıları da kanıt olarak sunulmaktadır.

Buna cevabımız şudur

1) Sitemiz dile getirildiği gibi hiçbir kurum, parti ve çevrenin ''resmi'' ya da ''yarı resmi'' sitesi değildir. Sitemiz, hiçbir kurum ve partinin kararı ve talimatıyla da kurulmamıştır. Sitemiz, bir grup Kaypakkaya savunucusunun kendi inisiyatifi ve imkanlarıyla kurulmuştur. Sitemiz, kendisine rehber edindiği Kaypakkaya geleneğinin savunucusu olduğunu her zaman ilan etti/etmeye de devam edecektir.

2) Sitemiz tüm anti-faşist ve anti-emperyalist, ilerici, devrimci ve yurtseverlere açık bir sitedir. Sitemiz, Kaypakkaya geleneğine olan yakınlığından dolayı bu geleneğin açıklama, makale ve yazılarına daha fazla yer vermesinin de anlaşır bir nedeni vardır. Nitekim, teşhir edilmemize vesile olan arkadaşların ve daha fazlasının birçok makale ve yazısının sitemizde yayınlandığını her okuyucu, sitemizin arşivlerine baktığında rahatlıkla görebilir.

3) Son iki yıldır geleneğimiz içinde yaşanan tartışmaları birçok çevre gibi sitemizde yakından takip etmektedir. Bu gelişme herkes gibi bizleri de üzmüştür. Yakın zamana kadar, hiçbir ayrım yapmadan geleneğin en yetkili organlarının ve ona bağlı tüm birleşenlerinin yazı ve açıklamalarına yer verdiğimizde bilinmektedir. Sitemiz, yakından takip ettiği bu gelişmelere bağlı olarak, devrimciler arası şiddeti savunmadığı ve yanlış gördüğü için, 26 Şubat 2016 tarihinden bu yana gazete bürolarının işgal edilmesiyle başlayan sürece bir tepki olarak, şiddet uygulayan kesime karşı mesafeli durduğu bir sır değildir.

4) ''MLM Yolunda Partizan''da çıkan açıklamayla adı geçen yazıların yayınlanmasından hareketle sitemizi 'karşı devrimci, yeni Perinçekçiler' vb vb suçlamalarla itham edenlerin bu asılsız ve çirkin suçlamalarını kendilerine iade ediyoruz. Biz, bu siteyi oluşturanlar geçmişimizle ve yaptıklarımızla ortadayız. Bize suçlama getirenler, sağa sola ders verenler, söz konusu yazı ve açıklamalara vesile olanların yazdıklarına acaba ne diyorlar? ''MLM Yolunda Partizan''nın sitemiz de yayınlanan bazı yazılarda, şahısların isimleriyle eleştirilmesini ''ihbarcılık'' olarak değerlendirmesi ve sitemizi teşhir etmesi tam bir demagojidir. Sitemiz, yapı içindeki sorunların yaşandığı günden bu yana hiçbir isim deşifre etmemiştir. ''MLM Yolunda Partizan'' da dahil hiç kimse bunu ispatlayamaz. Adları deşifre edildi denilenler, kendi isimleriyle makale yazmakta, kendi isimleriyle Fecebook'lar açan şahıslardır. İsteyen herkes bu arkadaşların isimlerini yazarak gerçek isimleriyle yazdıkları makaleleri ve sosyal medya hesaplarını görebilir. Sitemiz, sorunu ideolojik ve politik zeminden kaydıran, meseleyi kişiler üzerinden polemiklerle yürütülmesine karşıdır. Adı geçen arkadaşların eleştirildiği yazılar bir nevi cevap niteliğinde olup, kişilerin kendi isimleriyle yayınlanmıştır. Bu yazılar, hiçbir kurum ve çevreyi bağlamamaktadır. Bizi eleştiren ''MLM Yolunda Partizan'' bizi eleştirdiği yerde, söz konusu arkadaşların da kendi sosyal medya hesaplarında, birinin bunlar '' .... tek merkezden idare edildiği çok açık olan'' (yani bunları polis yönetiyor demeye getirdiği bn) ve aynı şahsın, '' Kaostan var olan, nemalanan, ....'' gibi ifadeler kullanmasını, yine bir başkasının kendi sosyal medya hesabından ''hizip başlarından biri Köln'de biri Duisburg'ta kalıyor'', bir başka hesapta ''Köpekler, alçaklar, tek kurşunluk canları var,'' diğer bir sosyal medya hesabında ''yeni Perinçekçiler, sonunuz bunlar gibi olacak, onlara yapılan size de uygulanacak'' yine bir başkasının ''Ermeni hizbi, Ermeni lobisi'' keza daha da vahimi açıktan ''AF'' rumuzu kullanılarak isim deşifrasyonu yapan, komiteleri tek tek sayarak bu komitelerde kaç kişinin yer aldığı, kimin ne olduğu vb vb söylem, ifade ve suçlamaları yazan bu kişileri de; ''MLM Yolunda Partizan'', yazısının bir paragrafında 'bu arkadaşları da kınıyoruz, uyarıyoruz, bunlar da doğru söylemler değildir' tavrını ortaya koysaydı, dürüst ve örnek bir tavır sergilemiş olurdu. Bunu görmezden gelen, bunca hakaret ve deşifrasyona sesiz kalıp, yazılanları onaylayarak tek yanlı hareket edenlerin girdikleri yol çıkmaz bir yoldur. Sitemiz, hiç bir zaman isimsiz yayınlanan yazı ve makaleleri; bu yazı X kişisine aittir, deşifrasyonu yapmış değildir. Sitemizi teşhir için kullanılan mml-yolunda-partizanin-yalanlari-ve-gercekler yazısı yayınlandığında yazının altında imza olarak ''Bir Partizan Okuru'' imzası kullanılmış. Bu yazının eleştirildiği makalede, bu yazıyı yazan şu (X) kişisidir diye yazdığımıza bir isim örneği verebilir misiniz? Yok böyle bir örnek ve olmaz da. Olmayan şeyler üzerinden sitemizin hedef gösterilmesi ve teşhir edilmesi devrimci bir yöntem değildir. Bunları görmeden, eleştirmeden nalıncı keseri gibi kendini yontan, tehdit ve suçlamalarla bir yere varılmayacağı açıktır.

Kamuoyuna duyurulur.

22 Ağustos 2017

Kaypakkayahaber.com 

48324

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Geri dönüp baktığımda

Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa  “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor. 

Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.

Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.

 

AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları

Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise,  “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı. 

 

Kürt krallığı için mi Halepçelerde öldüler ?

 

            Gazeteler geçenlerde Mesut Barzani ile Celal Talabani'nin İstanbul'daki mülklerini sıralayınca, Halepçe'de soykırıma uğratılan Kürtler geldi gözümün önüne.

Devrim Bir Maceradır

Devrim bir maceradır. Kayıtsız kuyutsuz, şartsız koşulsuz, sorgusuz sualsiz devrim denen bir deryanın içine atmaktır kendini devrimcilik. Geriye bakmadan, arkada kalanları kara kara düşünmeden, hep ileriye yönelmektir devrimcilik.

Geceyi gündüze, yeri geldiğinde gündüzü geceye çevirmektir, yarınların getireceği yakıcılığı düşünerek, devrim denen maceranın içine hesapsızca atılmaktır devrimcilik.

Kürt siyasetinin kurtlarla bitmeyen dansi

Bir halk için tarih tekerrür ediyorsa, bu o halkın tarihten ders çıkarmadığını gösterir ki, vay o halkın haline. Burada kastedilen elbette halkın kendisi değil önderleridir. Kürtler de, önderleri tarihten pek ders çıkarmayan talihsiz bir halktır. Kürt önderleri yüz yıldan beri Türk devlet yöneticileriyle diyalog kurmaya çalışmış ama hep hüsrana uğramışlardır. Hatırlanacağı gibi daha birkaç ay önce devletle müzakere havası esiyordu Newroz' un barış güvercinleri uçurulan Kürt semalarında. Şimdi ise bir ümitsizlik rüzgârı esmekte halaylar çekilen o meydanlarda.

On’ların Öğrettiği

birer birer, biner biner ölürüz

yana yana, döne döne geliriz

biz dostu da düşmanı da biliriz

vurulup düşenler darda kalmasın…//

çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı

çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum…

sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata…”[1

 

Yukarıdaki dizeler Orhan Kotan’ın, Diyarbakır Zindanı’nda kaleme aldığı “Gururla Bakıyorum Dünyaya”sındandır; yazmaya gayret edeceklerimin özetidir sanki…

Aysel Tuğluk ve ekrad-i bi idrak

Fazla söze gerek yok.2007’de Kemalist bürokrasinin yaklaşan tasfiyesini öngöremeyip “Kurtarıcı motif, tarihsel imge Mustafa Kemal ve onun tarihsel eylemselliğinin büyüklüğü kendisini gösterdi ve gösterecek. O bir mucizedir, ölümsüzdür. Uluslaşmada temel direktir.

BAŞKALDIRININ -ÖN- DEĞERLENDİRİLMESİ[*]

“Ve bizim bir haziranımız

Bir yıl kadar yetecektir dünyaya

Çünkü yoğun ve ateşle yaşanmış

Çünkü ellerimiz, başımız ve kanımız

Hayasız pençelerini kokuyla gizleyen

Bir olgu olmayacaktır sana

Ölülerimiz toplanacaktır

Doldurulan bir kıyı gibi.”[1]

 

Erdem Aksakal’ın, “2011 yapımı ‘Ya Sonra’ filmine, Özcan Deniz aşkını şu sözlerle anlatarak başlar. ‘Masallar neden en güzel yerinde biterler? Sonra ne olur bilinmez. Biz de masallara göre sona geldik. Peki ya sonra?’

KENTİ (YOKSULLARINDAN) “TEMİZLEMEK”…[1]

“Ahlâk ve para aynı çuvala girmez.”[2]

Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım, bugün İstanbul’un en “in” mekânlarından sayılan Erenköy-Göztepe arasında geçti. O yıllarda İstanbul’un tartışmasız bir numarası Teşvikiye- Nişantaşı-Osmanbey karşısında biraz “ikinci sınıf” sayılan, ancak “sayfiye” olarak muteber, bizim gibi yaz-kış kalanların hafiften “taşralı” muamelesi gördüğü, ama geceleri Bağdat caddesinde “anahtar teslim”ine yarıştırılan lüks, spor arabalara bakıldığında, geleceğinin “parlak” olduğunu sezdiren, üç katlı apartmanlar diyarı…

Sayfalar